Doğanın ve Kadınların İsyanı

Polonyalı yönetmen Agniezska Holland’ın geçtiğimiz Berlin Film Festivali’nden Gümüş Ayı ile dönen son çalışması ‘İz / Pokot’un bizdeki gösterimi sürüyor. Deneyimli kadın sinemacının Amerikan televizyon dizileriyle stil denemeleri yaptığı altı yılın ardından beyazperdeye dönüş yaptığı ve kimi yabancı yazarlar tarafından Avrupa usulü ‘Fargo’ olarak tanımlanan son filmi, Polonya ile Çek Cumhuriyeti sınırında küçük bir dağ köyünde geçiyor. Filmin baş karakteri, emeklilik çağında yerel okulda İngilizce öğretmenliği yapan, astroloji meraklısı, hayvan hakları savunucusu şirin bir kadın. İkinci adıyla çağrılmayı isteyen yaşlı Duszejko, bölgedeki hayvan katliamına ve kaçak avcılara karşı sessizliğin sesi olurken, bir sabah ‘kızlarım’ diye bağrına bastığı iki köpeğinin ortadan kaybolmasıyla çılgına dönüyor ve bunun sorumlularını bulmak üzere çevresindekileri seferber ediyor. Bu arada çoğu kaçak avcılık yapan yöre sakini adamlar art arda korkunç cinayetlere kurban gitmeye başlıyor. Cesetlerin yakınlarında hayvan izlerine rastlanması olup bitenlere ayrı bir gizem katacaktır.

Polonyalı tanınmış kadın yazar Olga Tokarczuk’un ‘Sabanınızı Ölülerin Kemikleri Üzerinden Sürün’ adlı romanından uyarlanan filmin senaryosunu yazarla ortaklaşa kaleme alan 68 yaşındaki usta sinemacı, bu son çalışmasını ‘anarşist, feminist, ekolojik bir polisiye’ olarak tanımlıyor. Baş karakteri gibi ‘insanların dünyayı değiştirmek için mücadele verdikleri bir devirde büyümüş’ olan Holland, politik bir film yapmak için yola çıkmadığını belirtiyor ancak hikâye ülkesindeki egemen eril otoriteye bir isyan çığlığı niteliğinde.

Coen biraderlerin Oscar’lı ünlü filmlerinden esinle ‘bu ülkede yaşlı kadınlara yer yok’ demekten kendini alamıyor sinemacı. Ülkesinde hüküm süren anti demokratik kültürel iklimi, mevcut hükümetin anti ekolojik kararlarını, kürtaj yasağını şiddetle eleştiriyor. Benzer bir kültürel karşı devrimin ve ayrımcılığın başta ABD, Rusya ve Doğu Avrupa ülkelerinden başlayarak tüm dünyaya yayılması konusunda endişeli. Brexit sonrası Polonyalıların İngiltere’de dışlanması konusunda hayli öfkeli.

Kurt sinemacı tüm bu kaygıların ışığı altında, umutsuzluğa kapılmış olan kendi kuşağına umut aşılamaya çalışıyor. Polonyanın deneyimli oyuncularından adaşı Agnieszka Mandat-Grabka’nın tüm şirinliğiyle yorumladığı Duszejko karakteri, avlanmak, doğayı ve hayvanları katletmekten geri durmayan erkekler dünyasına savaş açıyor. Öğrencileriyle birlikte kaybolan hayvanların ormanda izini sürüyor. ‘Hayvanların ruhu yok, onları öldürmek caizdir’ diyen kasaba papazına şiddetle karşı çıkıyor. Doldurulmuş hayvan kafalarıyla süslü evlerinde sefa süren bürokratları karşısına alıyor. Çağdaş bir Miss Marple edasıyla gizemli cinayetlerin peşine düşüyor. Türler arası bir gerilim ve kara komedi öğeleri taşıyan bu güzel film, Duszejko’nun ikinci baharında aşık olduğu adamla kurduğu özlenen bir dünyanın betimlemesine kadar uzanıyor. 68 kuşağının özgün temsilcisinin bu kışkırtıcı, umut dolu filmini kaçırmamanızı tavsiye ederim.

(24 Eylül 2017)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com