Gösterimdeki filmlerin 01 – 07 Eylül 2017 seansları için tıklayınız: 1 / 2 (Eksiksiz liste değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listeden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Günlük arşivler: 31 Ağustos 2017
Tutku Oyunu
François Ozon’un yönettiği ve Marine Vacth, Jeremie Renier, Jacqueline Bisset ile Myriam Boyer’in oynadığı Tutku Oyunu (L’Amant Double – The Double Lover), 08 Eylül 2017’de Başka Sinema dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Kırılgan bir genç kadın olan Chloé uzun süredir depresyondadır. Sorunlarının üstesinden gelmek için gittiği psikyatristi Paul’a kısa süre içinde aşık olur. Aylar sonra birlikte yaşamaya başlayan ikilinin oldukça sağlıklı görünen ilişkileri, Chloe’nin, sevgilisinin gerçek kimliğine dair ondan bir şeyler sakladığını keşfetmesiyle gerilimli ve tedirgin bir hal alır ve çift arasında bir köşe kapmaca başlar.
Barry Seal: Kaçakçı -American Made-
“Devlet için kurşun atan da, kurşun yiyen de şereflidir” demişti, zamanın Başbakanı. Gündem yaratan bu cümle, sadece bizim ülkemiz için değil, tüm dünya devletlerinde geçerliymiş meğer. Sonrasında yok edilmelerine ve katil olmalarına karşın, hâlâ övgüyle anılmalarını göz ardı etmemeliyiz.
Gizli görevdekiler…
Tom Cruise’un canlandırdığı Barry Seal, muhtemelen 1980’ler Amerika’sının en zenginlerinden biri: Kaçakçı ve muhbir, vatansever de aynı zamanda. Bir anlamda nevi şahsına münhasır bir pilot. 1975’te, uçtuğu ülkelerden getirebildiği ufak tefek kaçak mallar nedeniyle CIA’nın çengel attığı, iyi bir aile babası. CIA aynı zamanda, “yürü ya kulum” fırsatını da veriyor bu pilota. Herkesi, buna eşi de dahil, parmağında oynatıyor, deyim yerindeyse.
CIA için bilgi toplayıp fotoğraf çekerken, boş gidip gelmektense uyuşturucu ve alkol taşımaya da başlıyor… Giderek silah kaçakçısı oluyor.
İyi bir aile babası demiştik ya, eşiyle çocuklarına karşı müşfik ve duyarlı. Ama o kadar. Aklına eseni aklına estiği gibi yaparken hem kanun hem kaçakçılar hem de devlet görevlileri tarafından korunuyor. Barry Seal’ı sevmeyen yok yani…
Başarı hikâyesi…
İzlerken bile insanı tedirgin edecek kadar karanlık adamlarla o kadar rahat konuşabilen gözü pek biri Seal. Basit bir fırsatçının, sıradan bir kaçakçının, sokaktaki uyuşturucu hatta silah satıcısının aklından bile geçirmekten ürkeceği her şeyi yapıyor. Bazen şansı yaver gidiyor, bazen de ‘dostlar’ı kurtarıyor. Devlet, tabii ki, işi bittikten sonra tanımıyor, kural olarak.
Hemen her ülkede yaşanmış, benzer olaylar vardır muhakkak, çünkü devletler kendi çıkarlarının peşinde insanların canını hiçe sayar. Bizim ülkemizde de benzer çok olay yaşandı, basına yansıyan. Birçoğu gözlerden saklansa da ortaya çıkanlar yeterli her şeyi anlamaya… Girişte Tansu Çiller’in, belleklerde yer eden sözü tek örnek değil.
Film olarak…
Barry Seal, dönemini iyi yansıtan mekânları, kostümleri ve televizyon görüntüleriyle hareketli, izlenmesi rahat, bir o kadar da karşılaştırma olanağı (Taliban, Usame Bin Ladin, IŞİD vb.) vermesiyle başarılı bir film. Sadece devlet kurumlarının uyuşturucu kaçakçılarıyla iç içe olması, birbirlerini kayırmaları bile yeterli bir mesaj bana sorarsanız. Hayatın her anında, her alanında abluka altındayız aslında. Çok dikkatli olmalıyız. Her kanun dışına çıkan görevli, Seal gibi har vurup harman savurmayabilir. Komplo teorisi olarak almayın ama mahalle kavgaları bile bağlantılı bunlarla bir şekilde…
Barry Seal: Kaçakçı –American Made- Yönetmen Doug Liman, oyuncular Tom Cruise, Domhnall Gleeson, Sarah Wright, E. Roger Mitchell… 8 Eylül’den itibaren gösterimde…
(07 Eylül 2017)
Korkut Akın
Adana Film Festivali’nde Bir Venedik Festivali Filmi Türkiye Prömiyeri
Arjantin sinemasının değerli yönetmeni Lucrecia Martel’in son filmi olan Zama’nın Türkiye prömiyeri, 2017 Venedik Film Festivali’nde 31 Ağustos 2017 tarihinde yapılan dünya prömiyerinden 1 ay sonra Adana Film Festivali’nde yapılacak. Antonio di Benedetto’nun ünlü romanından uyarlanan film, Güney Amerika’da yaşayan bir İspanyol subayın haydutların arasında düşmesinin gizemli öyküsünü beyazperdeye getiriyor.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Adana Film Festivali’nde Bir Venedik Festivali Filmi Türkiye Prömiyeri yazısına devam et
Joaquin Phoenix’in Başrolünü Oynadığı You Were Never Really Here’ın Türkiye Prömiyeri Adana Film Festivali’nde Yapılacak
2017 Cannes Film Festivali’nden En İyi Senaryo ve Erkek Oyuncu ödülleriyle dönen Lynne Ramsay ile Joaquin Phoenix’i bir araya getiren You Were Never Really Here’in Türkiye prömiyeri 24. Uluslararası Adana Film Festivali’nde gerçekleşecek. İngiliz sinemasının son 20 yılına damgasını vuran yönetmen Lynne Ramsay’nin 4. filmi You Were Never Really Here bir tetikçinin psikolojik dünyasını, yüksek gerilim dozuyla sersemletici bir şekilde beyazperdeye yansıtıyor.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Yaşar Kemal Efsanesi, Adana Film Festivali’nde Dünya Prömiyerini Yapıyor
Yaşar Kemal hakkında ilk uzun metraj biyografik film, Yaşar Kemal Efsanesi, 24. Adana Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapıyor. Yaşar Kemal’le dostluğu uzun yıllara dayanan oyuncu ve yönetmen Aydın Orak’ın çektiği filmde büyük yazar Yaşar Kemal’in doğumundan ölümüne tüm hayatı, kendi ağzından ve dostlarının anlatımlarıyla aktarılıyor. Yaşar Kemal’in daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış arşiv görüntülerinden, ses kayıtlarından ve binlerce sayfalık dokümandan yararlanıldı. Ara Güler, Arif Keskiner, Zülfü Livaneli, Orhan Pamuk, Aziz Nesin, Türkan Şoray ve Atıf Yılmaz gibi yazarın yakın dostları filmde anlatımlarıyla yer alıyor.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Ejderin Doğuşu
George Nolfi’nin yönettiği ve Philip Ng, Billy Magnussen, Yu Xia ile Hai Yu’nun oynadığı Ejderin Doğuşu (Birth of the Dragon), 08 Eylül 2017’de Bir Film dağıtımıyla Fabula Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Efsaneye dönüşen bir dövüş, Bruce Lee’ye dönüşen bir efsane. 1964’te San Francisco’da Bruce Lee ile Kung Fu ustası Wong Jack Man arasında tarihin en büyük meydan okuması olarak nitelenen bir mücadele gerçekleşti. Sadece bir düzine insanın tanıklık etme şansı yakaladığı, hakemsiz ve kuralsız bu karşılaşmada kazananın kim olduğu hâlâ tartışılıyor. Film, Bruce Lee’nin kariyerini değiştiren bu sürecin perde arkasını anlatıyor.