Çocukların Türk Sineması – 100. Yıl Özel Eğitim Atölyesi

Ziyaretçilerini beyazperdenin büyülü dünyasında ağırlayan TÜRVAK Müzesi ve Bemaddy işbirliğindeki Çocukların Türk Sineması – 100. Yıl Özel Eğitim Atölyesi’nde çocuklar, müze koleksiyonuyla birlikte sinemamızın kilometre taşlarını ve teknolojik gelişimini eğlenerek öğrenecekler. Çocukların çekimleri ve anlatımlarından oluşacak Çocukların Türk Sineması videosu Kasım ayında, TÜRVAK ve Bemaddy’nin tüm sosyal medya sayfalarından paylaşılacak.

677 Film 60 Yıl: Bir Set Amirinin Gözünden Türk Sineması Sergisi, Studios Çukurcuma’da Açıldı

Türk Sinemasının bugüne kadar hiç görülmeyen karelerinin ve birçok önemli eserinin sergilendiği 677 Film 60 Yıl: Bir Set Amirinin Gözünden Türk Sineması adlı sergi Studios Çukurcuma’da açıldı. Godzilla lakaplı Selahattin Geçgel’in 60 yıl boyunca biriktirdiği tüm anılarını sunduğu sergi 29 Eylül 2014 Pazartesi günü kapılarını açtı. Sergiye Bedri Baykam, Oktay Kaynarca, Mustafa Uzunyılmaz ve daha bir çok isim katıldı.

677 Film 60 Yıl: Bir Set Amirinin Gözünden Türk Sineması Sergisi, Studios Çukurcuma’da Açıldı yazısına devam et

Bir Savaş Sanatı Olarak Evlilik

Gillian Flynn’in çok satan gerilim romanından sinemaya aktarılan ‘Kayıp Kız / Gone Girl’ aynen kitapta olduğu gibi başlıyor. Karısının güzel başını, parlak renkli saçlarını okşamakta olan Nick bazen bir çocuğun hayal gücüyle Amy’nin kafatasını açtığını, beynini dışarı çıkardığını ve güzel kadının düşüncelerini yakalamaya çalıştığını gözünde canlandırdığını ifade eder kitabın ilk satırlarında. Kimdir Amy? Neler hissetmektedir? Bize ne oldu? Şimdi ne yapacağız? benzeri sorular kara bulut misali evliliklerinin tepesinde dolaşmaktadır.

Oysa her şey ne kadar farklı başlamıştır. Hudson’dan ötesi beni bağlamaz havasında kibirli Manhattanlı kız ile Orta Batı taşrasından Missouri’li yakışıklı adamı zıt karakterleri çekmiştir birbirlerine. Evlilik bu, önce aşık olmuşlar, daha sonra karşılıklı olarak biri diğerini değiştirmeye çalışmış, nihayetinde nefret yüklü suç ortaklarına dönüşmüşler. Bu hafta dünya sinemalarıyla birlikte bizde de gösterime giren ‘Kayıp Kız’ işte böylesine çetin bir karı koca çarpışması üzerine. 600 sayfa olmasına rağmen merakla kısa sürede okunan bir evlilik geriliminden yola çıkan filmin yine Flynn imzalı senaryosu, romanın sinematik yapısının izinde geri dönüşlerle yol alıyor ve yazarın kimin kurban kimin cellat olduğu an be an değişen, sürprizlerle dolu hikâyesinin temposu hiç düşmüyor. Evli bir kadının esrarengiz bir biçimde yok oluşu ve bunu takibeden polis soruşturmasının medyanın huzurunda bir reality show’a dönüşmesinin dayanılmaz komik hikâyesi de ‘Kayıp Kız’. Bir reklâm filmi yapaylığında başlayan aşk hikâyesi, Yukarı Manhattan’ın Woody Allen filmlerine özgü sahte ilişkilerinden manzaralar, ‘İnanılmaz Amy’ çocuk kitabı serisinin yazarları anne babanın kendi kızlarının abartılı başarı hikâyelerini pazarlayıp satmaları ve nihayetinde Amy’nin kayboluşu ve Nick’in cinayetle suçlanmasının sosyal medyada, televizyon kanallarında kamuoyuna servis edilmesi filmde romandan daha güçlü bir biçimde verilmiş. Seyir keyfini bozmamak için burada açıklayamadığımız, romanın bitimine eklenmiş final sahnesinde bu traji komik medya eleştirisi doruğa çıkıyor.

Çok okunmuş sürprizlerle dolu bu karanlık hikâyenin yönetmen David Fincher’in ellerine teslim edilmesi yerinde olmuş. ‘Se7en’ın plânlı programlı seri katili ya da ‘Zodiac’ın uzun yıllar soruşturmanın peşini bırakmayan dedektifi benzeri disiplinli tutkulu karakterlerle dolu Fincher filmografisinde bir yeni halka Amy karakteri. Romana harfiyen sadık kalmış becerikli bir senaryoyla rahatça yol alıyor ve iki buçuk saat uzunluktaki filmini merakla izlettiriyor deneyimli sinemacı. Son üç filminde birlikte çalıştığı Trent Reznor ve Atticus Ross’un oyunculardan rol çalan etkileyici elektronik soundtrack’i ve uzun yıllar birlikte çalıştığı Jeff Cronenwerth’in görüntü çalışması filmin önemli artılarından.

Oyunculara gelince. Yönetmenliğini yaptığı ‘Argo’ ile iki yıl önce büyük başarı elde eden Ben Affleck, romandaki karakterle karşılaştırıldığında biraz daha yaşlı ve ‘Batman’e hazırlandığı için fazla irileşmiş olmasına rağmen çocuksu bakışları ve gülüşüyle tatmin edici bir Nick Dunne olabilmiş. Hatta filmin ‘kadınlar tarafından çekiştirilmekten bıktım usandım’ diye yakınan erkek karaktere iltimas geçtiği söylenebilir. ‘Kayıp Kız’ bu açıdan feministleri kızdıracak belki ama Rosamund Pike için ne gam. Genç oyuncu Hollywood’da yakaladığı bu ilk büyük rolünde müthiş formunda. Yaklaşan ödül mevsiminde Pike’ın adını bol bol duyarız gibi geliyor.

(10 Ekim 2014)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Pera Film’de Ekim Programı: Sinematik Mektuplar

Pera Film’in 17 – 31 Ekim 2014 tarihleri arasında düzenlediği Sinematik Mektuplar: Bir Yönetmenden Diğerine programı 2005 ile 2011 yılları arasında 10 yönetmenin birbirleriyle yaptığı mektuplaşmaları konu alıyor. Mektuplar, Hispanik bir yönetmen ile çok uzak bir coğrafyada yaşayan meslektaşı arasında gerçekleşiyor. Program, günümüz sinemasındaki farklı imzaları biraraya getiren bir seri deneme filmden oluşuyor.

Pera Film’de Ekim Programı: Sinematik Mektuplar yazısına devam et

Sony Xperia ile Kısa Kes Dijital Film Yarışması

Sony Xperia ile Kısa Kes Dijital Film Yarışması, genç yönetmen adaylarına sinemamızın ünlü yönetmenlerinden Mustafa Altıoklar ile kısa film çekme şansı vererek, dijital dünyanın yeni yıldız yönetmeni olma imkanı sağlıyor. Yarışmaya, 26 Ekim’e kadar kendi hayatınızın anlarından oluşan kısa filminizi çekerek KisaKes.org adresi üzerinden başvurabilirsiniz. Üstün kamera özellikleri ve akıllı sosyal kamera uygulamalarıyla kullanıcılarını birer yönetmen haline dönüştüren Sony Xperia, gençler arasında bir marka haline gelen Kısa Kes ile işbirligi yaparak “hayatımızın film tadındaki bölümlerini” geniş kitlelere duyuracak bir projeyi hayata geçiriyor.

Sony Xperia ile Kısa Kes Dijital Film Yarışması yazısına devam et

Çakallar’ın Karakter Afişleri Hazır

Yapımcılığını Sugarworkz & TAFF Pictures’ın yaptığı, Yönetmenliğini Murat Şeker’in üstlendiği Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı filmi için hazırlıklar devam ediyor. Sex and the City, King Kong, Shrek, Ocean’s Thirteen gibi filmlerin tanıtım çalışmalarında yer alan Ali Doğramacı’nın hazırladığı 7 karakter afişi çok yakında sinema salonlarını süsleyecek. Çakallarla Dans’ın fenomen haline gelen ana karakterlerini canlandıran Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar, Murat Akkoyunlu ve Didem Balçın’ın yanı sıra Derya Baykal ve kendisi gibi oyuncu olan kızı Derya Şensoy’un da kadroya katılmasıyla Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı, 05 Aralık’ta seyircisiyle buluşuyor.

Çakallar’ın Karakter Afişleri Hazır yazısına devam et

Guruldayan Kalpler

Ömer Uğur’un yönettiği ve Necip Memili, Algı Eke, Devin Özgür Çınar, Tanju Tuncel, Fırat Tanış ile Uygar Özçelik’in oynadığı Guruldayan Kalpler, 18 Eylül 2015′de Chantier Films dağıtımıyla Barakuda Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Hayatı boyunca varoşta yaşamış Yaşar, arkadaşları tarafından kandırılıp hırsızlık yapmak için girdiği atölyede yakalanır ama hırsızlık yapmaya gittiği yerin sahibi tarafından işe alınır. Çalışmaya başladığı yer, modern sanat heykellerinin yapıldığı bir atölyedir. Sanattan hiç anlamayan Yaşar, Hülya’nın yanında modern sanat heykellerinin yapılışına yardımcı olurken birbirinden komik ve neşeli olaylar gelişir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Guruldayan Kalpler yazısına devam et

Seçilmiş, Meryl Streep ve Jeff Bridges ile 10 Ekim’de Sinemalarda

Satış rakamları dünya çapında 10 milyona ulaşan Lois Lowry’nin bilim kurgu romanından esinlenerek beyazperdeye aktarılan Seçilmiş (The Giver), 10 yıldan fazla süren bir emeğin ardından sinema filmine dönüştü. Mars Dağıtım’ın, dağıtımcılığını üstlendiği ilk film olan Seçilmiş (The Giver) filminde, Meryl Streep ve Jeff Bridges’in yanı sıra, Brenton Thwaites, Alexander Skarsgård, Katie Holmes, Taylor Swift gibi isimler de performanslarıyla göz dolduruyor.

SİYAD – Sinema Yazarları Derneği Üyesi Bir Grup Sinema Yazarı Sansürü Kınama Duyurusu Yayınladı

Sinema Yazarları Derneği – SİYAD üyesi bir grup sinema yazarı kamuoyuna hitaben, sansürü kınayan bir duyuru yayınladı. Duyuru şöyle: “Aşağıda imzası bulunan Sinema Yazarları Derneği – SİYAD üyeleri olarak, sinemamızın 100 yaşına bastığı, en köklü film festivalimiz Altın Portakal’ın 51 yılı geride bıraktığı koşullarda, sansür denilen çağ dışı uygulamayı protesto ettiğimizi kamuoyuna duyuruyoruz. Reyan Tuvi’nin ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ adını taşıyan, Altın Portakal Film Festivali’nin üç kişilik ön …”

  • Duyuruya ulaşmak için tıklayınız: 1 / 2

Altın Boynuz Türk Film Festivali

Bu yıl ilk kez 23 – 28 Ekim 2014 tarihleri arasında düzenlenen Altın Boynuz Türk Film Festivali’nde 28 Ekim’e kadar 10 uzun metrajlı film Kanadalı seyircilerle buluşacak. Altın Boynuz Türk Film Festivali, Türk sinemasının 100. yılı nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün sponsorluğunda düzenlenecek. Montreal şehir merkezindeki 101 yıllık tarihi Imperial Cinema Salonları’nda gerçekleştirilecek festival, Cansel Elçin’in yönettiği Kampüste Çıplak Ayaklar filmi ile perdelerini açacak. Festival, son gün olan 28 Ekim 2014 Salı akşamı Onur Ünlü’nün İtirazım Var: Bayılırım Belaya filmi ile perdelerini kapatacak.

Altın Boynuz Türk Film Festivali yazısına devam et

Turgut Yasalar’ın Yeni Film Projesi: Bir Tuhaf İntikam

Turgut Yasalar uzun bir aradan sonra yine bir politik polisiye için çalışmaya başladı. Uğur Erkman’ın aynı adlı romanından uyarladığı senaryoda 12 Eylül’ün karanlık günlerinde gözaltına alınan ve ardından felç olan, sonrasında intihar eden kardeşinin intikamını almaya ant içmiş bir adamın hikâyesi anlatılıyor. Bir Tuhaf İntikam yakın tarihimizi, adalet ve vicdan yoksunu bir toplumun yarattığı acıları, bunların bireysel hayatlarda bıraktığı izleri gözler önüne seren ve geçmişle yüzleştiren bir film projesi. Yönetmen ve senarist Turgut Yasalar, daha önce Leoparın Kuyruğu ile Sis ve Gece gibi iz bırakan politik filmlere imza atmıştı.

Turgut Yasalar’ın Yeni Film Projesi: Bir Tuhaf İntikam yazısına devam et

Bir Erden Kıral Filmi, Gece’nin İlk Tanıtım Videosunu İzleyin

Çarpıcı sahneleriyle yılın en çok konuşulan Türk filmleri arasına girecek olan Gece filminin ilk tanıtım videosu yayına verildi. Nurgül Yeşilcay, Mert Fırat, Vildan Atasever, İlyas Salman, Ayça Damgacı, Nur Sürer, Hakan Karahan ve Hakan Yufkacıgıl’in başrollerinde yer aldığı Gece paramparça olmuş bir ailenin çarpıcı hikâyesini anlatıyor. Çevresindeki her erkeği etkileyecek bir güzelliğe sahip Süsen’in, kocası Yusuf ile çıkmaza girmiş bir evliliği vardır. Evlenip kendi yuvasını kurmak için ailesine karşı çıkmayı göze alır ama istediği hayatı kurmak hiçte kolay değildir. Çünkü bazen hayat bazılarına hep ters gider. Gece, 14 Kasım’da gösterime giriyor.

  • Basın Bülteni
  • İlk tanıtım videosunu izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Akif Beki’nin Sinema Hakkında Bildikleri Üzerine

Hürriyet Gazetesi’nin dünkü sayısında Akif, Altın Portakal Film Festivali’nde yaşanan krizi “çok otoriter bir yöntem”le çözmüş. Ben yazısını okurken, bir filmde postallarıyla kümesteki yumurtaları çiğneyen cahil ve acemi çiftçi yamağını hatırladım.

Festival komitesinin ve sektörün sorumlu insanlarının ve hatta Sayın TÜREL’in günlerdir kılı kırk yaran bir titizlikle çözmeye çalıştıkları ve olumlu bir noktaya getirdikleri krize Akif, ayağındaki postal ve elindeki balyozla saldırıyor. İncelikten ve zerafetten yoksun bu görüşler umarım yeni bir krize yol açmaz.

Akif, “ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ”nin öz ve temel kimliğinin “ulusal yarışma” olduğunun farkında değil. Bu nedenle “ulusal yarışma”yı kaldırın diye buyuruyor. Bu ultra cehaletini kanıtlamak için CANNES’in uluslararası olduğunu ileri sürüyor. Yani CANNES hakkında da hiçbir şey bilmediği anlaşılıyor.

CANNES yeryüzü sinemasının bir yıl içinde yapılmış on binlerce filminin yarışmak için başvurduğu en büyük ve ünik bir organizasyondur. Dünya sinemasının kalbidir. Her yıl beş bin gazetecinin ve yirmi bin sinema adamının film alıp sattığı dünyanın en büyük sinema arenasıdır.

OSCAR ise esas itibari ile “ulusal” bir yarışmadır. Sadece Amerikan Sineması’nın ürünleri yarışır. İngilizce olarak çekilmemiş “yabancı film” dalı OSCAR için önemsiz bir yan bölümdür.

Akif, jüri’ler hakkında da yanlış bilgilere sahip. Jüriler tavsiye niteliğinde karar almazlar. Altına imza attıkları jüri kararları hiçbir merci tarafından değişikliğe uğratılamazlar. Bu kararlar kamuoyuna açıklandıktan sonra herkes istediğini söylemekte ve yazmakta, beğenmekte veya yermekte özgürdür.

Bu yıl yaşanan “kriz”, bu temel kuralın “günümüzün yaşanan Türkiye Gerçeği”ne uydurulması gibi garabet bir çaba olarak ortaya çıkmıştır. Ancak; başta Festival Komitesi ile mesleğimizin sorumlu insanları ve Sayın TÜREL, yapılan kural yanlışını erkenden fark ederek “krizi” çözme yoluna gittiler. Kimse “baskıyı alttan almadı” Akif. Herkes “çözüm” için duyarlılık gösterdi. ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ meslektaşlarımızın emeği ve alın teri ile bu günlere kadar yaşatılmış ve yaşatılmaya devam edecek ilk ve en değerli bir organizasyondur. Mesleğimizin yüzüncü yılını kutladığımız bu yılda, çok olumsuz ve cehalet dolu yaklaşımlarla FESTİVALİMİZ’in hırpalanmasını kimse arzu etmiyor.

Jüri’leri “kapı dışarı” atmayı öneren Akif, elli yıl içinde yapılan festivalde “ALTIN PORTAKAL” kazanan yüzlerce filmimizi “boş teneke kutusu” olarak niteliyor. “Sanatı siyasallaştıran istismarcılara da kapıyı kapatılması”nı öneriyor. Hangi yanlışını düzeltelim? Hangi hakaretine cevap verelim? En masum filmin bile içinde “bir siyasi öge” bulunduğunu mu söyleyelim, yoksa Akif’in kulaklarının 50 yıldır teneke kutusu sesi ile beslendiğini mi? En iyisi bütün jürileri Akif belirlesin ve hatta bütün yarışma filmlerini O seçsin.

Türkiye Sineması’nı bu kadar küçümsemek hakkını sana kim verdi Akif kardeş. Sen merak etme biz sorunumuzu kendi aramızda çözeriz. Hiç kimse postal giyip eline balyoz almasın, Akif’de… (*)

*Akif BEKİ, bana “abi” dediği için ön adını kullandım.

(08 Ekim 2014)

Sabahattin Çetin
Yapımcı – Yazar