Esra Dermancıoğlu’nun Küçük Armutlu’daki Rock Barı

Sinemalarda gösterimi devam etmekte olan Kadın İşi: Banka Soygunu’nda izleyenlerden tam not alan Esra Dermancıoğlu, çılgın, sevgi dolu, çok hayalperest ve üstelik Küçük Armutlu’da rock bar sahibi bir işletmeci. Filmde, aşkta bir türlü yüzü gülmese de arkadaşlıkları sayesinde küçük dünyasında gayet mutlu Dürdane’yi canlandıran Dermancıoğlu; “Dürdane, denemekten korkmayan, bilmediği kapıları aralamayı seven, başarısız olsa da hayata küsmeyen ve yeniden aynı hevesle ayağa kalkabilen bir kadın. Bugüne kadar oynadığım roller içinde en yakın hissettiğim karakterdi. Gerçek hayatta karşıma çıksa çok sıkı dost olabilirdik” şeklinde konuşuyor.

  • Basın Bülteni
  • Esra Dermancıoğlu röportajı için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Kıvanç Tatlıtuğ’dan SİYAD – Sinema Yazarları Derneği’ne Teşekkür Mesajı

    46. SİYAD Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ve Yardımcı Kadın Oyuncu ödülleri kazanan Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah, Sinema Yazarları Derneği’ne mesaj gönderdi. TV dizisi çekimleri nedeniyle yurt dışında bulunduklarından dolayı törene gelemeyen sanatçılar video mesajı ile konuklar huzurunda SİYAD’a teşekkür etti. Popüler filmleri ödüllendirmediği şeklinde hakkında yanlış kanaat belirtilen SİYAD, 2006 yılında da Babam ve Oğlum adlı filmi 6 dalda ödüllendirmişti.

  • Farah Zeynep Abdullah Konuşması
  • Kıvanç Tatlıtuğ Konuşması
  • Disney’den Feminist Bir Bakış

    ‘Karlar Ülkesi / Frozen’, efsanevi kurucusunun adını taşıyan Walt Disney Pictures’ın sinemada öncüsü olduğu animasyon türündeki son çalışması. 30’lu yıllardan başlayarak türün unutulmaz başyapıtlarını üretmiş olan büyük Hollywood stüdyosunun çağımız koşullarına uygun bilgisayar teknolojisi destekli üç boyutlu bu yeni işi, 2010 yapımı ‘Karmakarışık / Tangled’ gibi müzikli bir masal uyarlaması. Grimm Kardeşlerin ‘Rapunzel’inin yerini 19. yüzyılda yaşamış Danimarkalı şair ve yazar Hans Christian Andersen ve ünlü masalı ‘Karlar Kraliçesi / The Snow Queen’ almış bu kez. Lâkin, aslına sadık bir uyarlama olmaktan ziyade, bir esinlenme söz konusu bu defa.

    Andersen’in taş kalpli buz perisinin kaçırdığı erkek arkadaşını kurtarmak için mücadele eden küçük Gerda’nın serüveni üzerine kurulmuş olan öyküsü, ilk kez Lev Atamanov imzalı 1957 yapımı bir Rus yapımı olarak gündeme gelmiş, orta metrajlı bu uyarlama ‘Çocuk Sineması’ adı altında programa alındığı ülkemizde uzun yıllar gösterilmiş ve çok sevilmiştir. Yaşı tutanların çocukluk anılarını süsleyen bu şirin uyarlamanın 60’lı yıllar popüler genç kız rollerinin gözde oyuncularından Sandra Dee’nin seslendirdiği İngilizce bir versiyonu da mevcuttur.

    Disney ekibinden Jennifer Lee’nin, kar ve buz dışında büyük ölçüde yeniden yazılmış güncel senaryosu, ‘Tangled’ ya da ‘Cesur / Brave’ gibi güçlü kadın karakterler üzerine kurulmuş. Arendelle krallığının varisleri Anna ile Elsa’nın nefes kesen maceraları anlatılan. Ebeveynlerini küçük yaşta kaybeden iki kız kardeşten Elsa’nın sihirli bir güce sahip olması birlikte büyümelerini engellemiştir. Dokunduğu her şeyi buza döndürme yetisine sahip büyük kardeş, kapalı kapılar ardında, insanlardan uzak bir nevi hapis hayatı sürer yıllar boyu. Taç giyme günü gelip çattığında ortaya çıkan Elsa, süper gücünü kontrol altında tutamaz ve cennet Arendelle sonsuz bir kışa gömülür. Bundan sonrası uzaklarda kendi buzdan şatosunu inşa eden ablasını bulup durumu düzeltmek için yollara düşen Anna’nın tehlikeli yolculuğu üzerinedir.

    Feminist yaklaşımıyla Disney’in öncül masal uyarlamalarından ayrı bir yerde duruyor ‘Karlar Ülkesi’. Gerek masalda gerekse daha önceki sinema ve televizyon versiyonlarında kötücül olarak çizilmiş ‘Kar Kraliçesi’ bu kez farklı yorumlanmış. Elsa sahip olduğu kontrolsüz gücü nedeniyle dışlanmış, ötekileştirilmiş bir karakter olarak çizilmiş. Saraydan uzaklarda kendi buz şatosunu inşa ettiğinde özgürlüğüne kavuşmanın sevinci içindedir genç kız. Başlangıçta ‘ilk görüşte aşk’ hayalleri kuran Anna ise içten pazarlıklı genç prensin tuzağına düşmekten son anda kurtulacaktır. İki kız kardeş, yakışıklı prensin öpücüğüyle değil, kendi iradeleri ve aralarındaki sevgi bağının sınanmasıyla çözeceklerdir sorunu.

    ‘Karlar Ülkesi’ filmi süsleyen şarkılardan gücünü alan bir yapım. Robert Lopez’in müziği ve Kristen Anderson-Lopez’in sözleriyle filmin en çarpıcı sekansına eşlik eden ve özgürlük coşkusunu dile getiren ‘Let It Be’, Oscar adayları arasına girdi bile. ‘Sefiller’ müzikalinin açılış şarkısını anımsatan koral ‘Frozen Heart’ ya da ‘Do You Want To Build A Snowman’ yine filmin çok renkli şarkıları arasında yer alan ikisi.

    Uzun metrajlı animasyon dalında Oscar’ın güçlü adayı olan ‘Karlar Ülkesi’ni, beyaz atlı yakışıklı prens masallarıyla büyütülen kız çocuklarınıza izletmeniz özellikle tavsiye olunur. Ancak, çocuklar kadar yetişkin sinemaseverleri de mutlu kılacak son dönemin en parlak Disney animasyonu bu. Belki de tek olumsuz nokta, sinemalarımızda sadece Türkçe dublajlı kopyaların gösteriliyor olması. Şarkıları yorumlayan Kristin Bell, ya da tanınmış Broadway yıldızları Idina Menzel, Jonathan Groff ya da Josh Gad’ın özgün performanslarıyla tanışmak için filmin DVD’sinin çıkmasını bekleyeceksiniz.

    (30 Ocak 2014)

    Ferhan Baran

    ferhan@ferhanbaran.com

    Fırat Sayıcı ile Uygulamalı Televizyon Programcılığı – Yapımcılığı Atölyesi Başlıyor

    İstanbul Film Akademi’de Fırat Sayıcı ile Uygulamalı Televizyon Programcılığı ve Yapımcılığı Atölyesi başlıyor. 12 hafta boyunca haftada bir gün ilerleyecek atölyede TV kanallarının ve programlarının işleyişi, program türleri, program fikri ve formatı oluşturma, stüdyo içi ve dışı programlar, ekip oluşturmak, programı çekmek, yayınlamak ve basın tanıtımı yapmak gibi konular üzerinde durulacak. Sektörde bir çok programın yapımcılığını üstlenen Fırat Sayıcı atölye süresince katılımcılarla program demosu hazırlayacak.

  • Basın Bülteni
  • Fırat Sayıcı ile Uygulamalı Televizyon Programcılığı – Yapımcılığı Atölyesi Başlıyor yazısına devam et

    Irak İşgali ve Kadın Hakları Mavi Adam’la Anlatılıyor

    Bugüne kadar birçok kısa filme imza atan Utku Çelik’in ilk uzun metrajlı filmi Mavi Adam (The Blue Man) önümüzdeki aylarda vizyona girmeye hazırlanıyor. İngilizce çekilen film Irak işgâlinin patlak verdiği günlerde kaçırılan yabancı bir arkeoloğun başına gelenlerle birlikte 1991 ayaklanmasında öldürülen müslümanları da ele alıyor. Tek mekanda geçen film bir nevi av ve avcı ilişkisine odaklanıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Uzak Çığlık

    Uwe Boll’un yönettiği ve Til Schweiger, Emmanuelle Vaugier, Natalia Avelon ile Udo Kier’in oynadığı Uzak Çığlık (Far Cry), 24 Ocak 2014’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Jack Carver, bir tekne kiralama şirketinde çalışmaktadır. Gizli kalıtsal araştırmaların yapıldığı bir askeri ada vardır. Valiere adında bir bayan gazeteci askeri bir adada paralı asker olarak çalışan amcasını görmek için o bölgeye gelir. Carver’ın teknesini kiralar, birlikte adaya doğru yola çıkarlar. Adada aslında kalıtsal özellikleri değiştirilmiş çok güçlü ve kurşun geçirmeyen askerler üretilmektedir. Bu askerler askerler içinde Max amca da vardır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Frankenstein: Ölümsüzlerin Savaşı

    Stuart Beattie’nin yönettiği ve Aaron Eckhart, Yvonne Strahovski, Jai Courtney ile Bill Nighy’in oynadığı Frankenstein: Ölümsüzlerin Savaşı (I, Frankenstein), 24 Ocak 2014’de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Gotik ve modern dünyayı karakterlerle bütünleştirebilmek için filmin çekimleri Melbourne’da yapıldı. Darkstorm Studio’nun çizgi romanından uyarlanan filmde 200 yıl önce Dr. Frankenstein tarafından yaratılan Adam, hâlâ hayattadır ve kendisini insanlığın kaderini belirleyecek büyük bir savaşın ortasında bulur. İnsan ırkını yok etmeye çalışan iblisler çok büyük bir tehlikedir. Adam, bu savaşı kazanmaya çalışacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Frankenstein: Ölümsüzlerin Savaşı yazısına devam et

    Her Şey Hayatta Kalabilmek İçin

    Ülkemizde ‘Düzenbaz’ adıyla gösterime giren ‘American Hustle’ın ana karakterleri orta alt sınıflardan gelmişler, toplumda bir yer edinme uğraşı içindeler. Başlangıç sekansında uzun uzun saç tuvaletini, kelini nasıl gizlediğini izlediğimiz Irving Rosenfeld hayatta kalmayı küçük yaşta öğrenmiş. Camcı babasına çevre dükkânların camını kırmak suretiyle iş çıkaran, kullanılmak yerine kullanıcı olmayı şiar edinmiş bir üç kâğıtçıdır o. Kuru temizleme işi yanında çalıntı ya da sahte sanat eseri alım satımıyla iştigâl eder. Bir havuz partisinde tanıştığı, seçeneklerin sınırlı olduğu küçük New Mexico kasabasından büyük şehre kapağı atmış Sydney, hikâyemizin bir diğer kendini yeniden yaratmak isteyen mücadeleci karakteri. Duke Ellington tutkusunun birbirine bağladığı bu ikili hileli kredi işlerinden birinde FBI görevlisi Richie DiMaso’ya enselenir. Annesiyle birlikte yaşayan silik kanun adamı, üst düzey bürokratları yolsuzluk tuzağına düşürmek üzere sahtekar ikiliyi piyon olarak kullanmak isteyecektir.

    ‘Düzenbaz’ yetmişler sonlarında geçiyor. Soğuk savaş yıllarının Vietnam hezimeti ve Watergate skandalının dumanı tütmektedir hâlâ. Dolandırıcılığın şaha kalktığı, Irving’den alıntıyla ‘aslında hayatla baş edebilmek için herkesin kendini kandırdığı’ bir dönemdir bu. Bu açıdan, kanuni prosedürü kendi çıkarı doğrultusunda kullanarak isim yapmaya çalışan Richie’nin kirli oyunlarıyla kanun dışı çiftimizin üçkâğıtları arasında pek de fark yoktur.

    At izinin it izine karıştığı yetmişler dünyasının keyifli bir hicvi olan ‘Düzenbaz’, bağımsız sinema çıkışlı David O.Russell’ın Amerikan sinema endüstrisinin ödül listelerine damgasını vurmuş olan son filmi. 1999 yapımı ‘Üç Kral / Three Kings’ ile ülkesinin Irak müdahalesini trajikomik bir dille eleştiren Russell, son yıllarda Akademi Ödülleri’nin gediklisi haline geldi. Orta sınıf Amerikan ailesini anlatmayı iyi bilen Russell’ın iki başarılı oyuncusuna (Christian Bale ve Melissa Leo) Oscar kazandırmış 2010 yapımı çalışması ‘Dövüşçü / The Fighter’ aile dayanışması üzerinedir. Keza geçtiğimiz yılın ses getiren çalışmalarından ‘Umut Işığım / Silver Linings Playbook’un sorunlu çifti huzuru yine deli dolu ancak esirgeyen sıcak aile ortamında bulur. Amerikan komedisinin altın çağının gözde türlerinden ‘screwball’ tarzı güldürüye hoş bir göndermedir ‘Umut Işığım’.

    Russell’ın New York Film Eleştirmenleri tarafından yılın filmi seçilen, en iyi film dahil üç dalda Altın Küre’li, 10 dalda Oscar adayı yeni filmi, yetmişli yılların deli dolu suç komedilerinden yola çıkmış. Bunu yaparken 70’lerin renkli eğlence dünyası, cinsel serbesti ortamı, ortalığı kasıp kavuran seksi kostüm ve aksesuarları gayet titiz bir çalışmayla birebir yaratılmış. Tom Jones’un ‘Delilah’sından başlayarak, Elton John’ın ‘Goodbye Yellow Brick Road’una, David Bowie’li ‘The Jean Genie’den Dona Summer’ın meşhur disko hiti ‘I Feel Love’a uzanan çok zengin bir soundtrack’in fona özenle döşendiği keyifli bir seyirlik bu.

    Özellikle yetmişli yılları yaşamış izleyiciye benzersiz bir nostaljik keyif yaşatacağı muhakkak olan bu fazlasıyla Amerikan öykünün Eric Varren Singer ve Russell imzalı trafiği hayli yoğun senaryosu, yönetmenin önceki yapıtları gibi sinema tarihine geçecek kusursuz çizilmiş karakterleri ile öne çıkıyor. Bir kez daha tümü Oscar adayı çok başarılı bir oyuncu kadrosu hayat vermiş Russell’ın ana kişiliklerine. Irving’de 20 kilo almış Christian Bale, Sydney’de 70’lerin derin dekolteli kıyafetleriyle döktüren Amy Adams, FBI ajanı DiMaso’da perma saçlı Bradley Cooper mükemmel yazılmış rollerini başarıyla icra ediyor. Amerikan sinemasının Meryl Streep ışığı taşıyan gencecik yeteneği, ‘Umut Işığım’ın dengesiz Tiffany’sinde harikalar yaratmış ve geçtiğimiz yıl En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını almış olan Jennifer Lawrence, bu defa daha küçük bir rolde, Irving’in belâlı karısı Rosalyn’de ışıl ışıl parlıyor. Hızlı geçişlerle uzun süresine rağmen temposu düşmeyen karakter ağırlıklı bu şirin güldürünün bir diğer güzel sürprizi de bu defa çok kısa bir kompozisyonda döktüren usta oyuncu Robert De Niro’nun varlığı.

    (22 Ocak 2014)

    Ferhan Baran

    ferhan@ferhanbaran.com

    Meddah’ın Galası Nişantaşı City Life Sinemaları’nda Yapıldı

    Batur Emin Akyel’in ilk uzun metraj filmi Meddah’ın galası Nişantaşı City Life Sinemaları’nda yapıldı. Filmin galasına filmin yönetmeni ve senaristi Batur Emin Akyel, filmin başrol oyuncuları Münir Canar, Tuğçe Kumral, Evren Bingöl, Tolga Evren, Gözde Türkpençe, Beyza Şekerci, Osman Akça ve Çağrı Şensoy katıldı. Çok sayıda davetlinin katıldığı galada film izleyicilerin beğenisini kazandı. Film, 24 Ocak’ta İstanbul ve Ankara sinemalarının ardından tüm yurtta vizyonda olacak.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Meddah’ın Galası Nişantaşı City Life Sinemaları’nda Yapıldı yazısına devam et

    Peri Masalı Filminin Yeni Vizyon Tarihi 28 Mart Olarak Belirlendi

    Bu yılın en çok merak edilen filmlerinden Peri Masalı filminin yeni vizyon tarihi belli oldu. Yapımcıların filme çok güvenmesi ve yüksek kopya çıkmak istemeleri nedeniyle başarılı yönetmen Biray Dalkıran’ın filmin yeni vizyon tarihi 28 Mart 2014 olarak belirlendi. Başrollerini Emre Kızılırmak ve Burcu Kıratlı’nın paylaştığı Peri Masalı vizyona girmeden basında ve sosyal medyada konuşulmaya başlandı. İlk versiyonundan yazılan aynı isimli romanının 20 günlük sürede 4. baskıya ulaşan filmin Şevval Sam imzalı soundtrack’ı ise Umut Kaya’nın yorumladığı Gül Güzeli parçası ile bir çok radyonun ilk 10’una girmeyi başardı. Peri Masalı’nın 200’den fazla salonda gösterime girmesi bekleniyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Peri Masalı Filminin Yeni Vizyon Tarihi 28 Mart Olarak Belirlendi yazısına devam et

    Arka Pencere Dergisi, Düzenbaz’a Göz Kırpıyor

    Arka Pencere Dergisi, 221. sayısında, kapağına 10 dalda Oscar adaylığı alan Düzenbaz’ı (American Hustle) yerleştiriyor. Tunca Arslan köşesinde, geçen hafta kaybettiğimiz ‘kötü adam’ Süheyl “Sütçü” Eğriboz’u anıyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Sen Şarkılarını Söyle, Düzenbaz, Kadın İşi: Banka Soygunu, Karlar Ülkesi ve Çılgın Dersane 3 yer alıyor. Sapık köşesiyle devam eden derginin 221. sayısı bir Alfred Hitchcock alıntısıyla nihayete eriyor: “Bir senaryoyu belki oturup baştan sona kendim yazabilirim, ama bunu yapmak için hem çok tembelim hem de aklımı başka şeylere veriyorum. Bu nedenle de, başka yazarların yazdıklarını perdeye getiriyorum.”

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Hepsi Birarada Kapak Fotoğrafları
  • 25. Ankara Uluslararası Film Festivali

    Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından bu yıl 25. si düzenlenecek olan Ankara Uluslararası Film Festivali, 05 – 15 Haziran 2014 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Ancak, 25. yıla özel olarak festival film gösterimleri Şubat ayından itibaren SineBellek film gösterimleriyle başlıyor. SineBellek’te her hafta, bir film ikişer kez, Salı ve Perşembe akşamları olmak üzere Kızılay Büyülüfener Sineması’nda saat 19:00’da sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. SineBellek gösterimleri 04 Şubat 2014 tarihinde başlayacak ve 2014 Mayıs ayının sonuna kadar sürecek, 25. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin gerçekleştirilmesinin ardından devam edecek.

    • Basın Bülteni
    • Web Sitesi
    • Yarışma Fragmanları: Ulusal Uzun / Kısa / Belgesel

    25. Ankara Uluslararası Film Festivali yazısına devam et