Sinemamızın cefakar görüntü yönetmenlerinden Ferhat Bakır, 25 Ekim 2013 Cuma günü hayatını kaybetti. Kuzucuklarım, Bir Günah Gibi, Ezilenler, Sahipsizler, Güneşi Uyandırmadan, Kanlı Para, Kış Düşleri, Dönüşü Olmayan Yol, Kardeş Uğruna, Kırlangıç Dönüşü, Buruk Sevinçler Sokağı, Ana Hakkı Ödenmez, Elvanım, Denizler Şahidimdir gibi filmlerde çalışan sanatçının cenazesi 26 Ekim Cumartesi günü (bugün) Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip defnedilecek. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
“Ferhat Bakır’ı Kaybettik” üzerine 4 yorum
Yorumlar kapalı.
Ferhat Bakır, sanatıyla sinemaya hizmet etmiş, çok değerli ustadır. Telif haklarını alamadan aramızdan ayrılan görüntü yönetmenimize Allahtan rahmet diliyoruz. Sinemamız bir şehit daha vermiştir.
Ferhat Bakır ile 7 filmde birlikte çalıştık. Sinemanın iyi, gerçekten cefakar ve çalışkan bir mensubuydu. Sinemada çok kişi hor ve küçük görse de o birçok kişinin ustalığını yaparak sinemaya kazandırmış bir kişilikti. Her zaman kendi mesleğindeki yenilikleri mümkün olduğu kadar takip etmeyi seven bir kişiydi. Sessiz, sakin, itiraz etmeyen, her şeyi olduğunca yapmaya çalışan biriydi. Ayrıca kendisini çok ama çok severdim. Sokağa geldiğimde mutlaka görmeden gitmez, bir – iki kadeh bir şeyler içip dertleşir, sonra ayrılırdık. Ölümü beni gerçekten sarstı. Rahmet olsun, güle güle iyi insan…
İnternette Google’a Ferhat Bakır yazıp tıkladım. Ölümü ve cenazesiyle ilgili sadece bir sitede bilgi verilmiş. Türk Sinemasına özveriyle emek vermiş bir kameramana iki satırlık bir haber bile yapmayan yazılı ve görsel medyayı kınıyoruz. sadibey.com’a vefalı davranışından dolayı teşekkür ederiz.
O güzel insan benim dayımdı. Zararsız, sevgi dolu, yaptığı hiçbir şeyin karşılığını beklemezdi. Hastalanınca, bile bile bizden gizledi. Aradığımda, sesindeki farkı hissettiğimde “gribim” dedi bana ama yüreğinde neler yaşadıysa o haftalarda bize geldi. Kapı çaldığında açtım ve şoka girdim. Dayım yaklaşık 30 kilo vermiş, ayakta zor duruyordu ama hâlâ da “hastayım” demiyordu. Benim dayım güçlü adamdı, adam gibi adamdı. Allahın sevgili kuluydu. Mevlam O’na çok çektirmedi. Dayımın çok güzel bir sözü vardı. “Ben ne sağcıyım ne solcu, ne ilimciyim ne bilimci, ben filmciyim filmci” derdi. Ruhun şad, mekânın cennet olsun, seni her zaman özleyeceğiz…