Bir Şarkının Peşinde

Malik Bendjelloul’un yönettiği ve Sixto Rodriguez, Eva Rodriguez, Steve Segerman ile Dennis Coffey’in oynadığı Bir Şarkının Peşinde (Searching for Sugar Man), 24 Mayıs 2013’de Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Rodriguez, 60’ların sonunda Detroit’te bir barda keşfedilir. Kendi kuşağının en büyük sanatçılarından biri olacağına inanan yapımcıları ona bir albüm yapar. Albüm çok ses getirir, ancak sahnede intihar ettiği söylentileriyle ortadan kaybolan Rodriguez’e gerçekte ne olduğunu kimse bilmez.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ferhan Baran Yazıyor
  • Barfi, Japonya Okinawa Film Festivali Büyük Jüri Ödülünü Kazandı

    Anurag Basu’nun yönettiği Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur, Oscar ödüllerine aday gösterilsede son anda elemelere takılmıştı ama tüm dünyada ve Uzak Doğu’da fırtına etkisi yarattı ve yaratmaya devam ediyor. Barfi’nin Okinawa Uluslararası Film Festivali’nde aldığı En İyi Film ödülünü yönetmen Anurag Basu twitter’da şöyle duyurdu: “Barfi, Japonya’daki Okinawa Uluslararası Fi̇lm Festivali’nde Büyük Jüri tarafından En İyi Film seçildi. Okinawa’da Barfi’nin rakibi, benim favori filmim olan Beasts Of The Southern Wild filmini geride bıraktı.” UTV şirketi ödül nedeniyle Barfi’yi ve Anurag Basu’yu kutladı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Soluk Soluğa İzlenen Oscarlı Bir Belgesel

    Sevgili müzikseverler, Rodriguez ya da plâk baskısında yer alan adıyla Sixto Rodriguez’i duymuş olanınız var mıdır bilemem ancak bizler bu gölgede kalmış büyük ozanı ‘Searching For Sugar Man’ isimli belgesel sayesinde tanıma şansına eriştik. Protest rock müziğin gölgede kalmış isminin gizemli yaşamını araştıran ve geçtiğimiz aylarda Oscar’la da ödüllendirilen bu sıra dışı belgesel, ‘Bir Şarkının Peşinde’ adıyla tek kopyayla sadece Beyoğlu Sineması’nda gösterilmeye başlandı.

    Baba tarafından Meksika kökenli bu göçmen müzisyen, Detroit’e yerleşmiş, bir yandan benzer soydaşları gibi ağır işlerde çalışırken diğer yandan başkaldırısı ve özlemlerini müziği aracılığıyla dile getirmiş. Detroit nehrinin kıyısında izbe bir barda çalarken keşfedilir önce. Daha sonra ilk albümünü yapar (Cold Fact, 1970). Ardından bir ikincisi gelir (Coming From Reality, 1971) ancak albümler Amerika’da ilgi görmez ve genç müzisyen kendi ülkesinde tanınmadan kayıplara karışır.

    Hikâyenin bundan sonraki ayağı için Güney Afrika Cumhuriyeti’ne uzanıyoruz. Rodriguez’in şarkılarının bu uzak kıtaya nasıl ulaştığı tam olarak bilinmemekle birlikte, Amerikalı bir turistin Rodriguez’in albümlerini beraberinde kara kıtaya getirdiği rivayeti dolaşmaktadır. 70’li yıllar Güney Afrika’sı, 1948 yılından beri uygulanan Apartheid ya da ayrımcı rejimin en azgın yıllarıdır. Ülkede Nazi dönemini aratmayacak sıkı bir sansür uygulaması sürmektedir. İşte böyle bir ortamda Rodriguez’in söz ve müziği, baskıya ve zulme karşı çıkan siyah çoğunluk ve onların destekçisi beyaz kitlenin devrim marşı haline gelir. Müzisyenin albümleri gizli olarak çoğaltılır ve elden ele yüzbinlere ulaşır.

    ‘Bir Şarkının Peşinde’, Rodriguez’in müziğiyle büyümüş plâk yapımcısı iki Güney Afrikalı hayranının müzisyenin izini sürmelerinin hikâyesi. Doğup büyüdükleri ülkede Elvis’ten daha popüler olmuş bu efsanevi müzisyen hakkında plâk kapaklarından başka hiçbir yerde en ufak bir bilgiye ulaşma imkânı yoktur. Başından aşağı benzin dökerek kendini yakmak ya da beynine bir kurşun sıkmak suretiyle sahnede intihar ettiğine dair çeşitli söylentiler vardır. Bizim iki müzik dedektifimiz araştırmalarını derinleştirdikçe hikâye beklenmedik bir yöne doğru yol almaya başlar. Seyir zevkinizi kaçırmamak için anlatımızı burada sonlandıralım. Ancak siz siz olun, baskı altında inleyen bir ulusun sesi olmuş bu büyük ozanın soluk soluğa izlenen muhteşem hikâyesini kaçırmayın.

    (28 Mayıs 2013)

    Ferhan Baran

    ferhan@ferhanbaran.com

    Filler Mayıs Ayında 2. Kez Terasta

    Fil’m Hafızası, bu kez de 28 Mayıs’ta sinemaseverleri Topless’ta buluşturmaya hazırlanıyor. Etkinlik, uluslararası festivallerde dikkatleri üzerinde toplayan filmlerden oluşan size özel seçkisiyle yeniden karşınızda olacak. A.B.D.’den Cataplexy, Polonya’dan Without Snow ve İrlanda’dan Fear of Flying adlı filmlerin gösterileceği etkinlik, içerik ortaklığı yürütülen Tabor Uluslararası Film Festivali direktörünün katılımıyla gerçekleşecek.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü görsele haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Filler Mayıs Ayında 2. Kez Terasta yazısına devam et
  • The Hangover III: Felekten Bir Gece’yi Kampüsüne Getir

    Tüm dünyada rekorlar kıran The Hangover üçlemesinin finali The Hangover III: Felekten Bir Gece vizyona girmeden önce üniversite kampüslerinde izlenebilecek. Ülkemizde 31 Mayıs’ta vizyona girecek olan filmi üniversite öğrencileri okul kampüslerine getirmek için yarışıyorlar. Yarışmaya katılan Koç Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi ve Yıldız Üniversitesi öğrencileri, www.hangover3kampuste.com sitesine girerek üniversitelerine oy veriyorlar. En çok oyu alan üniversitenin öğrencileri filmi vizyona girmeden önce kampüslerindeki özel gösterimde izleyebilecekler.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Ateşteki Kağıtlar

    Avni Kütükoğlu’nun yönettiği ve Yunus Günçe, Abdullah Şahin, Suavi Eren ile Meral Kaplan’ın oynadığı Ateşteki Kağıtlar, önümüzdeki aylarda Özen Film dağıtımıyla FLM Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Gazi, ülkenin Güneydoğu’sunda, terör örgütü peşindeki bir birlikte askerlik yapmaktadır. Hasan, Gazi’nin tek arkadaşıdır. Teröristlerle sıcak çatışmaya girerler bir gece. Birlikteki üç-dört askerle birlikte Hasan da vurulup şehit düşer. Hasan ölmeden evvel sevdiği kadına versin diye bir mektup bırakır Gazi’ye. Terhis edilen Gazi, İstanbul’da ilk iş olarak mektubu sahibine ulaştırmak için davranır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • Diğer haber ve bağlantılara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ateşteki Kağıtlar yazısına devam et
  • Benim Çocuğum, Zılgıtlarla İzlendi

    Çocukları lezbiyen, gey, biseksüel, trans bireyler olan bir grup anne babanın hikâyelerini konu alan Benim Çocuğum’un 19 Mayıs Pazar günü, Diyarbakır galası yapıldı. 3. Filmamed Belgesel Film Festivali kapsamında, Cegerxwin Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen galaya yoğun ilgi gösterildi. Sinemaseverlerin zılgıt çekerek izledikleri filmin galasına sivil toplum kuruluşlarından ve yerel örgütlerden katılım oldu. Gösterime Yönetmen Can Candan, Yapımcı Ayşe Çetinbaş ve Metehan Özkan’ın yanı sıra hikâyeleri filme konu olan annelerden Pınar Özer ve Sema Yakar da katıldı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.