Son Durak 5

Steve Quale’in yönettiği ve Emma Bell, Nicholas D’Agosto, Miles Fisher ile Arlen Escarpeta’nın oynadığı Son Durak 5 (Final Destination 5), 09 Eylül 2011’de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Otobüs yolculuğu devam ederken, Sam, kendisinin, arkadaşlarının ve birçok başka insanın daha köprünün çökmesi sonucu ölüşüne dair bir öngörü yaşar. Bu öngörü sona erdiğinde, gördükleri gerçek olmaya başlar ve Sam panik hâlinde mesai arkadaşlarından olabildiğince çoğunu, ayrıca dostu Peter ve kız arkadaşı Molly’yi felâketten uzaklaştırmaya çalışır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Erden Yazıyor
  • Türk Kısa Filmi Metruk, MiShorts Top 10 Listesi’nde 1 Numara

    Yapımcı, yönetmen Orkide Ünsür’ün 2010 tarihli Metruk (The Abandoned) adlı kısa filmi, gelen davet üzerine kısa bir süre önce dünyanın en çok takip edilen kısa film sitelerinden olan olan MiShorts’a katıldı. MiShorts, bağımsız sinemacıların çalışmalarını online olarak sergiledikleri İngiltere’de hizmet veren butik bir platform. Kısa filmcilerin ve kısa film meraklılarının buluştuğu site, izleyicilere beğendikleri kısa filmleri online izleme, satın alma ve download edebilme olanağı sunuyor. (Kaynak: orkide-unsur.com)

    Kötü Öğretmen

    Jake Kasdan’ın yönettiği ve Cameron Diaz, Justin Timberlake, Lucy Punch ile Jason Segel’in oynadığı Kötü Öğretmen (Bad Teacher), 09 Eylül 2011’de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
    Elizabeth, ağzı bozuk ve gaddar bir öğretmendir. Bir an önce evlenip öğretmenlikten ayrılmak istemektedir. Zengin ve yakışıklı yedek öğretmenin kalbini kazanma plânını hayata geçirir. Bu konuda meslektaşı Amy’yle rekabet ederken, kendisine asılan beden eğitimi öğretmeniyle de uğraşmaktadır. O kadar ki yaptıkları kendisini bile hayrete düşürür.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • sadibey.com yazarlarının eleştirileri ve diğer bağlantılara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kötü Öğretmen yazısına devam et
  • Hayvan Bakıcısı

    Frank Coraci’nin yönettiği ve Kevin James, Rosario Dawson, Leslie Bibb ile Ken Jeong’un oynadığı Hayvan Bakıcısı (Zookeeper), 02 Eylül 2011’de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
    Hayvanat Bahçesi’ndeki hayvanlar, iyi kalpli bakıcıları Griffin’i çok sevmektedir. Griffin, hayatında bir kız bulmanın tek yolunun hayvanat bahçesinden ayrılmak olduğuna karar verir. Paniğe kapılan hayvanlar en büyük sırlarını, insan gibi konuşabildiklerini açıklarlar. Griffin’in gitmesini önlemek için, ona flörtün hayvanlara has esaslarını öğretmeye karar verirler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Arkadaştan Öte

    Will Gluck’ın yönettiği ve Justin Timberlake, Mila Kunis, Patricia Clarkson ile Woody Harrelson’ın oynadığı Arkadaştan Öte (Friends With Benefits), 23 Eylül 2011’de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
    Jamie, Dylan’ı bir işi kabûl etmesi için ikna edince, birbirlerine ne kadar benzediklerini anlarlar. O kadar çok başarısız ilişki yaşamışlardır ki, ikisi de aşktan vazgeçip eğlenceye odaklanmışlardır. Aşkın filmler tarafından pompalanan bir masal olduğuna inanmışlardır. Arkadaşlıklarına duygulara yer vermeyen bir cinsellik katarlarsa ne olacağı konusunda bir deneye girişirler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Gizem Ertürk Yazıyor
  • Sevimli Balık Pupi

    Goh Aun Hoe’nun yönettiği ve Steven Bone, Colin Chong, Chi-Ren Choong ile Kennie Dowle’un seslendirdiği animasyon film Sevimli Balık Pupi (Seefood), 04 Mayıs 2012′de Duka Film dağıtımıyla Duka Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Sevimli Bambu Köpek Balığı Pup, Mercan kayalıklarının orada Bamboo Köpek Balığı yumurtalarını bulunca bir hayli heyecanlanır. Fakat yalnız değildir, iki dalgıç yumurtaları toplamaya gelmiştir. Pup yumurtaları kaçak avcılardan koruyamaz. Su altındaki yaşamları zehirli endüstriyel çöp atıklarıyla zehirlenmektedir. Pup tek başına çevresini kurtarma görevine başlar.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb

    Ankara Sinema Derneği’nden Berivan Filmi Hakkında Açıklama

    Berivan adlı belgesel film ve Cannes Film Festivali Türkiye Standı hakkında Ankara Sinema Derneği tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklama şöyle: “İki gündür Aydın Orak’ın yönettiği Berivan adlı belgeselle ilgili basında çıkan yazıları büyük bir şaşkınlıkla takip ediyoruz. Yönetmenin ‘Türkiye’de yasak, Cannes’da Türkiye’yi temsil ediyor’ savıyla ortaya attığı iddialar, konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmayan basın mensuplarının yorumlarıyla da daha tuhaf bir hale geliyor. Önce gerçekler: 1. Cannes Film Festivali’nde açılan Türkiye …”

    Atlıkarınca, Montreal Film Festivali’nde Gösterilecek

    İlksen Başarır’ın yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Mert Fırat ve Nergis Öztürk’ün oynadığı Atlıkarınca, 18 – 28 Ağustos 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek Montreal Film Festival’inde Dünya Sinemasına Bakış bölümünde gösteriliyor. 47. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Senaryo ve Behlül Dal Jüri Özel Ödülü alan ve ensest ilişkiyi konu alan filmde Nergis Öztürk, Mert Fırat, Zeynep Oral ve Sercan Badur oynuyor. Filmin konusu şöyle: Erdem, Sevil ve çocukları Edip ile Sevgi’nin küçük bir kasabada süren yaşamları, Sevil’in annesinin felç geçirmesi sonucu değişmeye başlar.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Kral Yolu’nun Tanıtım Toplantısı Yapıldı

    Serli Seta Nişanyan’ın yönetiminde çekilecek olan ve başrollerini Murat Soydan, Doğa Rutkay, Arda Esen ile Nilgün Belgün’ün paylaşacağı Kral Yolu’nun tanıtım toplantısı 05 Ağustos Cuma günü Esentepe’deki Hacıdan Restaurant’ta yapıldı. TV.lerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıya filmin yönetmeni Serli Seta Nişanyan, senaristi Derya Kaya ile başrol oyuncuları Murat Soydan, Doğa Rutkay, Arda Esen ve çocuk oyuncular katıldı. Anne ve babası arkeolog olan 10 – 11 yaşlarında bir çocuğun dedesiyle birlikte İstanbul’da başlayıp Erdemli’de devam eden macerasını konu alan film, Zoom Yapım tarafından gerçekleştiriyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kral Yolu’nun Tanıtım Toplantısı Yapıldı yazısına devam et
  • Arka Pencere Dergisi Derinlere Dalıyor

    Arka Pencere Dergisi, 93. sayısında, kapağına Luc Besson’un Derinlik Sarhoşluğu’nu yerleştiriyor. Tunca Arslan, köşesinde, edebiyatımızın usta ismi Tarık Dursun K.’nın ‘Yeşilçam’a da uğrayan’ ilginç bir öyküsünü naklediyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Maymunlar Cehennemi: Başlangıç, İmkansızın Şarkısı, Şirinler, Akılalmaz, Anneler Günü ve Ruhlar Kasabası yer alıyor. Derginin 93. sayısı, bir Alfred Hitchcock alıntısıyla nihayete eriyor: “Serüven öyküleri ve gerilim filmleri Avrupa’da küçük görülmez. Bu tür konular Amerika’da ikinci sınıf görülürken İngiltere’de yüksek itibar görür.”

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arka Pencere Dergisi Derinlere Dalıyor yazısına devam et
  • Adil Kral Zamanında Din Savaşları

    Kral Henry (Henri of Navarre)
    Yönetmen: Jo Baier
    Roman: Heinrich Mann
    Senaryo: Cooky Ziesche-Jo Baier
    Müzik: Henri Jackman-Hans Zimmer
    Görüntü: Gernot Roll
    Oyuncular: Julien Boisselier (Henri 4), Joachim Krol (Théodore), Andreas Schmidt (Bartas), Roger Casamajor (Rosny), Cléo Stefani (Gabrielle), Armelle Deutsch (Margot), Sven Pippig (Beauvoise), Sandra Hüller (Catherine), Hannelore Hoger (Catharina), Ulrich Noethen (Charles 9), Devid Striesow (Dük d’Anjou), Gabriela Maria Schmeide (Marie), Adam Markiewicz (Dük d’Alençon), Wotan Wilke Möhring (Guise)
    Yapım: ARTE-BR-Degeto Film (2010)

    Alman yazar Heinrich Mann’ın iki ciltlik ronmanından uyarlanan “Kral Henry”, Katoliklerle Protestanların din uğruna vahşi katliamlarını dışavurumcu bir görsellikle beyazperdeye yansıtıyor.

    Film, din için savaşmış Protestan ve Katolik ölülerin üzerine açılıyor. Fransa’da, 16. yüzyılda Protestanlara “Huguenot” diyorlar. Katolikler yenilmiş ve ellerinde bir tek Paris’teki saray Louvre kalmış. Fransa’nın güneyinde, Pirene Dağları’ndaki Bask bölgesinde küçük krallık Navarre’ın küçük prensi Henri gelecekte Fransa’nın kralı hayaliyle şatoda büyüyor. Öğretmeni ve her şeyi de Beauvoise onun. Henri genç bir prens olduğunda, Paris’teki saraydan barış teklifi gelir. Güçlü kadın Catharina de Medicis, kızı Margot’yla Henri’nin evlenmesiyle Katoliklerle Huguenotlar arasında katliamların biteceğini söylüyor. Acaba öyle midir? Her şeyi “en ince ayrıntısına” kadar plânlayan Catharina, krallığını sağlamlaştırabilmek için yeryüzündeki tüm ihtirasları üzerinde toplamış bir kadın. Oğlu kral Charles 9’un ruhunu tüketmiş. Küçük oğlu Dük d’Anjou bir eşcinsel ve saray için veliaht dünyaya getirmesi uzak ihtimal. Çünkü o, kadınlardan tiksiniyor. En küçük oğlu Dük d’Alençon da sessizce köşesinde bekliyor. Ama, barış için Margot’nun Navarreli Henri’yle evlenmesi gerekiyor. Catharina, plânlarını yavaş yavaş uygulamaya koyuyor. Çocukken, öğretmeni Beauvoise tarafından banyo yaptırılan Henri, bu banyolarda üşüdüğünden olmalı banyoyu pek sevemiyor. Arada bir banyo yaptığı için vücudu da balık gibi kokuyor. Üstelik sarımsağı da çok seviyor Henri. Onun balık kokusu Paris’teki saraya kendinden önce geliyor ve Margot, kokan bu adamla evlenmek istemiyor. Bu Margot sarayın çapkını. Hoşlandığı erkekle özgürce oluyor. Son gözdesi de halkın sevgilisi Guise. Nostradamus’un adil kral olacağını tahmin ettiği Henri, Paris’e Huguenotlarıyla beraber geliyor. Önce annesi vefat ediyor. Sonra da Margot’yla tanışıyor Henri. Margot, başta Henri’ye uzak dursa da hemen cinsel çekim başlıyor aralarında ve ipinden boşalmış gibi sevişiyorlar. Margot istemese de Henri’yle evlenmek zorunda kalıyor.

    Düğünün olduğu gün katliamlar başlıyor. Anne Catharina, kral oğlundan emir çıkarttırıyor Huguenotların amiralinin öldürülmesi için. 1572’deki bu katliama “Bartholomew Günü” deniliyor. Ayrıca bu katliam “kan ve düğün” olarak da tarihe geçti. Katolikler, 30 bin Protestanı katletti bugünde. Bir süre sonra öldürüleceğini anlayan Henri saraydan ve Paris’ten kaçıyor. Bir zaman sonra hayatının kadını Gabrielle karşısına çıkıyor. Güzel ve zeki Gabrielle onu hemen büyülüyor. Tahta geçmek ve Margot’dan ayrılmak için Katolikliğe geçen Henri’nin peşini trajedi hiç bırakmıyor. Gabrielle öldükten sonra Toskanalı Medici ailesinin orta yaşlı kızı Marie’yle varis için evlenmek zorunda kalıyor Henri 4. İspanya’yla savaşa hazırlanırken, 1610 yılında “kırmızı saçlı” Charentais tarafından arabanın içinde bıçakla öldürülüyor Henri 4. Marie, kendini başka kadınlarla aldatan Henri 4’ten kıskançlık intikamı mı alıyordu? Gerçekten bu filmde kıskançlık, içten hesapçılık, entrikalar ve birçok şey tam anlamıyla Shakespeare tadında. Bir de doğrudan Margot’yu anlatan bir film vardı. Patrice Chéreau’nun 1994 yapımı “La Reine Margot – Kraliçe Margot” filmi de önemlidir. Isabelle Adjani, Daniel Auteuil, Virna Lisi ve Vincent Perez’in başrolde olduğu bu filmin müziklerini Goran Bregovic yazmıştı. Muhteşem etkileyicilikteki unutulmaz görüntülerse Philippe Rousselot’ya aitti. Chéreau’nun filmi, “baba” Alexandre Dumas’nın (1802 – 1870) aynı adlı romanından çekilmişti.

    Dışavurumcu estetik…

    1949’da Münih’te doğan Alman yönetmen Jo Baier, sosyalizmi savunan dışavurumcu Alman yazar Heinrich Mann’ın (1871 – 1950) “Die Jugend des Königs Henri Quatre – Kral IV Henri’nin Gençliği” (1935) ve “Die Vollendung des Königs Henri Quatre – Kral IV Henri’nin Gelişimi” (1938) adlı romanlarını beyazperdeye uyarlamış. Mann, bu iki ciltlik eserinde gücün insanlık yararına kullanılabileceğini savunmuş. Mann, 19. yüzyıl Fransız felsefesine de yakın durmuş yazarlardan. Din savaşlarını anlatan yönetmen, öncelikle savaş ve katliam anlarını dışavurumcu bir görsellikle perdeden yansıtıyor. “Bartholomew Günü”nde sarayın koridorlarındaki ve sokaklardaki cesetler, sanki dışavurumcu bir tablo gibi perdeyi kaplıyor. Zaman zaman kendinizi büyük ressam Francisco Goya (1746 – 1828) tablolarının içindeymiş gibi hissediyorsunuz. Goya, modern resmi de etkilemiş önemli bir sanatçı. Dışavurumcular, gerçeküstücüler ve izlenimciler onun işlerinden ilham aldılar hep. Yönetmen Baier’in filminde Alman sinemasının dışavurumcu estetitiği de fark ediliyor. Mekânda uzayan gölgeler ve silüet yansımaları gibi. Yönetmen, savaş anlarında çok yakın çekimler yapmış. Kamera da sürekli sarsılıyor. Bu anlar, fonda duyulan çığlığa dönüşen müziklerle beraber Henri’nin iç dünyasının dışarı yansıması gibi. Her şey Henri’nin zihninde kaosa dönüşmüş. Filmde yer yer gerçeküstücü estetik de öne çıkıyor. Dışarıdan içeriye yansıyan gün ışığıyla özellikle “zincirlemeli” geçişler. 1970 yılında Nantes’ta doğan Fransız oyuncu Julien Boisselier, bizde Isabelle Broué’nin 2004 yapımı “Tout le Plaisir est Pour Moi – Zevk Düşkünü” filminde François karakteriyle hatırlanıyor. Filmin diğer Alman ve Polonyalı oyuncuları, gerçekten muhteşem Fransızca konuşuyorlar. Elbette filmde Fransızca’nın yanında İtalyanca ve birazcık Latince de duyuluyor. Hikâyesini akıcı bir dille anlatan ve muhteşem bir görsellikle yansıtan “Kral Henry” sezonun önemli filmlerinden.

    (Bu yazı 12 Ağustos 2011 tarihli Taraf Gazetesi’nde yayınlanmıştır.)

    (12 Ağustos 2011)

    Ali Erden

    sinerden@hotmail.com

    Skyturk TV En Heyecanlı Yeri Programı’nda Maymunlar Cehennemi: Başlangıç

    Skyturk TV.de yayınlanan En Heyecanlı Yeri, bu hafta 419. bölümünde sinema yazarı Kutlukhan Kutlu’yu ağırlıyor ve kendisiyle Maymunlar Cehennemi evrenini konuşuyor. Ceylan Özçelik’in hazırlayıp sunduğu En Heyecanlı Yeri programı Cuma 00:15, Cumartesi 14:20 ve 20:10’da Skytürk TV.de yayınlanıyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Skyturk TV En Heyecanlı Yeri Programı’nda Maymunlar Cehennemi: Başlangıç yazısına devam et