Romalılar Britanya’yı İşgâl Ettiklerinde

Kartal (The Eagle)
Yönetmen: Kevin Macdonald
Roman: Rosemary Sutcliff
Senaryo: Jeremy Brock
Müzik: Atli Örvarsson
Görüntü: Anthony Dod Mantle
Oyuncular: Channing Tatum (Marcus), Jamie Bell (Esca), Donald Sutherland (Aquila Amca)
Yapım: Film4-Focus-Toledo (2011)

İskoçyalı belgeselci Kevin Macdonald, Jeremy Brock’la yeni şibirliğinde, Romalıların Britanya’yı işgâl devirlerini anlatıyorlar. Film, İngiliz yazar Rosemary Sutcliff’in 1950’lerdeki tarihi çocuk serisinden uyarlandı.

Belgeselcilikten gelen 1967 Glasgow doğumlu yönetmen Kevin Macdonald, 2011 yapımı “The Eagle – Kartal” filminde, Roma İmparatorluğu’nun Britanya’daki hükümranlığını genç bir Romalı komutan Marcus Aquila’nın macerasıyla anlatıyor. Bu filmi nasıl okumalı? ABD ve Birleşik Krallık, koalisyonla Irak’ta ve Afganistan’daki işgâllerle insanlığa trajediler yaşatıyorlar. Daha geriye gidildiğinde, beyazlar Amerika’ya geldi ve kızılderilileri soykırıma uğrattı. Bizler, toprakları işgâl edilmiş insanlardan yanayız. Bu filmde de Britanyalılardan yanayız. İngiliz yazar Rosemary Sutcliff’in (1920 – 1992) 1950’lerde tarihsel – macera çocuk serisinden çıkmış “The Eagle of the Ninth” (Dokuzuncu Kartal) resimli romanından uyarlanan Macdonald’ın bu filminde alt metin olarak bunları mı görmeliyiz? Yoksa bu film bir ironi miydi? Macdonald, 2006 yapımı ilk filmi “The Last King of Scotland – İskoçya’nın Son Kralı”yla hatırlanıyor. Yönetmenin ikinci filmi 2009 yapımı “State of Play – Devlet Oyunları” da ülkemizde gösterime girmişti. MacDonald, yönetmen-senarist Jeremy Brock’la “İskoçya’nın Son Kralı”ndan sonra bir daha işbirliği yapıyor “Kartal”la. Brock, John Madden’ın 1997 yapımı “Mrs. Brown – Sadık Arkadaş” ve Gillian Armstrong’un 2001 yapımı “Charlotte Gray” filmlerine yazdığı senaryolarla biliniyor.

Babanın onuru ve kartal…

Bu tarihsel epik filmde, Romalı genç Marcus Flavius Aquila, yeni görevi için Britanya’ya garnizona komuta etmek için geliyor. 2. yüzyıl, yani M. S. 140. Keltler, Roma garnizonuna baskın düzenlerler. Yaralanan Marcus, gözlerini amcası Aquıla’nın yanında açıyor. Tedavi gören Marcus, küçük arenada köle Esca’yı ölümden kurtarıyor ve sonra Esca’yla beraber, babasının ve Dokuzuncu Lejyon’un onuruyla kartal heykelini kuzeydeki kabileden kurtarmak için İskoçya’ya, yani Highlander’e gidiyorlar. Bu zorlu yolculukta, Brigantes kabilesiyle karşılaşıyorlar. Mohawk kızılderilileri gibi yüzlerini boyamış genç savaşçıları olan kabile, Marcus’un babasının askerleriyle de savaşmış yakın geçmişte. Kartal heykeli de onların elinde. “Seal People”, yani mühür insanlar denilen genç savaşçılar, heykeli alan Marcus ve Esca’nın peşine düşüyorlar. Atları olan Marcus ve Esca, yayan yürüyen savaşçılara yakalanıyorlar. Marcus’un, babasının dağılmış askerleri bir araya geliyor ve Briganteslerle kanlı kılıçlı bir çarpışma başlıyor. Filme bakarsanız, iyiler Romalılar, kötülerse kabileler. Onlar vahşiler ve bizim bildiğimiz medeniyetten de yoksunlar. İnsana hiç de yabancı gelmiyor bu bakışlar. İnsan kızılderili soykırımlarını, işgâle uğramış Irak ve Afganistan’ı düşünüyor hemen. Batı hep yok edecek gibi. Esca, bir Pict. Bu Pictlerin dili, Galler’de konuşulan ilk dil. Pictlerin kökleri, “Britanya Demir Çağı”na kadar gidiyor. Marcus ve Esca’nın savaştıkları kabile Brigantesler, Britanya’nın kuzeyinde İskoçya’dan ve İrlanda’ya kadar yayıldılar. Onlar da Kelt kavminden. Keltler (Celtic), Romalılar tarafından dağıtılsalar da, kökleri hâlâ sürüyor. Orta Avrupa’dan başlayarak Britanya’ya kadar. Biliyorsunuz, Cermen ırkından olan Anglosaksonlar, M. S. 5. yüzyıldan itibaren Britanya’yı istilâ etmeye başladılar ve günümüzün İngilizleri oldular. İngilizler ortada yokken Britanya’da İrlandalılar, Galliler ve İskoçlar vardı. Hepsi de kabileydi işte.

1980 Alabama doğumlu Channing Tatum’un, Dito Montiel’in 2006 yapımı “A Guide to Recognizing Your Saints – Hayatındaki Azizleri Keşfetme Kılavuzu” filmiyle buralarda da adı duyulmuştu. 1986 doğumlu İngiliz oyuncu Jamie Bell, Stephen Daldry’nin 2000 yapımı “Billy Elliot”la sinemaya başladı, hem de başrolle. Danimarka sinemasında “Dogma” akımının önemli yönetmenlerinden Thomas Vinterberg’in 2005 yapımı “Dear Wendy – Sevgili Wendy”yle yeni bir çıkış yakalamıştı. 1935 doğumlu Kanadalı oyuncu Donald Sutherland, Hollywood’un yaşayan büyük oyuncularından. Onun göründüğü, Robert Altman’ın 1970 yapımı “M. A. S. H. – Cephede Eğlence”, Alan J. Pakula’nın 1971 yapımı “Klute – Fahişe”, Bernardo Bertolucci’nin 1976 yapımı “Novecento – 1900”, yine 1976 yapımı Federico Fellini’nin “Il Casanova di Federico Fellini – Kazanova” filmleri unutulmaz. Filmde, İzlandalı besteci Atli Örvarsson’un etnik tınılarına da kulak verin. Filmin İngiliz kameramanı Anthony Dod Mantle ünlü bir sanatçı. Lars von Trier ustanın vazgeçemediği bir usta o. Trier’in 2009 yapımı “Antichrist – Deccal” filmindeki sinemaskop görüntüleri insanı büyülüyordu. “Kartal” filmindeki sinemaskop çerçeveleri de büyülüyor. Marcus’un tedavi gördüğü amcasının yaşadığı köydeki çekimler çok estetikti. Bu sahnelerde ışık yumuşak kullanılmış ve sıcak fotoğraflar yansımış perdeye. Elbette, Brigantes kabilesinin yansıdığı tüm sahneler de öyle. Işık düzenlemeleri bir ressamın tualinden ödünç alınmış gibi. Renk kontrastları da çok keskin bu kabile sahnelerinde. Marcus’un çocukluğundan anlarda kameraman Mantle, objektifle oynayarak görüntüyü biçimbozumuna uğratıyor. Çerçevenin bazı bölümleri bulanıklaşıyor.

(24 Haziran 2011)

Ali Erden

sinerden@hotmail.com