Kadının Fendi (Made in Dagenham)
Yönetmen: Nigel Cole
Senaryo: William Ivory
Müzik: David Arnold
Görüntü: John de Borman
Oyuncular: Sally Hawkins (Rita), Geraldine James (Connie), Bob Hoskins (Albert), Miranda Richardson (Bakan Castle), Daniel Mays (Eddie), Rosamund Pike (Lisa), Rupert Graves (Peter)
Yapım: BBC Films-HanWay-UK Film Council (2010)
İngiltere’de 1968’de otomobil fabrikasındaki kadın işçilerin grevini anlatan “Kadının Fendi”, etkileyici ve insanı kadınlardan tarafa çeken bir film.
Yıl 1968. Dünyada 68 kuşağının rüzgârı eserken, Dagenham’daki Ford otomotiv fabrikasında kadınlar, “eşit işe eşit ücret” grevine gidiyorlar. Bu tarihe, “Ford dikiş makinecileri grevi” olarak geçti. Kadınlar, fabrikada koltuk döşemeleri dikiyorlar. İşçi sendikasının temsilcisi Albert Passingham, kadın işçileri yavaş yavaş greve hazırlıyor. Kadınlardan yana olan Albert, annesinin köle gibi çalışıp erkeklerin yarı ücret almasına hayatı boyunca öfkelenmiş bir insan. Bu yüzden daima kadınların hakkı olanı kazanmasını istiyor. Eddie’yle evli, Sharon ve Graham adında çocukları olan Rita O’Grady, toplantıda birden kendini grevin başında buluyor. Patronlarla ilk görüşmede Connie tutuk kalınca, etkili bir konuşma yapan Rita, grevin liderliğine geliveriyor. Rita, kadınların veya tüm insanların doğuştan hakkı olanları da hatırlatıyor filmde. Kadınlar köle değil ve kadınların elde ettikleri erkeklerin bir lütfu da değil. Başlarda eşini destekleyen Eddie, Rita’nın yoğun koşuşturmasından çocuklara bakmakta zorlanıyor ve sinirleri harap oluyor. Eddie’nin ıstıraplarını seyrederken, aslında kadınların doğuştan kahraman olduğunu fark ediyorsunuz. Biz erkeklerin hayatlarını ne kadar da kolaylaştırıyorlarmış. Her şey eşitlenince kadınların da hayatları kolaylaşıyor işte.
Sınıfını bilmek mi?..
Filmde, gelişmiş bir kapitalist toplumdaki, özellikle İngiltere’deki sınıfsal farklılık, cinsiyetçi ayrımcılık ve ikiyüzlülük hemen fark ediliyor. Rita ve ailesi toplu konutlarda yaşıyorlar. Rita, okulda oğlu Graham’i cetvelle döven öğretmene haddini vermeye gittiğinde sınıfsal bir aşağılanmayla karşılaşıyor. Aşağıdakiler, yukarıdakiler yani. Hikâyeye burada, kocası Peter Hopkins otomobil fabrikasında üst düzey yönetici olan Lisa da giriyor. En iyi üniversitelerin birinde tarih okuyan entelektüel Lisa, kocasının kendisini aşağılamasından dolayı belki, “aşağı sınıf”ın hareketine destek veriyor. Sonunda, İşçi Partisi’nin iktidarında 1968 – 1970 arasında İstihdam ve Verimlilik Devlet Bakanı olan Barbara Castle, kadın işçilerin sorunlarını çözüyor. Kadın işçiler önce 1970’te Britanya’da, sonra da diğer sanayileşmiş ülkelerde “Eşit Ücret Yasası”yla haklarını kazanıyorlar.
Kadınlar haklıdır…
Sol ruhlu The Guardian, bu film için “iyi hissettiren film” demiş. Gerçekten filmi seyrederken hoş esprilerle yüklü tatlı bir film diyorsunuz, filmin kadınların hakları için mücadele ettiklerini unuttuğunuzda. Hatta film unutturuyor. Otomobil fabrikasında greve giden kadınların lideri olan Rita, aslında hayali bir karakter. Grevi sürükleyen birkaç kadını Rita’da toplamış yönetmen. Filmin geçtiği mekânlar gibi. Filmin hikâyesi, Londra’nın doğusunda ve başkentin yaklaşık 19 km uzağındaki Dagenham banliyösünde geçiyor. Elbette Ford fabrikası, tarihinde karanlık bir sayfayı anlatan böyle bir filme mekânlarını vermeyeceği için, Dagenham şehri ve Ford fabrikası, Galler’deki Merthyr Tydfil şehrine bağlı Pentrebach’ta çekilmiş. Pentrebach’taki 2009’da kapanmış Hoover fabrikası, Ford fabrikasına dönüştürülmüş. Filmde duyulan, 1960’ların sonuna kadar kaydedilmiş müziklerden ve şarkılardan oluşturulmuş. Şarkıların hepsi elbette Amerikan ve İngiliz malı. Filmde, besteci David Arnold’ın özgün tınıları da duyuluyor. 1959 doğumlu İngiliz yönetmen Nigel Cole, 2003 yapımı “Calender Girls – Takvim Kızları” ve 2005 yapımı “A Lot Like Love – Aşk Gibi Bir Şey” filmleri buralara kadar gelmişti. 2010 yapımı “Made in Dagenham – Kadının Fendi”, Britanya’da “Made in Dagenham” adıyla anılıyor. Nedendir bilinmez bu filmin ne kadar çok adı var böyle. “We Want Sex – Seks İstiyoruz”, “We Want Sexual Equality – Cinsel Eşitlik İstiyoruz”, Britanya’da “Made in Dagenham – Dagenham Malı” gibi. Aslolan, ülkesinde hangi adla oynadığı. Filmin sinemaskop görüntüleri gerçekten çarpıcı. Öncelikle otomobil fabrikasındaki anlarda. Filmin kameramanı John de Borman, son dönemlerde öne çıkmış filmlerin gözü oldu. Filmde dönemin ruhu iyi yansıtılmış. 1960’lar, dekorlarla, kostümlerle ve arabalarla o dönemdeymiş hissini veriyor. Yönetmen filminin aralarında belgesel görüntüler de kullanıyor. Son jenerikte grevci kadınların da gerçek belgesel görüntülerini gösteriyor. 1976’da Londra’da doğan Sally Hawkins, perdede karakterlerine ruh katan oyunculardan. Tiyatrodan gelme Hawkins, sinemada da kendini fark ettirmeyi başardı. Mike Leigh’in “Vera Drake – Hemşire”de Susan (2004) ve “Happy-Go-Lucky – Daima Mutlu”da Poppy (2008), Woody Allen’ın “Cassandra’s Dream – Cassandra’nın Rüyası”nda Kate (2007) gibi oynadığı karakterlerle hatırlayabilirsiniz. Evet, kadınlardan yana olmak insana kendini iyi hissettiriyor. Bu film gibi. “Kadının Fendi” filmi, 30. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde de gösterilmişti.
(24 Haziran 2011)
Ali Erden