Zor Hedef (A Bout Portant)
Yönetmen: Fred Cavaye
Senaryo: Fred Cavaye-Guillaume Lemans
Müzik: Klaus Badelt
Kurgu: Benjamin Weill
Görüntü: Alain Duplantier
Oyuncular: Gilles Lellouche (Samuel), Roschdy Zem (Sartet), Gerard Lanvin (Werner), Elana Anaya (Nadia), Mireille Perrier (Fabre), Claire Perot (Yüzbaşı Susini), Adel Bencherif (Luc), Gregoire Benoit (Jaffart)
Yapım: Gaumont-LGM-TF 1 (2010)
Kirlenmiş polislere sert eleştiri getiren “Zor Hedef” filminde yönetmen Fred Cavaye, ilk filmi “Aşk Uğruna”daki gibi kadınını kurtarmaya çalışan bir erkeğin maceralarla dolu anlarını gerilimli bir hikâyeyle anlatıyor.
Orijinal adı “Yakın Mesafede” anlamına gelen 2010 yapımı “A Bout Portant – Zor Hedef”, 1967’de Fransa’nın kuzeybatısındaki Bröton bölgesinde bulunan ve sloganı “güvenli yaşa” olan Rennes şehrinde doğan Fred Cavaye’nin ikinci uzun filmi. Aslında filmin Fransızca adı, filmin anlattıklarıyla buluşuyor. Yönetmen, bu filminde polislerin içişlerine bakıyor ve kirlenmiş polislere sert eleştiri getiriyor. Yönetmenin ilk filmi, 2008 yapımı “Pour Elle – Aşk Uğruna”ydı. Yönetmenin bu iki filminindeki ortak noktasaysa, erkeğin, zor durumdaki kadınını kurtarmak için her şeyi denemesi. “Aşk Uğruna”, Paul Haggis’in yönetmenliğinde “The Next Three Days – Kaçış Planı” adıyla Hollywood’a da uyarlanmıştı.
Karışık işler…
Hastanede hastabakıcı olarak çalışan Samuel Pierret, İspanyol Nadia’yla evli. Nadia, hamile ve bir buçuk ay sonra kız bebeklerini doğuracak. Samuel, hemşirelik sınavına hazırlanıyor. Bu sade hayat yaşayan iki insanın dünyasına, gangsterler ve polisler giriyor ve her şey birdenbire nefes kesici bir gerilime dönüşüveriyor. Soygun yapan namlı hırsız Hugo Sartet, gecenin içinde birilerinden kaçarken motosikletin ona çarpmasıyla gözlerini Samuel’in çalıştığı hastanede açıyor. Ardından olaylar peş peşe geliyor ve Samuel’le eşini bir kaosun içine sürüklüyor. Sartet’nin soygundaki arkadaşları, Samuel’in evine ani baskın yapıp Nadia’yı kaçırıyorlar. İstedikleriyse, Samuel’in Sartet’yi üç saat içinde hastaneden çıkarması. Cinayet masasının şefi Fabre, Sartet vakasını alıyor ve seyirciler için de gizemli ve nefes kesen macera ve aksiyon da başlamış oluyor. Bu basit bir soygun vakası değil, ucu sivil polis şefi Patrick Werner’e kadar uzanıyor. Filmdeki aksiyon ve gerilim sahnelerinin gerçekten çarpıcı olduğunu belirtmeli. Samuel’le Sartet’nin Paris’in caddelerinde kaçış sahneleri hemen fark ediliyor. Öncelikle Samuel’in, Paris metrosunun tünellerinde polisten kaçışı tam anlamıyla heyecan veren aksiyon anlarıydı. Samuel’in, Sartet’nin götürdüğü Seine Nehri’nin sağ yakasında bulunan 10. bölgedeki Strasbourg Bulvarı üzerindeki dairede yaşanan anlar insanı gerçekten nefes kesici gerilime sürüklüyor: Sartet, banyoda kanlarını temizlerken, Samuel’in şef Fabre’ı cepten arayışı, adrese Werner ve sivillerinin gelmesi ve sonra da kaçıp kovalamacanın başlaması. Bu dünyada belki de Hollywood’la sinema anlamında başabaş gidecek şimdilik Fransız sineması görünüyor gibi.
Hitchcock ve Melville ruhları…
Sol ruhlu Le Monde Gazetesi’nin sinema eleştirmeni Jacques Mandelbaum, bu film için “çifte çile” demiş ve filme olumlu yaklaşmış. Gazete bu filmde, sadistçe Hitchcockyen bir geriliminin yanında, bulanık bir Jean-Pierre Melvilleyen ahlâkçılığını görmüş. Ilımlı sağcı haftalık Fransız haber dergisi Le Point bu film için, “yakın mesafeden kısa mesafe” diyerek filmi yerden yere vurmuş. 1967 Frankfurt doğumlu Alman besteci Klaus Badelt’in fonda duyulan gerilimli müzikleri de nefes kesiyor. Bu müzik, kafanızın içinde dolaşarak duvarlara çarpıyormuş gibi insanı hayli irkiltiyor. Öncelikle metrodaki kaçıp kovalamaca sahnelerinde. Kameraman Alain Duplantier’nin sinemaskop çerçeveleri, seyirciyi atmosferin içine alıyor. 1972’de, Aşağı Normandiya’nın önemli şehirlerinden Caen’de doğan Gilles Lellouche, buralara uğramayan 2004’te yönettiği ve olumlu eleştiriler aldığı mizahi tarafları da olan “Narco” filminde başrolü Guillaume Canet’ye vermişti. Narkoplepsi hastalığını anlatan film, gerçekçi taraflarıyla öne çıktığı belirtilmiş. Narkoplepsi, gece uykusu yeterince alınsa dahi gündüz uykusuzluk çekme anlamına geliyor. Lellouche, 2007’de Marc Gibaja’nın “Ma Vie n’est pas une Comédie Romantique – Senden Başka” filminde güzel Marie Gillain’le iyi bir ikili oluşturmuştu. 1965’te Paris’in kuzeybatısındaki Gennevilliers banliyösünde doğmuş heyecan verici oyunculardan Fas kökenli Roschdy Zem, bu filmde oyunculuk gösterisi yapmış. Sanki bir adım geriye çekiliyor ve oyunculuğunun tadını çıkartıyor bu etkileyici oyuncu. Zem, 2006’da başrolü muhteşem Cecile de France’la paylaştığı “Mauvaise Foi – Kötü Niyet” filmini de yönetmişti.
(27 Mayıs 2011)
Ali Erden
sinerden@hotmail.com