07 Ocak 2011 Haftası

“Güzel Bir Hayat Düşlerken”, 1991’de, ‘parçalanmaya başlamış’ Yugoslavya’nın Hersek’teki köyünde, yıllar önce ‘parçalanmış bir aile’nin diplere itilmiş saflık ve sevgiyi yeniden canlandırmasını, insan olduğumuzu ‘fena, hem de çok fena hissettirerek’ öykülüyor. Sapasağlam bir hikâye… Duygusal dalgalanmalar ve tonların yüreğinizi ele geçirdiği bir anlatım stili… Doğal oyunculuğun en iyi örnekleri… Yeni yılın ilk mükemmel filmi.

“Eyyvah Eyvah 2”, İstanbul’da bulduğu kayıp babası ve bu arayışında ona yardımcı olan ’harbi şarkıcı abla’, frapan Firuzan ile Çanakkale – Geyikli’ye dönen açıkgöz -fakat hemşire Müjgan’a ilanıaşkta mahcup- klarnetçi Hüseyin’in yeni sakarlıkları / serüvenleri… Yine ‘içimizden’ ve yine insanımıza özgü mizahtan üretilmiş bir eğlence. İddiasız, güldürmeye dönük, seyirciye vaat ettiklerini yerine getiren, aksaksız sayılabilecek bir çalışma. Zaten tekdüze bir hikâye olduğundan, öyle unutulmaz komedi anları yaratabilecek iniş – çıkışlar, iç içe geçmiş hareketler falan beklemeyiniz. Gidiniz, neşeleniniz, mutlu olunuz.

(05 Ocak 2010)

Ali Ulvi Uyanık

[email protected]