“Zor Baba 3”, hikâyesini, aile olmanın yükümlülükleri ve sıkıntılarıyla ilgili geliştirirken, ana ekseni, yine, emekli CIA ajanı kayınpeder ile bir türlü güvenemediği ‘erkek hemşire’ damadının çatışması üzerine kuruyor… Yanlış anlamalar, ters hareketler ve sözcüklerin – isimlerin anlamları üzerinden komedinin temel ögelerini içeren ‘unutulmaz anlar’ yaratıyor; içten kahkahalar atmanızı sağlayıp, bir araya gelmeleri gerçek bir sinema keyfi olan muhteşem kadroyla çok eğlendiriyor.
Uzun eleştiri için tıklayınız.
“Karmakarışık”, Grimm Kardeşlerin yazdığı, bir kuleye hapsedilmiş çok uzun saçları olan prenses Rapunzel’in öyküsünü, Flynn adlı yakışıklı hırsızın onun kalbini çalıp ‘dış dünya’ ile tanıştırması, kızın da bu genç adamı olumlu yönde değiştirmesi şeklinde, modern bir ritim duygusu ve klâsik stilde -coşkun Disney şarkılarına yer vererek anlatıyor… Tutsak ettiği prensesin saçlarındaki sihri kullanarak hep genç kalan Gothel Ana ise, bana göre gerçek bir ‘tragedya yıldızı’ ve herkesten rol çalan bir karmaşık karakter. Tabii onun seslendirdiği şarkıları Donna Murphy gibi Tony ödülü kazanmış bir müzikâl yıldızından dinlemek için DVD sürümlerini beklemek zorundasınız. Çünkü film vizyona silme Türkçe çıkıyor. Animasyonların Türkiye sinemalarında orijinal gösterilmesi, talep olmadığı için artık pek mümkün değil.
“Hırsızlar Şehri”, “Gone Baby Gone” ile yönetmenlikte etkili bir çıkış yapan Ben Affleck için duraklama olmuş. ‘Değerli’ banka soyguncuları yetiştiren Charlestown ‘okul’undan çıkmış dört genç adamın imza attıkları vurucu sahneler olsun, içlerinden birinin, rehine alıp bıraktıkları müdire ile yaşadığı aşkın dramatikliği ve FBI ajanının soluğunu enselerinde hissettiklerinde, ‘en deli’ olanın bu ilişkiye karşı çıkıp çifti göz hapsine almasıyla yükselen gerilim olsun, bir şey eksik… Hem de çok önemli bir şey! Her malzemesi tamam fakat lezzetsiz bir yemek gibi… Eksik olan inandırıcılık! Perdedekilere inanmıyor, duygudaşlık kuramıyorsunuz. Çünkü bu Boston (İrlandalılar) hikâyesinin karakterleri ‘tüm bir çevre’leriyle birlikte yaşamıyorlar: Hepsi boşlukta gibi.
Gösterim sonrası “acaba ben mi farklı hissettim” diye, bir filmi izledikten sonra nadiren kendimden kuşku duyduğum sırada sinema yazarı arkadaşım Burak Göral’la konuştum. Burak’la da hemfikir olduk ve o daha da ileriye gidip çok ciddi senaryo zaaflarından bahsetti…
Kendi adıma, Affleck’ten, en az, ilk uzun metrajlı filmi denli sert bir tokat bekliyordum. Nitekim Altın Küre’de de -çok doğru bir kararla- ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’da Jeremy Renner aday gösterildi sadece.
(22 Aralık 2010)
Ali Ulvi Uyanık
[email protected]