Sadi Bey’in Twitter Günlükleri:
47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali de hayırlısıyla sona erdi. Alanlar aldığına, verenler verdiğine sevindi.
47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin en dikkat çeken yönü, ben diyeyim “Türkiye’nin engin ve geniş kültür mozayiğini yansıtan filmler …
… gösterildi”, sen diyesin “Ne âlâkası var”. Şu âlâkası var: Festivalde ilk seyrettiğim “Press” filminin gala gösterimi sonrasında …
… filmin başrol oyuncusu söyleşiye bir güzel Kürtçe başladı, seyirciden gelen tepki üzerine konuşmasını telâşla Türkçe’ye çevirerek …
… sürdürdü. Özgür Gündem Gazetesi’nin başına gelenleri anlatan filmde doğal olarak bol bol Kürtçe konuşmalar da vardı. Daha sonra “Kar …
… Beyaz”ı izledik. Onun söyleşisinde de filmin müziklerini yapan Mircan Kaya, filme 2 adet Lazca şarkı koyduğunu söyledi. Zor anlaşılır …
… bir film olsa da yönetmen Selim Güneş’in dediği gibi diyalogdan çok görselliği ve müziğe verdiği önem nedeniyle ilgiyi hak eden bir …
… film olmuş. “Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak” adlı filmde İsmail Hacıoğlu’nun canlandırdığı gencimiz bir güzel İtalya’ya gidip …
… İtalyanca öğrendi ve Sinyora Enrica ile haşır neşir oldu. Sonra biliyorsunuz Altın Portakal jürisi festival tarihinde bir ilki …
… gerçekleştirerek En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü İtalyan ilâhesi Claudia Cardinale’ye verdi. Orhan Oğuz da Şevket Emrulla ile Nilüfer …
… Açıkalın’ı başrollerde oynattığı “Hayde Bre”de Makedonya’ya gitti geldi. Derviş Zaim “Gölgeler ve Suretler”de Kıbrıs olaylarını …
… tarafsız bir gözle çok güzel anlatmış, filmde bir konuşma Türkçe, bir konuşma Rumca. Festivalde doğal olarak Türk insanını anlatan …
… filmlerde vardı. En İyi Film Ödülü bilindiği gibi bunalımlı insanlarımızı “başarılı bir şekilde” anlatan “Çoğunluk”a verildi. “Gişe …
… Memuru” derseniz çaresiz insanlarımız üzerine odaklanmış. Yönetmenin dediğine göre filmin çekiminden sonra otoban gişelerindeki …
… memurlar yok olmuş, her şey otomatiğe bağlanmış. 05 – 09 Ekim tarihleri arasında İzmir’de gerçekleştirilen Türkiye Psikiyatri Derneği …
… Kısa Film Yarışması’nda birincilik ödülünü -açıklamada yazıldığı gibi- “Bîsqîlet” (Bisiklet), ikincilik ödülü ise “Dut Zamanı” (Dema …
… Tûya) adlı filmler kazanmış. 40 yıllık -lâfın gelişi-, aslında 96 yıllık Türk Sineması, birkaç yıldır Türkiye Sineması olarak …
… adlandırılıyordu. Festivalde muratlara erildi mi ne? Ne diyeyim rahmetli Cem Karaca’nın dediği gibi “Bindik bir âlâmete, gideyoz …
… kıyamete?” mi?
Çeçenlerle ilgili gemi kaçırmaları, vs. olduğu yıllarda Taksim Meydanı’nda metrodan çıktım, tam merdivenin köşesini dönüyorum 50 – 60 …
… yaşlarında bir amcam bana doğru geldi, kızgın kızgın konuşmaya başladı: “Devlette iş yok, olayları iyi yönetemiyor, gideceksin …
… Çeçenistan’a…” vs. gibi bir şeyler söyledi. Merak ettim: “Hayırdır amcabey, seninle ne âlâkası var, nerelisin sen?” Amcam Çeçen …
… imiş, 40 yıl önce Türkiye’ye gelmiş. Açmış, yedirmişiz, çıplakmış giydirmişiz. Doğal olarak tutamadım kendimi: “Amcabey, buradan atıp …
… tutacağına git babavatanına, kurtarıver oraları” deyiverdim. Bilmem doğru mu deyiverdim, eğri mi deyiverdim? Mamafih takıldı kafama.
(19 Ekim 2010)
Sadi Çilingir
sadicilingir@sadibey.com