2010 Yılı Üçüncü Çeyrek, 13 Hafta Türkiye Sinema Vizyon Raporu

2010 yılının üçüncü on üç haftasına ait Türkiye sinema vizyon genel raporu, Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi yönetmeni Deniz Yavuz tarafından hazırlanarak kamuoyunun dikkatine sunuldu. Türkiye’deki film dağıtımcısı şirketlerin 02 Temmuz – 30 Eylül 2010 tarihleri arasında dağıttıkları sinema filmlerinin ulaştıkları seyirci sayısını ve yaptığı hasılatı gösteren rapordan alıntı veya kopyalama yapılırken Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin kaynak gösterilmesini rica ederiz.

  • Rapora ulaşmak için tıklayınız.
  • Web Sitesi
  • 16. Yılında Türsak Sinema Seminerleri, 34. Dönemine Yeniliklerle Başlıyor

    Türsak – Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı tarafından, Türkiye’de sinema kültürünün yaygınlaştırılması amacıyla, sinema sanatının öncüleri ve alanlarında uzman akademisyenlerin rehberliğinde 16 yıldan bu yana kesintisiz olarak sürdürülen Türsak Sinema Seminerleri, 34. Dönemi katılım başvuruları başladı. Bugüne dek yüzlerce sinemaseveri beyazperdenin üretim süreciyle tanıştıran Türsak Sinema Seminerleri, 23 Ekim 2010 – 12 Mart 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 34. Dönemine, eğitim çalışmaları programında, eğitim kadrosunda ve eğitim çalışmalarının gerçekleştirileceği mekânlarda yaptığı yeniliklerle giriyor.

  • Basın Bülteni
  • Program
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    16. Yılında Türsak Sinema Seminerleri, 34. Dönemine Yeniliklerle Başlıyor yazısına devam et
  • Gökhan Kırdar, Yeni Projesi “Soundtrack” ile Ortadoğu, Asya ve Avrupa Ülkelerinde

    Birçok oyuncu sanatçı ve Türkiye ile âlâkalı yapılan herşeyi kendilerinde kullanan Araplar şimdi de Türkiye’de birçok dizi ve filme müzik yapan Gökhan Kırdar’ın müziklerinden esinleniyor. Türk dizilerinin ortadoğu ve birçok başka ülkede de yayınlanmasından sonra Türk müziğine yoğun ilgi başladı. Bunlara en yakın örnek, Gökhan Kırdar müzikleri.
    Ortadoğu’da yayınlanan Kurtlar Vadisi, Haziran Gecesi, Yabancı Damat ve birçok dizinin oyuncularına olan ilgi, müziklerine de gösteriliyor. Gökhan Kırdar, Türkiye’deki gibi büyük ilgi görmenin sevindirici ve şaşırtıcı olduğunu söyledi.

  • Basın Bülteni
  • Gökhan Kırdar fotoğrafları için tıklayınız.
  • Sinemanın Unutulmaz İkilisi: Yavru ile Katip

    Sinemanın, “Laurel ve Hardy” gibi özel ikilisi olan İtalyan komedyenler Franco ve Ciccio, Türkiye’de özellikle “002 Yavru ile Katip” olarak biliniyor. Erol Günaydın – Altan Erbulak’ın dublajları hiç unutulmadı.

    Bir zamanlar Türkiye’de, en çok 1970’lerde, birçok sinemaseverin Louis des Funes’yle beraber en büyük tutkularından biriydi “Yavru ile Katip…” İtalyan sinemasının bu muhteşem kadim dostunu Altan Erbulak’la Erol Günaydın seslendirmişlerdi. “Katip”i Altan Erbulak “donuk” bir ses tonuyla konuşurken, Erol Günaydın da “Yavru”yu “sıcak” ve doğaçlama olarak konuştu. Bu filmleri Erol Günaydın – Altal Erbulak ikilisinin seslendirmesi olmadan seyrederseniz o kadar tat almayabilirsiniz, belirtelim. Kısa boylu ve hafif tombulca olan “Yavru”ya Franco Franchi hayat verdi. Uzun boylu, soğuk, kıvırcık saçlı ve kaytan bıyıklı “Katip”i de Ciccio Ingrassia oynadı. “Yavru”, kaşlarını oynatmakla ve mimikleriyle meşhurdu. Onların hiç parası yoktu ve şehri altını üstüne getirirlerdi.

    “Yavru” Franco Franchi, 28 Eylül 1922’de Palermo’da doğdu, 09 Kasım 1992’de Roma’da öldü. “Katip” Ciccio Ingrassia da, 05 Ekim 1922’de Palermo’da doğdu, 28 Nisan 2003’te Roma’da öldü. İkisi de Sicilyalıydı. İkisinin yolları sinemada 1960 yılında buluştu ve küçük rollerde birlikte görünmeye başladılar. Sonra da sinemada kahkaha makinesine dönüştüler. Onların karakterlerinde “aptal – zeki” karşıtlığı vardı. “Yavru ile Katip”, 1960’lı yıllarda Türkiye’de “Bıdık ile Düdük” adıyla anılıyordu. Örneğin, Luigi Scatti’nin yönettiği 1966 yapımı “Due Marines e un Generale” filmi “Bıdık ile Düdük Gönüllü Kahramanlar” adıyla gösterime girdi. İkili bu filmde başrolü büyük usta Buster Keaton’la paylaştı. Sinemaskop çekilmiş bu filmin hikâyesi 2. Dünya Savaşı’nda geçiyordu. Bu muhteşem ikili “Yavru ile Katip” diye de anılıyordu tabii ki.

    1970’lere damga vurdular…

    Türkiye’de bazı uğraşlar gerçekten uğraş istiyor. 1970’lerde “Yavru ile Katip” filmlerinin sinemada gösterilen Türkçe adlarını bulabilmek gerçekten çok zorlu bir macera. Bulsanız da bu sefer de orijinal adlarını bulmakta zorlanıyorsunuz. Türkiye’de “002” olarak da bilinen “Yavru ile Katip” sinemanın “süperstar”larıydı ama Türkiye’de çabucak unutuldular. Onların yolları, 1960 yılında Mario Mattoli’nin yönettiği renkli ve sinemaskop çekilmiş “Appuntamento a Ischia” (Ischia’da Randevu) filminde kaçakçı rolleriyle buluştu. Ischia, Napoli açıklarında cennet bir tatil adası. Bu muhteşem adada, René Clément’ın 1960’ta yönettiği “Plein Soleil – Kızgın Güneş”, Joseph L. Mankiewicz’in 1963’te yönettiği “Cleopatra – Kleopatra”, Billy Wilder’ın 1972’de yönettiği “Avanti – Dokunma Gıdıklanırım” ve Anthony Minghella’nın yönettiği 1999 yapımı “The Talented Mr. Ripley – Yetenekli Bay Ripley” gibi filmler de çekildi.

    1960’lı yıllarda da Türkiye’de filmleri gelse de daha çok 1970’li yıllarda popülerlik kazandı “002 Yavru ile Katip…” Şubat 1970’te Marcello Ciorciolini’nin yönettiği 1968 yapımı “I nipoti di Zorro – Zorro Diye Biri” filmleri gösterildi ikilinin. Yönetmen Giovanni Grimaldi’nin yönettiği 1967 yapımı “Il lungo, il corto, il gatto – Yavru, Katip ve Kedi”, Sergio Leone’ye bir selâm spagetti westerniydi. 1972 yılında Giorgio Simonelli’nin 1966 yapımı “I due figli di Ringo – 002 Yavru ile Katip Konuşan Katır”, Giovanni Grimaldi’nin 1969 yapımı “Franco e Ciccio sul Sentiero di Guerra -002 Apaçilere Karşı”, Osvaldo Civirani’nin 1971 yapımı “I Due della Formula uno alla Corsa piu Pazza Pazza del Mondo – Yavru ile Katip Çapkın Şoförler”, Giuseppe Orlandini’nin yönettiği 1971 yapımı “I Clan dei Due Borsalini – 002 Borsalino Çetesi” filmleri gösterime girdi. Osvaldo Civirani’nin yönettiği 1972 yapımı “I Due figli di Trinita” filmi “002 Trinita’nın Çocukları” ve “002 Trinita Kardeşler” adlarıyla anılıyor. Bu spagetti western 1973 yılında ülkemizde gösterildi. 1974’te Osvaldo Civirani’nin yönettiği 1971 yapımı “I Due Pezzi da Novanta – 002 Hızlı Kayakçılar”, 1974 yapımı “002 İdam Mahkumları” ve Nanno Cicero’nun 1973 yapımı “Ultimo Tango a Zagarol – 002 Roma’da Son Tango” komediseverlerle buluştu. 1975 Mart ayında Riccardo Pazzaglia’nın 1974 yapımı “Farfollon – 002 Kelebek” filmleri gösterildi sadece. Ciccio Ingrassia’nın 1974 yılında yönettiği ve kendinin oynamadığı, ama kadim dostu Franco Franchi’nin başrolde oynadığı “Paolo il Freddo” (Soğuk Paolo) filmini yönetti. Sinemaskop çekilmiş bu filmin kameramanıysa Tino Santoni’ydi. “Yavru ile Katip”, 1970’lerin ortasından sonra artık filmlerde sık sık bir araya gelmiyorlardı. 1980’li yıllarla beraber televizyona ağırlık verdiler. 1980’li yıllarda “Yavru ile Katip” zaman zaman televizyon dramalarında bir araya gelmeye başladılar. Beraber oynadıkları son sinema filmi, Taviani kardeşlerin 1984’te yönettiği “Kaos” oldu. “Kaos”ta “Katip” Ciccio Ingrassia, Don Lollo karakteriyle unutulmaz bir kompozisyon çizdi ve “mamma mia” nidası hâlâ belleklerde. “Yavru” Francho Franchi de Zi’ Dima rolündeydi bu filmde. “Katip” Ciccio Ingrassia, büyük usta Federico Fellini’nin 1974 yapımı “Amorcord – Hatırlıyorum” filminde de Teo karakterini canlandırmıştı. “Katip”, 1990 yılında ustalardan Ettore Scola’nın “II Viaggio di Capitan Fracassa – Kaptan Fracassa’nın Yolculuğu”nda küçük bir rolle göründü. “Katip”, 1992’de “Yavru” öldükten sonra sinema filmlerinde ve televizyon dizilerinde küçük rollerde görünmeyi sürdürdü 1996 yılına kadar. Sonra da ölene kadar hiçbir yapıtta oynamadı. Onlar, bir zamanların “süperstar”ları gibi unutulup gittiler. Bruno Corbucci’nin1968 yapımı “I Due Pompieri – 002 İtfaiyeciler” filminde itfaiyeci olan ikiliden “Yavru”nun “Bastır Ankaragücü” nidası gibi.

    Filmlerinden:

    1960: Appuntamento a Ischia – Ischia’da Randevu
    1964: L’Amore Primitivo – Bıdık ile Düdük Dünyada İlk Aşklar
    1964: Due Mafiosi nel For West – 002 Vahşi Batı
    1964: 002 Agenti Segretossimi – 002 İtalya’dan Sevgiler
    1965: Due mafiosi contro Goldginger – 002 Altınparmak
    1965: I due Toreri – Aslan Trafikçiler
    1965: I due Figli di Ringo – 002 Konuşan Katır
    1965: Per un Pugno nell’Occhio – Bir Avuç Dolar
    1966: Due Marines e un generale Due marines e un generale
    1966: Due Marines e un Generale – Bıdık ile Düdük Gönüllü Kahramanlar
    1966: Le Spie Vengono dal Semifreddo – 002 Kadın Avcıları
    1966: I due figli di Ringo – 002 Yavru ile Katip Konuşan Katır
    1967: Il lungo, il corto, il gato – 002 Yavru, Katip ve Kedi
    1968: I nipoti di Zorro – Zoro’nun Torunları
    1968 I Due Pompieri – 002 İtfaiyeciler
    1969: Franco e Ciccio sul Sentiero di Guerra – 002 Apaçilere Karşı
    1969: Don Franco e Don Ciccio nell’anno della Contestazione – 002 Babanın Oğlu
    1971: I Due della Formula uno alla Corsa piu Pazza Pazza del Mondo – Yavru ile Katip Çapkın Şoförler
    1971: I Clan dei Due Borsalini – 002 Borsalino Çetesi
    1975: II Sogno di Zoro – 002 Zorro Diye Biri

    (14 Ekim 2010)

    Ali Erden

    sinerden@hotmail.com

    Rasim Öztekin ve Mete Horozoğlu “Babamın Sağlığı İçin Ne Yapardım?” Sorusunu Sordurtacak

    Aksiyon ve kahkaha dolu Vay Arkadaş – Manik, Tik, Dildo filminde, Rasim Öztekin ve Mete Horozoğlu, sergiledikleri baba-oğul hikâyesi ile izleyenleri duygulandırırken, “Babamın sağlığı için ben neleri göze alırdım?” sorusunu sordurtacaklar. Üç kafadarın komik maceralarını anlatan filmde Dildo’nun babası rolündeki usta oyuncu Rasim Öztekin, Manik ve Tik’in üzerinde de çok emeği olan aksi ihtiyar Efendi’yi canlandırıyor. Dildo, Manik ve Tik, Efendi’nin ameliyatı için gerekli parayı bulmak amacıyla araba çalıyor ve kendilerini beklenmedik bir maceranın içinde buluyorlar.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Ülkemizde ve Dünyada Büyük Ses Getirecek Hür Adam Filminin Çekimleri Tamamlandı

    Gişe rekorları kıran Minyeli Abdullah’la bir döneme damgasını vuran yapımcı ve yönetmen Mehmet Tanrısever, 20 yıl aradan sonra yine çok konuşulacak bir filmle Türk sinemasına dönüş yapıyor. Mehmet Tanrısever bu kez Said Nursi’nin hayatını ele alan Hür Adam filmiyle yapımcı, yönetmen ve senarist olarak seyircinin karşısına çıkacak. Hür Adam filminde Said Nursi’yi Mürşit Ağa Bağ canlandırıyor. Çekimleri, Isparta’nın Eğirdir İlçesine bağlı Barla Beldesi, Safranbolu ve İstanbul’da gerçekleştirilen Hür Adam filminde 70 kişilik teknik ekiple birlikte binden fazla figüran yer aldı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Mahpeyker: Kösem Sultan, 15 Ekim 2010 Tarihinde Vizyona Giriyor

    Senaryosunu gazeteci yazar Avni Özgürel’in kaleme aldığı, yönetmenliğini Tarkan Özel’in yaptığı Mahpeyker: Kösem Sultan filmi 15 Ekim 2010 tarihinde vizyona giriyor. Çocuk yaşında esir kafilesiyle İstanbul’a getirilip bir ailenin yanına evlâtlık olarak verilen genç kızın, Osmanlı İmparatorluğu’nu yönetme gücünü elde edecek seviyeye tırmanışının hikâyesini anlatan Mahpeyker: Kösem Sultan’ın ana karakterlerini Selda Alkor, Damla Sönmez, Gökhan Mumcu, Selda Özer, Ayten Soykök, Suavi Eren, Öykü Çelik, Başak Parlak, Uğur Kıvılcım ve Mansur Ark gibi ünlü isimler canlandırıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Amcam Önceki Hayatlarını Hatırlıyor

    Apichatpong Weerasethakul’un yönettiği ve Thanapat Saisaymar, Jenjira Pongpas ile Sakda Kaewbuadee’nin oynadığı Amcam Önceki Hayatlarını Hatırlıyor (Uncle Boonmee Who Can Recall His Past Lives), 22 Ekim 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Boonme Amca, böbrek yetmezliğinden ölmek üzeredir; taşradaki evine çekilmiş, son günlerini sevdikleri ve akrabalarıyla geçirmektedir. Bir akşam, yemek sofrasında, rahmetli karısıyla oğlunu görür. Boonme, ölmüş yakınlarıyla sohbetleri sayesinde öbür dünya hakkındaki sorularına yanıt bulabilecek midir?

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Ömür Gedik sinemazon.com’dan Hakan Sonok ile Söyleşi Yaptı

    Hürriyet Gazetesi sinema yazarı, film eleştirmeni, köşe yazarı, Kanal D’de yayınlanan sinema programı Cinemania’nın hazırlayıcısı ve sunucusu Ömür Gedik, sinemazon.com’dan Hakan Sonok ile söyleşi yaptı. Sinema medyamızın en mütevazi, en dobra, en içi dışı bir temsilcisi Ömür Gedik, uzun süredir Türkiye’deki savunmasız, çaresiz, zor durumdaki hayvanların sözcülüğünü, avukatlığını üstleniyor. Röportaj şöyle başlıyor, Hakan Sonok: “Savunmasız, güçsüz, biçare, çaresiz, kimsesiz, sahipsiz, aç hayvanların avukatı, koruyucusu, savunucususun. Onlardan yana tarafsın. Kanaat önderi pozisyonunu …

  • Basın Bülteni
  • Söyleşinin devamı için tıklayınız.
  • Antalya, Altın Portakal’da Müziğe de Doyacak

    Antalya Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali programı içinde yer alan konserlerde müzik coşkusu zirve yapacak. Konserlerinde Emir Kusturica ve grubu, Moğollar, Edip Akbayram, Sümer Ezgü, Kıraç, Gökhan Kırdar, Marsis, Emine Akmeşe ve İlke Türkdoğan izleyicilerle buluşacak. Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonu’nda ise Can Dündar – Fahir Atakoğlu ikilisi sevenleriyle bir araya gelecek.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Antalya, Altın Portakal’da Müziğe de Doyacak yazısına devam et
  • Filmekimi 08 Ekim Cuma Günü Başlıyor, Ek Seanslara Dikkat

    Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen ve sinemaseverlerin her yıl olduğu gibi coşku ve heyecanla karşıladığı sonbaharın film haftası Filmekimi, 08 Ekim Cuma günü başlıyor. Sekiz yıl boyunca Beyoğlu Emek Sineması’nda gerçekleştirilen Filmekimi, bu yıl Emek Sineması’nın yokluğunda Atlas ve Beyoğlu Sinemaları’nın yanı sıra, Cinebonus Maçka G-Mall Sineması’nın iki salonu da dahil olmak üzere, dört ayrı salonda izleyicilerle buluşacak. 2010 yılının önemli uluslararası festivallerinde ödüller alan ve merakla beklenen filmlerinden oluşan Filmekimi’nde her akşam 21:30 seansında bir filmin galası yapılacak.

  • Basın Bülteni
  • Filmekimi hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Tiglon Film Filmleri

    Aşkın İkinci Yarısı, İyi Yürek (The Good Heart), Borsa: Para Asla Uyumaz (Wall Street: Money Never Sleep), Üç Harfliler: Marid, Paris’te Son Konser (The Concert), Ejderha Dövmeli Kız: Millennium Üçlemesi 1 (The Girl With The Dragon Tattoo), Saftirik Greg’in Günlüğü (Diary Of A Wimpy Kid), Son Kahraman (John Rabe), Predators, Diriliş (Afterlife), A Takımı (The A Team), Vahşet Sapağı (Snarveien – Detour), Ciddi Bir Adam (A Serious Man), Yepyeni Bir Hayat (A Brand New Life), Anneler ve Kızları (Mother and Child), Gece ve Gündüz (Knight & Day), Yuva (The Refuge – Le Refuge), Ölüm Peşimizde (Yoga), Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma (The Twilight Saga: Eclipse), İşkence Okulu (Tormented), Şüphe (Tale 52), Gezegen 51 (Planet 51), Koleksiyoncu (The Collector), Çılgın Bir Gece (Date Night), Siyah Beyaz, Şark Oyunları (Eastern Plays), Cehenneme 2 Adım (Descent 2), Aşk Dersi (An Education), Soul Kitchen, Aşk Geliyorum Demez, Okyanus Dünyası (Oceans), Buz Devri 3: Dinozorların Şafağı (Ice Age 3: Dawn of the Dinosaurs), Parti Tırtılları (Disco Ormene – Sunshine Barry & The Disco Worms), Teldeki adam (Man On Wire), Sevimli Dinozor Tatilde (Impy’s Wonderland), 08 – 14 Ekim 2010 seansları için tıklayınız.

    Hayal Çetesi

    +90 Film Yapım’ın yapımcılığını üstlendiği, yönetmenliğini Seyfettin Tokmak ve Kenan Kavut’un yaptığı, Hayal Çetesi isimli belgesel, 23 – 30 Ekim tarihleri arasında Fransa’da düzenlenecek 32. Montpellier Film Festivali’nin belgesel filmler bölümünde yarışacak.
    Batı Karadeniz’de Küre Dağları’nın yamacındaki bir dağ köyünde yaşayan, yılların eskitemediği üç define avcısı Arif (67), Mehmet (56) ve Refik’in (48) dokunaklı ve komik öyküsünü konu alan Hayal Çetesi, ilk kez 12. Selanik Belgesel Film Festivali’nde uluslararası platformda izleyiciyle buluşmuştu.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Sinecine Dergisi’nin 2. Sayısı Çıktı

    Türkiye’nin ilk hakemli, akademik sinema dergisi sinecine’nin ikinci sayısı, farklı disiplinleri sinema ortak paydasında buluşturmak ve farklı konuları tartışmak için Prof. Dr. S. Ruken Öztürk’un editörlüğünde çıktı. Dergi ile ilgili her türlü bilgi için web sitesine bakılabiliyor. Yerli sinemadan Hollywood’a, sanat sinemasından popüler sinemaya, klâsik sinemadan çağdaş sinemaya, psikanalizden feminizme, kuramsal yaklaşımlardan alımlama araştırmalarına, türlerden yönetmenlere dek uzanan çeşitli konularda üretilen yazılara yer vermeyi amaçlayan sinecine’nin yeni sayısı için yazı ve katkı bekleniyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sinecine Dergisi’nin 2. Sayısı Çıktı yazısına devam et