15 Ekim 2010 Haftası

“Sammy’nin Maceraları”nı izlerseniz, bir deniz kaplumbağasının yanında tam elli yıl gezegenin sularında dolaşıp ‘insanoğlunun ihaneti’ne karşın ‘pes etmeyen’ doğanın mucizevî güzelliklerine tanık olmanın keyfini süreceksiniz. Anımsatalım, IMAX için 3 Boyutlu üretim yapan nWave Pictures’ın filmi, kusursuz bir derinlik duygusu oluşturuyor.
Uzun eleştiri için tıklayınız.

“Red”, biri kadın dört CIA emeklisi sıkı ajanın bir suikastlar zincirinden kurtulmak için teşkilâtta adamları da olan ‘kötü silâh tüccarı’ ve avanesiyle giriştiği -neredeyse- küçük çaplı muharebeleri, ‘kurt oyuncular’ın ayrıntılarla süslediği bir mizahla sunuyor. Bir sürü farklı kentte ve bir tuhaf tanışma / aşk öyküsü ekseninde istemediğiniz kadar aksiyon, tamamen eğlenmeniz için! Ama dikkat: Aynen “Sevgili Hedefim” gibi, katillere fazlasıyla sempati duymanız, sonra rahatsız edebilir!

“Çoğunluk”, dünyadaki yerine, mesleği / kültürel katkılarıyla ile değil de hüviyetiyle (Türk / Müslüman) tutunmaya çalışan, yüzyıllar öncesinden bu yana süregelen can alma / can verme misyonunu iliklerine kadar hisseden, tensel temasın tinsel sağlığa açılan kapı olduğunu bilmeyen ve keşfedemeyen, keşfetmeyen şefkat yoksunu sert erkeklerin kendi çocuklarını da aynı minvalde yetiştirmeye çalıştıkları bir toplumda çekirdek aileye odaklanıp, seyirciyi, evin ‘zayıf halka’sı delikanlının yaşamına bir süreliğine dâhil ediyor. Bu, hiçbir olguyu / detayı seyircinin gözüne sokmayan, her plânı incelikle düşünülüp yazılmış ve çekilmiş, toplum bilimsel spektrumu geniş bir tespit… Yüksek düzeyde bir sanat yapıtı değil; kusursuz bir sinema filmi. Şahsen farkında olmadığım ve bilmediğim bir şeyi anlatmıyor, ancak ‘bir ülkenin anatomik bilgileri’ni tarihe not düşüyor. Bir ilk filmde kırk yıllık yönetmenlerin başaramadıklarını gerçekleştirmek az buz değil. Seren Yüce’ye bravo!

(17 Ekim 2010)

Ali Ulvi Uyanık

ali.ulvi.uyanik@gmail.com