Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sinemacılara maddi destek sağlayan Sinema Filmlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’nin 07 Eylül 2010 tarihli 27695 no.lu sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre, yapım desteği alanların ikinci kez destek başvurusunda bulunması için projelerini gerçekleştirmiş olması, geri ödemeleri tamamlaması veya kanunla düzenlenmiş olan 3 yıllık destekten faydalanamama süresini tamamlaması gerekiyor. (Haber: Serpil Boydak.)
Aylık arşivler: Eylül 2010
Eyyvah Eyvah 2
Hakan Algül’ün yönettiği ve Ata Demirer, Demet Akbağ, Özge Borak Şakrak ile Salih Kalyon’un oynadığı Eyyvah Eyvah 2, 07 Ocak 2011’da UIP Filmcilik dağıtımıyla BKM Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Nihayet babası Ali Rıza Şeker’i bulan Hüseyin için artık mutlaka halledilmesi gereken tek bir şey kalmıştır, o da Geyikli’de sevdalanmış olduğu hemşire Müjgan’a bir an önce kavuşmak ve Firuzan’ın hediye ettiği yüzüğü ona verip Müjgan’ın kalbini kazanmaktır. Eyyvah Eyvah 2, Firuzan, Hüseyin’in babası Ali Rıza Şeker, Hüseyin’in yolunu gözleyen dedesi ve ninesinin yeni ve komik hikâyesini yine klarnet eşliğinde beyazperdeye getiriyor.
- Basın Bülteni: 1 / 2
- Fotoğraflar
- Web Sitesi
- Fragman
- Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
Paramparça’nın Basın Gösterimi Oyuncuların Katılımıyla Nişantaşı City’s AVM City Life Sineması’nda Yapıldı
Naci Çelik Berksoy’un yönettiği ve Ozan Çobanoğlu, Kadim Yaşar, Ezgi Sertel ile Fatih Yurdakul’un oynadığı Paramparça filminin basın gösterimi oyuncuların katılımıyla 07 Eylül 2010 Salı günü Nişantaşı City’s AVM City Life Sineması’nda yapıldı. Filmin konusu şöyle: Dış dünyadan kaçsa da, hapisten yeni çıkan eski kiralık katil Kemal’in vicdanı rahat değildir. Yeni bir hayata başlayabilmek için eşi ve kızına sarılır. Fakat kötü kaderi peşini bırakmaz. Ömer’den intikam almayı kafasına takmış olan Uğur, aradığı adamı bulmuştur ve Kemal tekrar karanlık dehlizlere dalar. Yeni bir hayat için başka birinin hayatını alacaktır.
Tüm Dünyanın Merakla Beklediği Türk Filmi Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak 25 Şubat 2011’de Sinemalarda
Ares Media’nın yapımcılığını üstlendiği, başrollerinde dünya starı Claudia Cardinale ve İsmail Hacıoğlu’nun yer aldığı Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak 25 Şubat’ta vizyona giriyor. Lavinia Longhi, Teoman Kumbaracıbaşı, Nilay Cennetkuşu, Fahriye Evcen, Murat Karasu filmde rol alan diğer isimlerden bazıları. Kendisini yıllar önce terk eden kocasından sonra, hiç bir erkeği kapısından bile içeri sokmayan Sinyora Enrica, yıllarca bozmadığı bu kuralı, yanlış anlama sonucunda evine gelen bir Türk öğrenci için bozacaktır. Enrica, sadece evini açmakla kalmayıp, yıllarca kilitli tuttuğu kalbini de bu Türk gencine açacaktır.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Kurtlar Vadisi Filistin’in Yapımcısı Pana Film’den Açıklama
Kurtlar Vadisi Filistin filminin yapımcısı Pana Film’den açıklama yapıldı. Açıklama şöyle: “Kurtlar Vadisi Filistin filminin çekim takvimi, yoğun aksiyon sahneleri, zor çalışma koşulları, yaşanan aksilikler gibi sebeplerden uzamıştır. Kurtlar Vadisi Filistin’in daha önce duyurulan tarihte vizyona girmesi mümkün olmadığından, filmin vizyon tarihi …”
Seni Uzaktan Sevmek, Filmi “Girls Night Out” Etkinliği ile Cinecity Sinemaları’nda
Cinecity Sinemaları, Girls Night Out etkinliği çerçevesinde bu kez perdelerini Seni Uzaktan Sevmek için açıyor. Başrollerini Drew Barrymore ile Justin Long’un paylaştığı film, iki gencin, birbirlerinden kopamamalarının hikâyesini konu alıyor.
Film, 14 Eylül Salı akşamı Kozyatağı Wings Cinecity Trio’da, 15 Eylül Çarşamba akşamı ise Wings Cinecity Etiler’de 21.30 seanslarında konuklarına eğlenceli bir gece yaşatacak.
Seni Uzaktan Sevmek, Filmi “Girls Night Out” Etkinliği ile Cinecity Sinemaları’nda yazısına devam et
Garip Bir Aşk Öyküsü
Kevin Smith’in yönettiği ve Seth Rogen, Elizabeth Banks, Craig Robinson ile Jason Newes’in oynadığı Garip Bir Aşk Öyküsü (Zack and Miri Make a Porno), 17 Eylül 2010′da Özen Film dağıtımıyla Özen Film – Umut Sanat tarafından vizyona çıkarıldı.
İki arkadaş Zack ve Miri finansal güçlüklerle yüzyüze gelirler. Dairelerinin elektrik ve suyu borç yüzünden kesilince acilen para kazanabilmek için evde amatör porno film yapmaya karar verirler. İki eski dost bir filmde rol yapmanın dostluklarının bozmayacağını düşünmektedirler. Oysa filmi yapmaya başladıklarında aralarındaki ilişki iş ilişkisinden çıkıp bambaşka bir yöne doğru gitmeye başlar.
Memleket Meselesi
İsa Yıldız’ın yönettiği ve Ahmet Uğurlu, Füsun Demirel, Tuna Orhan ile Ahmet Kural’ın oynadığı Memleket Meselesi, 31 Aralık 2010’da UIP Filmcilik dağıtımıyla ACR Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Emekliliği gelmiş ilkokul öğretmeni Adil Hoca kendi kasabasına tayin olmuştur. Emekliliğini beklerken, kasabadaki genç bir polisten okkalı bir tokat yer ve gururu fena halde incinir. Genç polisin cezalandırılarak adaletin yerini bulmasını isteyen Adil Hoca, sonunda istediğini başarır ve herkesin “Unut gitsin” dediği polis tokadını, bütün ülkeye duyurarak, “Memleket Meselesi” haline getirir.
Kutsal Damacana: Dracoola
Korhan Bozkurt’un yönettiği ve Ersin Korkut, Şahin Irmak ile Özge Ulusoy’un oynadığı Kutsal Damacana: Dracoola, 21 Ocak 2011’de Tiglon Film dağıtımıyla İyi Seyirler Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Henüz minik bir bebekken kendisini cami avlusunda bulan yavru Sebo, kendi kendini yetiştirmiştir. Aklı başına geldiğinde zengin bir işadamının konağında iş bulan ve kızı Demet’e plâtonik bir aşkla bağlanan Sebo’nun mutluluğu bir anda bozulur. Bir geceyarısı ansızın müştemilâtın kapısı çalınır, gelen efsanevi kan emici Kont Dracula’dır.
Kutsal Damacana: Dracoola yazısına devam et
Bisiklet
İ. Serhat Karaaslan’ın yönettiği Bisiklet (Bisqilet – Bicycle), katıldığı kısa film yarışmalarında ödül kazanmaya devam ediyor. Filmin konusu şöyle: Çöp toplayarak yaşayan baba oğul bir gün çöpte tek tekerlekli bir bisiklet bulur. Çocuk bisikletle mahallede gezerken, onlar gibi çöp toplayan bir adamın torbasında bir bisiklet tekerleği görür ve adamın peşine düşer. Adam çocuğu ve bisikleti görür, tekerleği çocuğa verir. Çocuk da adamın poşetler sarılmış ayakkabısız ayaklarını fark eder. Camiden bir çift ayakkabı çalar ve getirip adama verir. Ancak ne tekerlek bisiklete, ne de ayakkabılar adamın ayağına uymaz.
Kako Si? (Nasılsın?), 01 Ekim’de Vizyonda
Yönetmenliğini Özlem Akovalıgil’in üstlendiği Kako Si? (Nasılsın?), 01 Ekim’den itibaren sinemalarda. Daha önce yurtdışında çeşitli festivallerde yer almış olan filmin ön gösterimi 28. İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde yapılmıştı. Filmde gerçek hikâyesiyle kendisini canlandıran ve aynı zamanda yönetmen Özlem Akovalıgil’in annesi olan Semahat Goruşanin, Deniz Çakır, Mesut Akusta, Kemal Okur ve Ayberk Atilla gibi usta oyuncular yer alıyor. Başta Bosna halk şarkılarının yaşayan efsanesi Ömer Pobric olmak üzere Bosnalı oyuncuların ve yerel halkın da oynadığı filmin çekimleri Türkiye ve Bosna’da yapıldı.
Altın Portakal Film Festivali’nde 15 Film Yarışacak
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle, Antalya Kültür Sanat Vakfı’nın düzenleyeceği 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yarışacak filmler ön jüri üyelerinin Sinema Meslek Birlikleri Güç Birliği Platformu’nda yaptığı toplantı sonucunda belli oldu.
Biket İlhan, Bülent Vardar, Deniz Yavuz, Engin Ayça, Ulaş Cihan Şimşek, Vildan Atasever ve Ziya Öztan’dan oluşan ön jüri 15 filmi ulusal uzun metraj kategorisinde yarışmaya değer gördü. Bu yıl 15 filmin yarışacağı festivalde, 9 film, yönetmenlerin ilk filmi olma özelliğini taşıyor.
Altın Portakal Film Festivali’nde 15 Film Yarışacak yazısına devam et
Büyük Oyun, Kazakistan’da Sansürlendi
Atıl İnaç’ın yönetmenliğini yaptığı Büyük Oyun, Kazakistan’da bu yıl 7.si düzenlenen Astana Avrasya Film Festivali’nde Kazakistan Kültür Bakanlığı’nın sansürüne uğradı. Festival yöneticileri tarafından yarışma filmi olarak festivale kabûl edilen film, bir süre sonra Kazakistan Kültür Bakanlığı tarafından yasaklandığı gerekçesiyle programdan çıkarıldı. Festival yöneticileri bakanlığın festivalin ana sponsoru olması sebebiyle filmin yarışma programından çıkarılması kararına müdahele edemediklerini bildirdi.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Paris’te Son Konser
Radu Mihaileanu’nun yönettiği ve Alexei Guskov, Melanie Laurent, Dimitri Nazarov ile François Berléand’ın oynadığı Paris’te Son Konser (The Concert), 17 Eylül 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Filma Ltd. tarafından vizyona çıkarıldı.
30 yıl önce, Bolşoy orkestrasının şefi Andrei, Yahudi müzisyenleri çalıştırdığı için kovulur. Şimdi ise Bolşoy’da bir temizlikçidir. Bir gün, Chatelet Tiyatrosu’nun Bolşoy’u Paris’e davet ettiğini öğrenir. Andrei, eski müzisyenleri biraraya getirip Paris’te Bolşoy Orkestrası’nın yerine çalmaya karar verir. Eğer hepsi bu zor durumun üstesinden gelebilirse, onlar için bir zafer olacaktır.
Paris’te Son Konser yazısına devam et
17 Eylül 2010 Haftası
“Camino”, 11 yaşında yaşam dolu bir kızın ölümle buluşmasına çıkacak ve yoğun bedensel acılar çekeceği zorlu yolda, kıpırdayamadan yattığı yerden, hem yaşıtı İsa’ya, hem de ‘Oğul İsa’ya aşklarıyla yüreğinin savrulduğu serüven. Anahtar cümle, “güzelim bir kızın ruhunun, ‘en mutlu olduğu anda’ özgürleşmesi”! Ölmenin bir armağan da olabileceğini objektif biçimde (fakat bağnazları eleştiren) iki bakışla anlatan yönetmen, filmini, her seyircinin kendi yakın çevresindeki deneyimlerini gözden geçireceği bir etkiye ulaştırmış. Yaşamak ve ölmekle ilgili neye inanırsanız inanın izleyin, farklı bir film.
“Ejderha Dövmeli Kız: Millennium Üçlemesi I”, üç ay hapis yatacak olan deneyimli gazeteci adam ile şartlı tahliye edilmiş eksantrik ‘hacker’ kızın bir şekilde işbirliği yaparak, köklü / varlıklı bir geniş aile içindeki seri katilleri açığa çıkarmak ve yıllara yayılmış cinayetleri çözmek için tehlikeye atıldıkları gerilim: Ortalama bir Amerikan filminde sunulan suç öyküsünden hallice. Popülerliği ve önemi, sosyolojik referanslarında: Dünyanın en gelişmiş / ‘medeni’ toplum modelinde çözülemeyen iki sorundan biri olan kadına yönelik -ırkçılıkla da beslenen- şiddet (diğeri intiharlar), eserin temelde ilgilendiği mesele. Tam da bu noktada, bilgisayarlar aracılığıyla erkeklerin kirli dünyasını ele geçiren kızın, uğradığı şiddeti misliyle iade etmesi ve erkeği ‘bir arzu nesnesi’ olarak kullanması, -bence- her kadının gururunu okşamaktadır. Zaten film de, bu bağlamda değer kazanmaktadır… Bu İsveç ağırlıklı filmin, 2011’de, David Fincher imzalı versiyonunu bekleyiniz.
“Garip Bir Aşk Öyküsü”, “aynı evi paylaşan liseden arkadaş genç kadın ile erkek, parasızlıktan iyice sefil duruma düştüklerinde porno film çekmeye ve de birbirleriyle hiç cinsellik yaşamadıkları halde kamera önünde sevişmeye karar verirlerse neler olur” sorusunun komik yanıtlarıyla gayet müstehcen biçimde eğlendiren, ‘gelişmiş ülke’nin konjonktürüyle de dalgasını geçen muziplik! Uyaralım, aşkın ve dostluğun her tür engeli aşabileceğine dair ‘akıllı uslu’ sayılabilecek finali, kimileri için düş kırıklığı yaratabilir.
“Paris’te Son Konser”, otuz yıl önce, SSCB döneminde ırkçı bir yaklaşımla haksızlığa uğrayıp ‘dağıtılmış’ orkestra üyelerinin, şimdi, yeniden bir araya gelip yarım kalan son konserlerini tamamlamak için karşılarına çıkan fırsatı değerlendirmeleri ile gelişen, ilâhi adaletin tecellisine ve müziğin mucizevî gücüne dair bir ışıltı; değişen dünyanın, yaşam coşkuları değişmeyen insanlarının mizahi zenginlikleriyle yüzlere yerleştirilen tebessüm. Tchaikovsky’nin “Keman Konçertosu”nun seslendirildiği son bölüm, sinema ile müziğin bir araya gelmesiyle oluşan o müthiş kimyada seyirciye duygusal patlamalar yaşatıyor: Çok esaslı, çok!
“Şeytan”, gökdelen asansörünün ‘talihsiz bir yükseklik’te arıza (!) yaparak durmasıyla, içlerinden biri kötülük meleği olan beş kişinin kapana kısılmasını ve her tür melâneti ruhlarında zaten barındıran insanların kendileriyle yüzleşememeleri sonucu korkularının içten içe kemirmesiyle kolayca canlarının alınmasını, sinemada en zor meydan okumalardan biri olan ‘dar alan gerilimi’ ile öykülüyor. ‘Bir vicdan hesaplaşması hikâyesi’ olarak da tanımlanabilecek film, sinemaya özgü keyifleri almasını bilenler için ideal.
(16 Eylül 2010)
Ali Ulvi Uyanık