Resident Evil: Ölümden Sonra

Paul W. S. Anderson’ın yönettiği ve Milla Jovovich, Wentworth Miller, Ali Larter ile Spencer Locke’nun oynadığı Resident Evil: Ölümden Sonra (Resident Evil: Afterlife), 10 Eylül 2010’da Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Virüsün etkilerinden insanlar zombiye dönüşürken, Alice, sağ kalanları kurtarma macerasına devam ediyor. Alice ve yardım aldığı eski bir arkadaşı, buldukları yolun onları zombilerden uzak bir sığınağa götüreceğini sanmaktadırlar. Ancak varacakları şehirde binlerce zombi onları beklemektedir. Ölümcül bir tuzağa doğru ilerlemektedirler,

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Resmin Şairi, Devrim Erbil’in Belgeseli Raflarda…

    50. sanat yılını kutlayan ve resmin şairi olarak tanınan Devrim Erbil’in yaşam öyküsünü, eserlerini ve sanatını anlatan DVD’si satışa çıktı. Çekirdek Film tarafından hazırlanan ve tüm kitapçılarda bulunabilen Devrim Erbil: Resmin Şairi belgeseli ünlü ressamın hayatının bilinmeyen yönlerini de ortaya çıkarıyor. Türk resminde soyut anlatımın çok önemli ve en büyük isimlerinden Devrim Erbil’in sanat hayatı nasıl başladı? Kimlerden etkilendi? Durmuş Akbulut’un yazıp yönettiği Devrim Erbil: Resmin Şairi belgeselinin yapımcılığını Tuncay Takmaz gerçekleştirdi.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sinema Meclisi’nde Tartışma: Kürt Sineması Akımı Türkiye İçin Kültürel Bir Zenginlik mi, Yoksa Bir Tehdit mi?

    Cine5’in, söyleşi – tartışma programı Sinema Meclisi, bu Cumartesi akşamı da yine özgün bir konu başlığıyla ekrana gelmeye hazırlanıyor. Sunuculuğunu Ali Murat Güven’in üstlendiği programda “Kürt sineması ve benzer türdeki etnik temalı filmler Türkiye için kültürel bir zenginlik mi, yoksa ırkçı – ayrılıkçı bir tehdit mi?” sorusu masaya yatırılıp tartışılacak. Programın stüdyo konukları yönetmenler Gâni Rüzgâr Şavata, Kâzım Öz, Özgür Doğan ile sinema yazarları Coşkun Çokyiğit ve Ege Görgün.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Biutiful, 2010 Sonbaharında Sinemalarda

    63. Cannes Film Festivali’nde yarışma filmleri arasında yer alan, Biutiful, Paramparça Aşklar Köpekler, 21 Gram ve Babel filmlerin Meksikalı yönetmeni Alejandro Gonzalez Inarritu’nun son filmi. Başrollerini Javier Bardem, Blanca Portillo, Martina Garcia ve Felix Cuberon’un paylaştığı film, Cannes’dan “En İyi Erkek Oyuncu” ödülüyle döndü. Elio Germano’yla ödülü paylaşan Bardem’ın performansı izleyenleri büyüledi. Filmde, Javier Bardem, Uxbal adında kanuna aykırı işleri yüzünden başı polisle derde giren bir adamı canlandırıyor. Uxbal, sorunlu ama sadık ve duyarlı bir babadır.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Devrim Erbil: Resmin Şairi

    Durmuş Akbulut’un yazdığı ve yönettiği Devrim Erbil: Resmin Şairi belgeselinin galası Devrim Erbil’in katılımıyla 31 Mayıs Pazartesi günü 20:30’da İzmir, Alsancak’taki Ionia Cafe’de yapılıyor. Devrim Erbil belgeseli, çağdaş Türk resminin en özgün yorumcularından biri olan sanatçının yapıtlarına yer veriyor. Ayrıca, sanatçının çocukluk dahil, tüm yaşam öyküsü çarpıcı karelerle aktarılıyor. Erbil’in atölyesinde gerçekleştirilen çekimlerin de yer aldığı belgeselde, Türkiye’nin en iyi seslendirmenlerinden biri olan Levent Dönmez’in anlatımıyla, sanatçıyla yapılmış çok özel ve farklı bir röportaj da yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Devrim Erbil: Resmin Şairi yazısına devam et
  • Medellin’li Adam: Botero

    Pera Film, 02 Haziran – 18 Temmuz 2010 tarihleri arasında, 04 Mayıs 2010 tarihinde açılan Botero Sergisi’ne paralel olarak Medellin’li Adam: Botero belgesel gösterimini sunuyor. Yönetmen Peter Schamoni, And Dağları’ndaki ücra bir kasabada, zor koşullar altında yetişen ressam Fernando Botero’nun 75. yaşını kutlamak amacıyla, etkileyici başarı öyküsünü otantik bir biçimde anlatıyor: Avrupa sanat çevrelerini fetheden ve tüm sanat dünyasında ünlü bir yıldız haline gelen “Medellin’li Adam” Botero’nun yapıtları, Tokyo’dan Stockholm ve Washington’a, Caracas’a dek dünyanın her yerindeki müzelerde, 70’i aşkın kişisel sergide yer aldı. Anıtsal heykelleri, düzenlenen açık hava sergilerinde izleyicileri heyecanlandırdı.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Çağan Irmak, Sine-Sen Etkinliğinde “Mustafa Hakkında Herşey”i Anlatacak

    Sine-Sen’in Yönetmenler İlk Filmlerini Anlatıyorlar başlıklı etkinliğinin son konuğu Babam ve Oğlum ile Issız Adam gibi sinema filmleri ve Asmalı Konak ile Çemberimde Gül Oya gibi dizileriyle tanınan yönetmen Çağan Irmak. Yönetmen Irmak, 30 Mayıs 2010 Pazar günü saat 17:00’de Sinema Emekçileri Hareket Noktası ve Kültür Merkezi Çok Amaçlı Salon’da Mustafa Hakkında Her Şey filminin gösteriminin ardından seyircilerin film ve sinema hakkındaki sorularını yanıtlayacak. Yönetmenler İlk Filmlerini Anlatıyorlar etkinliğine, Mustafa Hakkında Herşey’in ardından Eylül ayına kadar ara verilecek.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Çağan Irmak, Sine-Sen Etkinliğinde “Mustafa Hakkında Herşey”i Anlatacak yazısına devam et
  • 04 Haziran 2010 Haftası

    “Yaşamaya Değer”: yeter ki öldüğünüz güne, sevmenin ve sevilmenin ılık rüzgârı içinde sevinçle başlamış olun. İşte bu zarif filmi görmek için de yaşamaya değer, inanın!

    11 yaşında zekâ küpü kız Paloma, mensubu olduğu zengin ailesinin varlığından bıkmış halde kendi doğum gününde intihara karar vermiş olsa da, yaşadıkları apartmanın ellili yaşlarındaki kapıcısı, yalnız ve suratsız bayanın küçük dairesindeki arka odada nasıl zengin dünyalar saklı olduğunu keşfettiğinde, hayata bakışı genişleyip değişmeye başlar… Yeni apartman sakini dul centilmen Kakuro Ozu’nun, dış dünya ile arasına duvar örmüş bu ‘özel kadın’a, uzun yıllar sonra, belki de ilk kez ‘özel’ hissettirmesi ile birlikte de artar.

    Zaten asıl mutluluk, mırıldanan bir kediyi sevmek, bir kitabın içinde kaybolurken çikolatayı ağızda eritmek, kibar bir beyefendiyle akşam yemeği ve beraber bir film izlemek değil midir? Paloma, mutluluğun resimlerini çizmeye başladığında ise… Biz izleyiciler için neredeyse bir sağaltım niteliğinde bu film. İnsan olduğunu duyumsamanın güzelliğini unutanlar için özellikle. Yaşamdan ödünç alınıp filmin içinde yer verilmiş karakterler… Ve sinemanın insan ruhuna nasıl iyi geldiğinin misali!

    “Ölümcül Takip”, seri katil doğası, adaletin tecellisi için kurulmuş mekanizmanın bozukluğu ve vicdan üzerinden sunduğu gerilimi, önemli referans filmleri anımsatmasına karşın kendine özgü sürprizlerle bezemiş: Her daim karşımıza çıkmayan bir sinemanın ve oyuncuların gerçekliği, özellikle final bölümlerindeki sertliğin etkisini arttırabilir.

    “Koy” adlı, Oscar ödülüyle taçlandırılmış mükemmel belgesel, memeliler sınıfının insangiller familyasından olan yaratıkların, besin zincirinin en tepesinde, en zeki, gezegenin tek egemeni ve başka canlıları acı çektirerek öldürme ritüellerine sahip olmaları nedeniyle, memeliler sınıfının, balinalar takımının, yunus balığıgiller familyasındakileri nasıl acımasızca katlettiklerine odaklanıyor. Bu filmi, memeliler sınıfının insangiller familyasında olmasına rağmen doğaya saygı ve sevgi duyanların izlemelerinden çok, bu saygı ve sevgiden nasiplenmemiş olanlar izlemeli ki, vicdan denilen güç onları insafa getirsin!

    “Koleksiyoncu”, eğreti çıkış noktasının, tek bir şeye, “Testere”nin ev versiyonu olmasına hizmet ettiği sadist film! Hırsızlık amacıyla girdiği evde, aileyi işkencelerle katleden seri katille karşılaşan adamın, içeride özenle kurulmuş ölümcül tuzaklardan sakınmaya çalışması sanki bir oyun ve seyirci de bu son derece vahşi oyunun kan sever alıcısı! Bu kadar sömürü inanılır gibi değil… Sadece, başroldeki Josh Stewart’ın en az film denli tuhaf ve ‘az rastlanır çekiciliği’ için gidilebilirse de, önermek sağlıklı değil.

    “Cennet Batıda”, Ege kıyılarından Paris’e uzanan zorlu yolculuğu boyunca genç kaçak göçmen Elias’ın ‘gözlerinden’ izlediğimiz Avrupa denilen uygarlığın (!), didik didik edilmesi. Siyasal sinemanın büyük ismi Costa-Gavras, bir düşün peşinden koştuğu günler boyunca katı gerçeklere çarpıp yaralar alan ama sonunda ‘tuzla buz olması’ kaçınılmaz olan genç adamla seyahat ettirdiği seyircisine, tek bir plânı bile aksamayan akıcı filmi yani bu uzun yol boyunca, tarihi yaşlı kıtanın suç ve günahlarının ağırlığını hissettiriyor. Medeniyetin insanları nasıl mutsuz – yalnız kıldığını örneklemeyi de ihmâl etmiyor. Önemli ve değerli bir film; gerçekten de çok şey söylemeyi becerebilen kusursuz bir örnek. Ferzan Özpetek’in “Serseri Mayınlar”ından anımsayabileceğiniz parıldayan yetenek Riccardo Scamarcio, yorulmak bilmeyen bu genç adamın saf enerjisini aynen aktarıyor.

    (03 Haziran 2010)

    Ali Ulvi Uyanık

    [email protected]

    Bahtı Kara’nın Yurt Dışı Festival Yolculuğu Başlıyor

    Amerikalı yönetmen Theron Patterson’ın, sıradan bir Türk ailesinin kara komedisi niteliğindeki filmi Bahtı Kara, yurtdışı festivallerinde ilgiyle karşılanıyor. Yurtiçi festivallerindeki gösterim ve ödüllerin ardından film yurtdışı festival programcılarından da davet almaya başladı. Geçtiğimiz Cuma vizyona giren Bahtı Kara’nın yurt dışı festival yolculuğu, Uzakdoğu’nun yükselen festivallerinden olan Şangay Uluslararası Film Festivali ile başlıyor. Film, 12 – 20 Haziran tarihleri arasında, Çin’in başkentinde 13.’sü düzenlenecek olan festivalde izleyiciyle buluşacak.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 17. Uluslararası Altın Koza Film Festivali Basınla Buluşuyor

    41 yıllık tarihi ile Türkiye’nin en köklü film festivallerinden Adana Altın Koza Film Festivali, 17’inci kez seyircisi ile buluşuyor. Dünyaca ünlü Yönetmen Theo Angelopoulos’un “Onur Konuğu” olacağı, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Başkanlığını Reha Erdem’in yapacağı, “Yaşam Boyu Onur Ödülleri”nin ise oyuncu Müjde Ar ile sinema eleştirmeni Atilla Dorsay’a verileceği festival, geri sayımın başladığı bugünlerde ilk kez basınla buluşuyor. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Üyesi Işıl Özgentürk, Kısa Film Yarışmalarıı Koordinatörü Hilmi Etikan ve Festival Danışmanları Alin Taşçıyan ile Esin Küçüktepepınar’ın katılımlarıyla 01 Haziran 2010 Salı günü Adana’da basın toplantısı düzenleniyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sevilen Oyuncu Emre Karayel, Kanal D Cinemania’da

    Ömür Gedik’in hazırlayıp sunduğu sinema programı Kanal D Cinemania’da bu haftanın konuğu Emre Karayel. Emre Karayel’in oyunculuk kariyeri nasıl başladı? Herkes tarafından tanınmasını sağlayan rolü hangisi? Koyu bir hayvansever olan oyuncunun rol aldığı Ezber adlı kısa film nasıl çekildi? Rol aldığı diziden sonra, kadın erkek ilişkilerine nasıl yaklaşıyor? Erkeklere yönelik televizyon programı Menemen’den çok özel anılar… Editörlüğünü Fırat Sayıcı’nın yaptığı programda vizyona giren filmler, çarpıcı sinema haberleri, vs. yer alıyor. Ömür Gedik’le Cinemania her Cumartesi Kanal D’de.

  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sevilen Oyuncu Emre Karayel, Kanal D Cinemania’da yazısına devam et
  • Tiglon Film Filmleri

    Pus, Mavi Cennet (Tengri – Blue Heavens), Bahtı Kara, Çılgın Bir Gece (Date Night), Son Mevsim: Şavaklar, Hayata Çalım At (Looking For Erici), Aşkın Son Mevsimi (The Last Station), Takiye; Allah Yolunda, Beni Unutma (Remember Me), Parlak Yıldız (Bright Star), 28 Mayıs – 03 Haziran 2010 seansları için tıklayınız.

    Aida ve Maça Kızı Operası ile Firavunun Kızı Balesi, Cinebonus Sinemaları’nda

    Avrupa’nın en prestijli opera ve bale gösterileri, Cinebonus Sinemaları perdelerine geliyor. Mars Entertainment Group, bu eserleri ilk kez altyazılı olarak Türk izleyicisinin beğenisine sunuyor. Milano La Scala Operası’nda sahnelenen Aida Operası, 31 Mayıs ve 14 Haziran Pazartesi günleri saat 21:00’de; Bolshoi Balesi’nce sahnelenen Firavunun Kızı Balesi, 07 ve 21 Haziran Pazartesi günleri saat 21:00’de ve Barselona Gran Teatre Del Liceu’da sahnelenen Maça Kızı Operası, 01 Temmuz Perşembe günü saat 21:00’de canlı yayınla Cinebonus Sinemaları’nda gösterilecek.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Aida ve Maça Kızı Operası ile Firavunun Kızı Balesi, Cinebonus Sinemaları’nda yazısına devam et
  • Hayal Perdesi Dergisi, Mayıs – Haziran 2010 Sayısı Çıktı

    Hayal Perdesi Sinema Dergisi, Mayıs – Haziran 2010 tarihli 16. sayısıyla www.hayalperdesi.net adresinde yayında. Söyleşi bölümünün konuğu Semih Kaplanoğlu. “Neden Film Seyrediyoruz?” sorusunu ise bu sayıda Giovanni Scognamillo yanıtlıyor. Dosyada “Kamera, Motor! Şiddet!” başlığı altında, açık ve örtülü biçimlerinden fiziksel, psikolojik ve politik görünümlerine kadar geniş bir çerçevede sinemada şiddet konusu tartışılıyor. Hayal Perdesi, söyleşileri, yorumları, festival izlenimleri ve makaleleri ile okurlarıyla buluşuyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hayal Perdesi Dergisi, Mayıs – Haziran 2010 Sayısı Çıktı yazısına devam et