Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Ata Demirer, Şahan Gökbakar ve Şafak Sezer. Birbirinden yetenekli 5 sanatçı. Çevirdikleri filmleri milyonlar izliyor ve adeta sinema sektörünü tek başlarına sırtlıyorlar. Ancak, bu başarılarına rağmen, gazete, dergi sayfalarında ve TV magazin programlarında gözükmedikleri bir gün yok neredeyse.
Tartışma aslında basit. Kim daha komik, kim daha çok seviliyor, kimin daha çok seyircisi var, kim daha çok kazanıyor…
Memleket olarak kamplaşmaya, fanatikleşmeye, ve sevdiğimiz için ölmeye çok meraklıyızdır. Takım tutar gibi komedyen tutuyoruz. Cem Yılmaz’cılar, Şahan Gökbakar’cılar, Şafak Sezer’ciler… Birini komik bulan nedense diğerini komik bulmuyor, hatta nefret bile edebiliyorlar.
Her birinin ilk zamanlarını hatırlayınız. Son derece mütevazi, masum ve sempatik olarak karşımıza çıktılar. Ata Demirer’i Savaş Ay’ın programında görmüştüm kısa bir parodi yapmıştı. Şafak Sezer, İner misin Çıkar mısın programında idi. Cem Yılmaz Leman’da 3 – 5 kişiye gösteri yapardı. Şahan Gökbakar, Zıbın isminde bir program hazırladı ve bu program 2004 yılbaşı gecesi TV8′de yayınlandı. Yılmaz Erdoğan ise Olacak O Kadar’ın gizli senaristi idi.
Ancak zaman geçtikçe değişim başlıyor. Sevgililer birbirini kovalıyor, para oluk gibi akıyor, evler, araba koleksiyonları, reklâm, dizi ve TV show’lar peşi sıra geliyor. Sonra dağın zirvesine oturuyorlar ve daha gidecek yer olmayınca bulundukları yerin keyfini çıkarıyorlar. Ancak başka bir komedyen piyasaya girdiğinde ise telâşa kapılıyorlar ve magazin gazetelerinin tuzağına düşüp yerli yersiz beyanat vermeye başlıyorlar.
Arkadaşların her sene film çevirmeleri ve sektörü sırtlamaları son derece olumlu bir gelişmedir. Ancak eleştirmemiz gereken, kimin daha komik olup olmadığı değil, kimin daha çok değişip değişmediğidir. Her ne kadar birbirlerine sevimli gözükmek isteseler de, verdikleri alaycı beyanatlar sadece magazin sektörünün işine yaramaktadır.
“Başarılı olup değişime kolayca ayak uydurabilirsiniz, ama esas olan değişmeden başarıya ulaşmaktır. Esas olan, sahip olmadığın duyguların esiri olmamaktır.”
Yani ilk çıktığın günki gibi mütevazi kalabilmektir.
(22 Şubat 2010)
Erhan IŞIK
[email protected]
www.yesilcam.gen.tr