Aşkım (Chéri)
Yönetmen: Stephen Frears
Eser: Colette
Senaryo: Christopher Hampton
Müzik: Alexandre Desplat
Görüntü: Darius Khondji
Oyuncular: Michelle Pfeiffer (Léa), Rupert Friend (Chéri), Kathy Bates (Charlotte Peloux), Frances Tomelty (Rose), Felicity Jones (Edmée)
Yapım: BK Films-Pathé (2009)
İngiliz yönetmen Stephen Frears’ın “Chéri-Aşkım” filmi, orta yaşlı bir kadınla jigolosu Chéri’nin tutkulu aşkını anlatıyor. Yönetmen, “Belle Epoque” diye adlandırılan burjuvaların Avrupa’daki “altın çağı”nı görselleştiriyor bu filmiyle.
Stephen Frears’ın Colette’in 1920’de yazdığı “Chéri”yle 1926’da devamını yazdığı “Le Fin du Chéri” (Chéri’nin Sonu) romanlarından beyazperdeye aktardığı “Chéri-Aşkım”, eski fahişe Léa de Lonval ile Léa’nın “Chéri” (canım veya sevgilim) dediği genç Fred Peloux’nun tutkulu aşklarının peşlerinde dolaşıyor. Fred de, kendisine Chéri diyen Léa’ya nine gibi bir anlama gelen “nounoune” diyor hep. “Chéri” romanı, Ezra Erhat’ın çevirisiyle “Cicim” adıyla Can Yayınları’ndan 1991 yılında çıkmıştı. Uzun adı Sidonie-Gabrielle Colette olan Fransız kadın yazar Colette, 1873-1954 yılları arasında yaşadı. Colette, 19. ve 20. yüzyılları gördü. Colette’in “Gigi” romanı, 1958’de Vincente Minelli tarafından müzikal olarak sinemaya uyarlanmıştı. 59. Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” için yarışan “Chéri-Aşkım” filmi 1900’lerin başında Paris’te geçiyor. O devirlere “Belle Epoque” deniliyor, yani “Güzellik Çağı…” 19. yüzyılda başlayan ve I. Dünya Savaşı’na kadar süren burjuvaların altın çağı bu. Otomobiller, trenler, telefonlar ve fotoğraf makineleri de hayatın içine iyice girmiş. Ama, kostümler ve dekorlar bu modernizmle daha buluşamamış gibi. Zengin orta yaşlı kadınlar oğulları yaşlarındaki gençleri para karşılığında kendilerine alıyorlar. Yani gençler birer jigolo. Gelenekler de sürüyor modern gelişmelere rağmen. Zengin aileler, daha az parası olan yakışıklı gençleri kızlarıyla servetlerinin gücüyle evlendirebiliyorlar. Chéri’nin de başına gelen bu. Léa’nın jigolosu Chéri, zengin kızı Edmée’yle evleniyor annesi Charlotte’un yönlendirmesiyle. Léa da, aşkını kalbine gömüp bu evliliği onaylamak zorunda kalıyor. Colette’in “Chéri”si, sanatın vazgeçemediği romanlardan biri. Müzikâller ve tiyatro oyunlarıyla da hayat bulan “Chéri-Aşkım”, modernizmle gelenekleri iyi gözlemleyen, modern sancıları sezen bir yapıt. Belki de bu yüzden sanatın diğer dalları Colette’in bu yapıtına uzak duramadılar hiç. “Chéri-Aşkım” filminde, bir dış erkek sesiyle hikâyenin içerisinde dolaşılıyor. Bu film, orta yaşlı bir kadının tutku dolu ve fedakâr aşkının hikâyesi her şeyden önce. Léa’nın, pencereden Chéri’nin gidişini umutsuzca seyredişi aşkın gücünü de hissettiriyor. Belki de aşk onun için fedakâr olmaktır. Bu filmin son sahnesi belki de en unutulmaz andı. Léa’nın, aynaya (seyirciye) bakışı, “ölüm kadına yakışır” bakışı gibiydi. Léa’nın gözlerindeki hüzün sinemaya bir armağan gibiydi. Bu aşkta trajedi Chéri’yi mi, yoksa Léa’yı mı bulacak? Dış ses hikâyenin sonunda ne olduğunu söyleyecek belki.
Çarpıcı mekânlar…
1941’de doğan İngiliz yönetmen Stephen Frears ülkemizde 1985 yapımı “My Beautiful Laundrette-Benim Güzel Çamaşırhanem” filmiyle tanındı. Frears’ın ününü çoğaltan filmse Choderlos de Laclos’un aynı adlı eserinden uyarlanmış 1988 yapımı kostümlü film “Dangerous Liaisons-Tehlikeli İlişkiler”di. “Chéri-Aşkım” filminin etkileyici dekor ve kostümlerinin hangi deneyimlerden geldiği anlaşılıyor. Yönetmen Frears, yoğun olarak iç mekânları kullansa bile dış mekânlar da yansıyor bu filmde. Bazı dış mekânlar stüdyo dekoru tadı da veriyor seyirciye. 1958’de doğan sinemanın en güzel kadınlarından biri olan Amerikalı oyuncu Michelle Pfeiffer’ı en azından bu taraftakiler Brian de Palma’nın 1983 yapımı “Scarface-Sicilyalı” filmindeki Elvira karakteriyle tanıdı. “Scarface-Sicilyalı”, DVD’de “Yaralı Yüz” olarak yayımlanmıştı. Ülkemizde pek tanınmayan Chéri rolündeki 1981 doğumlu İngiliz oyuncu Rupert Friend, Jean-Marc Vallée’nin 2009 yapımı kostümlü “The Young Victoria-Genç Victoria” filminde de Prens Albert karakterini canlandırdı. Bu sinemaskop filmin kameramanı da ünlü bir isim. 1955’te Tahran’da doğan kameraman Darius Khondji’nin babası İranlı, annesiyse Fransız. Bu önemli kameraman, Jean-Pierre Jeunet-Marc Caro ikilisinin ortak yönettikleri filmlerden hatırlanıyor. 1991 yapımı “Delicatessen-Şarküteri” ve 1995 yapımı “La Cité des Enfants Perdus-Kayıp Çocuklar Şehri” hemen öne çıkıyor. Khondji’nin “Şarküteri” filmindeki dışavurumcu görüntüleri gerçekten unutulmazdı. Karanlıkların ve iç mekânların kameramanı Khondji, Frears’ın “Chéri-Aşkım” filminde parlak ışıklar kullanarak dönemin renkli atmosferini yansıtabilmiş.
Ali Erden
(03 Ocak 2010)
Ben filmi, Cheri romanını Vivet Canetti çevirisiyle (Caniko) okuduktan çok kısa bir süre sonra FilmEkimi’nde seyrettim. Yani henüz romanla ilgili etkiler hafızamda çok tazeyken. Onun için olsa gerek romandan etkilendiğim kadar, filmi beğenmedim açıkcası. Halbuki Stepan Frears’ın ismi bir edebiyat uyarlaması içi heyecan verici. Ama Colette’in dilini kamerasında yakalayamamış gibi geldi. Ve romanı okurkende çok başka bir cast canlandırmıştım muhayyilmde. Elbette izlemek lâzım. Önemli bir buluşma ama bence başarısız bir uyarlama.