Universal Pictures – Working Title Films ortak yapımı Nanny McPhee and the Bing Bang’ın Türkiye sinemalarındaki gösterim tarihi 26 Mart 2010 olarak belirlendi. 2006 yılında gösterime giren aile komedisi Nanny McPhee’nin devamı niteliğindeki filmin baş karakteri olan büyülü güçlere sahip dadı rolünde yine Oscar ödüllü oyuncu ve senaryo yazarı Emma Thompson oynayacak. Yönetmenliğini BAFTA ödüllü Susanna White’ın üstlendiği filmin yapımcılığını bugüne kadar Nanny McPhee, Stranger Than Fiction ve Sense and Sensibility gibi önemli yapımlara imzasını atan BAFTA ödüllü ve Oscar adayı yapımcı Lindsay Doran gerçekleştirecek.
Günlük arşivler: 24 Haziran 2009
Özen Film Sinemaları ve Filmleri
Suadiye Movieplex, Şişli Movieplex, Çemberlitaş Şafak, Beyoğlu Sinepop, Clive Barker’dan Kan Kitabı (Clive Barker’s Book of Blood), Recep İvedik 2, Güz Sancısı, Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine, Dost Kazığı (How to Lose Friends & Alienate People), Don Kişot (Donkey Xote), Fırtına, 26 Haziran – 02 Temmuz 2009 seansları için tıklayınız.
17 Yeniden
17 Again, 26 Haziran – 02 Temmuz 2009 seansları için tıklayınız.
Sherlock Holmes’un İlk Afişleri Hazırlandı
Ülkemizde Ocak 2010′da vizyona girecek olan Sherlock Holmes filmine ait ilk afiş görselleri medyaya dağıtıldı. Afişlerde Sherlock Holmes rolündeki Robert Downey Jr. ile Watson rolündeki Jude Law görülüyor.
Arthur Conan Doyle’un dünyaca ünlü karakteri Sherlock Holmes’ün dinamik yeni uyarlamasında Holmes (Robert Downey Jr.) ve cesur ortağı Watson (Jude Law) en son maceralarına atılıyorlar.
Dövüş tekniklerini, efsanevi zekâsı gibi silâh olarak kullanan Holmes, bu macerasında ülkesini yok edebilecek ölümcül bir komployu aydınlatmak için yeni bir düşman ile savaşıyor.
Sherlock Holmes’un İlk Afişleri Hazırlandı yazısına devam et
Bu Yıl Altın Portakal Halkın Olacak
Bu yıl 10 – 17 Ekim tarihleri arasında 46′ıncısı düzenlenecek olan, ülkemizin en önemli ve en köklü film festivali Antalya Uluslararası Film Festivali’nin basın toplantısı basın mensuplarının yoğun ilgisi eşliğinde gerçekleşti.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ve AKSAV Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de aralarında bulunduğu ekip Eminönü’ndeki Legacy Ottoman Otel’de düzenlenen basın toplantısında festivalle ilgili bilgi verdi ve soruları cevapladı.
İlk olarak konuşma yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın bu yılki festival temasının “sinema ve müzik” olduğunu söyledi. Türk sinemasında müzik akımlarının inceleneceğini ve sinema ve müziğin ilişkisinin değerlendirileceğini belirten Akaydın; ayrıca bu tema dolayısıyla dünyaca ünlü bir müzisyenin de özel bir konser vereceğini müjdeledi.
“Festivaller sanatların bayramıdır ve bu bayram ancak halka bütünleşirse bir anlam kazanır diyen Akaydın, bu portakal halkın portakalıdır; son 5 yıldır sanatçılar otel odalarında tıkılıp kaldılar ve halktan iyice uzaklaştılar. Bu yıl bu durumu yıkacağız ve sanatçılarımızı halka bir araya getireceğiz” dedi.
Bence toplantının en önemli noktası buydu… Dünyaca ünlü yıldızları getirme derdinden şehir halkını iyiden iyiye görmeden gelen ve elit bir festivale dönüşmeye başlayan, bu sebeple de itici olmaya başlayan festivali yeniden halka barışması adına çok doğru bir adım olduğunu düşünüyorum.
Mustafa Akaydın’ın ardından söz alan Vecdi Sayar; Antalya Film Festivali’nin ülkemizin göz bebeği olduğunu, zaman zaman sıkıntılı dönemler geçirse de her yıla damgasını vurduğunu vurgulayarak sözlerine başladı. Çalışmalara başlamadan önce ilk olarak “halka yakın bir festival mi seçkin bir festival mi yapıyoruz?” ikilemi yaşadığını söyleyen Sayar, bu festivalin ancak halka ait olunca bir anlamı olduğunu düşündüğünü söyledi. “Bu festival, otel odalarına kapanan sanatçıların geldiği bir festival asla olmamalı, geçmişinde olduğu gibi yeniden halka kucaklaşmalıdır” dedi.
“Çok iyi bir ekmek yapmak için her türlü imkâna sahibiz, muhteşem iklimiyle, kültürel mirasıyla Antalya’nın sinemanın motor şehri olabilir” diyen Sayar, “tek yapmamız gereken bunları bir araya getirmek” dedi.
Türkiye Sinema Platformu toplantısının çok iyi geçtiği de vurgulanarak meslek örgütleriyle çok verimli çalışmalar yapıldığı dile getirildi.
Normal şartlar altında bir festivale hazırlanma süresinin 1 yıl olduğunu söyleyen Sayar, “3 ay gibi kısa bir süre içerisinde sizlerin karşısına en iyi şekilde çıkmaya çalışıyoruz. Bu yıl yapacaklarımız gelecek yıl yapacaklarımızın yalnızca bir fragmanı olacaktır” dedi.
Ayrıca bu yıl festival programı içerisinde birçok yenilik ve sürprizler bulunuyor. Açıkhava festivalinden, kortejlere, Antalya’ya Koş Şarkısı’nın yeni düzenlemesinden, yabancılara Türk sinemasına dair istedikleri her şeye ulaşma fırsatı sunacak olan databanklara… birçok yeni etkinlik yer alacak. Detaylı bilgi için bültene mutlaka göz atın. Oldukça zor şartlar altında ve büyük özverilerle yoluna devam etmeye çalışan festivalimiz özellikle bütçe kısıntısı nedeniyle zor günler geçiriyor. Ama yine de şanına yakışır şekilde bu yıldan da açık alınla çıkmayı hedefliyor. Anlaşılan Gâvur İzmir’den sonra Nankör Antalya’da kara listeye çoktan girmiş ve ne olursa olsun bir Antalyalı olarak bu sene bizleri -özellikle son 5 yıldan sonra- daha özgür, coşkulu ve keyifli bir festivalin beklediğine inanıyorum.
(30 Haziran 2009)
Gizem Ertürk
Geleceğin Sinemacıları Açıklanıyor
T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Türsak Vakfı tarafından organize edilen Geleceğin Sineması Ödül Töreni, 25 Haziran’da Fransız Kültür Merkezi’nde yapılacak. Yarışmada ilk 20’ye giren genç senaristlerin ödüllerini ise sinemamızın sevilen isimleri Ahu Türkpençe, Burcu Kara, Cansel Elçin, Derviş Zaim, Ezgi Mola, Hatice Aslan, Osmantan Erkır, Ömür Gedik, Sırrı Süreyya Önder, Umut Kurt ve Zafer Algöz gibi birbirinden değerli isimler verecek.
SETEM – Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nde Yeni Yönetim
SETEM – Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği 4. Olağan Genel Kurulunu yaptı. Yeni Yönetim Kurulu olarak Mehmet Güleryüz (Başkan), Mecit Beştepe (As Başkan), Selim Evci (Genel Sekreter), Aydın Bağardı (Sayman) ve Hüseyin Karabey (Üye) görev yapacak.
Yönetmen ve senaristlerin telif haklarının korunmasında daha etkin bir yol izlenmesi gerektiğinin vurgulandığı genel kurulda, genç yönetmen ve senaristlerin SETEM’e üyeliği için çağrı yapıldı. SETEM, Türkiye’de sinema alanında CISAC (Uluslararası Asıl Eser Sahipleri Meslek Birlikleri Federasyonu) üyesi tek Meslek Birliği.
SETEM – Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nde Yeni Yönetim yazısına devam et
Aşka Son Şans
Joel Hopkins’in yönettiği ve Dustin Hoffman, Emma Thompson, Eileen Atkins ile Kathy Baker’ın oynadığı Aşka Son Şans (Last Chance Harvey), 17 Temmuz 2009′da Medyavizyon Film dağıtımıyla r Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Harvey Shine, kızının düğününe katılmak üzere Londra’ya gider ama kızı nikâha üvey babasıyla gider. Uğradığı hayal kırıklığını gizlemeye çalışan Harvey, düğünden ayrılır, dönüş uçağını kaçırır. Havaalanındaki barda içerek dertlerini bastırmaya çalışırken, 40 yaşlarındaki Kate’le tanışır, birbirlerinden etkilenirler. Aralarındaki güçlenen bağ ikisinin hayatlarına yeni bir heves katar.
Aşka Son Şans yazısına devam et
Tiglon Film Filmleri
Pek Yakında (Coming Soon), 12 Tuzak (12 Rounds), Alacakaranlık (Twilight), Kuzey (Nord – North), Aşk Uğruna (Pour Elle – Anything For Her), Körlük (Blindness), Donmuş Irmak (Frozen River), 26 – 30 Haziran 2009 seansları için tıklayınız.
Mission: Impossible IV Geliyor
Yakın zaman öncesine kadar imkânsız gibi görünen Mission: Impossible IV projesi Paramount Pictures’da şekillenmeye başladı. Tom Cruise ile J. J. Abrams’ın, serinin dördüncü bölümünün 2011 yılında gösterime girmesi için anlaşmaya vardığı bildiriliyor. 2006 Ağustos’unda Paramount Pictures’dan ayrılan Tom Cruise’un dönüşü sürpriz olarak karşılandı. Viacom’un başkanı Sumner Redstone, o günlerde ünlü aktörün stüdyoyla 14 yıldır devam eden anlaşmasını feshetmişti.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Sandra Bullock Yeni Komedi Filmi “Teklif”le ABD’de 1 Numara Oldu
Sandra Bullock, zekice hazırlanmış olan yeni komedisi Teklif’in ABD’deki açılış hafta sonundaki müthiş başarısıyla, yeteneğinin devam ettiğini gösterdi. En son 2007’de film çeken Bullock’un ve Hollywood’un yükselen yıldızı Ryan Reynolds’ın başrollerini paylaştıkları film bu hafta sonu gişelerde bir numara olarak, toplam 34.1 milyon dolar elde etti ve Bullock açısından şahsi açılış rekoru kırılmış oldu. Teklif, Sandra Bullock açısından ABD’de en büyük açılış hafta sonu gişe hasılatı elde ettiği film oldu. Hız Tuzağı 14.456.194 dolar, Öldürme Zamanı 14.823.159 dolar ve Güzel Dedektif 13.853.159 dolar açılış hafta sonu hasılatı yapmıştı.
Çağan Irmak’ın Yeni Filmi “Karanlıktakiler”den Görüntüler “Kırmızı Halı”da
Kanal 24 Kırmızı Halı’da bu hafta yönetmen Cemal Şan ile üçlemeleri ve henüz vizyona girmeyen son filmi Acı üzerine keyifli bir var. Zoom’da bu hafta Transformers: Yenilenlerin İntikamı mercek altına alınıyor. Çağan Irmak’ın son filmi Karanlıktakiler’den ilk görüntüler; Şener Şen adına düzenlenen Usta’ya Saygı Film Günleri’nin detayları; Altın Portakal Film Festivali sanat yönetmeni Vecdi Sayar ile sohbet yine Kırmızı Halı’da. Vizyondakiler bölümündeyse Pek Yakında ve Bir Kadının Seks Günlüğü izleyiciyle buluşuyor. Yönetmenliğini Ediz Gülten’in, yapımcılığını Merve Genç’in üstlendiği Kanal 24 Kırmızı Halı, 25 Haziran Perşembe akşamı saat 20.00’de, Kanal 24’te.
Çağan Irmak’ın Yeni Filmi “Karanlıktakiler”den Görüntüler “Kırmızı Halı”da yazısına devam et
TMK Mağduru Çocuklar İçin Gala: “Öteki: Önüm Arkam Sobe”
Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları, 24 Haziran Çarşamba günü Van ve İzmir’de yargılanacak onüç çocuğa eş zamanlı destek etkinliği olarak Taha Feyizli’nin Öteki: Önüm Arkam Sobe adlı filmine 17:00’de gala yapıyor. Yönetmen Taha Feyizli İstanbul dışında olduğu için galaya katılamıyor. Rengahenk Sanatevi’nde yapılacak galanın açılış sunumunu Halil Ergün, etkinlik için yönetmenin yazdığı mektubu oyuncu Sanem Öge okuyacak. Yönetmen Taha Feyizli’nin ayrıca Abu Kuş Gribi (2007), Uzak Bakışlı Kadınlar (2000) ve Bilinmeyen Sinemalar adlı belgeselleri var.
03 Temmuz 2009 Haftası
“Seni O Kadar Çok Sevdim ki…”, altı yaşındaki oğlunu öldürdüğü için 15 yıl hapishanede yatan kadın karakteri karşınıza getirip, adeta soruyor: “Tepkiniz nedir?”
Hikâye, tüm yargılama / mahkûmiyet süresince tamamen sessiz kalıp, ailesi tarafından da dışlanmış kadına, koşullu tahliyesinden sonra kız kardeşinin sahip çıkması üzerinden gelişiyor… Bir aile kurmuş kardeşinin yanında, yeniden “buradayım” diyebilmek için kendisiyle birlikte çevresinin de verdiği psikolojik ve bir miktar da toplumsal mücadele, gerçekçi bir stilde anlatılıyor. Peşin yargıların nasıl haksız olabileceğini ve gerçek hapishanenin, ‘sığınacak bir liman’ bulamayıp yalnız kaldığınızda etrafınıza örülen görünmez duvarlarla inşa edildiğini de kalbinize kazıyarak…
Yüreği onulmaz biçimde acı çekmiş ‘katil anne’ rolünde, Avrupa Film Ödülleri dâhil dört ödül kazanıp, ayrıca, BAFTA, Cesar, Altın Küre gibi önemli organizasyonlarda adaylıklar elde eden Kristin Scott Thomas, filme baştan sona egemen, yalın ve çok güçlü performansıyla zirveye çıkmış.
“İçimizdeki Düşman”, sekiz yıl süren (1954-1962) Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda kırsal bölgedeki gerilla taktikleriyle mücadele eden bir Fransız bölüğüne odaklanıp, savaşın insan ruhunu nasıl değiştirip dönüştürdüğünü inceliyor. Öyle mükemmel ve çarpıcı ki, iki saatliğine yüreğinizi o sıcak cenderede sıkıştırıyor, önemlisi de asla huzur bulamayan insanoğluna ilişkin psikolojik ders niteliği kazanıyor. Mesaj açık: Savaş çok acımasız ve gereksizdir!
“İçimdeki Şeytan”, gövdelerinden yapışık ikiz kızın trajik yaşamlarını, onların zıt karakterleri üzerinden, sanrılarla beslenen bir korku hikâyesine dönüştüren ve şoke anlarla korkutan Tayland filmi. Son çeyrekte sürprizini açıklayıp gerçekçi bir katil-kurban ilişkisi kuran yapısı, Anglosakson gerilimlerinin lezzetinde: Evin içinde kedi-fare oyunu! Nerelerden esinlendiğine takılmazsanız, sorunsuz bir çalışma olduğunu kabûl edeceksiniz.
“Buz Devri 3: Dinozorların Şafağı”, vahşi doğanın muhteşem dengesi içinde harika maceralara atılan ve her izleyenin bir ya da birkaçıyla duygudaşlık kuracağı karakterlerinin, ‘aile olmanın’ önemine vurgu yaptıkları bir bölüm. Tür olarak çoğu yok olmuş kahramanlarının insansı özelliklerine ve insanoğlunun erdemlerini barındırmalarına karşın hiç insan görmediğim için, bu her bölümü çok eğlenceli seriyi seviyorum.
(01 Temmuz 2009)
Ali Ulvi Uyanık
Ankara Büyülüfener Sinemaları
Bahçelievler Büyülüfener Sineması, Kızılay Büyülüfener Sineması,
26 – 30 Haziran 2009 seansları için tıklayınız,
01 – 02 Temmuz 2009 seansları için tıklayınız.