Umut Sanat Filmcilik, 01 – 07 Mayıs 2009 Haftalık Box Office listesi için tıklayınız.
Aylık arşivler: Mayıs 2009
The Hangover’ın “Demir Mike” Adlı Müzik Videosunun Yayın Linkleri Açıklandı
Ülkemizde 07 Ağustos 2009 tarihinde Warner Bros. dağıtımıyla vizyona çıkarılacak olan, Todd Phillips’in yönettiği ve Bradley Cooper, Ed Helms, Heather Graham, Zach Galifianakis ile Justin Bartha’nın oynadığı Felekten Bir Gece (The Hangover) filmininde, emekli boksör Mike Tyson, Phil Collins’in ünlü şarkısı “In The Air Tonight”ı söylüyor. Mike Tyson’ın bu performansından hazırlanan Demir Mike adlı müzik videosunun yayınlandığı linkler listesi için tıklayınız.
Ulrike Ottinger, Sergi ve Film Gösterimleri
Goethe-Institut Istanbul, İstanbul Modern ve Bahçeşehir Üniversitesi işbirliğiyle çok yönlü Alman sanatçı Ulrike Ottinger’e ait fotoğraf sergisi ve film gösterimleri düzenleniyor. Fotoğraf sergisi 02 – 18 Haziran tarihleri arasında Çırağan Caddesi, Beşiktaş’taki Üniversite binasında, film gösterimleri ise 04 – 11 Haziran tarihleri arasında Salıpazarı’ndaki İstanbul Modern Sinema’da yapılacak. Ulrike Ottinger, 70’li yıllarda yükselişteki Genç Alman Sineması akımının feminist kanadının en önemli temsilcilerinden birisiydi.
Ulrike Ottinger, Sergi ve Film Gösterimleri yazısına devam et
Sinema Haritası
sadibey.com sürpriz bir yenilik sunuyor. Siteye Sinema Haritası adında yeni bir link eklendi. Tıkladığınızda sinema sektörünün önde gelen müesseselerini harita üzerinde görebiliyorsunuz. Haritaya kaydolabilmek için haberin devamından açıklamaları takip ediniz.
Sinema Haritası yazısına devam et
Sherlock Holmes
Guy Ritchie’nin yönettiği ve Robert Downey Jr, Jude Law, Rachel McAdams ile Mark Strong’un oynadığı Sherlock Holmes, 15 Ocak 2010’da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Arthur Conan Doyle’un dünyaca ünlü karakteri Sherlock Holmes’ün dinamik yeni uyarlamasında Holmes (Robert Downey Jr.) ve cesur ortağı Watson (Jude Law) en son maceralarına atılıyorlar. Dövüş tekniklerini, efsanevi zekâsı gibi silâh olarak kullanan Holmes, bu macerasında ülkesini yok edebilecek ölümcül bir komployu aydınlatmak için yeni bir düşman ile savaşıyor.
Sherlock Holmes yazısına devam et
Gizemlerle Kuşatılmış Vatikan’da
Melekler ve Şeytanlar (Angels & Demons)
Yönetmen: Ron Howard
Roman: Dan Brown
Senaryo: David Koepp-Akiva Goldsman
Müzik: Hans Zimmer
Görüntü: Salvatore Totino
Oyuncular: Tom Hanks (Robert Langdon), Ewan McGregor (Camerlengo Patrick McKenna), Ayelet Zurer (Vittoria Vetra), Stellan Skarsgård (Richter), Pierfrancesco Favino (Olivetti), Nikolaj Lie Kaas (Katil), Armin Mueller-Stahl (Kardinal Strauss)
Yapım: Columbia-Imagine (2009)
Yönetmen Ron Howard ve yazar Dan Brown, ‘Da Vinci Şifresi’nden sonra ‘Melekler ve Şeytanlar’da yine beraberler ve yine Vatikan’a cephe alıyorlar. Howard’ın bu filmi kanlı, sert ve gerilim yüklü.
Yönetmen Ron Howard’la yazar Dan Brown, bu yeni işbirlikleri “Angels & Demons-Melekler ve Şeytanlar”da Vatikan’ı bir hayli kızdırıyorlar. Üstü kapalı da olsa Papa II. Jean Paul’ün zehirlenerek öldüğünü söylüyor bu film. Hikâye, İsviçre’deki CERN deneyiyle açılıyor. CERN, evrenin oluşumundaki “big bang/büyük patlama”yı araştıran bir deney. Bir profesör öldürülüyor ve “Illuminati” adındaki bir örgüt önce CERN’den çok tehlikeli bir maddeyi kaçırıyor, ardından da Vatikan’dan dört kardinali rehin alıyor. “Illuminati”, Vatikan’ın yüzyıllar önce bilim insanlarına karşı işlediği korkunç suçlardan intikam almak için kardinalleri kaçırmış. CERN’den çaldıkları maddeyi de Vatikan’ı yeryüzünden silmek kullanmak istiyorlar. “Illuminati”, 1776 yılında Almanya’da kurulmuş gizli bir örgüt. “Aydınlanmış Olanlar” anlamına geliyor. “Illuminati”nin amacı cehaletle, baskıcılıkla ve kilisenin dogmalarıyla mücadele etmekmiş. Ölen papanın yerine yeni papayı seçmek için kardinaller Vatikan’da toplanıyorlar. Her şey içinden çıkılmaz bir kaosa dönüşünce Vatikan polisi Harvardlı simgebilimci profesör Robert Langdon’a başvuruyor. Araştırmaları için Vatikan’dan cevap bekleyen Langdon, Roma ve Vatikan’da bir dedektif gibi olayların içine düşüyor. Ambigramlar, üzerine de bir uzman olan Langdon, ambigram grafikleri yorumlayarak kardinal cinayetlerinin hangi kiliselerde işleneceğini anlıyor ama polisler vakaları önlemeye hep geç kalıyorlar. Langdon’ın yanında bir İtalyan bilim insanı Vittoria Vetra da var. Elbette İsviçreli polisler de. Tabii ki hikâye düz bir çizgide akıp gitmiyor. Hikâyenin öbür tarafında da İskoç Camerlengo Patrick McKenna var. Camerlengo, papanın yetkilerini geçici olarak üstlenen kardinal ya da rahip. Ölen papa, Camerlengo Patrick’i zamanında evlâtlık olarak almış ve yetiştirmiş. Bu filmde tüm bir final bölümü gerçekten çarpıcı ve nefes kesici. “Melekler ve Şeytanlar”ın gerilim yüklü kanlı bir polisiye olduğunu belirtmeli. Film, kendi yavaş yavaş açıyor ve az da olsa sürprizli bitiyor. Filmde Katoliklik üzerine de vurucu eleştiriler var. Bu filmin alt metnini de anlamak gerekecek. Bu film (ve roman), Katolikliği katı kuralları olan, ritüellere dayalı bir muhafazakâr mezhep olduğunu söylüyor. Bu mezhep, gizemlerle ve sırlarla örülü. Elbette bu bir Amerikan filmi ve Amerika’nın da Protestan mezhebinden olduğunu unutmayın. “Melekler ve Şeytanlar” romanının da iyi kurgulandığı ve özellikle final bölümünün heyecan verici olduğu söyleniyor.
Filmin senaristlerinden biri olan David Koepp, 1999 yapımı “Stir of Echoes-Gaipten Sesler” ve 2004 yapımı “Secret Window-Gizli Pencere” filmlerini yönetmişti. Onu senarist olarak birçok adı duyulmuş filmden hatırlayabilirsiniz. Koepp, “Jurassic Park”, “Carlito’s Way-Carlito’nun Yolu” gibi filmlerde ortak senarist olarak çalıştı. David Fincher’ın 2002 yapımı “Panic Room-Panik Odası”na, Sam Raimi’nin 2002 yapımı “Spider Man-Örümcek Adam”ına, Steven Spielberg’ün 2008 yapımı “Indiana Jones and the Kingdom of the Crystal Skull-Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığı”na senaryolar da yazdı. Filmin diğer senaristi Akiva Goldsman, Bruce Beresford’un 1994 yapımı “Silent Fall-Sessiz Düşüş”üne, Joel Schumacher’in 1996 yapımı “A Time to Kill-Öldürme Zamanı”na, yine Schumacher’in 1997 yapımı “Batman ve Robin”ine, Ron Howard’ın 2001 yapımı “A Beautiful Mind-Akıl Oyunları”na senaryolar yazdı. 1964’te Brooklyn’de doğan İtalyan kökenli kameraman Salvatore Totino da, Ron Howard’ın 2006 yapımı “The Da Vinci Code-Da Vinci Şifresi”yle 2008 yapımı “Frost/Nixon”da da görüntü yönetmeniydi. Filmdeki iç mekanların ışık düzenlemeleri de etkileyici. 1954’te Oklahoma’da doğan yönetmen Ron Howard, yönetmenliğinin yanında yapımcılık, oyunculuk ve senaristlik de yaptı. Yönetmenin 1992 yapımı “Far and Away-Uzak Ufuklar”, 1995 yapımı “Apollo 13”, 1999 yapımı “Ed TV”, 2005 yapımı “Cinderella Man” filmlerini de hatırlamalı.
(15 Mayıs 2009)
Ali Erden
Dupnisa Doğa Şenliği’nde Açık Hava Sineması: “Gölgesizler” Kırklareli Halkıyla Buluşuyor
Çekimlerinin büyük bölümü Kırklareli’nin Karadere Köyü’nde gerçekleşen Gölgesizler filmi, ilk kez düzenlenen Dupnisa Doğa Şenliği kapsamında 16 Mayıs Cumartesi akşamı gösteriliyor. Gösterime filmin yönetmen, yapımcı ve oyuncuları da katılacak. Ümit Ünal’ın senaryo ve yönetmenliğinde Narsist Film tarafından beyaz perdeye aktarılan Hasan Ali Toptaş’ın 1994 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandığı kitabı Gölgesizler’in özel gösterimi, açık hava sineması atmosferinde daha fazla seyirciye ücretsiz olarak erişerek Kırklareli halkıyla buluşacak.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Dema Film Yapım’dan Temel Oyunculuk Eğitimi
Dema Film Yapım tarafından 16 Mayıs – 07 Haziran 2009 tarihleri arasında Temel Oyunculuk Eğitimi Semineri yapılıyor. Seminer, takipçilerini hepsi konularında usta oyuncu, yapımcı ve yönetmenlerle bir araya getirme, onların bilgi ve deneyimlerinden faydalandırma ve oyunculuğa dair fikirlerine yön verebilme amacını taşıyor. Seminerin eğitmenleri arasında oyuncu Metin Akpınar, Yıldız Kenter ve Hülya Avşar, yönetmenler Kudret Sabancı ve Haldun Dormen ile yapımcılar Faruk Aksoy ve Fatih Aksoy gibi isimler var. İletişim: 5. Gazeteciler Sitesi, A 4/4, Akasya Sok., Mayadrom, Etiler, İstanbul. Tel: 0212 2708177, e-posta: [email protected].
Dema Film Yapım’dan Temel Oyunculuk Eğitimi yazısına devam et
Wolverine – Ronaldo Buluşması
X-Men Başlangıç: Wolverine filminin yıldızı Hugh Jackman, futbol sahalarının yıldızı Ronaldo ile Brezilya ziyaretinde görüştü.
Ronaldo’yu Bölgesel Lig Şampiyonluğu’nu kazanmış olan takımı Corinthians’ın kulübünde ziyaret eden Jackman, Ronaldo’nun elinden Wolverine için özel üretilmiş olan formayı alma şansına erişti.
Jackman da karşılığında Ronaldo’ya “Ben yenilmezim” yazılı bir T-Shirt hediye etti.
Bu özel buluşma sonrasında Jackman, takımın çalışmalarını izledi ve stadyumda bulunan hayranlarla sohbet etti.
Wolverine – Ronaldo Buluşması yazısına devam et
Devrim Arabası ODTÜ Müzesi’nde
Devrim Arabaları filmi için yapılıp kullanılan otomobillerden biri, filmin yönetmeni Tolga Örnek tarafından ODTÜ Bilim Teknoloji Müzesi Klâsik Araba Koleksiyonu’na bağışlandı. Bağışlanan otomobil, 08 Mayıs 2009 Cuma günü, saat 10:30’da, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi’nde, filmin yönetmeni Tolga Örnek’in katılımıyla yapılacak törenle, müzeye teslim edilecek. Devrim adı verilen ilk otomobil, Eskişehir Devlet Demiryolları Atölyesi’nde, 1961 yılında, tamamıyla Türk mühendisler tarafından geliştirildi. Hâlâ çalışır durumdaki bej renkli Devrim arabası, Eskişehir’de TÜLOMSAŞ Müzesi bahçesinde özel bir müzede sergileniyor.
Kelebek, Filmi Tartışma Yarattı
Yönetmenliğini Cihan Taşkın’ın yaptığı ve Deniz Bolışık, Caner Cindoruk, Münir Can Cindoruk, Volga Sorgu ve Ghassan Massoud’un yer aldığı Kelebek, basındaki bazı köşe yazarları arasında tartışma yarattı. Açıklama yapan filmin yapımcısı Mahmut Bengi, bazı köşe yazarlarının filmi bir kez daha izlemeleri gerektiğini belirterek, filmde Amerikan propagandası yapıldığının söylenmesini hayretle karşıladıklarını belirtti. Bir olaydan yola çıkarak insanın kendini sorgulaması konusunu işleyen Kelebek filmi 2 milyon dolar harcanarak Afganistan, Urfa, İstanbul ve Amerika da çekilmişti. Filmi, 3 günde 9.000 kişi izledi.
Adana Altın Koza Film Festivali
Kültür Bakanlığı’nın son yıllarda Türk filmlerinin yapımlarına yaptığı destekler ve artan seyirci sayısı üretimde ciddi artış sağlanmasına sebep oldu.
Birçok yeni genç sinemacının da, ilk filmleri çekmesi sektöre canlılık getirdi.
Tabi ki yapılan her iş takdir görmesini ister, bununla birlikte bu iltifatın alınacağı birinci yerler festivallerdir.
Türkiye de dört temel festival var, Antalya, Adana, İstanbul, Ankara.
Her biri kendi içlerinde farklı dinamikleri olan organizasyonlar.
Türk sineması artık dört değil altı ulusal festivali üretimiyle desteleyecek kıvama gelmiştir. Aslında bu çok sevindirici bir durum.
Ancak ne var ki kazın ayağı öyle durmuyor. Adana Altın Koza Film Festivali ön jürisinin elemesiyle finale kalan oniki filmden onu, iki ay önce İstanbul Film Festivali’nde, hatta o on filmin içinden üçü de bir yıl önceki Antalya Film Festivali’nde boy göstermiş filmler. Yani Adana’da ilk defa halkla buluşacak bir yada iki film var. Hadi eskiden üretim yoktu bu filmler turnike yapıyordu, onu anlıyorduk ama 31 film ön elemeden geçmiş ve 19 film yarışma dışı kalmış.
İşte yine biz yaptık oldu mantıklı bir iş daha. Bu ön jüri kimlerden oluşur, İstanbul Film Festivali’ne katılan filmlerle birebir uyuşması sanki bütün festivallere filmi seçen tek bir el varmış kanaati uyandırıyor bende. Ama nedense bu ön jürinin ismi ortada yok. Ben burada diğer üreticilere haksızlık yapıldığını düşünüyorum ve o insanların kendilerini vitrine çıkaracak platformlardan uzaklaştırmaya çalışılıyor gibi geliyor. Birileri Türk sinemasının genleriyle oynuyor ve bunu yaparken de kendilerini mümkün olduğu kadar deşifre etmemeye çalışıyorlar. Kendi yarattıkları prenslerin yada prenseslerin üretimleri aksamasın diye ciddi de ödülü olan bu festivallerde çeşitli lobiler kurulmaktadır. Hep aynı isimler boy göstermekte, ödülleri birer birer paylaşmakta, bakanlığın da desteklerinde ödül alan filmlerin geri dönüşümünü iptal ettiği de düşünülürse ciddi fırsat eşitsizliği yaratılmaktadır. Bu oluşumlarda da festivali yapan şehirler kullanılmaktadır.
Adana’ya seçilen filmlerin çoğu sinematek filmleri gibi, yani orada özel bir film haftası yapılsa seçilecek filmler ve halkla asla kucaklaşmayacak, onlara festival heyecanı yaşatmayacak üretimler. Elbette bunlarda sinemamız için çok önemli üretimler, belki hepsi birer baş yapıt ama Yılmaz Güney gibi bir sinemacıyı çıkarmış ilde, oranın dinamikleri hesaplanarak filmler seçilmelidir. Yoksa festival festival dolaşan, hatta televizyonda oynamış, DVD.si çıkmış filmleri yeni bir üretimmiş gibi ancak festivaldeki o filmi izlemek zorunda olan seçici kurullara izletirsiniz. Lütfen gözünüzü bu kadar karartmayın, bu ülkede başka sinema üretimi yapan ve yapmak isteyenler olduğunu düşünün, insanların yolunu kesmeyin.
Sonra bunun vebalini hiçbir vicdan ödeyemez.
(14 Mayıs 2009)
Bülent PELİT
Pembe İnek’e 4 Ödül Daha
Yurtiçi ve yurtdışında birçok festivale katılıp ödüller kazanan, Onur Gürsoy’un yazıp yönettiği kısa film Pembe İnek, İnönü Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin düzenlediği kısa film yarışmalarında toplam dört ödül daha kazandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen kısa filmin başrollerinde Aykut Oray, Barış Yener ve Hilmi Özçelik yer alıyor.
Nokta, Cinemania’da
Ömür Gedik’in hazırlayıp sunduğu sinema programı Cinemania’nın bu haftaki stüdyo konukları, Nokta filminin başrol oyuncuları Mehmet Ali Nuroğlu ve Begüm Birgören. Oyunculuğa nasıl başladıklarını anlatan ikili, projeye nasıl dahil olduklarını ve oynadıkları rollerin minik sırlarını da açıklıyor. Editörlüğünü Fırat Sayıcı’nın yaptığı programda vizyona yeni giren filmler, bilimkurgu filmleri dosyası ve çarpıcı sinema haberleri yer alıyor. Ömür Gedik’le Cinemania her Cumartesi Kanal D’de.
Nokta, Cinemania’da yazısına devam et
Ege Sanat Merkezi
Ege Sanat Merkezi, 08 – 14 Mayıs 2009 seansları için tıklayınız.