Altın Portakal’lı “Pazar: Bir Ticaret Masalı”, 10 Nisan 2009’da Vizyonda

45. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden, En İyi Film, En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülleri’yle dönen, İngiliz yönetmen Ben Hopkins’in yazıp yönettiği Pazar: Bir Ticaret Masalı, 10 Nisan 2009′da sinemalarda gösterime giriyor. Film, doğuda küçük bir tüccarın hikâyesini zekice, esprili ve kahramanına büyük bir yakınlık hissederek anlatıyor. Mihram karakterinde gösterdiği gerçekçi performansıyla dikkat çeken genç oyuncu Tayanç Ayaydın’a, amcası Fazıl rolünde usta aktör Genco Erkal, Şenay Aydın, Hakan Şahin ve Rojin eşlik ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Özen Film Sinemaları ve Filmleri

    Suadiye Movieplex, Şişli Movieplex, Çemberlitaş Şafak, Beyoğlu Sinepop, Nişantaşı Movieplex, Gölge, Umut, Recep İvedik 2, Güz Sancısı, Kar Adam Yeti (Lissi & The Wild Emperor), İz (Scar), Cinnet (Timber Falls), Davetsiz Gelen 2 (No Man’s Land: The Rise Of Reeker), 27 Mart – 02 Nisan 2009 seansları için tıklayınız.

    Yeni Yapımlardan İlk Görüntüler Kırmızı Halı’da

    Kırmızı Halı, Kamera Arkası’nda bu hafta Reha Erdem’in Hayat Var adlı filmi ekrana geliyor. Yakında bölümünde The Hangover, Transformers: Yenilenlerin İntikamı, Sokak Dövüşçüsü: Chun Li Efsanesi ve Kehanet’ten görüntüler izleyicilerle buluşuyor. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali ve 20. Ankara Film Festivali Ödül Töreni bu hafta mercek altında. Vizyondakiler bölümündeyse Kasabanın Yenisi, Karanlıklar Ülkesi: Lycan’ların Yükselişi ve Ölümcül İçgüdü filmlerinden görüntüler sinemaseverlerle buluşuyor. Ediz Gülten’in yönetmenliğini, Merve Genç’in yapımcılığını üstlendiği Kırmızı Halı, 27 Mart Cuma akşamı saat 22:15’de, Kanal 24’te.

  • Basın Bülteni
  • Oxford Cinayetleri

    Alex de la Iglesia’nın yönettiği ve Elijah Wood, John Hurt, Leonor Watling ile Julie Cox’ın oynadığı Oxford Cinayetleri (The Oxford Murders), 27 Mart 2009’da Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Oxford Üniversitesinde profesör olan Arthur Seldom okulda başlayan cinayet serisini önlemeye çalışır. Katil cinayetlerin ardında matematiksel semboller bırakmaktadır. Katili durdurmak isteyen profesörün en büyük yardımcısı eski öğrencilerinden Martin olur. Yaşadığı yerde işlenen bir cinayetten sonra işler karışınca Martin, cinayetleri mantık ve matematik sembolleri kullanarak çözmeye çalışır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • 03 Nisan 2009 Haftası

    “Hızlı ve Öfkeli 4”ün daha iyisi -çok süratli kara taşıtı kapışmalarının, korkulu polis oyunlarının ve elektronik müziğin yüksek adrenalin salgılanmasına yol açan etkilerini duyumsamak isteyenler için- bu sezon yok: Yeniden bir araya gelen ilk kadro, öfke patlamasında da bomba gibi.

    “Kıymık”, 50’lerin ‘B’ sınıfı filmlerinde kasaba halkına musallat olan tanımlanamayan maddelere benzer bir yaratık – hayvanın dar bir mekâna sıkıştırdığı dört karakteriyle duygudaşlık kurabildiğiniz ölçüde etki alanına girebildiğiniz, küçük ve becerikli korku: Uyaralım; küçük bir bıçakla kol kesmenin zorluğuna dair sekanslarda kötü hissedebilirsiniz!

    “Marley & Ben”, hangi sınıf, renk, din, gelir vs. özelliklere sahip olursanız olun size sadakat ve sevgi veren, karşılığında ise sadece sevginizi isteyen bir köpekle ‘ölüm sizi ayırana kadar’ dost kalmanın, tekâmül yolunda nasıl bir deneyim olduğunu, bundan daha sağlam anlatamazdı sanırım.

    Filmdeki çiftimiz, evlenir, yavru Marley’e sahip olur, üç evlât dünyaya getirir ve iyi – kötü binlerce gün geçirir; sonra… Yıllar sonrası, final, benim gibi aynısını yaşamış olanlar için çok acıdır. Çünkü belki de hayatınızda hiç kimseden görmediğiniz, göremeyeceğiniz, tamamen karşılıksız sevginin kaynağı o güzel yaratık artık veda etmek üzeredir…

    Bir ailenin yıllarını incelikli bir film grameriyle anlatan film, bu sürede Marley’i sizin de benimsemenizi sağlıyor. Onsuzluk çok zor geliyor; bayağı koyuyor… Köpeklerini modası geçen bir eşya gibi sokağa bırakıp kaçan gaddarlar izlerlerse vicdan azabı ile tanışırlar mı acaba?

    “Son Oyun”, kimsenin ölmediği ‘hafif’ suç filmlerinden; tabii ki hırsızlığı sürprizli, erkek oyuncularından biri (Banderas!) sempatik ve Radha’nın iç çamaşırlı hali de iç gıcıklayıcı: Becerikli kadın yönetmenimizin formülünü anladınız değil mi?

    “Vahşet Partisi”, uzak çiftlik evinde parti yapan bir grup gencin tek tek öldürüldüğü ‘slash’ filmler gibi başlayıp, ilerledikçe, hem eleştirel sosyolojik göndermeler ve hem de ruhbilimin bile içinden çıkamadığı yeniçağ gençlerinin ‘korkunçluğuna’ dair ayrıntılarla karşılaşacağınız enteresan film: Açık arazide tedirginlik duygusunu zirveye çıkaran görüntü çalışması müthiş!

    (01 Nisan 2009)

    Ali Ulvi Uyanık

    aliuyanik@superonline.com

    Kısa Film “Ayak Altında”ya İtalya’dan En İyi Yönetmen Ödülü

    Mart ayı içerisinde Washington DC Bağımsız Filmler Festivali’nde gösterilen M. Cem Öztüfekçi’nin yazıp yönettiği kısa film Ayak Altında, İtalya’nın Pescara şehrinde düzenlenen Avrupa Filmleri Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’ne lâyık görüldü. Ayak Altında’nın öyküsü şöyle: İbrahim karısı ve iki çocuğuyla yaşayan bir işçidir. Her günü aynı geçer. Gece vardiyasında çalıştığı zaman gündüz vakti uyumak zorundadır.

  • Basın Bülteni
  • Festival Web Sitesi
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.