KargART Geceyarısı Gösterimleri: Aralık 2008

KargART yeni sezonda her ay bir “gece” sinemaseverleri özel bir film gösterimine davet ediyor. Cuma akşamları yapılacak olan !Geceyarısı Filmleri! saat 23’de başlayacak. Gösterimlerde yerli ve yabancı kült filmler, sinema tarihinin deneysel çalışmaları, kısa filmler, belgeseller ve video çalışmaları KargART’ın loş duvarına yansıyacak. Programın Aralık ayı seçkisi The Other Cinema DVD etiketiyle Noel Lawrence küratörlüğünde bir araya getirilen Experiments in Terror adlı seçki ve Can Evrenol’un 2007 tarihli Sandık adlı kısa filmi. Filmler 12 Aralık Cuma günü, 23:00’de ücretsiz gösteriliyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    KargART Geceyarısı Gösterimleri: Aralık 2008 yazısına devam et
  • Vali

    M. Çağatay Tosun’un yönettiği ve Erdal Beşikçioğlu, Uğur Polat, İsmail Hacıoğlu ile Şemsi İnkaya’nın oynadığı Vali, 09 Ocak 2009′da Medyavizyon Film dağıtımıyla Koliba Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Vali Faruk Yazıcı’nın en son görev yeri Denizli merkezli olan filmin ana eksenine bir dünya ve Türkiye meselesi olan “enerji” konusu oturuyor. Dünyada gizli ve açık bir biçimde sergilenen politik oyunlar, komplolar ve uluslararası ilişkilerin çıkar noktasında enerji meselesi bulunuyor. Film, özellikle bu konuda Türkiye’nin ve Türk insanının içine çekilmeye çalışıldığı bir komploya dikkat çekiyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Vali yazısına devam et
  • Seçkin Fransız Oyuncu Tsilla Chelton “Pandora’nın Kutusu”nda da Çok İnandırıcı Bir Oyunculuk Sunuyor

    Yeni filmi Pandora’nın Kutusu’ndan önceki filmi Bulutları Beklerkende Tamama adlı romanı oldukça çekingen ve ürkek bir şekilde uyarlayan Yeşim Ustaoğlu Karadeniz Rumlarının Birinci Dünya Savaşında yaşadıklarını ima bile etmeyi başaramamıştı.

    Ebeveynleri öğretmen olan Yeşim Ustaoğlu’nun çocukluğu Trabzon’da geçmiş. Bu yıllarında bol bol Sovyet TV’si izlemiş. Ustaoğlu Karadeniz Teknik Üniversitesi mezunu. Kadınları çok seven, dokuz çocuğun babası olan İsveçli Ingmar Bergman’ın dünya kadınını anlatabilen az sayıdaki erkek yönetmenden başlıcası olduğunu söyleyen Yeşim Ustaoğlu’nun yönetmenliğe ilgi duymasında da Ingmar Bergman filmlerinin etkisi büyük olmuş. Otel, Bir Anı Yakalamak gibi kısa metrajlı filmleri var. İlk yapımları neredeyse sıfır sermayeli olan Yeşim Ustaoğlu bugün filmlerini dünyanın dört bir yanından finans bularak gerçekleştirebiliyor. Bu konuda büyük yol almış bulunuyor. Ustaoğlu’nun kadınlarını köle gibi çalıştırırken kendileri kahvehane köşelerinde sabahtan akşama oyun oynayan Karadenizli erkeklerin kurbanlarını konu alan Sırtlarındaki Hayat adında bir belgeseli de var.

    Üç Karadeniz Güzellemesi

    Yeşim Ustaoğlu Bulutları Beklerken’den sonra bu kez Pandora’nın Kutusu’nun fonunda Karadeniz’in eşsiz güzellliklerine de yer veriyor. Özcan Alper’in Sonbahar adlı filmini izleyen sinemaseverler ise Doğu Karadeniz’e herhalde aşık olacak. Yeşim Ustaoğlu’da Özcan Alper’in Sonbahar’ını çok beğenenlerden biri. Pandora’nın Kutusu ismini de Özcan Alper’le yaptıkları bir sohbette bulmuşlar. Bulutları Beklerken’le Sonbaharın ortak özelliğiyse oyunculuk geçmişleri ve deneyimleri olmayan yöre insanlarından kamera önünde ve beyazperdede alınan harika oyunculuklar.

    Yeşim Ustaoğlu 112 dakika uzunluğundaki, biraz uzun Pandora’nın Kutusu’nun baş karakteri Alzheimer hastası Nusret Hanımı yaratırken, uzun süre Alzheimer hastalığıyla mücadele eden edebiyat eleştirmeni olan komşusu ve arkadaşı Fethi Naci’den esinlenmiş. Bu rolde her zamanki seçkin oyunculuğunu ortaya koyan ve Danielle Teyze’yle büyük ün kazanan, 60 yıldır oyuncuların oyuncusu kabûl edilen 21 Haziran 1918 doğumlu Tsilla Chelton’uysa filmin Fransız ortağı projeye kazandırmış. Chelton, Truffaut ve Chabrol gibi seçkin Fransız yönetmenlerin daima gözdesi olmuş. Tsilla Chelton’ın 90 yaşında bile olsa, Pandora’nın Kutusu’nun dünya çapında hiç de küçümsenmeyecek bilet sayılarına ulaşmasını kolaylaştırabilecek kadar büyük bir oyuncu olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

    Eylül 1991’de Türkiye sinemalarında izlediğimiz Danielle Teyze’yle Fransız Oscar’ı Cesar’a aday gösterilen Chelton, Pandora’nın Kutusu’ndaki oyunuyla San Sebastian Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü Frozen River adlı filmin oyuncusu Melissa Leo’yla paylaştı. Pandora’nın Kutusu ise San Sebastian Film Festivali’nde büyük ödül Altın İstiridye’ye lâyık bulundu. Geçmişte Altın İstiridye, America America (Elia Kazan), Rain People (Francis Coppola), Badlands (Terrence Malick), One-Eyed Jacks (Marlon Brando) ve Nun’s Story (Fred Zinnemann) gibi filmlere lâyık bulunduğundan çok yüksek saygınlığı olan bir ödül.

    Çağın En Belâlı Hastalıklarından: Alzheimer

    Dünya sağlık örgütüne göre şu anda 6 milyon 400 bin tanesi Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya’da olmak üzere 38 milyon Alzheimer (bunama) hastası var; Türkiye’de bu hastalığın pençesinde 300 ilâ 500 bin insan olduğu tahmin ediliyor. 2050 yılında Türkiye’de 3 ilâ 4 milyon Alzheimer hastası olacağı öngörülüyor. Unutkanlık 40 yaşlarından sonra görülen Alzheimer hastalığının başlangıcı olabiliyor. Bu hastalığın erken tanısı için periyodik olarak hafıza, beceri, konsantrasyon gibi beyin işlevi kontrollerinin yapılması tavsiye ediliyor. 2006’da sadece Alzheimer ilâçları için dünya çapında 4 milyar 600 milyon dolar harcandı. Doktorlar beynini devamlı çalıştıran insanların bu hastalığa daha az yakalandığını iddia ediyor. Yani çok çalışmak Alzheimer riskini arttırmaz; aksine beyne egzersiz yaptırıldığı için bu hastalıkta koruyucu etki yapar. Daha az kolesterol içeren beslenmenin kalbe kadar beyne de yararlı olduğundan Alzheimer riskini azaltabildiği iddia ediliyor. Kısaca özetlemek gerekirse fast food tarzı beslenme alışkanlığı Alzheimer hastalığına yakalanma riskini arttırıyor. Çok yakında kan testiyle bile Alzheimer riskinin belirlenebileceği umuluyor.

    Not: Film yönetmenlerimizden Erdoğan Tokatlı’da uzun yıllardır Alzheimer hastası ve eşi Reyhan Hanım da çok kısıtlı ekonomik olanaklarıyla eşini en iyi şekilde bakmaya çalışıyor. Kültür Bakanlığı’nın ve imkânları olan tüm yardımseverlerin bu konuda Erdoğan Tokatlı ailesine sürekli yardım elini uzatmasını dileriz.

    (10 Aralık 2008)

    Hakan Sonok

    Hakan.sonok@tr.net

    Güz Sancısı

    Tomris Giritlioğlu’nun yönettiği ve Murat Yıldırım, Beren Saat, Okan Yalabık ile Belçim Bilgin Erdoğan’ın oynadığı Güz Sancısı, 23 Ocak 2009’da Özen Film dağıtımıyla C Yapım ve Film – Asis Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
    1955 yılında geçen filmde milliyetçi bir toprak ağasının oğlu olan Behçet, karşı komşusu Rum Elena’ya aşık olur ve 6 – 7 Eylül olaylarının panoramasında duygularıyla ve siyasi fikirleriyle bir iç hesaplaşmaya girişir. Türk siyasi hayatının ağır yükünü sırtlarında taşımak zorunda kalan bu iki sevgili, aşkın topraklarında “aynı”, yaşadıkları ülkenin topraklarında “farklı” taraflardadır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Güz Sancısı yazısına devam et
  • Tamer Karadağlı, “Kırmızı Halı”da

    Kanaltürk’ün sinema programı Kırmızı Halı bu hafta ilginç diyaloglara sahne oluyor. Kamuran Tapul’un hazırlayıp sunduğu programın bu haftaki konuğu Tamer Karadağlı. Karadağlı programda Ocean’s Eleven filminde seslendirdiği George Clooney olarak konuşuyor. Kamuran Tapul, Karadağlı’nın bilinmeyen yönlerine uzanan sorularını sıralıyor. Sanatçıya bir sürpriz de Son Ağa dizisinden Emel Müftüoğlu ve Feride Çetin’den geliyor; arkadaşları sanatçıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yapıyor. Sinema dünyasının sürpriz röportajları her hafta Cumartesi günleri 17:30’da Kanaltürk ekranında Kırmızı Halı’da.

  • Basın Bülteni
  • Kirpi

    Erdal Murat Aktaş’ın yönettiği ve Mazhar Alanson, Güven Kıraç, İrem Altuğ, Birsen Dürülü ile Zihni Göktay’ın oynadığı Kirpi, 30 Ocak 2009’da Medyavizyon Film dağıtımıyla Demo Film – Saran Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Kirpi, birbirlerinden intikam almak için mümkün olan her yolu deneyen iki çok inatçı düşmanın, oldukça masum başlayan çekişmelerinin tüm ülke çapında bir kargaşaya yol açmasını komik bir dille anlatıyor. Kirpi’nin kahramanları arasında başlayan olaylar, akıl almazlık dozu giderek artan misillemelerle çevrelerinde yaşayan herkesin başına büyük belâlar saran büyük bir hesaplaşmaya dönüşüyor.

    Kirpi yazısına devam et

    Sinemasever İnternet Kullanıcıları İçin Yeni Sinema Programı: Sinevidyon Yayında

    İnternette sinema yayıncılığı konusunda uzmanlaşan ve 10 senedir Sinema.com’un yayıncılığını aralıksız sürdüren Sodamedya ekibi, online platformda yayınlanan yeni sinema programı Sinevidyon’u hazırlamaya başladı. Sinevidyon, Pazartesi’den Perşembe’ye yayınlanan bölümleri ile haftanın sinema gündemini yansıtmayı hedefliyor. Sinevidyon, internet kullanıcılarına son dönemde zevklerine göre istedikleri programı seçme ve izleme imkânı sunarken, keyifli içeriği ve samimi üslûbu ile sinemaseverlerden yoğun ilgi görüyor.

  • Basın Bülteni
  • Görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sinemasever İnternet Kullanıcıları İçin Yeni Sinema Programı: Sinevidyon Yayında yazısına devam et
  • İstanbul Modern Sinema’da Asia Argento Filmleri

    Beyazperdenin asi kızı, Asia Argento korku sinemasının İtalyan stilisti Dario Argento’nun kızı olarak yola çıktı. Babadan yıldız olan Argento, oynadığı sayısız “kötü kadın” rolüyle beyazperdede boyun eğmez bir kişiliğe büründü.
    11 – 28 Aralık tarihleri arasında gösterilecek Asia programında, oyuncunun Hollywood’u fethettiği Ölüler Ülkesi, 1977 yılında Suspiria ile başlayan korku üçlemesi Üç Anne’nin son filmi olan Gözyaşlarının Annesi, Birol Ünel ile birlikte oynadığı Transylvania ve kendi yönettiği Aldatan Yürek yer alıyor.
    İstanbul Modern Sinema, Meclis-i Mebusan Cad, Liman İşletmeleri Sahası, Antrepo No: 4, Karaköy, adresinde bulunuyor. Tel: 0212 3347300

  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü görsele haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    İstanbul Modern Sinema’da Asia Argento Filmleri yazısına devam et
  • Altın Küre Ödüllerinde 66 Yılda Sadece Bir Tek Türk Filmi Aday Olabildi

    Cannes Film Festivali’nde yılın en iyi yönetmeni ödülüne lâyık bulunan Nuri Bilge Ceylan’ın Üç Maymun’u Altın Küre ödülü adayları listesine ne yazık ki giremedi. Bu yazıda 66 yıldır Los Angeles’ta dağıtılan Altın Küre ödüllerinde Türk Sinemasının sadece 26 yıl önce tek bir adaylık elde edebilmesini konu edineceğiz.

    Yılmaz Güney’in 14 Eylül 1974’te hangi nedenle olursa olsun, hangi ağır tahrik olursa olsun, öfkesini kontrol edemeyip/dizginleyemeyip Adana’nın Yumurtalık İlçesi Savcısı Sefa Mutlu’yu öldürmesi öncelikle hayatını kaybeden insan ve yakınları/ailesi/sevenleri için telâfisi mümkün olmayan bir kayıptır. Cinayet cinayettir. Hiçbir neden onu haklı gösteremez. Üstelik bu cinayetin karşılığında Yılmaz Güney az bile ceza görmüştür… Türkiye’nin yetenekli senaryo yazarlarından, film yönetmenlerinden, film oyuncularından biri olan ve ateşli silâhlara aşırı derecede düşkün, “keskin sirke” Yılmaz Güney midesinden rahatsız olduğundan cezaevi koşullarında yeterince tedavi görme imkânı bulamamış ve bu hastalığından dolayı çok erken yaşta aramızdan ayrılmıştır (09 Eylül 1984).

    Güney bu cinayet olayından sonra senaryolarını filmleştirmesi için yönetmen Zeki Ökten ve yönetmen Şerif Gören’le çok başarılı işbirliklerine gitmiştir. Bu işbirliklerinden dünya sinema tarihinde en çok iz bırakanı Yol olmuştur. Başlangıçta Bayram adıyla Erden Kıral’ın çekmeye başladığı filmden Yılmaz Güney yönetmeni işten atmış ve yerine Şerif Gören’i getirmiştir. Erden Kıral’ın çektiği bölümler filmde kullanılmamıştır.

    26 Mayıs 1982’de Şerif Gören’in yönettiği Yol’u Costa Gavras’ın Missing-Kayıp’ıyla birlikte Cannes Film Festivali büyük ödülü Altın Palmiye ödülünü paylaşmıştır.

    Yol’un Altın Palmiye’yi kazanması 07 Temmuz 1964’te Berlin Film Festivali büyük ödülü Altın Aslan’ı Metin Erksan’ın Susuz Yaz’ının kazanmasından sonraki Türk Sineması’nın en büyük başarısı olmuştur. 26 Haziran – 07 Temmuz 1964 tarihleri arasında düzenlenen Berlin Film Festivali’nde Metin Erksan’ın Susuz Yaz’ının rakipleri arasında Claude Lelouch, Carlos Saura, Satyajit Ray, Karel Reisz, Shohei İmamura, Sidney Lumet ve Luigi Comencini gibi seçkin yönetmenlerin de filmleri vardı.

    Yol’un bir diğer büyük başarısı Amerika Birleşik Devletleri’nin Los Angeles kentinde dağıtılan Altın Küre ödüllerine yılın en iyi yabancı filmi dalında aday gösterilen altı film arasına girmesidir. 29 Ocak 1983’te İngiliz filmi Gandhi (Richard Attenborough) Altın Küre ödüllerinde 1982 yılının En İyi Yabancı Filmi seçildi. Gandhi’nin yabancı film Altın Küresindeki rakipleri arasında Yol (Şerif Gören; İsviçre-Türkiye), Fitzcarraldo (Werner Herzog; Batı Almanya), Ateş Savaşı-La Guerre du feu-Quest for Fire (Jean-Jacques Annaud; Kanada-Fransa), The Man from Snowy River (George Miller; Avustralya) ve La Traviata (Franco Zeffirelli; İtalya) vardı.

    1982 yılının en iyi filmlerini değerlendiren/oylayan Akademi üyeleri 1983 başında bir önceki yıla ait en iyi yabancı film dalındaki Oscar ödülleri listesini oluştururken Yol’u değerlendirmeye alamadılar. Çünkü yabancı film dalındaki Oscar ödüllerinde sadece ülkelerin resmi seçimleri (Los Angeles’a yolladıkları filmler) yer alabilmekteydi. Türkiye Cumhuriyeti Yol’un bir bölümünde vatanımızın bir bölümü “Kürdistan” olarak etiketlendirildiğinden / gösterildiğinden bu filme doğal olarak her zeminde karşıydı. (*) 1970’li yılların sonundaki iç savaşın yaralarını yeni yeni sarmaya çalışan Türkiye Cumhuriyeti Los Angeles’ta Yol’un Türkiye’yi temsil etmesine izin veremezdi ve vermedi de…

    Yol’un yer alamadığı en iyi yabancı film Oscar adayları listesi ise şöyle oluştu:

    *Alsino and the Condor (Miguel Littin; Nikaragua)
    *Coup De Torchon-Clean Slate (Betrand Tavernier; Fransa)
    *The Flight of The Eagle (Jan Troell; İsveç)
    *Private Life (Yuli Raizman; Sovyetler Birliği)
    *Volver A Empezar (Jose Luis Garci; İspanya)

    11 Nisan 1983 Pazartesi gecesi Liza Minnelli, Dudley Moore, Richard Pryor ve Walter Matthau’nun sunduğu Oscar ödülleri gecesinde Yabancı Film Oscar’ı İspanyol filmine lâyık bulunacaktı…

    (*) Atatürk’ün ölümsüz eserlerinin ve mirasının en sadık muhafızı olan Türk Silâhlı Kuvvetleri Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlığında da bölücü terör tehdidiyle karşı karşıya gelmiştir. Bu olayların başlıcaları Koçgiri (1921), Şeyh Said (1925) ve Dersim/Tunceli (isyan başlangıcı: 21 Mart 1937; elebaşlarının idamı: 15 Kasım 1937) olaylarıdır. Ne yazık ki 27 Kasım 1977’den sonra Güneydoğu’da PKK terörü her geçen yıl tırmanarak en üst seviyeye çıktı. 1979 Ramazan ayında 300 (üç yüz) bölücü terörist militan Adalet Partisi Urfa milletvekili ve Bucak Aşireti reisi Celal Bucak’ı öldürmek ve bölgedeki tüm aşiretlere gözdağı vermek için Urfa-Siverek karayoluna baskın düzenledi. Orgeneral Mehmet Kıral o günlerde bir Güneydoğu raporu hazırladı. Raporda terör örgütünün Hilvan’da kendi mahkemesini kurduğu ve Türkiye Cumhuriyeti temsilcilerini (hakimleri ve öğretmenleri) kaçırdığı belirtiliyordu. En önemlisi de son iki yılda 243 cinayet işlemişlerdi. Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin 12 Eylül 1980’de emir komuta zinciri içerisinde Türkiye’de yönetime el koymasının başlıca nedenleri ülke genelindeki kardeş kavgasına ve iç savaşa son vermek, PKK’yı etkisiz hale getirmek ve vatanın bölünmez bütünlüğünü korumaktı.

    (11 Aralık 2008)

    Hakan Sonok

    hakan.sonok@tr.net

    İpek Yolu’na Coşkulu Veda

    3. Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali’nin ödül töreni bu akşam Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Ulusal Yarışma En İyi Film Ödülü’nü yönetmenliğini Raşit Çelikezer’in yaptığı Gökten 3 Elma Düştü kazandı. Festivalde En İyi Yönetmen Ödülü’nü Nokta ile Derviş Zaim, En İyi Erkek ve Kadın Oyuncu Ödüllerini ise Dilber’in Sekiz Günü’ndeki rolleri ile Fırat Tanış ve Nesrin Cavadzade kazandı. SİYAD Ulusal Yarışma Jürisi de En İyi Film Ödülü’nü Cemal Şan’ın yönettiği Dilber’in Sekiz Günü’ne verdi.

  • Basın Bülteni
  • Kapanış gecesinden yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    İpek Yolu’na Coşkulu Veda yazısına devam et
  • Ölümcül İçgüdü

    Jean – François Richet’nin yönettiği ve Gerard Depardieu, Gerard Lanvin, Mathieu Amalric ile Ludivine Sagnier’ın oynadığı Ölümcül İçgüdü (L’Instinct de Mort: Part 1 – Public Enemy: Number One), 27 Mart 2009′da UIP Filmcilik dağıtımıyla TMC Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Fransız gangsterlerin sonuncusu Jacques Mesrine, yaşamı boyunca 1 numaralı halk düşmanı ilân edilmişti. Düzenli olarak kamuoyu anketlerinin zirvesinde yer aldı. Paris’in göbeğinde polisin yakın mesafeden yoğun ateşi altındaki görkemli ölümü onun efsane statüsünü taçlandırdı. Öyle ki, 1979 yılındaki ölümünden 30 yıl sonra bugün bile Jacques Mesrine efsanesi hâlâ capcanlı.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenleri ve haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ölümcül İçgüdü yazısına devam et
  • Taşıyıcı 3

    Olivier Megaton’un yönettiği ve Jason Statham, Natalya Rudakova, François Berleand ile Robert Knepper’ın oynadığı Taşıyıcı 3 (Transporter 3), 26 Aralık 2008’de UIP Filmcilik dağıtımıyla TMC Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Frank, Marsilya’daki Ukrayna Çevre Koruma Ajansı Başkanı Leonid’in kaçırılan kızı Valentina’yı Karadeniz kıyısındaki Odessa’ya götürmekle yükümlüdür. Frank, yolculuk sırasında bir yandan bu işi alması için baskı yapan insanlarla uğraşırken bir yandan da Vasilev tarafından gönderilen ajanlarla başa çıkmak zorundadır. Yolculuk sırasında Frank ile Valentina birbirlerine aşık olurlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Taşıyıcı 3 yazısına devam et
  • Despero

    Sam Fell, Gary Ross ile Rob Stevenhagen’in yönettiği ve Robbie Coltrane, Ciaran Hinds, Dustin Hoffman ile Kevin Kline’in seslendirdiği animasyon film Despero (The Tale of Despereaux), 23 Ocak 2009’da UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
    Dor krallığında insanlar keyifli bir hayat sürüyordu. Ancak meydana gelen bir kaza Kral’ın kalbini kırarken Prenses’i acılara boğdu, ülke halkını umutsuzluğa sürükledi. Her yer kasvetli gri renge büründü, cesur fare Despero doğuncaya kadar da böyle devam etti ve Despero, dış görünüm önemli olmadığını tüm dünyaya öğretti.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Despero yazısına devam et
  • Cinedergi 8 Yayında

    Fırat Sayıcı, Banu Bozdemir ve Serdar Akbıyık’ın hazırladığı ücretsiz sinema dergisi Cinedergi, 8 yine dopdolu bir içerikle karşınızda. Derginin bu sayısında Pelin Batu dobra söylemiyle, Son Cellat’ın Kambur Bayram’ı Kadir İnanır ters köşe rolününün anlatımıyla yer alıyor. Bu ayın vizyonu Dünyanın Durduğu Gün’le beraber yaşanan uzaylı istilâsı da derginin sayfalarında. İpekyolu’nun da yolcusu olan Gael Garcia Bernal mercek altında. Belgesel sinemanın farklı bakışı Zamanın Ruhu ve Sindrella, hepsi gelecek ayın içeriğiyle bir tık ötenizde www.cinedergi.com’da.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Cinedergi 8 Yayında yazısına devam et