Evangeline Lilly


Evangeline Lilly (Çılgın Haftasonu – The Long Weekend’deki Simone.)


Jessica Biel (Damadı Öpebilirsin – I Now Pronounce You Chuck and Larry’deki Alex McDonough.)


Elsa Pataky (Ölümcül Kargo – Snakes on a Plane’deki Maria.)


Scarlett Johansson (Maç Sayısı – Match Point’deki Nora.)


Selma Güneri (Kadir İnanır’lı Askerin Dönüşü’ndeki Gelin, Yılmaz Güney’li Ben Öldükçe Yaşarım’daki Zeynep.)


İpek Yaylacıoğlu (Ihlamurlar Altında adlı TV dizisinde Yılmaz’ın kardeşi Nalan.)

Bunları Yazmak Gerek 3: Sansür ve Sınıflandırmada “TOP 10”

Sinemada sansüre tamamıyla karşıyım. Bu dünyada internet kullanan herkes, istenildiği kadar yasak koyulsun, istediği her filme, istediği zaman ulaşır. Çağdaş anlayış ve hukukta da, ticari dağıtıma / gösterim ağına girmiş sinema filmleri sansür edilmiyor; ancak çok ama çok titiz biçimde sınıflandırılıyor. Türkiye’de 2004 yılında bir yasa ve bağlı olarak yönetmelik çıktı. Bu konuda ayrıntılı yazdığım için yinelemeyeceğim. Özetle, sınıflandırma kategorilerinde (yaş ve işaretleme) eksiklikler taşıyor; vahimi de sansürü kaldırmıyor, bilakis filmlerin yasaklanmasına ve kesilmesine olanak sağlayan maddeler içeriyor. Filmler öncelikle üç kişilik alt kurullarda denetleniyor. Gerekirse dokuz kişilik üst kurul toplanıyor. Alt kurullardaki üç kişi, Bakanlık temsilcisi, sektör içinden önerilen yine Bakanlıkça seçilen bir kişi ve yine Bakanlıkça belirlenen bir psikolog!

Değerli okurlar, alt kurullar öyle kararlara imza attılar ki, bir “TOP 10” yapmak zorunda hissettim kendimi. Buyurun:

1) “Kurtlar Vadisi: Irak” yaş sınırı olmadan, yanlış okumadınız, yaş sınırı getirilmeden geçti! CHP bu konuda mecliste soru önergesi bile verdi.

2) İçeriğinde, cinayet, uyuşturucu kullanımı, tabancayla rulet içeren “Kabadayı” yaş sınırı olmadan geçti! Yani yedi-sekiz yaşındaki çocuğunuzla gidebilirdiniz; kimse engel olamazdı!

3) ABD’de “PG–13”, İngiltere’de 15+ almış gençlik filmi, spor içerikli “Never Back Down – Asla Pes Etme”, tümüyle reddedildi. İtiraz üzerine üst kurul toplandı ve sorunsuz geçti. Film, ilan edildiği halde 4 gün gösterime giremedi.

4) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarınca, İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde bilet alınıp salonda izlenen (festivallerde sansür yok) “Lie with Me”, ithalâtçı şirket tarafından festival sonrası gösterime sokulamadı; çünkü kurul, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından 18 yaş üzeri olanları da cinselliğin kötü etkilerinden korumak için külliyen reddetti. Daha sonra filmin yönetmeni, başka bir filminin gösteriminden dolayı Antalya Film Festivali’nde ağırlandı.

5) Meselenin DVD cephesinde, Pedro Almodovar’ın 1987 yılı yapımı 9 ödüllü “La ley del deseo – Tutku Kanunu”, reddedildi. İthalâtçı firma mahkemeye başvurdu. Yaklaşık iki yıllık bir süreçten sonra idari mahkeme filmin Türkiye insanıyla buluşmasına izin verdi.

6) Yine DVD’de, Finlandiya filmi “Levottamat – Huzursuz”a kesilmesi şartıyla izin verildi. Ülkemiz insanının ‘uzak durduğu’ sevişme ve sevişirken soyunma gibi ayıp sekanslar çıkarıldıktan sonra film raflarda yerini aldı. Kesinti, toplam yedi buçuk dakika!

7) Sonlarına doğru sevişme sahneleri içeren Türk filmi “Yanlış Zaman Yolcuları”, üyelerce, 137 dakikalık süresinin sonuna kadar -sanırım- izlenemediği için, yine yaş sınırı olmadan gösterime girdi.

8)- Tüm dünyada en az 12+ alan “Sin City”, bilin bakalım kaç aldı: “7+”

9) Tümüyle “PG-13” sertifikası alınabilecek şekilde çekilmiş “The Mummy: Tomb of the Dragon Emperor – Mumya: Ejder İmparatoru’nun Mezarı” kaç aldı peki: Şaşırmayın; “18+” (Bu satırların yazıldığı sırada, 26 Eylül’de vizyona çıkacak, yine “PG-13” belgeli film “Hellboy II: The Golden Army – Hellboy II: Altın Ordu”, “18+” almış; şirketin itirazı üzerine karar üst kurula havale edilmişti).

10) Cannes Film Festivali yarışmalı bölümünde yer alan “The Brown Bunny”nin kesilmesi şartıyla DVD’de satışa sunulmasına karar verildi. Şirketi bunu kabul etmeyerek filmi Türkiye’de kesikli çıkmadı.

Not: Üst kurul, “Hellboy II:Altın Ordu”nun yaş sınırını “13+” olarak yeniden belirledi.

(21 Eylül 2008)

Ali Ulvi Uyanık

aliuyanik@superonline.com

İşte Özgür Dünya

Yönetmenliğini, muhalif duruşuyla kendini kanıtlamış Ken Loach’un üstendiği “İşte Özgür Dünya” kapitalistlerin ve liberallerin özellikle izlemesi ve bir an için vicdanları ile yüz yüze gelmelerini gerektirecek bir film. Sadece bu kadar değil elbette. Tüm dünyaya, hangi ideolojik görüşe sahip olurlarsa olsun tüm insanlara seslenen bir film. Evet, birçok replik körün gözüne parmak cinsinden ama günümüz insanına imalar pek de kâr etmiyor. Söyleyeceğini hiç çekinmeden söyleyen bir film. Ne şiş yansın ne de kebap telâşına düşmemiş, cesur…

Para şeytanidir, tatlıdır, diyor Loch. Aman onun tuzağına düşmeyin. Tıpkı zavallı Essexli genç kadın Angie gibi. Çalıştığı iş yeri tarafından sebepsiz yere işten atılan yaralı bir kadın Angie. Artık emir almak istemiyor ve kendi işini kurmak istiyor. En yakın kız arkadaşını da yanına alarak eski yaptığı işi yani “göçmenlere geçici iş bulma” işini yapmaya başlıyor. Başlarda gördüğü insanlar, dinlediği hikâyeler çok üzüyor onu. Ancak zaman geçtikçe ve paranın tadını aldıkça görmezden ve duymazdan gelmeye başlıyor. Bir taraftan eski patronlarından öcünü almak istiyor. Ancak öcünü yine kendisi gibi olan insanlardan alıyor. Bir zamanlar kendisine yapılan şeylerin aynısını zavallı işçilere yapıyor. Yani özgür dünyanın kuralına göre oynuyor.

Ken Loach’ın oyuncu yönetimi hataya mahal bırakmıyor. Bastığı zemin, senaryosu çok sağlam. Loch’un belgesel sinemacısı yönüne elbette hizmet ediyor İşte Özgür Dünya. Bu yapısı her zamanki gibi filmine yüksek bir gerçeklik duygusu katıyor. Söylemeden geçemeyeceğim ki ben Angie adlı kadın karakterden fena halde nefret ettim. 🙂 Eminim izleyenler de bu samimi duyguları yaşayacaklardır.

Ülkemizde de çok fazla kişiye ulaşması gereken bir film. Bence bolca tavsiyeyi hak ediyor. Sayıları hızla artan liberallere ve hızla kapitalistleşmeye başlayan ülkemize de söylecek bir çift lâfı olduğunu düşünüyorum. Evet, çok fazla didaktik bir şekilde işte bunlar kötüdür, yanlıştır diyor Loach. Ama dedim ya belki de sert bir şekilde bir şeylerin yüzümüze vurulmasına ihtiyacımız var. Özgür dünyanın kurallarını değiştirmeye hakkımız var.

(21 Eylül 2008)

Gizem Ertürk

Donnie Wahlberg


Donnie Wahlberg (Orijinal Cinayet(ler) – Righteous Kill’deki Dedektif Ted Riley.)


Warren Oates (Şiddetin ozanı Sam Peckinpah’ın Bana Onun Kellesini Getirin – Bring Me the Head of Alfredo Garcia’sındaki Bennie.)


Reda Kateb (İnsanlıktan Uzakta – Loin des Hommes’daki Mohamed.)


Mathieu Amalric (Yeni Ailem – Michou d’Auber’deki Jacques.)


Sinan Albayrak (Çinliler Geliyor’da oynamıştı, Zeynep’in Sekiz Günü’ nde önümüzdeki günlerde izleyeceğiz. Yersiz Yurtsuz adlı TV dizisindeki Dalgıç rolüyle çok sevildi.)

Warren Oates 1


Warren Oates (Şiddetin ozanı Sam Peckinpah’ın Bana Onun Kellesini Getirin – Bring Me the Head of Alfredo Garcia’sındaki Bennie.)


Reda Kateb (İnsanlıktan Uzakta – Loin des Hommes’daki Mohamed.)


Donnie Wahlberg (Orijinal Cinayet(ler) – Righteous Kill’deki Dedektif Ted Riley.)


Mathieu Amalric (Yeni Ailem – Michou d’Auber’deki Jacques.)


Sinan Albayrak (Çinliler Geliyor’da oynamıştı, Zeynep’in Sekiz Günü’ nde önümüzdeki günlerde izleyeceğiz. Yersiz Yurtsuz adlı TV dizisindeki Dalgıç rolüyle çok sevildi.)

Skor Peşinde

Sean Anders’in yönettiği ve Josh Zuckerman, Amanda Crew, Clark Duke ile James Marsden’in oynadığı Skor Peşinde (Sex Drive), önümüzdeki aylarda UIP Filmcilik dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Onsekiz yaşındaki Ian Lafferty, en iyi arkadaşları Lance ve Felicia ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ni bir uçtan diğer uca kat edeceği bir yolculuğa çıkar. Amacı internette tanıştığı ateşli bir kadına bekaretini sunmaktır. Ancak birbirinden eğlenceli talihsizlikler ve seksi kaçamaklarla dolu bu yolculuk, üçlümüze hayat ve aşk üzerine beklediklerinden çok daha fazlasını öğretecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Skor Peşinde yazısına devam et
  • İki Çizgi’nin Afişi Hazırlandı

    Selim Evci’nin yönettiği ve Gülçin Santırcıoğlu, Kaan Keskin, Zeynep Aydın ile Özgül Koşar’ın oynadığı İki Çizgi’nin afişi hazırlandı.
    27 Şubat 2009‘da vizyona çıkarılacak filmin konusu şöyle: İş kadını olan Selin, fotoğrafçı sevgilisi Mert ile birlikte yaşamaktadır. Yaz dönemidir ve İstanbul’dan arabalarıyla tatil için yola çıkmaya karar verirler. Uzun bir yolculuk onları beklemektedir.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    İki Çizgi’nin Afişi Hazırlandı yazısına devam et
  • İki Çizgi, Festival Yolculuğuna Devam Ediyor

    Dünya prömiyerini 65. Venedik Uluslararası Film Festivali’nde yapan Selim Evci’nin yönetmen, yapımcı ve senaristliğini üstlendiği ilk uzun metraj filmi İki Çizgi, Ekim ayında festival yolculuğuna Beyrut ve Oslo’da devam ediyor. Venedik’te yoğun katılımla gerçekleşen galasında yeni dalga Türk sinemasının örneği olarak sunulan İki Çizgi, İtalyan Film Eleştirmenleri Birliği (SNCCI) Başkanı Bruno Torri tarafından kusursuz sinematografisi ile bir Antonioni filmi kadar keyif verdiği yönündeki eleştirilerle övüldü. Filmin başrollerini Gülçin Santırcıoğlu ile Kaan Keskin paylaşıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Tüm Şirketler

    Tüm Şirketler,
    05 – 11 Eylül 2008 Haftalık (Weekly),
    04 Ocak – 11 Eylül 2008 Yıllık (Annual), Eski Yıllar Yıllık (Ex Years Releases Annual), Hafta Hafta (Week by Week) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.