Umut Sanat Filmcilik, 13 – 19 Ekim 2006 Haftalık Box Office listesi için tıklayınız.
Aylık arşivler: Ekim 2006
5. Uluslararası Komedi Filmleri Festivali
Türsak Vakfı’nın düzenlediği 5. Uluslararası Komedi Filmleri Festivali, 27 Ekim 2006 Cuma günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılacak açılışla izleyiciyle buluşuyor. Ferhan Şensoy’un Bir Sinemada Doğdum Ben isimli gösterisinin ardından, Pedro Almodóvar’ın son filmi Dönüş (Volver) izlenecek. Festivalin bu yılki onur ödülü, Yılmaz Erdoğan’a verilecek. Festival, gelenekselleşen En Ciddi Komedi Filmi Yarışması, Avrupa Gülüyor, Amerikan Bağımsızları, En Çok Güldüklerimiz, Fransız Kahkahası bölümlerinin yanı sıra Kısa ve Komik, Kemal Sunal Anısına, Charlie Chaplin’le Özel Buluşma adlı yeni bölümleriyle de izleyici karşısına çıkacak.
Ve karşınızda Büyük İskender…
Hangi Türk filmine gideceğimizi düşündüğümüz bir dönemdeyiz. Ne mutlu bize… Antalya Film Festivali’nin düzenlendiği Eylül ayında, bu sezon ve gelecek sezon bol miktarda Türk filminin vizyona gireceği haberini almıştık. Okulların da açılmasıyla birlikte Türk filmleri ardı sıra seyirci karşısına çıkmaya başladı. İşte bu nedenle şu sıralar sinema salonlarına giden sinemaseverler hangi Türk filmine gitsek sorusunu soracaklardır kendilerine. Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Film Festivali’nde FIBRESCI ödülünü alan İkimler filmine mi; Ömer Faruk Sorak’ın Sınav filmine mi, Biray Dalkıran’ın Araf’ına mı; Reha Erdem’in Beş Vakit filmine mi yoksa Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı’nın ortaklaşa yönettikleri Hokkabaz’a mı? Ama bu soruyu birkaç hafta daha soracaklarmış gibi görünüyor. Öncelikle belirtmeliyim ki, bu filmleri Türk sinemasına desteklemek adına seyredelim. Bu sütunda, bu dönem Türk filmlerinden bahsedeceğim birkaç hafta süreyle.
Hokkabaz, geçtiğimiz hafta Kanyon Alışveriş Merkezi’nde gerçekleşen gala gösteriminden bu yana çok konuşulan filmlerden biri. Filmi izleyenlerin yorumlarına bakıldığında, Cem Yılmaz bu defa güldürmüyor idi. Adı jenerikte görünür görünmez dahi izleyicisini güldürmeye alıştırmış bu oyuncunun dramı nasıl anlattığını merak etmiştim doğrusu. Tabi ki güldürerek, hiç şaşırmadım.
Filmin başından sonuna kadar hakim olan nostaljik renk ve sunum, özelllikle çocukluk ve gençlik dönemlerini 80’lerde geçiren kuşak için anlamlı olacaktır. İskender’in (Cem Yılmaz) çocukluğunu gösterdiği jenerikten önce akan sekans, dönemin nostaljik havasını, müziği eşliğinde vermeyi başarıyor. Hele siyah beyaz ekranda Sermet Erkin’i görünce… Filmin sanat yönetmeni Yaşar Kartoğlu’nu kutluyorum.
40’lı yaşlarına merdiven dayamış İskender, babasının gözünde hiçbir işe yaramayan bir hokkabazdır ve İstanbul’un arka sokaklarındaki bar ve pavyonlarda Büyük İskender adıyla sihirbazlık gösterileri yapmaktadır. Ancak bazen olmadık kazalara mahal verdiği de olur. İşte bu kazaların birinden sonra yine işinden olur; bir yandan da ev sahibi kira için kapılarını aşındırmaktadır. Bir çıkar yol bulmak, kendisinin bir hokkabaz değil de sihirbaz olduğunu ispatlamak ve bu işten para kazanıp dokuz numara miyop gözlüklerden kurtulmak için çocukluk arkadaşı Maradona (Tuna Orhan) ile birlikte turneye çıkmaya karar verir. Maradona da onun gibi çocukluğundan beri kalın camlı gözlükler kullanmaktadır.
İskender’in kız kardeşinden aldıkları karavan ile Ege ve Akdeniz kıyılarını dolaşmaktır niyetleri ama İskender’in asker emeklisi hafif bunak babaları Sait (Mazhar Alanson) de onlara takılınca tam macera başlar. Sait’in de başka bir amacı vardır çünkü, kendisi için yaptırdığı mezar taşıyla birlikte Çanakkale şehitliğine gidip gömülmek. Bir süre yol aldıktan sonra dinlenmek için durdukları bir yerdeki düğünde sihirbazlık gösterisi yaparlar ve sihirli kutuda Fatma gelin (Özlem Tekin) üzerinde yapılan kaybetme oyununda gelin gerçekten kaybolup onlara musallat olunca, yollarına dörtlü olarak devam ederler. Böylece, amaçları birbirinden farklı dört kişinin karavana bağlı bir araçla yola çıkmalarıyla olaylar kendini gösterir, biraz mizah biraz da dram ile. Her sekans, şaşırtıcı ve seyircinin beklemediği başka bir sekans ve sahneyle devam eden film, seyirciyi yer yer hüzünlendiriyor ama bolca da güldürüyor.
Dediğimiz gibi, bazı yerlerinde kahkahaların atıldığı ancak altında hüzünlü bir hikâyenin yattığı bu film, başka bir Cem Yılmaz klâsiği olmaya aday. Her Şey Çok Güzel Olacak filminden sonra Cem Yılmaz ve Mazhar Alanson’u ikinci defa yanyana görme şansı elde ettiğimiz Hokkabaz’da dört oyuncuyu da başarılı performanslarıyla seyrettik. Tuna Orhan’ın kostümleri ve performansı takdire lâyık.
Her Şey Çok Güzel Olacak filmini beğenenler bu filmi de keyifle seyredeceklerdir.
İyi seyirler…
(26 Ekim 2006)
Asya Çağlar
İlk Aşk (Yönetmen: Nihat Durak)
Nihat Durak’ın yönettiği ve Çetin Tekindor, Vahide Gördüm, Tarık Pabuççuoğlu ile Halit Ergenç’in oynadığı İlk Aşk, 17 Kasım 2006’da Medyavizyon Film dağıtımıyla Tim’s Productions tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir Ege kasabasının ileri gelenlerinden Arifoğulları ailesi eski ihtişamlı günlerinden çok uzaktadır. Dede Arif Arifoğlu’nun ölümü yıllardır saklanan sırların ortaya çıkmasına yol açar. 40 yıl önce Kore Savaşı’na giden ailenin ortanca oğlu Asaf cenaze haberini alınca kasabaya döner. Esir düşüp bir daha izi bulunamayan Asaf’ın dönüşü ile birlikte büyük bir şok yaşanır.
Hayatımın Kadınısın
Uğur Yücel’in yönettiği ve Türkan Şoray, Uğur Yücel, Yıldırım Memişoğlu ile Ezgi Mola’nın oynadığı Hayatımın Kadınısın, 24 Kasım 2006’da Özen Film dağıtımıyla TMC Film / Mahayana Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Asuman Karaca 1980’li yıllarda ünlenmiş eski bir şarkıcıdır. Dillere destan güzelliğiyle o dönemin erkeklerini kendine hayran bırakmıştır. Sahneleri bıraktıktan sonra evlendiği kocasıyla birlikte Balat’ta iki katlı eski bir evde sıradan bir hayat yaşamaktadır. Ancak bir gün Tophaneli Tayfur’un üst katlarına kiracı olarak yerleşmesiyle Asuman’ın hayatı tamamen değişecektir.
Takva
Özer Kızıltan’ın yönettiği ve Erkan Can, Güven Kıraç, Meray Ülgen ile Öznur Kula’nın oynadığı Takva, 01 Aralık 2006‘da Özen Film dağıtımıyla Yeni Sinemacılar – Corazon International tarafından vizyona çıkarıldı.
Muharrem 30 yılı aşkın bir süredir aynı mahallede yaşamaktadır. Sade bir işi vardır. Mütevazi bir kişi olan Muharrem gece gündüz ibadet ederek, cinsellikten uzak, İslami akidelere sıkı sıkıya bağlı bir yaşam sürdürmektedir. Muharrem’in koyu dindarlığı, varlıklı ve güçlü bir tarikat şeyhinin dikkatini çeker. Onun güvenilirliği, bu şeyhin kendisine tarikatın sahip olduğu sayısız mülkün kira toplayıcısı olarak çalışacağı idari bir görev teklif etmesine yol açar.
Tom Cruise 1
Brad Pitt
Chris Pine
Orlando Bloom
Rupert Friend
Johnny Depp
Johnny Depp (Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı – Pirates of the Caribbean: Dead Man’s Chest’deki Jack Sparrow.)
Kevin Zegers (Kız Erkek Meselesi – It’s a Boy Girl Things’deki Woody. Daha önce Transamerika – Transamerica’da Toby rolünde izlemiştik.)
Barış Akarsu (Popstar yarışmasının müzik ve TV dizisi dünyamıza kazandırdığı sanatçı. Yalancı Yarim’de oynuyor.)
Kevin Zegers
Kevin Zegers (Kız Erkek Meselesi – It’s a Boy Girl Things’deki Woody. Daha önce Transamerika – Transamerica’da Toby rolünde izlemiştik.)
Johnny Depp (Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı – Pirates of the Caribbean: Dead Man’s Chest’deki Jack Sparrow.)
Barış Akarsu (Popstar yarışmasının müzik ve TV dizisi dünyamıza kazandırdığı sanatçı. Yalancı Yarim’de oynuyor.)
Mimar Sinan Sinema – TV Merkezi’nde Atıf Yılmaz Filmleri
Usta yönetmenimiz Atıf Yılmaz’ın unutulmaz filmleri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema – TV Merkezi tarafından ücretsiz gösteriliyor. Gösterilecek filmler şunlar: Gelinin Muradı, Karacaoğlan’ın Kara Sevdası, Erkek Ali, Keşanlı Ali Destanı, Ah Güzel İstanbul, Köroğlu, Kızıl Vazo, Utanç, Mevlana, Selvi Boylum Al Yazmalım, Kibar Feyzo, Adak, Ne Olacak Şimdi, Dolap Beygiri, Seni Seviyorum, Şekerpare, Dağınık Yatak, Dul Bir Kadın, Adı Vasfiye, Değirmen, Asiye Nasıl Kurtulur, Hayallerim Aşkım ve Sen, Berdel, Düş Gezginleri, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Nihavend Mucize, Eylül Fırtınası ve Eğreti Gelin.
Mimar Sinan Sinema – TV Merkezi’nde Atıf Yılmaz Filmleri yazısına devam et
Apokalipto
Mel Gibson’ın yönettiği ve Dalia Hernandez, Mayra Serbulo, Gerardo Taracena ile Raoul Trujillo’nun oynadığı Apokalipto (Apocalypto), 23 Mart 2007‘de Özen Film dağıtımıyla Avşar Film-TMC tarafından vizyona çıkarıldı.
Güçlü Maya Krallığı, gittikçe yayılan şehirler kurarak, gökyüzünü delen piramitler yaparak ve olağanüstü kültürel ve bilimsel başarılar elde eden etkileyici ve bir hayli gelişmiş bir toplum inşa ederek Amerika’da 1000 yıldan fazla bir süre hüküm sürdü. Ondan sonra, tarihin ışıltısı içinde, bu dünya çöktü. Bütün bunlardan geriye kalan ormanlarla kaplı birkaç piramit ve umut veren bir gizem oldu. Mel Gibson bu muhteşem gizemi anlatıyor.