Cinemascope Dergisi Ekim Sayısı Çıktı

Aylık sinema dergisi Cinemascope’un Ekim sayısı çıktı. Bu sayıda Araf, Kardan Adamlar, Cahit Berkay, Babazula, Replikas söyleşileri var. Araştırma yazılarının bu ayki konuları, Sinema ve Edebiyat ile Sinemada Star Sistemi. Fırat Sayıcı kısa film köşesinde bu ay Kısa Film Ne Değildir’i işliyor. Dergide bu ay Türk Sinema Tarihi isimli yeni bir yazı dizisi başlıyor. Ümit Oğuztan Türk romancısı ve Yeşilçam’ı anlatıyor. Cinemascope, her ayın ilk haftası D & R, Remzi Kitabevi, Nezih Kitabevi, Megavizyon başta olmak üzere Tüm Türkiye’de bayilere çıkıyor. Abonelik için, [email protected] adresine ve 0216 3374848 no.lu telefona başvurulabilir.

  • Cinemascope Bayi Listesi
  • Hepsi Birarada Kapak Fotoğrafları
  • Mithat Alam’da Mozart Filmleri

    Mithat Alam Film Merkezi‘nce yapılan gösterimler Mozart Filmleri ile sürüyor. Programa göre,
    17 Ekim Salı, 18:00’de Don Giovanni,
    18 Ekim Çarşamba, 16:30’da Amadeus,
    19 Ekim Perşembe, 16:30’da Mozart in Turkey adlı filmler gösteriliyor. Filmleri seyretmek için gösterim günleri Film Merkezi’nden yer kuponu temin edilebiliyor. Mithat Alam Film Merkezi (Tel: 0212 2877076-86, Faks: 0212 2877068), Boğaziçi Üniversitesi’nin Bebek’teki Güney Kampüsü’nde bulunuyor.

    Çernobil: Görünmez Hırsız

    Osmanlı Bankası Müzesi Sineması’nda Doğal – Kentsel Çevre / Mimari Doku teması altında, 19 Ekim 2006, Perşembe günü, saat 19:00’da Çernobil: Görünmez Hırsız adlı Almanya yapımı belgesel gösterilecek. Yönetmenliğini Christoph Boekel’in yaptığı belgeselin ardından, Atom Mühendisi ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman, Ne Çernobiller, Ne de Genelde, Bugün Dünyayı Tutan Dahiyane Ahmaklık Tablosu, Kaderdir konulu bir söyleşi yapacak.

  • Basın Bülteni
  • Japan Foundation’un 2007 Yılı Programları

    Japonya Başkonsolosluğu, Japan Foundation’ın 2007 Yılı Programları ile ilgili başvuruları kabûl etmeye başladı. Japan Foundation, 1972 yılında uluslararası kültürel değişimi teşvik etmek amacıyla kuruldu. Halen, kültür – sanat değişim programı, Japonca eğitimi ve Japonya araştırmaları değişim programı olmak üzere 3 alanda yurtiçi ve yurtdışında bulunan kuruluşlar ve şahıslara çeşitli fırsatlar ve finansal destek sağlıyor. Film ve Televizyon Programı Yapım Destek Programı için yapılacak başvuruların en geç 20 Kasım 2006, Cuma günü Japonya Başkonsolosluğu’na ulaşmış olması gerekiyor.

  • Basın Bülteni
  • Ayrıntılı Bilgi
  • 18. Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali

    Ülkemizde 18 yıldan bu yana aralıksız olarak düzenlenen Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali, başlıyor. Festival bu yıl da, ilginç kurmaca, belgesel, canlandırma ve deneysel filmler gösterecek. Programda iki yüze yakın film yer alıyor. Büyük bölümü dünyanın değişik festivallerinden ödüllerle dönmüş filmler. Bu filmlerin bir kısmını, düzenleme komitesinde yer alan yabancı ülke temsilcilikleri, kendi ülkelerinde bulunan sinema merkezleri aracılığıyla seçerek önerdiler. Diğer bir kısım filmi ise, festival komitesi tarafından doğrudan ulaşan çok sayıdaki filmler arasından seçildi. Etkinlikler ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.

  • Festival Kataloğu
  • Web Sitesi
  • 18. Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali yazısına devam et

    Sınav

    Vizontele ve G. O. R. A. filmlerinin yönetmeni Ömer Faruk Sorak imzalı Sınav, geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Sınav’da dikkati çeken üç etken var: Yapım süreci, oyuncu kadrosu ve kullanılan müzikler. Film, Böcek Yapım ve Fida Film ortaklığında gerçekleştirilmesinin yanı sıra Genç Turkcell ana sponsorluğunda ortaya koyulmuş. Oyuncu kadrosu ise güçlü ve bir o kadar da medyatik isimlerden oluşuyor: Altan Erkekli, Hümeyra, Okan Bayülgen, Güven Kıraç, Zafer Algöz ve tabii bir de İngiltere’den özenle getirtilen efsanevi hırsız Charles rolündeki Jean Claude Van Damme. Müzikler ise son dönemin Türk popüler müziğinden esintiler taşıyor. Gençlerin nabzını tutan Nil Karaibrahimgil, Duman, Manga, Göksel ve Ceza’nın şarkıları görüntülere eşlik ediyor. Burada ayrıntılara boğulmadan günümüz Türk sinema endüstrisinin nelerden beslenerek kalkınmaya çalıştığını hepimiz az çok görebiliyoruz.

    Kült gençlik filmi

    Türkiye’nin ilk kült gençlik filmi olarak lânse edilen yapım, lise son sınıf öğrencileri olan Mert (İsmail Hacıoğlu), Sinan (Yağmur Atacan), Gamze (Rüya Önal), Kaan (Caner Özyurtlu) ve Uluç (Volkan Demirok) adlı beş gencin hikâyesi üzerinden Türkiye’deki eğitim ve sınav sistemini tartışmaya açıyor. Ailelerinin baskısından bunalan ve gelecek kaygıları içerisinde savrulan karakterler çalışarak bir yere varamayacaklarını anlayınca çareyi sınav sorularını ele geçirmekte ararlar. Öncelikle okulda rutin olarak girdikleri derslerin sınav sorularını ele geçiren gençler, bununla da kalmayıp işi büyütmeye ve gençlerin korkulu rüyası haline gelmiş ÖSS sorularını çalmaya yeltenirler. Kahramanlarımız bunu yaparken, kendilerine idol olarak gösterdikleri, bir dönemin kopya çekme konusunda uzman sistem karşıtı efsane öğrencisi Levent Lemi’den fikir almaya çalışırlar ve sonunda çareyi İngiliz Kraliyet ailesi adına çalışan efsanevi hırsız Charles’ı Türkiye’ye getirtmekte bulurlar.

    Hayat eşittir 180 dakika!

    Film hakkında yapabileceğim eleştiriler ise şöyle: Sınav, Türk eğitim sistemini ve özellikle de gençlerin korkulu rüyası, ailelerin çocuklarına baskı uygulama konusundaki bir numaralı mevzusu olan ÖSS’yi açık seçik eleştiriyor, fakat bir yandan da bundan kaçış olmadığını vurguluyor. Film, beş lise öğrencisinin sınav sorularını çalma operasyonu üzerinden komik ve eğlenceli unsurlar içeriyor. Aksiyon yok değil, ancak bunu filmin ikinci yarısında özellikle de Van Damme’ın filme katılmasıyla hissedebiliyoruz. Filmdeki komedi unsurları, gençlerin trajik hikayeleriyle ara sıra kesintiye uğrayarak melodrama doğru kayma gösteriyor. Ayrıca müzik eşliğinde izlediğimiz görüntüler televizyon kanallarından aşina olduğumuz video klipleri çağrıştırıyor. Tüm bunlara rağmen filmin hemen ilk sahnesinde aktarılan anafikir içimizi burkuyor: “Hayat eşittir 180 dakika.” 180 dakika süren bir sınavın sonunda bugün hepimizin hayatı bir yerlere yönlendirildi, birtakım meslekler edindik. Ne kazandık, ne kazanacağız? İstediğimiz hayatı yakalayabildik mi, yakalayabilecek miyiz? Kimbilir? Herşey bir zamanlar -henüz onsekizimizdeyken- geçtiğimiz o korkulu sınavda şekillendi. Ve hayatımız 180 dakikaya eşitlendi…

    (23 Ekim 2006)

    Âlâ Sivas