Bu yıl tartışmalarla dolu geçti. En ilginci belki de Yılmaz Güney’in sanatçılığıyla yaşamı tartışmasıydı. Her ikisi de Yılmaz Güney’di ve onu, olduğu gibi kabul etmek zorundaydık. İki yanını bir araya getirmek ve/veya iki yanını bir arada tartışmak doğru değil… Bunu böyle bir şekilde ele alırsak sanırım tartışmayı daha kolay sonuçlandırırız.
Bu kez Luc Besson, Venedik Bienali’nde ilk gösterimi yapılan Dogman ile ilgili görüşlerde, bu ikilik (veya çelişki) gündemdeydi. Film geçmişi yükseliş ve düşüşlerle dolu bir yönetmenin sivil/gündelik yaşamına dönük birçok şey konuşuldu. Gelin biz, bu konuyu sadece filmi üzerinden görelim.
Douglas (Caleb Landry Jones), aile istismarı nedeniyle babası tarafından köpek kulübesine hapsedilmiş ve birlikte yaşadığı köpeklerle sıkı ilişkiler kurarak onları eğitmiş bir genç… Babası kurşunladığı için belden aşağısı tutmuyor, ama okumuş, tiyatroyu seven, sahneye de çıkan Dogman, kimi zaman yardımsever, kimi zaman ciddi bir hırsız, kimi zaman azılı bir katil; ama onu bu hale getiren mahalle baskısı.
Küçükken, babasının köpeklerin bakımını yaptığı için hor görülen ve dışlanan Dogman, ne iş bulabilir ne evlenebilir ne de normal gündelik yaşama karışabilir. Yapabileceği tek şey sadece köpekleriyle birlikte yaşama tutunmaktır. Yasadışı şeyler yapması aileden başlayarak kaldığı yurtlarda öteki olarak görülmesi, dışlanması, itilmişliği olamaz mı? Yani suç sadece Douglas’ın mı?
Douglas, yurttayken kendisine tiyatro sevgisi kazandıran Grace’e (Salma Bailey) âşık olur; onu bulduğunda evlenmiştir bile. Bir yıkım daha… Yapabileceği tek iş kalmıştır, drug theater’de (çok başarılı) şarkı söyler, haftada bir gün ve bir şarkı sadece…
Filmdeki köpeklerin eğitilmeleri pek kolay olmasa gerektir, ama gerçekten rol çalıyorlar. Oyuncuların da güçlü ve güzel oyunları olağanüstü başarılı… Besson alkışı hak ediyor.
Yaşar Kemal, bir romanın insan psikolojisini anlattığını söyler, konusu her ne olursa olsun. En tam da bu filmde insan psikolojisi öne çıkıyor. Nezarethanede (suçlu mudur, değil midir, kocaman bir soru işareti kasap çengeli örneği) görüştürüldüğü psikiyatr Evelyn’e (Jojo T. Gibbs) yaşamını anlatır. Film zaten bu anlatımın geri dönüşlerle perdeye yansımasıdır.
İnsan, sosyal bir varlıksa ve bir arada yaşamak zorundaysa, birbirine değer vermek, farklılıklarını zenginlik olarak görmek ve alabildiğine empatik olmak zorundadır.
29 Aralık’tan başlayarak gösterimde…
(27 Aralık 2023)
Korkut Akın