Belma Baş’ın kısa filmi Poyraz’ın tematik devamı niteliğindeki ilk uzun metrajli film projesi Zefir, Rotterdam Film Festivali’ne bağlı Hubert Bals Fonu’nundan destek almaya hak kazandı. Zefir’e, 10 bin avroluk senaryo yazım ve geliştirme desteği sağlanacak.
Mia Yapım ve Dada Film’in, “Bilin, anlatın, tedbir alın ve asla unutmayın!” parolasıyla çektiği Musallat filmi için geriye sayım başladı. Yönetmeni ve senaristi Alper Mestçi’nin deyimiyle “Korkunç aşk hikâyesi” Musallat’ın galası, 15 Kasım Perşembe akşamı İstanbul Lütfü Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda yapılacak. Musallat, tüm Türkiye’de ve bazı Avrupa ülkelerinde ise 180 kopya olarak 16 Kasım Cuma günü vizyona girecek.
Kevin Lima’nın yönettiği ve Susan Sarandon, Amy Adams, Patrick Dempsey ile James Marsden’in oynadığı Manhattan’da Sihir (Enchanted), 21 Aralık 2007’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Peri masallarındaki ülkesinden kötü ruhlu kraliçe tarafından kovulduktan sonra kendisini günümüz Manhattan sokaklarının bulan prenses Giselle yeni çevresinde hiçbir şeyin masallardaki mutluluk kavramına uygun işlemediğini görünce şok olur. Yakışıklı bir dul avukatla tanışınca sevgiye bakış açısı değişmeye başlar. Ancak peri masallarındaki mükemmel prense de evlilik sözü vermiştir.
Craig Gillespie’nin yönettiği ve Billy Bob Thornton, Seann William Scott, Susan Sarandon ile Ethan Suplee’nin oynadığı Beden Öğretmeni Bay Woodcock (Mr. Woodcock), 28 Aralık 2007’de Warner Bros. dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Yazar John Farley kitap turu sırasında annesine sürpriz yapmak için eve döner. Annesinin Bay Woodcock’a aşık olduğunu öğrenince, eski öğretmeninin keskin diline ve korkutma taktiklerine tekrar katlanması gerekecektir. Genç adam ilişkiyi bozabilmek için tatilini uzatır. Yaşanan ilişkiler, John’un insanın geçmişinden kaçmasının genellikle çok zor olduğunu keşfetmesine yol açar.
Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin, 17 Kasım’da Ekim Sinemaya Ne Sundu adlı etkinliğinde yönetmen Semir Aslanyürek ve sinema yazarı Zahit Atam konuşacak. Merkezin yapacağı gösterimlerin öncesine ve sonrasında, hem Ekim Devrimi’nin güncelliği üzerine hem de sinemaya kattıkları üzerine sohbetler yapılacak. Ekim Sinemaya Neler Getirdi? panelinde ise Sovyet sinemacılarının ortaya koyduğu pek çok deneme, yenilik, “devrim” niteliğinde uygulamanın, bugünkü sinema ve televizyonculuğun “yağmalayarak kullandığı” bir miras oluşturduğuna dikkat çekilecek.
Beyazperdenin iki ünlü aktörü Al Pacino ve Robert De Niro, yönetmen koltuğunda John Avnet’in oturduğu polisiye drama Righteous Kill için yeniden kamera karşısına geçti. Senaryosunu daha önce İçerideki Adam (Inside Man)’ın da senaryosunu yazan Russell Gewirtz’in yazdığı filmin çekimleri halen New York ve Connecticut’ta devam ediyor. sinemalife.com sitesindeki habere göre; 2008 yılında gösterime girmesi plânlanan film, bir katilin peşindeki iki deneyimli dedektifin hikâyesini anlatıyor.
Mustafa Uğur Yağcıoğlu ile Iraz Okumuş’un yönettiği ve Ferhan Şensoy, Ece Uslu, Kaan Urgancıoğlu ile Durul Bazan’ın oynadığı Son Ders: Aşk ve Üniversite, 08 Şubat 2008’de 35 Milim Filmcilik dağıtımıyla Renkler Sanat tarafından vizyona çıkarıldı.
Yurt dışından gelen bir Türk öğretim görevlisi üniversite eğitiminin müfredatıyla sınırlı kalmaz. Yeni hoca eğitime “İlk dersimiz kimsenin buradan alınacak derse ihtiyacı yoktur” diye anlatarak başlar. Ancak öğrencilerin ve özellikle de bir tanesinin onu fark etmesi ile bambaşka bir dünya açılır önlerinde. Saffet Hoca’nın geçmişi ile üniversite öğrencisi Ulaş’ın hayatı garip bir şekilde kesişir.
Genel yayın yönetmenliğini Mesut Kara’nın yaptığı Cinemascope Dergisi’nin Kasım sayısı çok özel dosyalardan oluşuyor. Derginin ana dosyası Post Yeşilçam – Yeni Dönem Türk Sineması. Yavuz Turgul’un hayatını belgesel yapan Sadık Battal, bu önemli çalışmasını Cinemascope için dosya olarak hazırladı. Yeni Dönem Türk Sinemasında Korku, bu sayının ilgiyle okunacak dosyalarından bir başkası. Menekşe Özen’in Western Sineması ve Rio Bravo yazısını, Barış Bardakçı’nın 1957 yılında çekilen versiyonu üzerine yazdığı Yuma’da Sabah Kahvaltısı ve Murat Batmankaya’nın Lee Van Cleef portresi tamamlıyor.
Tüm Şirketler, 02 – 04 Kasım 2007 Haftasonu (Weekend), Zirve 20 (Top 20) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.
Yapımı 4 yıl süren Arı Filmi’nin animasyon işlemleri için 1 milyon saat çalışma yapıldı. Prodüksiyon sürecinde tahmini 25 milyon işlemci saati harcandı ki, bu süre ilk Shrek için harcanın sürenin 5 katından fazlaydı. Film için 1.000.000 arı yaratıldığını söylemek abartı olmaz. Özellikle arıların bir jetin yere inişine yardımcı olduğu sahne arı kaynıyordu. 750.000 arı uçağı taşırken 350.000 arı da yerde çiçek şeklinde şekil oluşturuyordu.
Umut Sanat Filmcilik, 02 – 04 Kasım 2007 Haftasonu Box Office listesi için tıklayınız.
Bir Film, 02 – 04 Kasım 2007 Haftasonu Box Office listesi için tıklayınız.
Türk Sinemasına yıllardır emek veren yönetmen, senarist ve sinema yazarı Artun Yeres, 07 Kasım 2007 Çarşamba günü saat 09:30’da Emek Sineması’nda düzenlenecek törenden sonra saat 12:00’de Beyoğlu Balık Pazarı 3 Horon Ermeni Kilisesi’nde yapılacak ayini müteakip toprağa verilecek.
Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.
Sinema yazarı ve kısa filmci Fırat Sayıcı hazırlamakta olduğu Kısa Film kitabı için 2006 yılı Haziran ayında, 04 Kasım 2007 Pazar günü kaybettiğimiz yönetmen Artun Yeres ile uzun bir röportaj yapmıştı. Dünya görüşü, sinemaya ve geleceğe bakış açısını çok güzel irdeleyen röportajı Sevgili Artun Yeres’i özlemle anarak sinemaseverlere sunuyoruz. Fırat Sayıcı’ya teşekkür ederiz.
Marco Risi’nin yönettiği ve Marco Leonardi, Julieta Diaz, Eliana Gonzalez ile Norma Argentina’nın oynadığı Maradona: Tanrı’nın Eli (Maradona: La Mano De Dios – Maradona: The Hand of God), 30 Kasım 2007’de Kenda Film dağıtımıyla Belge Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Dünyanın en ünlü futbolcusu Maradona hakkında sayısız kitaplar yazılmış, şarkılar bestelenmiş, onun hakkında durmadan konuşulmuş, tartışmalar olmuştur. Diego Armando Maradona’nın hayatını konu alan bu hikâye ise Arjantin’in idolünü yeniden anlamayı ve anlatmayı ümit ediyor. Bu film, sinemaseverleri Dünyadaki bir Tanrı’yla buluşturmayı vaat ediyor.