Araf, Çok İyi Bir Okuldu, “Cennet” Bu İşin Doktorası

1976 İstanbul doğumlu Biray Dalkıran. 2000 yılında çektiği A. B. M. E. (Anne Beni Merak Etme) ile En İyi Kısa Metrajlı Film Ödülü’ne lâyık görülen yönetmen, bir diğer kısa metraj filmi Sis ile de Avşa Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü aldı. San Francisco, Ziff, Afo gibi film festivallerinde de ödüllere sahip olan Biray Dalkıran şu sıralar Marmara Üniversitesi Radyo TV Bölümü’nde doktorasına devam etmekte ve bir taraftan da reklâm filmi ve klip çekiyor. “Bütün Türk filmlerini ve yönetmenlerini takip ediyorum hepsini de çok seviyorum” derken içten ve samimi. Bir tek Mahsun Kırmızıgül’ün Beyaz Melek’i için böyle düşünmüyor. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor; “insanların duyguları, zaaflarıyla oynamayı ve bunun üzerinden reklâm yapmayı sevmiyorum. Araf vizyona girmeden bir gün önce yasal olmayan yollardan kürtajdan ölen bir kadın anlatılıyordu ama ben onu bile reklâm yapmadım, etik olmazdı çünkü” diyor.

“Bu sezonda vizyona giren Türk filmlerini nasıl buldunuz?”

“Çok güzeldi hemen hemen hepsini izledim ve hepsinden de memnun kaldım. Keyifli filmlerdi, teknik olarak iyiydi, oyunculuklar çok başarılıydı, konular güzeldi, ışık, ses, efektler hepsi iyiydi. Ümit vaao etmeyi bıraktık artık iyi şeyler yapmaya başladık. Güzeldi yani, ben mutluydum.”

“Bu seneki Altın Portakal Film Festival’i için ne düşünüyorsunuz? Yumurta En İyi Film seçildi, sizce nasıldı?”

“Öncelikle Yumurta’yı izlemediğim için bu film üzerine yorum yapamayacağım ama Zeki ağabeyi (Zeki Demirkubuz) çok severim. Jüride o olduğuna göre mutlaka iyi bir filmdir. Aslına bakarsanız bu iyi de, tartışılır yani; sanat göreceli bir kavram, ne neye göre, iyi kime göre iyi bilinmez. Şöyle söyleyebilirim ama bir film Altın Portakal Film Festivali’nde yarışmaya değer bulunduysa zaten bu bir ödüldür.”

“2000 yılında kısa metrajlı filminiz A. B. M. E. ile ödülünüz var Altın Portakal’da, geçtiğimiz yıl Araf yarıştı. Cennet’i göndermeyi düşünüyor musunuz önümüzdeki yıl Altın Portakal’a, ya da yeni bir kısa metraj film projesi var mı aklınızda?”

“Kanal D ile anlaşabilirsem DVD’sini biraz geç çıkartıp Altın Portakal’a katılmak istiyorum. Ayrıca kısa filmde çekmek istiyorum, çok da güzel bir konum var henüz zaman bulamadım.”

“27 çekim gününde tamamlanan filmin % 80’i Şile’nin doğal ortamında, geriye kalan cennet ve uçma plânları ise platoda 5 günde çekildi. Günde 18 saat süren plato çekimlerinde bir ilk yaşandı ve uçma sahnelerinin inandırıcı olması için 4 ayrı düzenek kuruldu. Bu düzenekler Harry Potter filminde kullanılan düzenekler ile aynı.”

“Biray Dalkıran filmi nedir peki? Sizin filmlerinizin özellikleri nedir, yaratmaya çalıştığınız bir dil var mı?”

“Zaten benim asıl derdim o. Kendime ait bir dil oluşturma çabası içerisindeyim. Ben filmlerimde her şeyi kısa ve net anlatırım, oyunculuklar yalındır, müzik oldukça etkilidir. Bunları birleştiririm. Araf’tan sonra Biray Dalkıran ismi biliniyor artık bir de klip ve reklâmlar var. Cennet’in fragmanını Müşfik Kenter seslendiriyor. Müşfik Kenter’den kendi ismimi duymak da güzeldi.”

“Biray Dalkıran Türkiye’de film çekmenin çok zor olduğunu ve bu işin büyük bir fedakârlık işi olduğunu düşünüyor. Milyon dolarlık film çekmediklerini, kendi imkânlarıyla bir şeyler yapmaya çalıştıklarını söyleyen yönetmen, ikinci filmleri Cennet ile sınıf atladıklarını bir nevi ikinci sınıfa geçtiklerini vurguluyor.”

“Araf’la ilgili olarak; filmdeki kürtaj konusu gerçekten işlemesi, vurgulaması gereken bir konumuydu yoksa ilgi çekici olması mı cazip geldi?”

“İkisinin de payı yüksekti, vurgulanması gerekiyordu bence. Türkiye’de çok yaygın yasa dışı yollardan kürtaj yaptırmak. Birçok kadın ölüyor bu yüzden. Biz filmde bunun psikolojik etkilerini işlemeye çalıştık. Evet, ilgi çekici de aynı zamanda ama sadece o değil, anlatılması gerekiyor böyle konuların. Hep aşk filmleri, sabun köpüğü komedi filmleri… Bir yere kadar. Biz kalıcı olabilmenin peşindeyiz. Tekrar tekrar izlenebilmeli bir film, her seferinde de keyif alınabilmeli yeni bir şeyler keşfedilebilmeli.”

“Filmdeki cennet efektlerinde kullanılan teknik, 1998 yılında yönetmen Vincent Ward’ın yönettiği ve başrollerinde Robin Williams’ın yer aldığı, görsel efekt dalında Oscar ödüllü ‘What Dreams May Come’ filminde kullanılan teknik ile aynıydı. Bu teknik de Türkiye ilk defa ‘Cennet’ filminde kullanıldı”

“Cennet’te Araf gibi gerçek bir hikâyeden mi oluştu yoksa hayal gücüyle mi yazıldı? İki filmi karşılaştırmak gerekirse ne gibi farklıklar, benzerlikler var?”

“Hayal gücüyle yazıldı. Hikâyeler benzemiyor, türlerde benzemiyor. ‘Cennet’, komedi dram türünde bir film oldu. Anti psikoz bir karakterle, şizofren bir karakterin kendilerine ait dünyaları var. Bir doktor çıkıyor ortaya ve bunları iyileştirmeye çalışıyor, bu da işin dram tarafı. Çocuk sadece kendi dünyasında, kendi cennetinde annesiyle birlikte olabiliyor bu yüzden o dünyadan kopmak onun için çok zor. ‘Araf’tan farkı komedi dram olması, ‘Araf’ psikolojik dram türündeydi.”

“Türkiye’de ilk defa bir filmin tamamında ‘kamera map’ tekniği, ‘matte paint’ uygulama ve ‘motion track compositing’ teknikleri kullanıldı. Cennet mekânlarının tamamında ise, 3D animasyon uygulandı.”

“Üçleme olacak değil mi ama?”

Evet. Araf, Cennet ve Cehennem olacak. Dilek isimli bir projem var, araya Dilek girecek yani. Ondan sonra da Cehennem gelecek.

“Genellikle genç oyuncularla çalışıyorsunuz, oyuncu seçerken kriterleriniz nelerdir?”

“Karakter üzerine oturacak mı, diye bakarım. En önemlisi o her şeyden önce. Onun yanında akademik bir kariyeri, bir background’u olmak zorunda, yani mankenlikten oyunculuğa geçmiş biriyle çalışmam. Sinema için canını verecek insanlar olmalı oyuncularım, sinema aşığı olmalı. Sinema çok özel bir şeydir bunun kıymetini bilen oyuncular daha tutkulu daha heyecanlı oluyor, ben de öyle oyuncularla çalışmayı tercih ediyorum.”

“Sette oyuncularla aranız nasıl peki, oyuncularınızı özgür mü bırakmayı tercih ediyorsunuz sınırlarınız var mı?”

“Yok, zaten okuma provalarında ben ne istediğimi, ne beklediğimi açıkça söylüyorum, onlar da üzerine ne koyabilirize bakıyorlar. Zaten tartışıyoruz, nasıl yapsak daha iyi olur diye. Bazı kalıplarım var tabiki ama meselâ dediğim gibi oyuncuların doğallığı çok çok önemli benim için abartılı, yapmacık oyunculuğu sevmiyorum. O kalıplar aşılmadıktan sonra her türlü yeniliğe açığım.”

“Araf’ta kendinizi eksik bulup, Cennet’te daha iyi oldu dediğiniz şeyler neler?”

“Oyuncu yönetimimi çok geliştirdim. Senaryo anlatımında çok daha başarılı oldum. Araf çok iyi bir okuldu ama Cennet işin doktorası.”

“Hayko Cepkin’le bu kez neden birlikte çalışmadınız?”

Bir kalıp tuttu ondan ekmek yiyelim değil benim derdim. Hayko o filmin müzikleri için uygundu çok da eli ayağı düzgün oldu. Bu türün daha değişik gerekleri var. Böyle kısmet oldu. Hayko tuttu diye tüm müzikleri Hayko yapacak değil.

Cennet’in müzik klibi olarak yönetmen Biray Dalkıran’ın çektiği Harun Kolçak’ın sevilen bestelerinden bir olan Yanımda Kal isimli bir şarkısı var. Ayrıca Harun Kolçak 30 Kasım’da Line’da gerçekleşen Cennet’in basın toplantısında daha önce yönetmen Çağan Irmak’ın Babam ve Oğlum filminde kullanmak istediği ama o filme kısmet olmayan Mavi Dünya isimli bestesinin filmin hem sonunda ve hem de filmin albümünde yer alacağını belirtti.

Harun Kolçak’ın yanı sıra Cennet filminin müziklerinde bir başka ünlü müzisyen, İhtiyaç Molası’nın solisti Taner Sarf’ın da imzası bulunuyor. Filmin fragman müziği olan Ölüyorum’a ise, sinemaseverlerden gelen talep üzerine söz yazıldı. Harun Kolçak’ın Yanımda Kal isimli parçası ile Taner Sarf’ın Gamze Amos ile birlikte seslendirdiği Ölüyorum bulunuyor.

“Cennet, 137 dakika olarak çekilmişti daha sonra 94 dakikaya indirdiniz. İzleyicinin sıkılabileceğinden mi çekindiniz?”

“Evet, ben 137 dakika olan halinden çok da keyif almıştım. Ama artık insanlar yürüyen, yemek yiyen bir insanı dakikalarca görmek istemiyor. Almak istediği yemek yiyor olduğu, nasıl yediği değil. Bunu 3 saniyede verebilirsiniz, 3 dakikaya gerek yok. Zamanın çalınmasını istemiyor. Çünkü artık hayat hızlandı. Her şey çok hızlı yaşanıyor, aşkları bile hızlı yaşıyoruz. Bu yüzden sinemada anlatım dili de hızlandı. 90 dakikada çok daha fazla şey anlatmak zorundayız, çok da hızlı anlatmak zorundayız “

“Gişe için sinema mı, sinema için sinema mı?” İzleyici seçiyor musunuz?

Hayır, seçmem. Ben filmi yaptıktan sonra olay benden çıkar, tamamen seyirciye kalır. İsteyen herkes gider hatta istemeyenler de gider. Arkadaşı zorla götürür gider. Cennet bir Türkün kendisini bulabileceği bir hikâye. Benim istediğim çok insan gelsin paylaşsın, birlikte paylaşalım, film üzerine tartışabilelim. Benim anlatmak istediğim derdi görsün. Filmden bir şeyler bulsunlar kendilerine ait. Film üzerine tartışabilsinler. Hollywood filmlerinden çok daha düzgün filmler çekmeye başladık. Gişeyi sorarsanız ne yazık ki gerekli, çünkü film çekmek çok pahalı. Minimum bir film 650 milyardan aşağı yapılamıyor. Bu da bir film 300.000’i geçmese zararda demektir. Bu da bu yıl 50 film çekiliyorsa seneye 30 film çekilecek demektir. Hollywood da bize film üretmekten sıkıldı artık. Orada televizyon için yaptıkları dizileri filme basıp Türkiye gibi ülkelerde vizyona sokuyorlar. Türkiye gibi diyorum çünkü sineması kendi ülkesini besleyemediği için bu durum böyle. İşin komik tarafı insanlar da gidiyor o filmlere.

“Sizi derinden etkileyen, çok sevdiğiniz, defalarca izlediğiniz film hangisi?”

Alex Proyas filmlerini çok severim. En başta da The Crow. Dark City, I Robot… Ama öncelikli tercihim Türk yönetmenlerdir. Yavuz Turgul’u çok beğenirim. Koyu Beşiktaşlı olduğu için Zeki Demirkubuz’u çok severim.

Biray Dalkıran günlük hayatında nasıldır? Hayatınız sinema mı?

Ben oğlak burcuyum yani iş koliğin önde gideniyim. Günde en az 2 film izlerim. Reklâm çektiğim için günde en az bir buçuk saatimi reklâma ayırırm. Senaryolar üzerine çalışırım. Onun dışında cafede oturup birşeyler içmeyi ve tanımadığım insanlarla muhabbet etmeyi çok severim. Saatlerce konuşabilirim çünkü her insandan öğrenecek bir şeylerin olduğuna inanıyorum.

Eğitim

Beykent Sinema TV lisans
Liverpool John Moores Media Business sertifika
Beykent Sinema TV master
Marmara Radyo TV doktora (devam etmekte)

Yönetmenliğini yaptığı reklâm filmleri

Brillant Perde
Roman
Ülker Golf Çokoprens Dondurma filmi
Ülker Golf Fantesia Dondurma filmi
Ülker Golf Metro Dondurma filmi
Minton Mp3 Player Diş Fırçası & Dergi filmleri
Bal Küpü Çay Harman & Poşet & Demlik Poşet (Hıncal Uluç ve Yaprak adamlar)
Yayla Bakliyat Kurumsal Kimlik
Philip Morris Türkü Sigarası | Philip Morris Kurumsal Kimlik

Yönetmenliğini yaptığı video klipleri

Hayko Cepkin – (Son Kez – Araf Soundtrack EMI)
Ferhad Poye (Bu Şehir – Türküola)
Alpay & Işın Karaca (Sessiz Kalma – Emek Müzik)
Öztürk (Yalnızım Dostlar – Elenor Plak)
Alpay & Işın Karaca (Remix – Emek Müzik)
Elya (Yüreğime emanet – Mod Müzik)
Onur Şan (Kara Kiraz – Arma Müzik)
Emy (Akşamlar – Birdem Sanat)
Alpay (Bu ne sevgi – Emek Müzik)
Sinasi Kula (Annem – Ati Müzik)
Arda (Arma müzik)

Yönetmenliğini yaptığı kısa metraj sinema filmi

A. B. M. E. (Altın Portakal ödülü)
Sis (Avşa Film Festivali En İyi Film, San Francisco, Ziff , Afo Film Festivalleri ödülleri)

Yönetmen Ödülleri

Sis (Avşa Film Festivali En İyi Film)
San Francisco
Ziff
Afo Film Festivalleri Ödülleri
A. B. M. E. (Altın Portakal Ödülü) (Bu röportaj Mirror Dergisi’nin 43. sayısında yayınlanmıştır.)

(20 Nisan 2008)

Gizem Ertürk

Juno

Jason Reitman’ın yönettiği ve Ellen Page, Michael Cera, Jennifer Garner ile Jason Bateman’ın oynadığı Juno, 21 Mart 2008’de UIP Filmcilik dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Önceden plânlanmamış bir hamilelikle yüz yüze kalan Juno ile kız arkadaşı Leah, doğmamış bebeği evlât edinecek bir aile bulmak için bir plân geliştirirler. İkisinin gözüne kestirdiği ilk aile, Mark ve Vanessa çifti olur. İlk şoku atlatan ailesi de Juno’ya yardımcı olmak için devreye girer. Juno’daki fiziksel değişiklikler olgunlaşmasa sebep olurken, bebeği evlât edinmek isteyen çiftin de mutlu hayatında çatırdama sinyalleri başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine ve haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Juno yazısına devam et
  • Tanrının Vadisinde

    Paul Haggis’in yönettiği ve Tommy Lee Jones, Charlize Theron, Jason Patric ile Susan Sarandon’ın oynadığı Tanrının Vadisinde (In the Valley of Elah), 28 Mart 2008’de UIP Filmcilik dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Irak Savaşında asker olarak görev yapan Mike Deerfield, ülkesine döndükten hemen sonra gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Mike’ın bir savaş gazisi olan babası Hank oğlundan haber alamayınca olayı araştırması için polis dedektifi Emily Sanders ile anlaşır. Oğlunun kayboluşundaki gizemi aydınlatmak için soruşturmaya Mike’ın annesi Joan da katılacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Tanrının Vadisinde yazısına devam et
  • Fikret Kuşkan www.tersninja.com’da

    www.tersninja.com ünlü oyuncu Fikret Kuşkan’la yaptığı röportajı şöyle sunuyor:
    “O, Babam ve Oğlum’un babası ve oğlu. Mustafa Hakkında Herşey’in aldatılmış Beyaz Türk’ü. Dönersen Islık Çal’ın travestisi. Şapkadan Babam Çıktı’nın bitirim Celal’i. Ve artık Bıçak Sırtı’nın Orhan’ı. …”
    www.tersninja.com’da ayrıca “Deckard’ı Nasıl Bilirdiniz?”, “Blade Runner filminin unutulmaz karakteri bir android miydi?”, “80’lerin çizgi filmleri”, “İki yeni sinema kitabının incelenmesi” gibi başlıklı yazılar da ilgiyle okunuyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Fikret Kuşkan www.tersninja.com’da yazısına devam et
  • Syedralı: Kutsal Avcılar

    Celal Remo’nun yönettiği ve Deniz Egece, Zeki Demir, Kadriye Özkaya ile Dilara Ata’nın oynadığı Syedralı: Kutsal Avcılar’ın çekimleri Sinema Sanat Ltd. Şti. tarafından tamamlandı.
    İnsan tacirleri tarafından kaçırılan Prenses Ayyıldız`da bulunan Kutsal Ben,1000 yıl önceki mabede geri alınacaktır, o zaman kötülükler yeniden güçlenecek ve dünyaya hakim olacaktır. Kutsal Ben`in alınması demek, Prenses Ayyıldız ölmesi demektir. Bilge Hatun`un çocukları Syedralı Avcı, Abdablı Şişko ve Aygüzel isimli üç kardeş, Prenses Ayyıldız`ı kurtarmak için hayatlarını hiçe sayarak zorlu ve tehlikeli bir kurtarma operasyonuna girişirler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Syedralı: Kutsal Avcılar yazısına devam et
  • Bergüzar Korel’in Sunumuyla Gerçekleştirilecek Olan Geleceğin Sineması’nda Heyecanlı Bekleyiş

    T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün projesi olan ve 4 yıldır Türkiye genelindeki Üniversitelerin katkılarıyla gerçekleştirilen Geleceğin Sineması için son başvuru tarihi 28 Ocak 2008 olarak açıklandı. Organizasyonu üstlenen TÜRSAK Türkiye Audiovisuel Kültür Vakfı’na gönderilecek olan film projeleri, 11 Şubat 2008 tarihinde seçici kurul tarafından incelenecek ve değerlendirilecek. Dereceye giren projeler ise 18 Şubat 2008 tarihinde Bergüzar Korel’in sinema öğrencilerini desteklemek amacıyla yapacağı özel gecenin sunumuyla gerçekleştirilecek olan Ödül Töreni’nde öğrencilere ve sinemaseverlere açıklanacak.

    Göz (Yönetmen: David Moreau)

    David Moreau ile Xavier Palud’un yönettiği ve Jessica Alba, Alessandro Nivola, Parker Posey ile Rade Serbedzija’nın oynadığı Göz (The Eye), 29 Şubat 2008’de Warner Bros. dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Çocukluğunda görme yeteneğini kaybetmiş olan Sydney Wells, başarılı bir konser viyolonistidir. Kornea nakli ameliyatı geçirerek görme yeteneğine kavuşur. Göz doktorunun yardımı ve ablası Helen’in desteğiyle tekrar görmeyi öğrenir. Ancak Sydney’in mutluluğu kısa ömürlü olacaktır, karanlık ve korkutucu imgeler, açıklanamaz bir şekilde genç kadına musallat olur.

    Fidel’in Yüzünden

    Julie Gavras’ın yönettiği ve Julie Depardieu, Stefano Accorsi, Nina Kervel ile Benjamin Feuillet’nin oynadığı Fidel’in Yüzünden (La Faute A Fidel – Blame It On Fidel), 01 Şubat 2008′de Bir Film dağıtımıyla A. E. Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Filmin kahramanı, babası başarılı bir avukat, annesi yazar olan 9 yaşındaki küçük Anna’dır. Şili’ye yaptıkları ideolojik bir gezi sonucu, siyasal düşüncelerini değiştiren anne ve baba, sonunda büyük evleri de dahil ayrıcalıklı yaşam tarzlarından vazgeçmeye karar verirler. Hayatı bir anda değişen Anna durumu olgunlukla karşılamaya çalışsa da mutsuzluğunu gizleyemeyecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Fidel’in Yüzünden yazısına devam et
  • A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi

    Ali Taner Baltacı ile Cem Yılmaz’ın yönettiği ve Cem Yılmaz, Özge Özberk ile Zafer Algöz’ün oynadığı A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi, 05 Aralık 2008′de UIP Filmcilik dağıtımıyla Fida Film – CMYLMZ Fikirsanat tarafından vizyona çıkarıldı.
    A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi’nin “ilk 3 dakika”sının çekimleri İstanbul Film Stüdyolarında hazırlanan özel dekorlarda gerçekleşti.
    Filmde kullanılan “yaratık” için Anima stüdyolarında pek çok sayıda maket çalışması yapıldı. Animatronic (uzaktan kumanda ile hareketli) hazırlanan yaratığın modellemesi ve üretimi toplam iki ay sürdü.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer haberler ve basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi yazısına devam et
  • Red Kit: Batıya Hücum’un Seslendirme Sanatçıları Basına Tanıtıldı

    Olivier Jean Marie’nin yönettiği animasyon film Red Kid: Batıya Hücum (Tous A L’ouest: Une Aventure de Lucky Luke – Go West: A Lucky Luke Adventure), 25 Ocak 2008’de Chantier Films tarafından gösterime çıkarılıyor. Filmin Türkçe seslendirmesini yapan sanatçılar bugün basın toplantısıyla tanıtıldı. Peker Açıkalın’ın yaptığı esprilerle çok neşeli geçen basın toplantısına ilgi büyüktü.

    Red Kit: Batıya Hücum’un Seslendirme Sanatçıları Basına Tanıtıldı yazısına devam et

    Sihirli Oyuncakçı

    Zach Helm’in yönettiği ve Natalie Portman, Dustin Hoffman, Jason Bateman ile Zach Mills’in oynadığı Sihirli Oyuncakçı (Mr. Magorium’s Wonder Emporium), 01 Şubat 2008’de UIP Filmcilik dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Molly Mahoney dünyanın en tuhaf oyuncak dükkânı olarak bilinen Mr. Magorium’s Wonder Emporium’un beceriksiz müdiresidir. Ancak mağazanın 243 yaşında eksantrik sahibi olan Mr. Magorium’un dükkânı bırakması üzerine bazı tuhaf ve tekinsiz değişimler meydana gelmeye başlar. Sanki birtakım karanlık güçler, görkemli Emporium’u ele geçirmeye çalışmaktadır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Diğer basın bültenleri ve yabancı basın haberlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sihirli Oyuncakçı yazısına devam et
  • Ustalara Saygı, Erol Keskin İçin

    Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu’nun düzenlediği Ustalara Saygı etkinliklerinde üçüncü dönem, 21 Ocak 2008 Pazartesi akşamı saat 20:00’de Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde gerçekleştirilecek olan Erol Keskin gecesi ile devam ediyor. Faruk Şüyün’ün hazırladığı ve Selen Domaç’ın sunacağı geceye Ayla Algan, Ayşegül Devrim, Başar Sabuncu, Beklan Algan, Füsun Erbulak, Göksel Kortay, Haldun Dormen, Mehmet Gürhan, Selma Köksal, Sevinç Erbulak, Suna Keskin, Tarık Günersel, Üstün Akmen, Vedat Demirci, Yiğit Okur ve Zeynep Oral konuşmacı olarak katılacak.

    Charlie Wilson’ın Savaşı

    Mike Nichols’un yönettiği ve Tom Hanks, Julia Roberts, Seymour Hoffman ile Amy Adams’ın oynadığı Charlie Wilson’ın Savaşı (Charlie Wilson’s War), 08 Şubat 2008’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
    Filmde, Afganistan’daki Sovyet işgali sırasında komünizme karşı direnen mücahitlere gizli yollardan silâh ve finans desteği sağlayan Teksaslı kongre üyesi Charlie Wilson’un gerçek yaşam öyküsü anlatılıyor. 2003 yılında George Crile’in yazdığı aynı adlı kitaptan uyarlanan filmde, Teksaslı kongre üyesi rolünde Oscar ödüllü Tom Hanks kamera karşısına geçti.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenleri ve yabancı basın haberlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Charlie Wilson’ın Savaşı yazısına devam et
  • Altın Küre’nin En İyisi: Sweeney Todd

    Yönetmen Tim Burton ile oyuncu Johnny Depp’i altıncı kez aynı projede buluşturan Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi ile Johnny Depp En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre kazanırken, film de En İyi Film ödülünü aldı. Ülkemizde 15 Şubat’ta vizyona girecek olan Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi, Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Film (Müzikal veya Komedi) ödülünü kazandı. Filmin başrol oyuncusu Johnny Depp’de En İyi Erkek Oyuncu (Müzikal veya Komedi) ödülünü aldı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu