Fatih Akın’ın yönettiği ve Emilio Sakraya, Mona Pirzad, Julia Goldberg ile Sogol Faghani’nin oynadığı Ren Altını (Rheingold), 07 Temmuz 2023’de Başka Sinema dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Ünlü rapçi Giwar Hajabi, nam-ı diğer Xatar’ın gettolardan müzik listelerinin zirvesine uzanan yolu dramatik olduğu kadar aynı zamanda çok şaşırtıcıdır. Irak’taki hapishaneden çıkan Giwar’ın Almanya’da büyük bir uyuşturucu satıcısı düzeyine yükselişi pek hızlı olur. Ta ki bir sevkiyat kaybolana kadar. Uyuşturucu çetesine borçlarını temizlemek için bir altın soygunu planlar. Her şey ters giderken müzik tutkusu rapçi Giwar’ın önünde başka bir kapı açar.
Mert Turak’tan Gönülleri Fethedecek Bir Karakter: Maske Filminin Ünlü Modacısı Toprak
Yönetmenliğini Berker Berki’nin üstlendiği Maske filmi Cuma günü vizyona giriyor. Fimin kadrosunda Kaan Turgut, Nilay Deniz, Mert Turak, Erdinç Gülener, Altan Erkekli, Burç Kümbetlioğlu, Hakan Vanlı yer alıyor. Barış’ın çelişkili ruh hali ve kontrolünü sağlayamadığı duygularıyla hem kendisini hem de çevresindekileri sürüklediği olayları merkezine alan Maske filminde başarılı oyuncu Mert Turak da unutulmayacak bir karaktere imza attı. Kostüm tasarımcısı Toprak’a hayat veren Mert Turak “Toprak, çok şahsına münhasır bir tasarımcı, özel bir rol ve bana nasip olduğu için çok mutluyum. Önemli bir başyapıt olarak hem Türkiye, hem dünya sinemasına bir eser bıraktığımıza inanıyorum.” diyerek duygularını dile getirdi.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
02 – 08 Haziran 2023, Haftalık Gişe Verileri
02 – 08 Haziran 2023, Haftalık (Weekly) Gişe Verileri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
Hayali Bir Drama…: Asteroit Şehir
Tiyatro sahnesinde, sunucunun arkasındaki Asteroit şehrindeyiz, yıl 1955. Alabildiğine yalın bir dekor var ve sunucu bilgileri sıralar. Önemli bir mekânda olduğumuzu, anlatılanlardan öğreniyoruz. Milattan önce, hem de çok önce düşmüş bir meteorun krateri yanında kurulmuş bir merkez burası. Geleceğe yönelik hayallerin gerçekleş(tiril)mesi için herkesin bilimsel çalışmalara canla başla katıldığı bu merkezde, günün anlam ve önemine uygun bir ödül töreni yapılacaktır. Ödül törenine, Augie Steenbeck (Jason Schwartzman), üç kızı ve ödüle layık görülen genç oğlu Woodrow (Jake Ryan) ile birlikte gelir. …kader ağlarını bundan sonra örer.
Hollywood sineması biz izleyicilere ya kovboy filmleriyle yarattığı soykırımı ya da gelişkin teknolojisiyle hükmettiği dünyayı anlattı bugüne değin. Tabii ki, istisnalar kuralları bozmaz, ama bu gerçeği de kimse inkâr edemez. Ancak bu kez bir hayal dünyasında, gerçeklikleri farklı bir yolla aktarıyor. Yönetmen Wes Anderson oyun içindeki oyun ve onun içindeki bir oyunu anlatırken (tabii, oyuncu içinde oyuncu ve onu da oynayan bir oyuncu) konuyu bir televizyon programı aracılığıyla işliyor.
Düşündüren, düşündürdükçe de ileride (çok değil, tam tamına 15 yıl sonra) Ay yolculuğu ile hayatı da içeren bir öykünün görselleştirilmesi… Sanki bir daha izlemek istiyor insan, kaçırdığı olası ayrıntıları yakalayabilmek için… Tanıdık oyuncular Tom Hanks, Scarlett Johansson ve Jason Schwartzman bize hayaller dünyasında gerçeklik duygusu doğuruyor.
Bizim için (uzak olasılık olsa da) gelişmiş ileri ülkelerin yeniden uzay çalışmalarına başlaması haberlerinin gündem maddelerini oluşturduğu günümüzde, “Ay’a gidilmedi, Ay nurdur gidilemez” ya da “Kur’an’da yeri var” gibi spekülasyonların önünü kesecek ilginç bir film.
Augie ile oyuncu Midge Campbell (Scarlett Johansson) arasında bir etkileşim yaşanıyor. Çocuklar başta olmak üzere kimse o yakınlaşmayı kabûl etmiyor (yoksa ediyor da göstermiyor mu). Bir savaş fotoğrafçısı olan Augie, yakın bir zamanda eşini kaybetmiştir. Bir tas içindeki küllerini ve küçük kızlarını büyükbaba Stanley Zak’a (Tom Hanks) vererek Midge ile yaşamını sürdürmeyi kararlaştırır. Pantolonunun beline sıkıştırılmış tabancasıyla Zak, pek farklıdır, çocukları yanında toplamayı başarır.
1950’lerin Amerika’sının iki kutbunun tarihi ve mitleriyle dolu Asteroit Şehir, yönetmen Wes Anderson’ın yaptığı tüm filmlerden çok daha anlam katmanı yüklü. Başa dönersek: Tiyatro sahnesinin önündeki sunucu (Bryan Cranston), “Bu geceki program bizi yaratılışa ilk elden tanık olmak için sahne arkasına götürüyor. Amerikan sahnesinde sergilenen yeni bir oyunun bitişi.” derken hepimize yeni bir pencere açtığının farkında aslında…
16 Haziran’dan başlayarak gösterimde…
(16 Haziran 2023)
Korkut Akın
Drakula: Son Yolculuk
Andre Ovredal’ın yönettiği ve Corey Hawkins, Aisling Franciosi, Liam Cunningham ile David Dastmalchian’ın oynadığı Drakula: Son Yolculuk (The Last Voyage of the Demeter), 25 Ağustos 2023’de TME Films dağıtımıyla Sony Pictures tarafından vizyona çıkarıldı.
Üzerlerinde herhangi bir işaret olmayan elli adet ahşap sandıktan oluşan özel kargoyu Karpatya’dan Londra’ya taşımak üzere kiralanan Demeter adlı ticari geminin dehşet verici hikâyesini konu alan filmde okyanus yolculuğunda hayatta kalmaya çalışan ve her gece gemideki acımasız bir varlık tarafından takip edilen mürettebatın başına tuhaf olaylar gelir.
Korkut Akın Yazıyor: Doktor Teşhisi Koydu: Suçlu: Korkuyorum
Spritüel inanışları olanlar, yaşamı belirleyenin anne baba değil, çocuk olduğunu ileri sürer. Ne kadar doğrudur, bilinmez. Beau is Afraid (Korkuyorum) bunun tam tersini söylüyor. Ancak biz inanışların, düşüncelerin ya da beklentilerin değil filmin üzerine düşünelim… İnsanın yaşamını ailenin çocuğa verdiği eğitim belirler. Kim ne derse desin, bu kesin. Korkuyla büyütürseniz pısırık biri olur, değer vermişseniz özgüvenli bir kişilik geliştirir, örnekleri … Devamı… »
Haftalık Seans Bilgileri, 09 – 15 Haziran 2023
Gösterimdeki filmlerin 09 – 15 Haziran 2023 seansları için tıklayınız. (Listeler eksiksiz değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nden Öğrencilere Çağrı: Genç Sinema Başvurularınızı Bekliyor
Seyir Derneği tarafından 14 – 19 Eylül 2023 tarihleri arasında düzenlenecek Ayvalık Uluslararası Film Festivali, Türkiye’nin dört bir yanından gelecek öğrencileri Genç Sinema programı kapsamında festivalde ağırlayacak. Başvuran adaylar arasından seçilecek 30 öğrenci festival boyunca hem sektör profesyonellerinden eğitim alacak hem de festival ekibiyle çalışarak deneyim kazanacak. Gençlerle yürütülecek eğitim projelerine önem veren Seyir Derneği sinema alanında kendisini geliştirmek isteyen öğrencilere açık çağrı yapıyor.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali
18 – 24 Eylül 2023 tarihleri arasında izleyicilerle buluşmaya hazırlanan, ülkemizin en prestijli festivallerinden 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali için geri sayım başladı. 30. yılına ulaşmanın heyecanıyla seyirciyle buluşacak olan Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde bu yıl da, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Belgesel Film Yarışması, Uluslararası Kısa Film Yarışması, Ulusal Öğrenci Kısa Film Yarışması ve Adana Kısa Film Yarışması bölümleri yer alacak. Festival kapsamında ayrıca dünya sinemasından seçkiler, özel gösterim bölümleri, belgesel gösterimleri, söyleşiler, atölye çalışmaları, sinema sempozyumu ve çeşitli sergiler de yapılacak.
30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali yazısına devam et
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN A. Ş. Yayınları
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN A. Ş. Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yeni eklenenler:
Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Sinemasında Ses ve Müzik.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN A. Ş. Yayınları yazısına devam et
Sentez Yayınları
Sentez Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yeni eklenenler:
Sinema Felsefesi Yazıları 1.
Sentez Yayınları yazısına devam et
26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Sona Erdi
26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali dün akşam düzenlenen kapanış töreniyle sona erdi. Törende festivalin Her Biri Ayrı Renk bölümü filmlerinin aday olduğu FIPRESCI Ödülü açıklandı, Meksikalı yönetmen Lila Aviles imzalı Totem ödüle layık görüldü. 31 Mayıs’taki açılış töreniyle başlayan festivalde Büyülüfener Kızılay Sineması’nda Meksika’dan Şili’ye, Litvanya’dan, İsveç’e, Güney Kore’den İran’a kadın yönetmenlerin farklı filmleri izlendi.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Sona Erdi yazısına devam et
23. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali’nin Açılış Filmi Açıklandı
Sinema sanatı aracılığıyla Türkiye ve Almanya toplumları arasındaki ekonomik ve kültürel paylaşımı artırmayı amaçlayan 23. Türk Film Festivali Frakfurt, her yıl Türk sinemasının nitelikli örneklerini Almanya’da geniş kitlelerle buluşturuyor. Bu yıl yönetmen ve senaristliğini Mahsun Kırmızıgül’ün üstlendiği Prestij Meselesi filmi Avrupa Prömiyerini 12 Haziran tarihinde festivalin açılış filmi olarak yapacak. Film gösterimi sonrasında filmin oyuncularından Mahmut Kırmızıgül seyirci ile söyleşide bulunacak. Prestij Meselesi, müzik yapımcısı Hilmi Topaloğlu’nun kurucusu olduğu Prestij Müzik döneminde yaşananları anlatıyor.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
23. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali’nin Açılış Filmi Açıklandı yazısına devam et
7. Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali
Genç Öncüler Gençlik ve Spor Derneği tarafından düzenlenen ve bu yıl 07 – 12 Kasım 2022 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 7. Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali’nin tanıtım toplantısı yapıldı. Genç yeteneklerin sinema sektörüne kazandırılmasını amaçlayan film günlerinin festival olarak yoluna devam edecek olması yenilikleri de beraberinde getiriyor. Festivalin bu yılki gösterimleri hem Avrupa hem de Anadolu yakasında eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek. Aynı zamanda engelli bireyler için de erişilebilir özel gösterimler yapılacak. Kısa filmler bu gösterimlerde ayrıntılı alt yazılar ve sesli betimleme ile sinemasever izleyicilerin karşısına çıkarılacak.
The Flash: Süper Kahramanlar Çoklu Evrende…
Yüksek hızlı, alabildiğine duygu yoğunluklu, yer yer kahkaha atacağınız, kimi zaman şaşırıp da kafanızda kasap çengeli soru işaretleri oluşacak, kimi neyi, niye ve nasıl istediğinizi belirleyemeyeceğiniz tam bir sinema şöleni.
The Flash’ı, hep yaptığım gibi mesajıyla değil, sadece (ama sadece) görsel gücü ve yarattığı şölen havasıyla değerlendirmeyi tercih ediyorum. Geçmişi değiştirmek, bırakın bugünün teknolojisini, hiçbir zaman mümkün olmayacak (“Olmuşla ölmüşe çare yok”, belirleyici bir atasözü, biliyorsunuz). Barry Allen (Ezra Miller), bir şekilde edindiği süper güçleri sayesinde iyilik yapan bir gençtir. Dışarıdan baktığınız zaman (Superman’deki Clark Kent’in dış görünüşünü hatırlayın) pek bir süper kahraman gibi gözükmese de giysisini giydiğinde her şeyin üstesinden gelebilecek denli güçlü, başarılı, akıllı, iş bitirici, çözüm bulucu haline dönüşür.
Küçükken annesinin öl(dürül)mesinden babasının sorumlu tutulmaktadır; hem anneden hem de babadan olmuştur; babasını hapisten kurtarmak, annesinin de ölümünün önüne geçmek için süper gücünü kullanmaya karar verir. Barry, her şeyi bırakıp bu sorunu çözmeye girişir.
Bırakın olur mu, olmaz mı tartışmasını… Sinema bir eğlence, eğlenme aracıdır (diğer tüm niteliklerinin yanında). Deprem, ardından seçimler, su baskınları, ekonomik zorluklar, çözümsüzlük gibi yaşamsal sorunlar yumağından sıyrılmak, LGS ve YGS cenderesinden kurtulmak için ve tabii, düş(ünce) dünyasında olsun bir miktar keyiflenmek için The Flash biçilmiş kaftan.
Tarihin akışını değiştiren olaylar çok fazla, ama dönüp de o olayları “öyle değil de böyle sonuçlansın” diye değiştirmek pek mümkün değil. Bilim insanları, araştırmacılar, sanatçılar, en çok da sinemacılar bu konu üzerine çok kafa yorup yepyeni düşünceler üretiyor, sunuyorlar. Evet, öyle değil de böyle olsaydı daha iyi (veya kötü) olabilirdi… Demek ki daha dikkatli olup, seçenekleri daha titiz eleyip, önünü ardını düşünerek karar vermek en doğrusu. Tabii ki, kitapları okuyup filmleri izleyerek olası benzerlikler bulunan durumlara karşı tetik durabiliriz.
Kelebek etkisi…
Bilinen bir örnekten yola çıkan The Flash, küçücük bir değişimin yıllar içinde ne denli büyük sonuçlar doğurabileceğini anlatıyor. Turgut Özal’ı anımsayanlarınız vardır muhakkak… “Halamın bıyıkları olsa, amcam olurdu.” demişti… Barry’nin annesinin ölümünü, geçmişe gidip o anı yaşatmayarak, engellemesi dünyanın yörüngesinden oynaması kadar önemli değişiklikler yaratıyor. Biz de keyifle izliyoruz. Hemen belirtmem gerekir ki, bu dediğim, bilimsel araştırmaların yapılmaması, sürdürülmemesi anlamına gelmiyor.
Çoklu evren…
Barry, annesinin ölümünü geriye dönüp engellediğinde, çoklu evrene girer… Kimlerle buluşmaz ki orada. Hepimizin hafızalarında yaşayan Süperman’den, Batman’e, birçok “eski dost” süper kahramanı görüyoruz.
Ama en ilginci Barry’nin delikanlı haliyle erişkin halinin bir arada bulunması doğal olarak. Kuşkusuz iki Flash birbirini çekemeyip birçok çelişkiyi de birlikte çözmeye (ya da yaşatmaya) başlıyor. Onların çekişmesi de ilginç.
Son söz… Ezra Miller, başarılı olsa da taciz ve istismar suçlamaları nedeniyle pek sevebildiğim bir oyuncu değil. Kendisini cinsiyetsiz olarak tanımlayan oyuncunun, hırsızlık (son yıllarda üzerine çokça spekülasyon yaratıldı) yapmasını bile o kadar önemsemiyorum, ama taciz ve saldırganlık kabûl edebileceğim bir şey değil.
16 Haziran’dan başlayarak gösterimde…
(15 Haziran 2023)
Korkut Akın