Dünyanın Tüm Ötekileri

Luca Guadagnino’nun Venedik Film Festivali’nden yönetmen ve oyuncu ödülleri ile dönen son filmi ‘Kemikler ve Her Şey / Bones And All’ yağlı boya çizimlerle açılıyor. Kırsal Amerika ıssız bozkırlarının resmedildiği çalışmalar soluk soluğa bir yol serüveninin habercisi gibidir. Siyahi babası ile kader birliği yapmış Maren’in kısa hayatı kasabadan kasabaya göç ederek geçmiştir. Çekmiş gitmiş annesini hiç tanımaz. Ona ait hiçbir anı, bir fotoğraf bile yoktur. Babası da annesi hakkında konuşmaz. İçe dönük genç kız okulun popüler kızlarından bir davet aldığında, babasının geceleri yattığı odanın kapısını kilitlemesi onu durdurmaz. Homoerotik bir yakınlaşma üzerinden ilerleyen kızlar partisi, Maren’in yakın arkadaşının ojeli parmağını nerdeyse koparacak şekilde arzu ile ısırması kızlar kadar izleyiciyi de dehşete düşürür. Soluk soluğa eve dönüşü babası için bir sürpriz değildir. Doğası gereği tıpkı annesi gibi Maren de insan eti ile beslenme ihtiyacı duymaktadır. Yapacakları tek şey taşıyabilecekleri üç beş eşyayı yanlarına alıp polis gelmeden önce Virginia’yı ve yaşadıkları alüminyumdan fakir evlerini bir an önce terkederek başka bir kasabaya kaçmaktır.

Maren 18’ine geldiğinde baba pes eder. Doğum belgesini ve olan biteni anlattığı bir teyp kasetini (film 80’li yıllarda geçiyor) kızına bırakarak ortadan kaybolur. Kendi yolunu çizmek için yola çıkan Maren derin Amerika’nın izbe kasabalarından geçerek Minnesota’da yaşayan annesinin izini sürmeye kararlıdır. Bu uzun yolculukta kendi gibi insan eti yiyenler ile karşılaşacak, onları kokularından tanımayı öğrenecek, ona şefkatle yaklaşan çılgın Lee’ye aşık olacaktır.

Camille DeAngelis’in 2015’te yayımlanmış ödüllü ‘genç yetişkin’ romanından, yönetmenin gözde senaristi David Kajganich’in uyarladığı film, dehşetengiz açılışının ardından hikâye boyunca seyri kolay olmayan kanlı sahneler ile sürmesine karşın Guagnino’nun elinde tipik bir korku gösterisine sapmadan yönünü şefkat yüklü bir aşk hikâyesine çeviriyor. Bu belki de fazla aşırı örnek üzerinden doğası gereği dışlanmış, toplum dışına itilmiş tüm ötekilerin derdi üzerine bir söyleme evriliyor. ‘Beni Adınla Çağır / Call Me By Your Name’ ile Timothée Chalamet’yi sinema evrenine tanıtan İtalyan sinemacı, bu kez aynı şeyi kırılgan Maren’i canlandıran Taylor Russell ile gerçekleştirmiş, deli dolu Lee’yi canlandıran her daim gözdesi Chalamet ile birlikte çıkış yolu arayan genç kızın çaresiz arayışını ön plana çıkarmış. Filmin en akılda kalıcı iki yorumu ise eski tüfeklerden geliyor. Kenarı tüylü fötr şapkası, uzun saçları at kuyruğu örgülü, beslendiği insanların saçlarını birbirine bağladığı örgüyü yanından ayırmayan, insan öldürmeyi sevmeyen ve de ölmekte olan insanların kokusunu uzaktan alabilme yeteneğine haiz yaşlı ‘yiyici’ Sully’de deneyimli oyuncu Mark Rylance’in performansı olağanüstü. Keza kısa rolünde harikalar yaratan pasaklı Jake’de yine unutulmaz bir aktör Michael Stuhlbarg harikalar yaratmış. Yiyici olmayan müridi Brad (yönetmen David Gordon Green) ile takılan Jack filmin adını da açıklıyor izleyiciye. Beslenmenin doruğunda bedenin son kemiğine kadar yendiği aşkın anı ifade ediyor ‘Kemikler Ve Her Şey’. Bu kadarı da olmaz diyenleriniz çıkacaktır. Haklısınız bu film herkese göre değil. Lakin, doğası gereği ötekileştirilmiş insanların çaresizliğini her midenin kaldıramayacağı bir metafor üzerinden irdeleyen bu çizgi dışı yapım, görüntüleri, kurgusu ve müzik bandı ile titiz bir çalışmanın ürünü olarak ilgiyi hak ediyor.

(26 Kasım 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Black Panther: Yaşasın Wakanda İçin Bilim Virüsü ile 200 Öğrencinin Katıldığı Özel Bir Gösterim Düzenlendi

Gençleri bilim ve teknoloji ile buluşturan bir sosyal girişim olan Bilim Virüsü tarafından Black Panther: Yaşasın Wakanda filmi için özel bir söyleşi ve gösterim yapıldı. Bu etkinlikle dördüncü yaşını kutlayan yeni nesil öğrenme platformu Bilim Virüsü’nün kurucusu Şule Yücebıyık ve alanlarında önemli başarılara imza atan üç bilim insanı ve kadın girişimci ile “bilim ve teknolojide kadın gücü” üzerine gerçekleşen sohbete yaklaşık 200 kadar öğrenci katıldı.

Müstakbel Damat Haftanın En Çok İzlenen Komedi Filmi Oldu

11 Kasım’da vizyona giren, başrollerini İlker Ayrık, Erdal Özyağcılar, Hande Soral’ın paylaştığı, kadrosunda ayrıca Ayça Erturan, Ahu Sungur, Suat Sungur, Ferdi Akarnur, Bilge Şen, Nilgün Kasapbaşoğlu ve Yücel Erten gibi isimlerin paylaştığı Müstakbel Damat filmi ilk haftayı gişede galip bitirdi. Oyuncuları geçtiğimiz günlerde İstanbul, Adapazarı, İzmir, Adana, Antalya’daki AVM.lerde seyircileri ile buluşan filmin galaları ve söyleşileri de bir hayli kalabalık geçiyor.

Barış Akarsu: Merhaba’ya Sevgi Seli

Bir dönem Anadolu rock müzikte fırtınalar estiren, sesi, şarkıları ve yorumuyla milyonların gönlünde taht kuran Barış Akarsu’nun yaşam öyküsünü anlatan Barış Akarsu: Merhaba filmi dün vizyona girdi. 15 Kasım’da Levent Paribu Cineverse Kanyon Sineması’nda düzenlenen galaya yoğun bir katılım olmuş, ünlüler ve Barış Akarsu’nun hayranları filmle ilk kez burada buluşmuştu. Büyük beğeni toplayan ve galaya gelen konuklardan tam puan alan filmin başrol oyuncusu İsmail Ege Şaşmaz, dün (18 Kasım Cuma) İstanbul’da Marmara Park ve Torium alışveriş merkezlerinde izleyicilerle bir araya geldi. Ünlü oyuncu Bursa, Bartın, Manisa ve İzmir’de düzenlenecek gösterimlere de katılarak söyleşiler yapacak.

Alt Sınıfların Öfkesi

Altın Palmiye ödüllü Ruben Östlund yapıtı ‘Hüzün Üçgeni’ne kardeş geldi. Mark Mylod imzası taşıyan ‘Menü / The Menu’, İsveçli sinemacı gibi büyük burjuvaziyi topa tutuyor. Zenginler topluluğu bu kez gizemli Hawtorn adasındaki ultra lüks restoranda toplanmıştır. Aralarında gurme iş adamları, genç borsacılar, eski kurt Hollywood aktörü ve yemek eleştirmenlerinin bulunduğu 12 kişilik grup, kişi başı 1.250 dolarlık zengin menüyü beklerken, ünlü şef Slowik (Ralph Fiennes) adada yetiştirilmiş bitkiler, taze kesilmiş etler ve yeni avlanmış deniz ürünleriyle onları şaşırtmaya hazırdır. Hassas lezzet profillerinin tadına varabilmek için yemek öncesinde sigara içmemeye özen gösteren davetliler, karizmatik şefin askeri disiplin ile yönettiği mutfak ekibinin hazırladığı şok edici sürprizlerle sarsılmaya hazırdır artık.

Seth Reiss ile Will Tracy’nin kaleme aldığı senaryonun über zengin sınıfın erişilmez dünyasına, doymak bilmez iştahına bakışı, Östlund kara mizahının ötesinde müthiş bir öfkeyi barındırıyor. Yetenekli bir aşçı iken mutfak sanatını varlıklı sınıfın hizmetine sunarak yükselmiş olan Slowik’in burnundan kıl aldırmaz müşterileri, gizli sırlar ve saklı günahlar tabak sunumları ile deşifre edilirken akşamın gerilimi adım adım yükselmektedir. Bardak taşmıştır artık ve gecenin bundan sonrası davetliler için hayatta kalma mücadelesine dönüşecektir.

Daha önce ‘Taht Oyunları / Game of Thrones’, ‘Entourage’, ‘Succession’ gibi bol ödüllü televizyon dramalarında yönetmenlik görevi üstlenmiş olan Mylod, sürrealizmin babası auteur sinemacı Luis Buñuel imzalı ‘Yok Edici Melek / El Angel Exterminador’un ana esin kaynağı olduğunu belirtiyor bir söyleşisinde. Amerikalı sinemacının tek mekânda ilerleyen filmi gün karardıkça şok edici süprizlere doğru yol alırken, Hitchcock’un ünlü klasiği ‘İp / The Rope’ta olduğu gibi gece bastırdığında gerilim doruğa tırmanıyor. Varlıklı bireylerin başına neler mi geliyor, o kısmı filmi seyredecek olanlara bırakalım. Finaldeki cümbüşü, üzerinden yağ damlayan nefis çizburgerine iştahla gömülmüş, kazara topluluğun arasına sızmış Nebraskalı Margot (Anya Taylor-Joy) ile birlikte izleyebilirsiniz.

(25 Kasım 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Barış Akarsu: Merhaba’ya 19 Kasım Cumartesi (Yarın) Bursa’da Oyunculu Gösterim Düzenleniyor

Bir dönem Anadolu rock müzikte fırtınalar estiren, sesi, şarkıları ve yorumuyla milyonların gönüllerinde taht kuran ve talihsiz bir kaza ile hayatını kaybeden Barış Akarsu’nun yaşam öyküsünü anlatan Barış Akarsu: Merhaba filmi, bugün tüm Türkiye’de vizyona girdi. Filmin oyunculu gösterimlerinin ikincisi Bursa’da yapılacak. Filmin başrol oyuncusu İsmail Ege Şaşmaz, 19 Kasım Cumartesi akşamı 18:30 seansı öncesi sinemaseverlerle saat 18:00’de Bursa Özdilek Cinetime Sineması’nda bir araya gelecek. Sevilen sanatçı, burada sinemaseverlerle sohbet edecek ve onların filmle ilgili sorularını yanıtlandıracak ve birlikte hatıra fotoğrafı çektirecek.

Nasreddin Hoca: Zaman Yolcusu

Nurullah Yenihan’ın yönettiği ve Ezel Kalkan, Öykü Kılıçaslan, Fatih Özkul, Deniz Salman, Ufuk Yüksel ile Ekinsu Karaata’nın seslendirdiği animasyon film Nasreddin Hoca: Zaman Yolcusu, 09 Aralık 2022’de CJ ENM dağıtımıyla Siyah Martı Animation Studios tarafından vizyona çıkarıldı.
Gizlice ağaç eve giren iki hazine avcısı, yanlışlıkla geçmişe gidince Nasreddin Hoca ve çocuklar onları geri getirmek üzere peşlerinden giderler. Hazine avcıları orada hapse girince her şey halloldu düşüncesiyle geri dönerler fakat geri geldiklerinde dünya tamamen baştanbaşa değişmiştir. Hayatlarını eski haline döndürmek için mecburen tekrar geçmişe gitmek zorunda kalırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Nasreddin Hoca: Zaman Yolcusu yazısına devam et

Endüstri Günleri VisionIST 19 Kasım’da Başlıyor

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde Endüstri Günleri VisionIST, Atlas 1948 Sineması’nda 19 Kasım Cumartesi günü saat 13:30’da gösterilecek olan Saraybosna Safari filminin ardından düzenlenecek panelle başlıyor. Festival Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer’in moderatörlüğünde Can Candan, Gözde Kural ve Kanita Pruscanovic’in konuşacağı panelin konusu Savaşların Yol Açtığı İnsan Hakları İhlallerinin Sinemada Belegelenmesi olacak.

İKSV Galaları, Penelope Cruz ve Antonio Banderas’ın Son Filmi Resmi Yarışma ile Geri Dönüyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından gerçekleştirilen İKSV Galaları, özel gösterimlerine kaldığı yerden devam ediyor. Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan Resmi Yarışma, vizyon öncesi 29 Kasım Salı günü 21:30’da Nişantaşı City’s CineWam Sineması’nda gösterilecek. Resmi Yarışma, Penelope Cruz ve Antonio Banderas ile Arjantin’in en tanınmış oyuncularından Oscar Martinez’i başrollerde buluşturuyor. Yönetmen ikili Gaston Duprat ile Mariano Cohn, Saygın Vatandaş’ta (El Ciudadano Ilustre) edebiyat dünyasını hicvettikten sonra bu kez de sinema dünyasının perde arkasını acımasız bir dille alaya alıyorlar.

İKSV Galaları, Penelope Cruz ve Antonio Banderas’ın Son Filmi Resmi Yarışma ile Geri Dönüyor yazısına devam et

12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Törenle Başladı

Her yıl ‘Adalet’ temasıyla, düzenlenen Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin 12.si Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşetirilen açılış töreniyle başladı. Festivalin 12. yılına gelene kadar birçok konuyu gündeme getirdiklerini anlatan festival başkanı Adem Sözüer yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi: “Adalet yolunda atılan adımların özel bir yolu var. Dünyanın neresinde antidemokratik ve baskıcı rejimler ve popülist söylemler varsa ilk önce kadın haklarına saldırıyor. Kadın haklarını sınırlamak istiyor ama başarılı olmuyor. Bu sınırlama sadece baskıcı rejimlerde değil demokratik olduğunu söyleyen ülkelerde, batılı ülkelerde de oluyor.” dedi.

12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Törenle Başladı yazısına devam et

Yaşamınız Gözlerinizin Önünden Geçsin

Aklından geçeni yüzüne yansıtmayanlar vardır, bilirsiniz… “Poker surat” dedikleri bu insanların ne sevindiği belli olur ne de üzüldüğü… En ufak bir kıpırtıyı, mimiği bile kaçırmamak için, dahası ondan yola çıkıp da düşüncesini yakalamayı istersiniz ama o fırsatı hiç tanımaz. Sadece size değil, kimseye vermez o fırsatı. Böylesi “donuk” insan sevilebilir mi? Kasap çengeli örneği kocaman bir soru işareti. Onu tanımlayana dek günler, aylar geçer…

İşte öyle biridir Jake, hayatını pokerden kazanan bir kumarbaz. Öylesine donuktur ki, sevgilisinin beklentisinden bile haberi yoktur. Öylesine kendisiyle ilgilidir ki, kızının taleplerini bile umursamaz. Öylesine şişik egoludur ki, çocukluk arkadaşlarını bile gözünü kırpmadan tehlikeye atar…

Senaryosunu da yazan, yönetip başrolünü üstlenen Russell Crowe, kumarbazlıktan çok insanları tahlil ediyor. Jake, çocukluk arkadaşlarını bir akşam evine davet eder ve hayatları boyu bir daha asla karşılaşamayacakları bir öneri sunar. Poker oynayacaklar ve kazananın parası inanılmaz çok olacak. Tek kural vardır: Ne istemeyebilirler -ki zaten o parayı duyanın bir el bile olsa oynamaktan kaçınması pek mümkün değildir- ne de oyunu yarım bırakabilirler.

Tam sosyolojik bir hesaplaşma olacaktır bu oyun. Hem değil mi ki, bizde de “kişiyi yolculukta tanırsın” denir… Çocukluktan bu yana bir arada olan, birbirleriyle dayanışma gösteren arkadaşlar, yıllar içinde farklı işlere girmiş farklı bir yol tutturmuş bile olsalar para her zaman her kapıyı açan bir anahtar olduğu için bu kez hem elde edecekleri kazancın hem de gelecekte yaşayacakları rahatlığın düşü ile mest durumdayken…

Tam o sırada…

İşte tam o sırada, “Olmaz ki, böyle de yatılmaz ki” diyor ya Orhan Veli, bilinen en güzel Fahriye Abla şiirinde, en tam da öyle… Olmaz ki, böyle de denk gelmez ki…

Ne olduğunu filmi izleyince görüp şaşıracak, belki kızacak, belki de sevineceksiniz.

Sanatın yaşam içerisinde belirleyici bir gücünün olduğunu, her türlü kötülüğü yeneceğini bir kez daha göreceksiniz. Tamam, kabûl, kumar parasıyla, haksızca elde edilmiş sanat eserleri ama koruyanının ve kollayanının olması; değer vermesiyle doğru orantılı geleceğe kalmasını sağlaması önemli.

Sahi, filmin bitiminde kumarbazın portresini yapan genç ressamın tuvaline yansıttığı duyguları ile sizin salondan çıkarkenki duygularınız arasında epey bir fark olacaktır, muhakkak.

Tehlikeli Oyun (Poker Face), duygu, gerilim, Yönetmen ve Senaryo: Russell Crowe, Oyuncular: Russell Crowe, Liam Hemsworth, RZA, Elsa Pataky, Aden Young, Steve Bastoni, Daniel MacPherson, Brooke Satchwell, Molly Grace, Paul Tasson and Jack Thompson… 25 Kasım 2022 tarihinden başlayarak gösterimde…

(24 Kasım 2022)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

8. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali’nin Etkinlik Takvimi ve Akreditasyon Başvuruları Açıklandı

T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Sinema Genel Müdürlüğü, TRT, THY, AA, Albayrak Medya, Vakıf Katılım Bankası, Albaraka Türk Katılım Bankası ve Yunus Emre Enstitüsü’nün destekleriyle, Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Fidan Sanat Vakfı tarafından bu yıl 8.si düzenlenecek olan Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali, 24 – 30 Kasım 2022 tarihleri arasında Beyoğlu Atlas 1948 Sineması, Akademi Beyoğlu ve Fidan Sanat Vakfı’nda sinemaseverlerle buluşacak. 8. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali’nin program ve etkinlik takviminin açıklanmasının yanı sıra basın akreditasyon başvuruları da alınmaya başladı.

Minikler Niloya ile İlk Sinema Deneyimini Yaşıyor

Yapımını Anibera’nın üstlendiği, Sentries’in lisans sahibi olduğu, öğrenme merakı ile çocukların olduğu kadar ailelerin de tercihi olan Niloya, 11 Kasım 2022 Cuma günü vizyona giren ilk sinema filmi ile minik dostlarından büyük ilgi görüyor. Tüm Türkiye’de gösterimi devam eden film, çizgi kahraman ve arkadaşlarının maceralarını beyazperdeye taşırken, birçok minik izleyicinin sinema salonuyla tanışmasını da sağladı. Niloya’nın büyülü dünyasını ilk kez sinema perdesine taşıyan filmin yönetmenliğini Arkın Aktaç, senaryosunu Pervin Atamert, dublaj yönetmenliğini Zeynep Önen üstlenirken müziklerinde ise Deniz Çevik ve Özgür Sevinç’in imzası bulunuyor.

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu