Türkiye’nin İlk Bağımsız Film Fonu, Yeni Film Fonu 1 Yaşında

Anadolu Kültür ve If İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nin ortaklığında geçen yıl başlayan Yeni Film Fonu, birinci yaşını dün gece Cezayir’de düzenlenen bir geceyle kutladı. Türkiye’nin ilk bağımsız film fonu olma özelliği de taşıyan ve insan haklarını ilke edinen belgesel filmlere destek olan Yeni Film Fonu’nun gecesine, Osman Kavala, Yeşim Ustaoğlu, Mert Fırat, Barış Pirhasan, Yiğit Özşener, Gündüz Vassaf, Şener Özmen gibi sanat dünyasından pek çok isim katıldı.

Türkiye’nin İlk Bağımsız Film Fonu, Yeni Film Fonu 1 Yaşında yazısına devam et

Görme Engelliler İçin Vizyondaki Sesli Betimlemeli İlk Korku Filmi: Ceberrut

Yapımcılığını Bor Medya Yapım’ın üstlendiği, başrollerinde Merve Akaydın, Tolga Demircan, Alp Navruz, Ayşegül Kaygusuz, Özgür Yelence gibi isimlerin yer aldığı Ceberrut filminin sesli betimlemesi, vizyon öncesinde Turkcell’in yeni hizmeti Turkcell Hayal Ortağım’a eklendi. Dünyada ilk kez görme engellilerin bir sinema izleyicisiyle aynı keyfi alarak sinema izleme deneyimi yaşamalarını sağlayan Cepten Sesli Betimleme ile görme engelli sinemaseverler, Ceberrut filminde korku dolu anları tüm görsel ayrıntılarıyla takip edebilecekler.

Öyle Sevdim ki Seni, Barselona İnsan Hakları Festivali ve AECID Örgütü Organizasyonu Çerçevesinde Dünyayı Dolaşacak

Orhan Tekeoğlu’nun yazdığı ve yönettiği, Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun yapımcılığında çekilen ve Sovyetler Birliği’nin 1990 yılında dağılması sonrasında Türkiye’ye çalışmak için gelen Rus kadınlarının çektiği çileleri, sıkıntılari ve aynı zamanda dağılan Karadeniz ailelerinin de dramlarını kadın perspektifinden anlatan Öyle Sevdim ki Seni isimli uzun metrajlı sinema filmi insan hakları konulu film festivalleri çerçevesinde dünyayı dolaşacak.

Oyuncu Kaşifi Gökçe Doruk Erten’in Yeni Keşifleri Arasına Yapımcılar, Yönetmenler ve Yazarlar da Girdi

Görsel medyaya yeni yüzler kazandıran Gökçe Doruk Erten yepyeni projelere imza atmaya hazırlanıyor. Sektöre adım attığından bu zamana kadar cast direktörü olarak pek çok başarıya imza atan Gökçe Doruk Erten, 2 yıl önce kurup, süpervizörlük yaptığı GDE Team ile bir çok dizi, reklam ve sinema filmine oyuncular kazandırıyor. Cast direktörü olarak piyasa etiklerini önemsediğinden oyuncularla birebir ilgilenebilmesi adına Menajerlik ve Pr bölümünü profesyonellere devrederek kendisi yapım kriterlerini gözlüyor.

If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali Günlüğü: 24 Şubat 2016

Etiyopya’nın ilk bilimkurgusu sayılan Kırıntılar (Crumbs), saat 13:00’te Beyoğlu Fitaş Salon 4’te. Gösterime filmin yönetmeni Miguel Llanso da katılacak ve soruları cevaplandıracak. Nirvana’nın kurucusu, son 25 yılın en büyük rock yıldızlarından Kurt Cobain’in kişisel günlükleri ve ses kayıtlarından oluşan, Rolling Stone dergisinin de deyimiyle “filtresiz bir Cobain deneyimi” sunan Cobain: Kahrolası Montaj (Cobain: Montage of Heck), saat 16:00’da Beyoğlu Fitaş Salon 4’te.

If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali Günlüğü: 24 Şubat 2016 yazısına devam et

If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali Günlüğü: 25 Şubat 2016

Sean McAllister’in Suriye’den başka ülkelere taşınan bir ailenin yaşadıklarını anlattığı, belgeseli Suriyeli Aşk Hikayesi (A Syrian Love Story) saat 11:00’de Nişantaşi City’s Cinemaximum Salon 7’de. Gösterime filmin yönetmeni de katılacak ve soruları cevaplandıracak. Chad Gracia’nın Rus Ağaçkakanı (The Russian Woodpecker) 16:00’da yine City’s’de gösterilecek ve Fedor Aleksandroviç soruları cevaplandıracak.

If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali Günlüğü: 25 Şubat 2016 yazısına devam et

Teoman, Funda Arar ve Ayhan Sicimoğlu, Kaçma Birader’e Yakalandı

Sevilen müzisyenler Teoman ve Funda Arar, Yozgatlı Kolçak Ailesinin Taksim macerasını anlatan Kaçma Birader’de konuk oyuncu olarak rol alıyor. Radyocu ve TV programcısı Ayhan Sicimoğlu ise “mafya babası” rolüyle izleyicilere sürpriz yapıyor. Kaçma Birader, dünyanın en büyük medya prodüksiyon şirketi Endemol Shine Türkiye ve ülkemizin en önemli yapım şirketlerinden Böcek Film’in ortaklığının Dünyanın En Güzel Kokusu filminden sonraki ikinci projesi.

Senarist’in Galası Yapıldı

26 Şubat’ta vizyona girecek olan ve başrollerinde M. Asım Tuncay Aynur, Mustafa Uzunyılmaz, Dilara Büyükbayraktar ile Halis Bayraktaroğlu’nun yer aldığı Senarist filminin galası yoğun katılımla Beşiktaş Cinebow Sinemaları’nda gerçekleştirildi. Galaya filmin oyuncuları ve ünlü isimlerin katılımlarının yanı sıra basın da büyük ilgi gösterdi. Senarist, Turkcell Hayal Ortağım ve Dolby Atmos farkıyla vizyona girerken, Türkiye’nin ilk gizem filmi olarak da literatüre geçti.

Senarist’in Galası Yapıldı yazısına devam et

Sinematek’te Film Analizi Atölyesi Başlıyor

Kadıköy’deki Sinematek Derneği’nde sinema yazarı Barış Saydam eğitmenliğinde Film Analizi eğitimleri Mart’ta yeni atölyelerle devam ediyor. Eğitim programında, sinemaseverlerin sinema tarihinin klasiklerini analiz ederek film analizine giriş yapması hedefleniyor. Daha sonraki atölyelerde ise, katılımcılar Hitchcock, Bergman, Bunuel, Tarkovski, Kieslowski, Lynch ve Kiyarüstemi gibi yönetmenlerin filmlerini Barış Saydam eğitmenliğinde analiz ediyor.

Pera Film’de Rus Sinemasının Yaşayan Efsanesi: Kira Muratova

Pera Film, 08 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Rus sinemasının en önemli kadın yönetmenlerinden Kira Muratova’nın filmlerinden oluşan bir programı sunuyor. Sinemanın tüm kalıplarını reddeden Muratova’nın 6 adet filmi gösterilecek. 19 Mart’a dek izlenebilecek film programında sanatçının Kısa Karşılaşmalar, Tutkular, Astenik Sendrom, Akortçu, Üç Hikaye ve Çehov’un Motifleri adlı filmleri yer alıyor. “Rus sinemasının yaşayan efsanesi” Kira Muratova 1934 Moldovya doğumlu.

Pera Film’de Rus Sinemasının Yaşayan Efsanesi: Kira Muratova yazısına devam et

Umut Devam Edecek

5. Dalga (The 5th Wawe)
Yönetmen: J Blakeson
Eser: Rick Yancey
Senaryo: Susannah Grant-Akiva Goldsman-Jeff Pinkner
Müzik: Henry Jackman
Görüntü: Enrique Chediak
Oyuncular: Chleo Grace Moretz (Cassie), Nick Robinson (Ben), Gabriela Lopez (Lizbeth), Bailey Anne Borders (Julia), Maggie Siff (Lisa), Ron Livingston (Oliver), Zachary Arthur (Sam), Liev Schreiber (Albay Vosch), Alex Roe (Evan)
Yapım: Columbia (2016)

J. Blakeson’ın yönettiği “5. Dalga”, uzaylıların yaşattığı mahşeri anlatan bir bilimkurgu felaket filmi. Dünya kaynaklarını bencilce kullanan insanlığı ne kurtaracaktı?

Hollywood, 2016 yapımı sinemaskop “The 5th Wawe-5.Dalga” bilimkurgusuyla felaket sinemasına yeni bakış getiriyor. Doğanın öfkesinden daha çok, dış güçlerin, uzaylıların yaşattığı mahşeri anlatıyor bu film. Hikâye şok eden bir anla başlıyor. Enkaza dönüş bir mekânda bir genç kız Cassie elindeki makineli tüfekle içeride yaralı bir genç adamı görüyor ve aniden ateş ediyor. Genç adam, haça dokunurken ölüyor. Cassie, suçluluk yaşıyor ve bu ana kadar gelen şeyleri anımsıyor geriye dönüşle. Liseli güzel kız Cassie, mutlu ailesiyle Amerikan rüyasının tüm konformizmiyle yaşarken bir şeyler olmaya başlıyor. Bu olanlara kimse bir anlam veremiyor. Okulun partisinde hoşlandığı Ben’le konuşmaya çabalayan Cassie, eve döndüğünde sevimli küçük erkek kardeşi Sam’e şarkı söyledikten sonra hayatı her zamanki gibi geçip giderken felâketin ilki gerçekleşiyor birden. Önce enerji gidiyor. Elektrik ve benzin yok oluyor. Gökyüzünde bir şey de fark ediliyor geçmeden. Tuhaf bir metal yığını kasabanın semasını kuşatmış. Olan her şeyi bu metal yığını mı yapıyordu? Ardından seller, depremler, tsunamiler oluyor. Bu anlar görsel anlamda çarpıcıydı. Sonra kuş gribi insanlığı kırıp geçiriyor. Bu salgında annesi Lisa ölen Cassie, babası Oliver ve Sam’le mültecilerin kamplarına doğru yola çıkıyorlar. Kampta da tuhaflıklar insanlığı bırakmıyor. Okul otobüsleriyle kampa gelen askerler çocukları otobüse bindirip askeri üsse gönderiyorlar. Cassie, Sam’in oyuncak ayısını almaya gittiğinde otobüsler yola çıkmaya başlıyor. Binanın içinde toplanan yetişkinlerin katliamına tanıklık eden Cassie, bu güvensiz dünyada ne yapacaktı şimdi?

Uzaylılar insan gibi…

Filmin başına dönen kamera, sadece Cassie’nin peşinde dolaşmıyor. Askeri üsse götürülen çocuklara da dokunuyor. Uzaylıların beşinci dalgası da başlıyor hemen. Bu dalgada uzaylılar, tıpkı insanlar gibi görünüyorlar. Ya onlar nasıl anlaşılacaktı? Dost gibi görünen biri uzaylı olabilir miydi? Uzaylılar, takılan özel gözlükle fark edilebiliyormuş. Gençlerin ve çocukların enselerine kurşun büyüklüğünde çipe benzer şey takılıyor önce. Sonra da üssün komutanı Albay Vosch‘un gözetiminde gençler ve çocuklar askeri talim görmeye başlıyorlar. Öte taraftan Cassie de Sam’e ulaşmak için ormanda yollara düşüyor. Keskin nişancı tarafından yaralanıyor ve gözünü bir çiftlik evinde açıyor. Evan adında bir genç onun yarasını tedavi etmiş. Elbette bu dünya güvensiz ve kimin ne olduğu da belirsizdi. Küçük güven oyunları ve çatışmasından sonra beraber düşüyorlar yollara. Hatta sevişmeye bile fırsat buluyorlar bu kaosun ortasında.

Komplo teorileri mi?..

Bu filmin içinde dolaşırken merak duygusuna da saygı duyulmalı. Yönetmen ve filmi, mümkün olduğunca hikâyedeki merak duygusunu, öncelikle ikinci yarıyla beraber ayakta tutmaya çabalamışlar. Aslında filmde klasik bir anlatım üslubu var. Yönetmen anlatımını koşut kurgu üzerinde oluşturmuş. Bu anlatım tarzı gerilimin çoğalmasına katkıda bulunmuş. Her zaman böyle olur klasik anlatımlarda. Filmin görselliği yer yer çarpıcıydı. Ama 1970’lerdeki Hollywood felâket filmlerindeki gibi akılları baştan almıyor. Bilgisayar yardımlı görüntüler olmasına rağmen. Ama yine de çarpıcı mekânlar ve fotoğraflar da insanı etkiliyor elbette. Mültecilerin toplandığı kampta geçen anlar ve final bölümü görsel olarak etkileyiciydi. Elbette gençlerin gecenin içinde uzaylı sandıkları insanlarla çarpıştıkları anlar da filme değer katmış. Işık düzenlemeleri seyirciyi atmosferin içine alıyor çoğu anda. FX’te yayımlanan Stephen King’in eserinden uyarlanmış “Under the Dome” (Kubbe Altı) bilimkurgu dizisini keşfetmeseydik “5. Dalga” filminde daha çok heyecan yaşayabilirdik belki. “Under the Dome” dizisinin yapımcılarından birinin büyük yönetmenlerden Steven Spielberg olduğunu da hatırlatalım.

Gri gökyüzü altında geçen bu filmde komplo teorilerinin içine düşmeli miydi? Filmin başında görülen haç kolye güçlü bir simge miydi? Ama bunun dışında başka dini gönderme fark edemedik filmde. Dünya günümüzde küçük bir dünya savaşının içindeydi. Hatta küresel ısınmadan dolayı kuraklık da yaşanıyordu. İnsanlık, güvenli hayat ve gelecek için mülteciydi şimdi. Filmi izlerken, dünyanın kaynaklarını bencilce kullanan ve küresel ısınmayı çoğaltan insanlığı da düşünmeli. Bu dünyayı mahvedecekse insan mahvedecek. “Öteki” denilen uzaylılar değil. Bu filmdeki en güzel şey, umudun ve dayanışmanın hissettirilmesiydi.

İngiliz yönetmen J. Blakeson, 1972’de doğdu. “5. Dalga”, yönetmenin ikinci filmi. 1962 doğumlu Amerikalı yazar Rick Yancey’nin “5. Dalga” bilimkurgu romanı, üçlemenin ilki ve övgüler almış. Bu üçleme ülkemizde Pegasus Yayınları’ndan çıktı 2014-15 arasında.

Bir de filmin tüm genç oyuncularına övgü göndermeli. Bu filmin devamı da çok geçmeden gelecek herhalde. Filmin sonunda fark ediliyor bu, merak edilmesin.

(02 Mart 2016)

Ali Erden

ailerden@hotmail.com

Murat Soydan Kitabını Dostlarıyla Kutladı

Yeşilçam’a adım attığı 1966 yılından beri birçok filmde oynayan Murat Soydan, hayatını ve filmlerini konu alan kitabını dostlarıyla birlikte kutladı; kitabında resimlerini yayınladığı arkadaşları yönetmen Ümit Efekan, gazeteci Tahir Yaman ve restaurantın sahibi İsmet Şen ile birlikte yemek yedi. Yemekten sonra, kitabına koyduğu resmin aynısını bir kez daha çektirdi. Uluslararası Edirne Film Festivali tarafından Murat Soydan’a geçtiğimiz günlerdeYaşam Boyu Onur Ödülü verilmişti.

Murat Soydan Kitabını Dostlarıyla Kutladı yazısına devam et

Babalar Savaşıyor

Sean Anders’in yönettiği ve Will Ferrell, Mark Wahlberg, Linda Cardellini ile Thomas Haden Church’un oynadığı Babalar Savaşıyor (Daddy’s Home), 04 Mart 2016’da UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Babalar Savaşıyor (Daddy’s Home), karısının iki çocuğuna en iyi üvey baba olmak için çabalayan, ancak çocukların başıboş ve avantacı gerçek babalarının gelmesiyle çıkan zorluklar karşısında çocukların sevgisi için rekabet etmek zorunda kalan iyi huylu bir radyo yöneticisini konu alıyor. Babaların birbiriyle tanışması beklenirken iki zıt kutup birbirinin babalığını alt etmeye kalkışınca durum, komik ve feci sonuçlarıyla tam bir savaşa döner.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Babalar Savaşıyor yazısına devam et

Kızkaçıran Vizyonun Tozunu Attırmaya Geliyor

Saygın Filmcilik ve Serpil Altın Film’in yapımcılığında Sağ Salim’in yazarı Korhan Uğur’un yönetmenliğinde yepyeni bir yol komedisi geliyor. Kızkaçıran, 15 Nisan’da Mars Dağıtım tarafından seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. İlk filmi Öldür Beni ile 2008’de seyirci karşısına çıkan yönetmen Korhan Uğur, Sağ Salim filmleriyle dikkatleri bir hayli üzerine çekmişti. Absürd yol komedisi bizi “ölümle takıntısı olan yönetmen”in mizahi dünyasıyla tanıştırmış oldu. Şimdi komedi aynı yoldan devam ediyor. “İki düğün bir cenaze”nin eşlik ettiği filmde, bu kez düğünden gelini kaçıran ama gelinle beraber damadı da arabaya atan Ahmet’in hikâyesi var.

35. İstanbul Film Festivali Altın Lale Jüri Başkanları Belirlendi

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Akbank’ın desteğiyle 07 – 17 Nisan 2016 tarihleri arasında yapılacak olan 35. İstanbul Film Festivali Altın Lale yarışmalarının jüri başkanları belirlendi. 35. İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma jüri başkanlığını yönetmen Pablo Trapero, Altın Lale Ulusal Yarışma jüri başkanlığını ise oyuncu Müjde Ar üstlenecek. Ar, İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Atıf Yılmaz’ın yönettiği Adı Vasfiye, Asiye Nasıl Kurtulur, Aaahh Belinda ve Başar Sabuncu imzalı Asılacak Kadın, Kupa Kızı gibi filmlerdeki rolleriyle döneme damgasını vurdu.

35. İstanbul Film Festivali Altın Lale Jüri Başkanları Belirlendi yazısına devam et

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu