Dennis Gansel’in yönettiği ve Jason Statham, Jessica Alba, Tommy Lee Jones ile Michelle Yeoh’un oynadığı Suikast (Mechanic: Resurrection), 26 Ağustos 2016’da Mars Dağıtım dağıtımıyla Mars Dağıtım tarafından vizyona çıkarıldı.
Yıllar önce tezgâhlanmış bir patlamayla ölümü kurgulanan Bishop artık bir suikastçı olmaktan uzaklaştığını sanmaktadır. Amacı gözlerden uzak bir emekliliktir. Ama birileri onun hâlâ hayatta olduğunu bilmektedir. Bazı kişilerin kaza süsü verilerek öldürülebilmesi için bir tetikçiye ihtiyaç duyan Crain, suikastçıyı eski günlerine döndürüp ondan son bir kez faydalanmak için elinden geleni yapmakta kararlıdır.
Koyunlar ve İnsanlar
Halen gösterimde olan ‘İnatçılar / Rams’ içinde yaşadığımız bunaltıcı yaz günlerinde İzlanda’dan esen ferahlatıcı bir meltem niteliğinde. Kuzey Avrupa’nın bu küçük ada ülkesinde yaşanan yalnız ve meşakkatli hayatın izlerini sürüyoruz bu güzel filmde. Yönetmen Grímur Hákonarson doğup büyüdüğü buz ülkesinin uçsuz bucaksız kırsalını ve insanlarını adeta bir belgesel titizliğiyle naklediyor.
Orta yaşı aşmış iki çiftçinin hikâyesini izliyoruz. Kısaltılmış isimleriyle Gummi ile Kiddi kardeş olmalarına ve komşu arazilerde yaşamalarına rağmen tam 40 yıldır birbirleriyle konuşmuyor. Aralarındaki zorunlu iletişim Kiddi’nin sevimli çoban köpeğinin taşıdığı mesajlarla ilerlemiştir bunca yıl. İki inatçı kardeşi yaşama bağlayan tek şey atalardan miras kalmış koyunlardır. Nitekim filmin özgün adı ‘Hrútar’ dilimizde ‘Koçlar’ anlamına gelmektedir.
Özene bezene yetiştirdikleri, hasbıhal ettikleri hayvanları yıllar boyu en yakın dostları, sırdaşları olmuştur onların. İçe dönük Gummi’nin hayatında başka kimse olmamıştır. Daha aktif Kiddi’nin birlikte olduğu kadınlar ise yaşadıkları durgun ve izole hayata dayanamayıp terk etmişlerdir onu. Her yaz düzenlenen en iyi koç yarışmasında ödül kazanabilmek iki kardeşin ve çevredeki yetiştiricilerin en büyük tutkusu ve eğlencesi haline gelmiştir.
Kendi ritminde akan bu dingin hayat Kiddi’nin ödül kazanan koçunda ‘deli dana benzeri’ ölümcül hastalığın tespit edilmesiyle gölgelenir. Scrapie adı verilen hastalığın yayılmasını önlemek için vadideki tüm hayvanların yok edilmesi gerekmektedir. Bu talihsiz gelişme iki kardeşin kâbusudur. Kiddi her zamanki agresif tavırlarıyla isyan ederek kendini içkiye verir. Gummi ise sinsice bir planla, ata yadigârı soyu devam ettirmeye yönelik mikro bir sürüyü gizlice yaşatmak arzusundadır.
Hákonarson yıllar önce kendi babasından duymuş olduğu iki inatçı kardeş hikâyesinden yola çıkmış. Bu içinde kara mizah barındıran öyküyü ülkesinin kırsalına hakim olan ve koyunlar etrafında şekillenmiş kültür üzerine kurmuş. Birbirleriyle iletişime geçmeyen ancak koyunlarıyla konuşan çiftçilerin hayvanlarıyla arasında ruhani bir ilişkinin olduğundan dem vuruyor İzlandalı genç sinemacı. Bu sessiz ve derin bağı resmederken hayli az diyalogla yetiniyor bu yüzden. Anamorfik lenslerin kullanıldığı sinemaskop format ve sabit kadrajlar uçsuz bucaksız kırsaldaki yalnızlık ve izole olma halini pekiştiriyor. Geçtiğimiz yıl hayran kaldığımız 140 dakikalık tek plan çekilmiş Sebastian Schipper imzalı Alman yapımı ‘Victoria’nın Norveçli görüntü ustası Sturla Brandth Grøvlen iş başında olunca film tadından yenmiyor. İzlanda’nın iki deneyimli oyuncusu Sigurður Sigurjónsson (Gummi) ile Theodór Júlíusson’un (Kiddi) mükemmel yorumları ve Atli Örvarsson’un zarif müzik çalışmasından büyük destek alan bu İzlanda usulü western trajikomik atmosferinden duygu yüklü bir finale uzanırken izleyicisinin kalbini çalmayı başarıyor.
(25 Haziran 2016)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
Portakal
Yönetmenliğini Hakan Ünal’ın yaptığı Portakal isimli kısa film geçtiğimiz günlerde Polonya Uluslararası Film Festivali’nde ödül almayı başardı. Tamamen kendi imkânlarıyla hazırlıklarını tamamlayarak kendi yazıp yönettiği 22 dakikalık kısa filmi Portakal’da Ünal, son günlerde ülkemizde kanayan yara olmaya devam eden kadına şiddet ve aile içi geçimsizlik konularını işliyor. Son derece çarpıcı bir hikâyeyle uluslararası platformlarda başarı kazanan kısa film, festival yolculuğuna dünyanın en önemli uluslararası film etkinliklerinden biri olan Toronto Film Haftası finalinde de gösterilmeye hak kazanarak devam ediyor.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Fragman
- Geniş bilgi için tıklayınız.
Başka Sinema’nın Üstü Açılıyor
Geçtiğimiz yaz olduğu gibi bu yaz da sinemaseverler açık havada Başka Sinema filmlerinin tadını çıkaracak. Başka Sinema seçkisiyle yaz boyunca devam edecek gösterimler Uniq İstanbul’da Pazartesi, Perşembe ve Pazar günleri 21:00’de, bomontiada’da ise ücretsiz olarak Çarşamba akşamları 21:30’da gerçekleştirilecek. Başka Sinema’nın bomontiada’daki ilk açık hav filmleri Dünyada 20.000 Gün (20.000 Days on Earth) ve Onur (Pride) adlı filmler olacak.
Deniz Private Cinecity Trio Açık Hava Sineması ile Aşkın ve Maceranın Peşinde
Yıldızlar ve palmiyelerin altında keyifli dakikalar geçirmek isteyenler, Deniz Private Cinecity Trio Açık Hava Sineması’nda bir araya geliyor. Sinemaseverleri bu hafta, birbirinden iddialı filmler bekliyor. Dünyayı istila etmeye karar veren uzaylılara karşı verilen mücadeleyi anlatan Kurtuluş Günü: Yeni Tehdit (Independence Day: Resurgence), ön gösterimi ile aksiyon dolu bir geceye davet ederken, Senden Önce Ben (Me Before You) ise, sinemaseverleri aşka sürüklüyor. Açık havada 3 boyutlu sinema ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Deniz Private Cinecity Trio, her sene Eylül ayına kadar, havuz başında sinema keyfi yapmak isteyenlerin gözdesi oluyor.
Deniz Private Cinecity Trio Açık Hava Sineması ile Aşkın ve Maceranın Peşinde yazısına devam et
Artemis Yayınları
Artemis Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yeni eklenenler:
Cahide: Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz,
Cinema 4D by Maxon,
Filmin Hikayesi: Warcraft,
Filmin Öncesinin Hikayesi: Warcraft Durotan.
Artemis Yayınları yazısına devam et
Duyguların Ayakta Alkışlanacağı Film
01 Temmuz tarihinde vizyona girecek olan Babaannem isimli sinema filmi için geri sayım başladı. Serkan Özarslan’ın yönettiği, Gümüş Film yapımcılığıyla sinemaseverlerin beğenisine sunulacak olan yapım barındırdığı duygularla alkış alacak. Çekimleri 16 günde İstanbul’da tamamlanan sinema filminin başrollerinde Meral Çetinkaya, Mehmet Can Mincinözlü, Tuna Kiremitçi, Özgül Koşar, Sertaç Ekici ve Neslihan Günaydın Aka gibi isimler yer alıyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Atıf Yılmaz Film Arası’nda
Film Arası Dergisi, sinemamızın büyük ustası Atıf Yılmaz’ın kapsamlı bir dosya ile ele alındığı son sayısıyla okuyucularının karşısına çıktı. Çok sayıda önemli filmiyle Türk sinemasına damga vuran usta yönetmenin sinematografisi çeşitli yönleriyle ele alınırken, iki önemli konuk da Atıf Yılmaz’a dair duygu ve düşüncelerini aktardı. Yılmaz’ın pek çok filminde rol alan ve kişisel dostluğunu da paylaştığı Türk sinemasının sultanı Türkân Şoray, Atıf Yılmaz’a dair anılarını Film Arası okurlarıyla paylaşırken, yönetmen Ümit Ünal ise Atıf Yılmaz sinemasına dair çarpıcı tespitleriyle dosyaya katkıda bulundu.
Açık Havada Başka Sinema, Bomontiada’da
bomontiada’da Yaz Programı, çeşitli atölyeleri, canlı performansları, film gösterimleri ve panayırları bomontiada avlusunda bir araya getiriyor. Başka Sinema işbirliği ile Açık Havada Başka Sinema film gösterimleri bomontiada avlusunda yaz boyunca devam edecek. Gösterimlerin ilki 22 Haziran akşamı saat 21:30’da Dünyada 20.000 Gün (20.000 Days on Earth) ile avluda gerçekleşecek. Film, 40 yıldır müzik yapan, kültür ikonu, senarist ve tarihin en ilginç sanatçılarından şarkıcı, söz yazarı ve besteci Nick Cave’in yaşamındaki 20.000 günü anlatıyor. bomontiada film gösterimleri 2014 yapımı Onur (Pride) filmi ile 29 Haziran akşamı saat 21:30’da devam edecek.
Uzaylılar Hiç Rahat Vermeyecek
Kurtuluş Günü: Yeni Tehdit (Independence Day: Resurgence)
Yönetmen: Roland Emmerich
Senaryo: Roland Emmerich-Dean Devlin-Nicholas Wright-James A. Woods-James Vanderbilt
Müzik: Harald Kloser-Thomas Wanker
Görüntü: Markus Förderer
Oyuncular: Liam Hemsworth (Jake),Jeff Goldblum (David), Bill Pullman (Thomas), Maika Monroe (Patricia),
Travis Tope (Charlie), William Fichtner (Joshua), Charlotte Gainsbourg (Catherine), Judd Hirsch (Julius),
Jessie Usher (Dylan), Brent Spiner (Dr. Okun), Sela Ward (Başkan Lanford),
Yapım: Fox (2016)
Dünyayı istila eden uzaylıları mağlup etmenin üstünden yirmi yıl geçtikten sonra uzaylılar yine rahat durmuyorlar ve dünyayı yine istila ediyorlar. Bu filmi üç boyutlu seyretmek heyecanı da katlıyor.
Yirmi yıl önce, uzaylılar dünyayı istila etmişlerdi ve insanlık, daha çok Amerikalıların azmiyle mağlubiyete uğratılmıştı Roland Emmerich’in 1996 yapımı “Independence Day-Kurtuluş Günü” bilimkurgu filminde. Emerich, yirmi yıl sonra yeniden uzaylılarla savaşmaya karar verince, sinemaskop ve üç boyutlu perdede bir daha uzaylılarla savaş başlıyor 2016 yapımı “Independence Day: Resurgence-Kurtuluş Günü: Yeni Tehdit” bilimkurgusuyla. Yine 04 Temmuz. Bu devam bilimkurgusunda yeni karakterlerin yanında önceki filmdeki bazı karakterler de bu filme katkı sunmuşlar.
Dünyanın üstünden…
Uzaylılar geldiğinde atmosferin üstüne kalkan gibi üs kuruyorlar önce. Uzaylıların işleyişi kovan mantığındaymış. Çünkü devasa boyutlarda bir kraliçe var ve sürekli yeni savaşçılar doğuruyor. Onları yenmenin tek yolu ne olmalıydı? Zeki insanlık cevabı hemen buluyor: Kraliçeyi yok etmek… ABD’nin başkanı da bir kadın Elizabeth Lanford’du. Amerikalılar, dizilerle ve filmlerle halkı hazırlıyorlar sanki. 2001’de başlayan aksiyon – gerilim – politik dizi “24”ün ilk sezonunda siyahî başkan Amerika’yı yönetiyordu. Hatta daha sonraki sezonlarda kadın başkan da oluyordu. 2016’daki başkanlık seçimlerinde de bir kadın başkan adayı var. Liberal bakış açısıyla bunlar önemli belki. Bu iki eseri de ortaya koymuş olan Hollywood’un büyüklerinden 20th Century Fox elbette. Fox’un sahibi basın tröstü Rupert Murdoch, ABD’de liberal takılırken, İngiltere’de de liberal sağcı oluyor işte.
Evet uzaylılar da zeki. İnsanların zihnine yerleşebilmeyi başarabiliyorlar. Yirmi yıl öncesinin ABD Başkanı Thomas J. Whitmore da uzaylıları bir daha yenmek için hasta hasta mücadelenin içine giriyor. Kızı pilot Patricia da ordunun gözde askeri pilot Jake Morrison’ın sevgilisi. Patricia şimdi Beyaz Ev’de görev yapıyor. Ay’da görevi süren Luke, uzaylılarla savaşa katılıyor çok geçmeden. Luke’un, önceki filmde ölmüş kahraman asker Steven Hiller’ın (Will Smith) üvey oğlu Dylan Dubrow-Hiller’la da sorunları var geçmişte yaşanmış. Bir de hastanede uzun süre komada kalmış bilim insanı Dr. Okun var.
Perdede heyecan kasırgası…
Filmde uzaylıların tüm dünyada yarattığı tahribat, yıkıntı üç boyutlu gösterimde insanı atmosferin içine alıyor. Sanki o anın içindeymiş gibi hissettiriyor. Devasa gökdelenler darmadağın olurken, modern dünyanın simgeleri de yok olup gidiyor. İnsanlık 2016 yılında uzaylılar gibi teknolojik sıçramalar da yapmış. Işık hızında uzayda yol alırken, tüm gezegenlere de kolayca yolculuklar yapabiliyor. Gerçeklikte insanlığın bu noktalara gelebilmesi mümkün değil. Çünkü teknolojisi hem yetersiz hem de güvenilmez. Geçmişte Ay’a insanlı uçuşlarla birkaç defa gidebilen insanlık 2016’da Dünya’nın 400 km uzağındaki uzay istasyonuna gidebiliyor ancak.
En önemli sorun, insanlığın uzaylıları tuhaf ve yaratık görmesi aslında. İnsanlık, insanları daha mı üstün ve güzel görüyordu? İncil’in “Vahiy” bölümünde, tuhaf ve insana benzemeyen yaratıklar yansıtılıyor korkutmak için. Fantastik edebiyat ve sinemaya ilham olmuştur belki de bu. Aslında biz insanlar kendimize benzemeyenden korkuyoruz ve onu hemen dışlıyoruz. Buna ayrımcılık ve ırkçılık deniliyor sosyolojide. Uzayı ve uzaylıları sevin. Sevmek güzeldir. Alman yönetmen Emmerich de uzayı seviyor işte. Genç oyuncu Liam Hemsworth, “The Hunger Games – Açlık Oyunları” serisinde Gale Hawthorne karakteriyle hatırlanıyor.
(24 Haziran 2016)
Ali Erden
ailerden@hotmail.com
Babaannem
Serkan Özarslan’ın yönettiği ve Meral Çetinkaya, Mehmet Can Mincinozlu, Tuna Kiremitçi ile Özgül Koşar’ın oynadığı Babaannem, 01 Temmuz 2016’da MC Film dağıtımıyla Gümüş Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Mehmet varlıklı bir ailenin çocuğudur. Bir gece trafik kazasında annesini ve babasını kaybeder. Bu olay onun için çok zor bir sürecin başlangıcıdır. Mehmet bir süre sonra annesinin ve babasının yaptığı dolandırıcılıklar yüzünden her şeyini kaybeder ve bir gece hayatına son vermeyi dener. Hastanede gözlerini açtığında ise karşısında babaannesi Zehra Hanımı bulur. Babaannesi, bundan sonraki tüm hayatını onu iyileştirmeye adayacağını söyler.
- Basın Bülteni: 1 / 2
- Fotoğraflar
- Web Sitesi
- Fragman
Emrah Altındağ’ı Kaybettik
Genç oyunculardan, Sürmeli Emrah lakaplı Emrah Altındağ, 16 Haziran 2016 Perşembe günü hayatını kaybetti. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü mezunu olan Altındağ 02 Temmuz 1989 tarihinde doğmuş, Mehmet – Yalçın Özden, Müjdat Gezen ve Nejat Uygur Tiyatroları’nda çalışmış, daha sonra ise dizilerde rol almıştı. Dilan, Arka Sokaklar, Yaprak Dökümü, Ezel, Papatyam, Leyla ile Mecnun, Umutsuz Ev Kadınları ve Karadayı gibi TV dizilerinde oynayan Emrah Altındağ, Mahmut ile Meryem adlı sinema filminde de oyuncu olarak görev yapmıştı. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
Haftalık Seans Bilgileri, 17 – 23 Haziran 2016
Gösterimdeki filmlerin 17 – 23 Haziran 2016 seansları için tıklayınız. (Eksiksiz liste değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listeden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
İFSAK 36. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda Derece Alan Filmler Kadıköy’de
Türkiye’nin günümüze kadar süregelen en eski kısa film etkinliği, İFSAK tarafından gerçekleştirilen İFSAK 36. Ulusal Kısa Film ve Belgesel Yarışması’nda derece alan filmler Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkez’inde kısa film severler için gösterime sunuluyor. Her yıl düzenlenen etkinlik, çoğu dünya çapında önemli eserler vermiş sinemacıların ilk eserlerini gösterim olanağı sunuyor. Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde izleyicisiyle buluşacak kısa filmler 17 Haziran 2016 günü saat 19:00, 1’er saatlik iki seans ve 18 Haziran 2016 günü saat 14:30, 1’er saatlik iki seans olarak gösterilecek.
- Basın Bülteni: 1 / 2
- Yarışma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
İFSAK 36. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda Derece Alan Filmler Kadıköy’de yazısına devam et
Beyazperdenin Patileri Özel Gereksinimli Çocuklarla Buluştu
Yağmur Çocuklar Rehabilitasyon Merkezi’nin özel gereksinimli çocukları, Sokak Köpekleri Bal ile Betty filminin yıldızı Bal ve Betty isimli sevimli köpekler ile buluştu. Sokak köpeklerinin dramını ve hayvan sevgisini konu alan filmin kahramanları olan köpekler çocuklar tarafından bol bol sevildiler. Bir süre köpekleri seven çocuklar sonrasında filmi izlemek için sinema salonuna geçtiler. Çocukların çıt çıkarmadan filmi izlemesi öğretmenlerini şaşırttı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Beyazperdenin Patileri Özel Gereksinimli Çocuklarla Buluştu yazısına devam et