Türkan Şoray, Sinemam ve Ben adlı kitabında bir zamanlar filmlerinin gösterildiği Pangaltı İnci Sineması’nın kapanmasından dolayı duyduğu üzüntüyü de dile getiriyor. (Sayfa 38-39)
Pangaltı İnci’nin çevresinde/yakınında ne yazık ki tam bir sinema kıyımı/katliamı yaşandığına ne yazık ki ben de tanık oldum.
Harbiye Konak, Harbiye As, Pangaltı Tan, Osmanbey Site (Movieplex), Maçka/Dolmabahçe Cinebonus G-Mall, Dolmabahçe Süzer Plaza (Gökkafes), Şişli Nova Baran, Teşvikiye AFM, Beşiktaş Mıstık, Beşiktaş Yumurcak benim hatırlayabildiğim o bölgedeki diğer kurban sinema salonları…
Beyoğlu Sinema Kıyımı!
Beyoğlu da bu kıyımdan fazlasıyla nasibini almış durumda… Emek, Saray, Lale, Alkazar, Yeni Melek, Elhamra, Rüya, Lüks, Sinepop yine benim hatırlayabildiğim kapanan sinema salonları… Bunlara Atatürk Kültür Merkezi içindeki sinema salonu da dahil edilebilir.
Beyoğlu Emek’in Yeri Ayrı
Naum Tiyatrosu, üç bin ev ve yabancı ülke temsilciliklerinin de yandığı 1870 büyük yangından sonra inşa edilen ve Mimar Alexandre Vallary (1850-1921) imzasını taşıyan Beyoğlu Emek’in bulunduğu bina 1884’te açılmış… Bu bina önceleri Kulüp, Jimnastikhane, eğlence merkezi ve tiyatro, 1929’dan itibaren de sinema olarak kullanılmaya başlanmış. Sinemanın 1958’e kadar adı Melek… Bu tarihten sonra ise sinema Emekli Sandığı’nın malı olmuş ve adı da Emek olarak değiştirilmiş… Uzun yıllar -ikisi de bugün hayatta olmayan- Orhan Kurtuluş ve İsmet Kurtuluş kardeşler tarafından işletildiğini hatırlıyorum. Emek’in sinema olarak hizmetini sürdürebilmesi için Met Film’in sahibi rahmetli Erol Özpeçen’in de büyük maddi fedakârlıkları olduğunu da biliyorum.
Kurtuluş kardeşleri hatırlarken onların işlettiği ve 1975-2002 arasında Ankaralılara hizmet veren Akün Sineması’nın da 2002’den sonra Devlet Tiyatroları’na devredildiğini kaydetmeden geçemeyeceğim.
İyi Haber: Şişli Kent, Kültür Yaşamına Geri Döndürüldü
Şişli Belediyesi sayesinde çok uzun süredir kapalı durumda olan Şişli Kent Sineması çok yakın zamanda bir kültür merkezi olarak tekrar canlandırıldı. Çok da iyi oldu.
Sözü Sinemam ve Ben kitabının Pangaltı İnci Sineması’yla ilgili bölümüne ve Türkan Şoray’a bırakıyorum:
“Melek Film’in sahipleri Şahan ve Kaçuni Haki aynı zamanda Pangaltı’daki İnci Sineması’nın da sahibiydiler. (…) İnci Sineması’nda kendi şirketlerine yaptığım filmlerin galaları çok görkemli olurdu. Sinemada benim özel locam vardı. Filmleri Şahan Haki’nin eşi Melina ablam ve dünya tatlısı kızları Mayda ile Şeyda, hep birlikte bu locadan seyrederdik.
İnci Sineması hep Türk filmi oynatırdı. Çevirdiğim yeni filmin başladığı hafta, Pazartesi günü ilk seans 11 matinesi seyircileri sinemanın önünde uzun kuyruklar oluştururdu. Bazı sabahlar arabayla özellikle Pangaltı İnci Sineması’nın önünden geçerdim. Kalabalığı, sıraya girmiş beni seven, yüreklendiren seyircilerimi görmek isterdim, çok mutlu olurdum. Maalesef şimdi sinema kapandı. Haki ailesi sinemayı satıp Amerika’ya göç etti. Çok üzülmüştüm. Uzun yıllar o taraflarda bir yerlere gitmem gerektiğinde bir zamanlar Haki ailesinin evlerinin bulunduğu Bomonti’den geçmemek için yolumu değiştirdim. Pangaltı İnci Sineması’nın olduğu yerden geçerken hâlâ hüzünlenirim.”
Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam adlı kitaptan Pangaltı İnci’yle ilgili anekdot
Melek Film’in sahiplerinden Kaçuni Haki’nin Ses Dergisi’nde 1973’te (40 yıl önce) Yeşilçam’da Alarm! başlığıyla yayınlanan yazıdaki sözlerini de sinema yazarı ve film eleştirmeni/tarihçisi Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam adlı kitaptan (Küre Yayınları) aktarmak isteriz:
“Hem sinema sahibiyiz, hem de yapımcı… İnanın sözlerime, Pangaltı İnci Sineması 7 aydır kâr edemiyor. Cebimize para girmediği gibi ayrıca üstüne para ödüyoruz. Sinemayı küçültmeyi düşünüyoruz. Yüzde elli düşüş var geçen yıla oranla. 28 yıldır ilk defa başımıza geliyor.”
(27 Mart 2013)
Hakan Sonok