‘Ulusal Altın Lale Yarışması’ sinemamızın son hasadından öne çıkan örneklerin izleyici karşısına çıkacağı, 07 Nisan akşamı açılışı yapılan 41. İstanbul Film Festivali’nin ilgiyle takip edilen bölümlerinden biri. Bu yıl jüri başkanlığını yönetmen Onur Ünlü üstleniyor. Jüri, Altın Lale en iyi film, yönetmen, Onat Kutlar adına Jüri Özel Ödülü, erkek oyuncu, kadın oyuncu, senaryo, görüntü yönetmeni, kurgu ve özgün müzik dallarında ödül veriyor.
Yarışma seçkisi 12 filmden oluşuyor. Yarışmanın öne çıkan filmlerinden ‘Kerr’ auteur yönetmenlerimizden Tayfun Pirselimoğlu’nun son çalışması. Sinemacının bir önceki filmi ‘Yol Kenarı’nda olduğu gibi sinematografi Theo Angelopdulos’un usta görüntü yönetmeni Andreas Sinanos’a teslim edilmiş. Bir kez daha çıkışı olmayan bir kasabada sıkışmış insanların deliliği zorlayan hikâyesine tanıklık ediyoruz. Babasının cenazesi için geldiği aile ocağında bir cinayete tanık olan genç adamın polis marifetiyle kasabada alıkonuyor. Bu tutuklanma hali bölgede gelişen tuhaf olaylar nedeniyle içinden çıkılmaz bir karabasan halini alıyor. Nihal Yalçın’a Antalya Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırmış olan ‘Zuhal’ genç sinemacı Nazlı Elif Durlu’nun ilk uzun metrajı. Gerçek bir hikâyeden yola çıkan yapım, orta üst sınıfa mensup bir avukat kadının gecenin bir yarısı duyduğu kedi miyavlaması üzerine o güne kadar hiçbir iletişimi olmayan komşuları ile teker teker tanışması ve içinde yaşadığı ülkenin gerçekleriyle yüzleşmesi üzerine. ‘Orada’ ve ‘Gözümün Nuru’ filmleriyle tanıdığımız Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu’nun son çalışması ‘Birlikte Öleceğiz’ hem ulusal hem de uluslararası seçkide yer alan ilgiye değer filmlerden bir diğeri. Mutluluk ile hüznün, güzel ve zorlu İstanbul mücadelesi fonunda aktarıldığı özgün ve yenilikçi bir deneyime hazır olun.
‘Genco’ ve ‘Arada’nın yönetmeni Ali Kemal Çınar yeni filmi ‘Geceden Önce / Beriya Şeve’de olağanüstü hal koşullarındaki hayatı, anne/baba/kız üç ayrı karakterin gözünden aktarıyor. Gizem Kızıl imzalı ‘Bana Karanlığını Anlat’ yine bir aile yüzleşmesi üzerine. Bu defa gasilhanede bir ölünün ardından yıllar boyu gizli kalmış çatışmalar su yüzüne çıkıveriyor. Ali Kemal Güven’in ‘Çilingir Sofrası’ artık görüşmeyen, Y kuşağına ait iki okul arkadaşı yıllar sonra Beyoğlu’nda bir çilingir sofrasında demleniyor ve sonrasında toksik maskülenliğin hâkim olmadığı özgür bir coğrafyada, yeni hikâyeleri olabileceğini tartışıyor.
İffet Eren Danışman Boz imzalı ‘Turna Misali’ Anadolu’nun bin yıllık konargöçer yaşam tarzını sürdüren Sarıkeçili Yörükleri’nin hayatını konu alıyor. Ziya Demirel imzalı ‘Ela ile Hilmi ve Ali’de, yılların hocası ile iki öğrencisi yalnızlıklarına merhemi birbirlerinde ararlarken, birden kendilerini sınırların kalktığı ve gün geçtikçe tekinsizleşen bir üçgende sıkışmış buluyor. Soner Caner’in yönettiği ‘Mukavemet’, İstanbul’da bir apartmanın bodrum katında yaşayan ilişkilerinin henüz başında iki genç sevgiliden Rahmi’nin kıskançlık patlaması ile pişmanlık dolu bir gecenin yaşanması üzerine.
Türkiye’nin ortak yapımcılığı nedeniyle Ulusal Yarışma’da yer alan ancak yabancı yönetmenlerin imzasını taşıyan 3 filmden ‘Klondike’ Ukrayna – Rusya sınırında yaşayan ve köyü ayrılıkçı gruplar tarafından kuşatılmış olmasına rağmen evini terk etmeyi reddeden hamile İrka ile ailesinin hikâyesine tanıklık ediyor. Maryna Er Gorbach’ın bu filmdeki çalışmasıyla Sundance 2022’de en iyi yönetmen seçildiğini hatırlatalım. Tareq Daoud’ın yönettiği ‘Yaban’ 45 yaşındaki Fransız vatandaşı kadının babası Türkiyeli küçük kızı ile Bulgaristan sınırından ülke dışına kaçma serüveni üzerinden ilerliyor. Yarışmada yer alan sonuncu film ise İranlı sürgün yönetmen Bahman Ghobadi imzasını taşıyan ‘Dört Duvar’. Funda Eryiğit ve Fatih Al’ın yer aldığı film ailesiyle memleketinden uzakta İstanbul’da müzisyenlik yapan Boran’ın hiç deniz görmemiş eşini alıp geldiği küçük evinin deniz manzarasını engelleyen bir inşaat ile feci sonuçlarını öngöremediği mücadelesini konu alıyor.
(13 Nisan 2022)
Ferhan Baran