Ah ki, Anne Babalar Karışmasa…

Kazakistan, adını bildiğimiz ama tarihi filmler dışında sinemasını pek tanımadığımız bir ülke. Bizden (filmden yola çıkarak) en büyük farkı, şehirlerin beton yığını değil, yemyeşil olması… Ah ki, bizim yöneticilerimiz de ağacın, yeşilin önemini kavrasa.

Bizimle benzeştiği alan ise filmin işlediği konu, anne babaların çocuklarının yaşamlarına karışması. Bakıtcan Jienali, komedi olarak ele almış, ama besbelli dramatik ve bir o kadar da zorlayıcı, hepimizin yaşadığı bir gerçek. “Oğlum / kızım, evlenmelisin.” Niye? Ne olacak evlenince, kuş mu konacak kafamıza? Geleneklerle yaşandığı, mahalle baskısının egemen olduğu bir ülkede gençlerin karşı çıkması, tepki göstermesi pek mümkün olmuyor. “Neredeyse Maço”da, bir diş hekimi genç, ister istemez annesinin baskısı altında evlenmek zorunda hissediyor kendisini. Amerika’dan bir burs kazanmış, eğitim görecek, belki çalışma olanağı bulacak… ama anne, Nuh diyor peygamber demiyor: “Evlenmezsen gidemezsin.”

Anne Bibigül (Janna Kuanişeva) bir başka, alabildiğine dominant, her şeyin belirleyicisi… Annenin kardeşi (Abunasır Serikov), hem Demir’i anne adına takip eden ama asıl denetlenmesi gereken kişi hem de alabildiğine şımarık biri.

Genç diş hekimi Demir (Dastan Orazbekov) bir hastasından öğrendiği destek kurumuna başvuruyor, sonrası filmde… Genç güzel psikolog Ardak (Kamşat Joldybayeva), Demir’e yol yordam öğretecek… ama dedik ya hayat teoriye uymuyor.

Yalın bir film Neredeyse Maço. Yönetmenin atraksiyona girmemesi, her şeyi apaçık izletmesi filmin izlenirliğini kolaylaştırıyor; ancak neredeyse hiç yakın plan olmaması yadırgatıcı.

Güleriz ağlanacak halimize… Filmin temelinde bu atasözü yatıyor. Gülerken belki de düşünmemizi istiyor film. Günümüz gençlerinin ağırlıklı dijital dünyasında hiç sosyal iletişim yer almıyor… Bu, filmin öne çıkan sıkı bir eleştirisi…

09 Ağustos’tan başlayarak gösterimde…

(08 Ağustos 2024)

Korkut Akın

[email protected]