Kore Usulü Hayalet Avcıları

Ülkesi Güney Kore’de yılın hasılat rekorunu kıran ‘Exhuma / Pamyo’ sessiz sedasız sinemalarımıza uğramış bulunuyor. Dünya prömiyerini 74. Berlin Film Festivali Forum bölümünde gerçekleştiren yapım Uzakdoğu gerilim – korku sinemasının bilinen yönetmenlerinden Jang Jae-hyun’un imzasını taşıyor. Film Los Angeles’ta yaşayan aslen Koreli varlıklı bir ailenin doğduğundan beri ağlayan bebeklerinin rahatsızlığına çare bulma girişimiyle açılıyor. Kardeşi de akıl hastanesinde canına kıymış olan baba Park Ji-yong oğluna musallat olan büyük dedenin lanetinden kurtulmak üzere genç bir şaman çiftin yardımına başvuruyor. Derken Feng-shui ustası toprak uzmanı ile yardımcısı devreye giriyor. Lanetten kurtulabilmek için dedenin mezarının açılarak tabutun ivedilikle yakılmasına karar veriliyor. Lakin işler beklendiği gibi şekillenmiyor. Kuzey Kore sınırına yakın ıssız bir tepedeki mezarın hemen altında dikey olarak toprağa gömülü devasa bir başka mezar daha ortaya çıkıyor. Büyük dedenin emperyalist komşuları ile kirli işbirliği, Japonların Kore yarımadasında yaşattıkları zulüm tarihsel olarak devreye girerken korku – gerilim anlatısı farklı boyutlar kazanmaya başlıyor.

Bizdeki izleyiciye uzak dursa da, farklı dinlerin, Şamanizm, Budizm ve Hristiyanlığın kadim gelenekleri ile modern Kore toplumunun kaynaştığı bir coğrafyada filmin öyküsüne yedirilmiş dinsel inanç motiflerinin varlığı, filmin Kore ve civar Uzak Doğu ülkelerindeki geniş izlenme başarısının açıklaması olsa gerek. Farklı coğrafyalar içinse folklorik korku türünün iyi bir örneği olarak ilgi çekmeye aday. Yapım kabaca iki bölümden oluşuyor. Filmin bizdeki gösterimde de kullanılan İngilizce adı, dilimizde ‘mezardan çıkarma’ anlamına gelen ‘exhumation’ kelimesinden geliyor. Otantik şaman ritüelleri eşliğinde mezarın açıldığı ilk bölüm usul usul gelişen gerilimiyle başarılı. Ete kemiğe bürünmeye can atan ikinci tabutun sakini Japon generalin general ortaya çıktığı ikinci kısımda ise ortalık kan gölüne dönüşüyor.

İki hikâye arasındaki bağlantının çok iyi kurulamadığı söylenebilir. Öykünün vadettiği tarihsel açılımın güdük kalışının yarattığı hayal kırıklığı da var. Ancak folklorik motif ve görselliği başarılı olan yapım hayalet samurayın ateş topuna dönüştüğü bölümlerde zirve yapıyor. Kültleşmiş ‘Old Boy’un kadim aktörü Choi Min-sik’in ‘toprak falcısı’ kimliğinde yer aldığı film, Amerikan sinemasının klişeleşmiş şeytan çıkarma öykülerinden sıkılmış olanlar için alternatif bir seyirlik olarak, ışık – gölge kontrastının keyfine varabilmek için kusursuz projeksiyon düzenine haiz bir salon tercih etmek koşuluyla izlenebilir.

(03 Haziran 2024)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Bad Boys’un Yönetmeni Bilall Fallah, Beyazperdenin En İyi İkilisi Smith ve Lawrence’a Övgüler Yağdırdı

Hayranlarının heyecanla beklediği Bad Boys: Ya Hep Ya Hiç (Bad Boys: Ride or Die) gösterimi öncesi filmin yönetmeni Bilall Fallah, başrol oyuncuları Will Smith ve Martin Lawrence’a övgüler yağdırdı. “Onlar beyazperdedeki en iyi ikili ve çok eşsizler.” diyen Bilall Fallah, aralarındaki uyumun inanılmaz olduğunu söyledi. Will Smith ise serinin tarihindeki en kısa bekleyişle hayranlarıyla buluşacaklarını vurgularken, “Filmi yapmak içimizde bir şeylerin kilidini açtı.” dedi.

Sivas Uluslararası Film Festivali Başladı

Sivas Uluslararası Film Festivali, Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’ndeki açılış programıyla başladı. Programa Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Sivas Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, öğretim üyeleri, öğrenciler, oyuncu ve yönetmenler katıldı. Bu yıl 27 – 31 Mayıs 2024 tarihleri arasında ilki yapılan festivale toplam 2.328 film müracaat etti. Yurt içi ve yurt dışından birçok yapımcı, yönetmen ve oyuncu festivale katılacak.

Sivas Uluslararası Film Festivali Başladı yazısına devam et