Bizim Ülkemizde Değilse de…: Atan Kazanır

Tam zamanı… Futbol oynayan, izleyen, takım çalıştıran ya da takımın malzemecisi bile olsa futbolla ilgilenen herkesi az ya da çok ilgilendiren bir film. Aslına bakarsanız çok, hatta çoktan da çok ilgilendirmesi gerekiyor, bana göre. Peki, neden tam zamanı dedim başta. Çünkü daha dün, Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle yapılması planlanan, lig şampiyonu Galatasaray ile Kupa Şampiyonu Fenerbahçe arasında yapılacak Süper Kupa maçı oynanamadı. Bunun türlü nedenleri var ileri sürülen. Bizi ilgilendiren o maçın neden, nasıl oynanmadığı aslında. Ve cevabı “Atan Kazanır” veriyor.

Futbol her zaman futbol değildir…

Aslına bakarsanız, işin içine para girdiğinden bu yana, başta siyasi kaygılar olmak üzere çok bilinen, klişeleşmiş bu tanım kullanılıyor. Birileri, tuttuğu takım küme düşmesin diye siyasi ve silahlı gücünü kullanır, birileri parayla takım satın alır, rüşvet verir, birileri hakem yumruklar, birileri sporcuların otelleri önünde davul çaldırarak uyutmaz, birileri derin devletin karanlık isimlerini öne çıkararak göz korkutmaya çalışır… saymakla bitmez. Terle sırılsıklam ıslatılan formalar maçın ardından, daha kurumadan masa başında puanlar alınır verilir, birileri para kazanır, birileri üzüntüsünden kalp krizi geçirir, birileri intihar eder. Olan futbolcuya ama en çok da futbolu seven seyirciye olur.

Takım tutmak yaşamaktır…

Bizim ülkemizde, gönül verilen renkler, her ne olursa olsun ölesiye savunulur, sonunda dayak da olsa… Seyircilerin birbirine girmesi, taşlı sopalı, bazen silahlı ölümlere varan kavgalarının nedeni de budur. Al bayrağa sahip çıkmazlar da takımlarının bayrağına laf söyletmezler; egemen erk de öyle…

Sokak aralarında oynanan futbolun en değerli sözü, “5’te haftaym, 10’da biter”se de “atan kazanır” da unutulmamalıdır. Son sözü atan söyler çünkü.

Pasifik Adalarından Amerikan Samoası, futbolun sadece keyif için oynandığı, bütün oyuncuların, hatta federasyonun bile amatör olduğu bir ülke… Tabii ki, bütün dünyada olduğu gibi Amerikan Samoası’nda da toplumun her kesimi tarafından beğeniyle izlenen, gündem oluşturan (kesinlikle bizim ülkemizdeki kadar değil) bir spor futbol…

2001’de Avusturalya’ya 31-0 yenilince, dünyanın en kötü takımı olarak gösterilen Amerikan Samoası Futbol Federasyonu, yabancı bir teknik direktör getirir. Gelen çalıştırıcı, çok da başarılı olmayan, artık kenara çekilmesinin zamanı geldiğine inanılan biridir. O da zaten “tatil” niyetine gelmiştir… Futbolcuları balıkçı, garson, bakkal veya tarım çalışanı olan takımda bir de fa’fafine (üçüncü cins, trans olmak yolunda) vardır. Kimsenin umurunda bile olmayan bu durum, tabii ki teknik direktör için alabildiğine önemlidir. Federasyonun tek talebi vardır: Bir gol atın yeter!

Motivasyon önemli…

Başından sonuna kahkaha atarak izleyebileceğiniz film, bir yandan da önemli bir mesaj veriyor. Bir yandan bizdeki takım tutma alışkanlığının ne denli yersiz ve anlamsız olduğunu düşüneceksiniz. Futbol federasyonlarının amaç ve beklentileriyle takımların nasıl çalıştığının da çatışması üzerine gerçekten keyifli bir sinema şöleni izleyeceksiniz. Sinemanın bir eğlence olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekir (mi, bilmiyorum).

05 Ocak’tan başlayarak gösterimde…

(03 Ocak 2024)

Korkut Akın

[email protected]