Genç bir göçmen, yazdığı romanla başarıyı yakalar, sadece bir kitapla bile hayatı kurtulabilecektir. Ancak takma adla (nick name) ile yazdığı tweetler nedeniyle birden her şey tersine döner.
Fransa bizi kıskanmasın da ne yapsın? Kamuoyu baskısı nedeniyle yaşamı zindana dönüşür genç yazarın. Her şey mi bozulur 140 karakterle? Başta kimsenin umursamadığı o komik tweetler, yazar olarak ünlenince bir karşı silah olarak kendisine döner. Öyle ki, en yakınları bile kaçar yanından.
Fısıltı gazetesi
12 Eylül döneminde, bir şair arkadaş (Hüseyin İlbey, çiçek koksun toprağı) Tanju Cılızoğlu’ndan şiirlerinin yayımlanabilmesi için destek istemişti. Cılızoğlu da, fısıltı gazetesinin tirajının çok daha yüksek olduğunu, kulaktan kulağa yayarak ‘hedef kitle’ye ulaşılabileceğini söylemişti.
Kitabı çıkana kadar takip edenlerin beğenisiyle geniş bir kitleye ulaşan Karim (neden Kerim değil, bizdeki karşılığı kullanılmalı), yazdığı kitapla tanınınca, birileri düğmeye basar ve haksız bir savaş başlatır. Genç, deneyimsiz Karim, yalnızlık girdabında, silse de tweetlerini, artık iş işten geçmiştir.
Bizim ülkemizdeki gibi…
Fazıl Say, yıllar önce, bir retweet nedeniyle yargılanmıştı, anımsıyor musunuz? Kadınları taciz eden, tecavüz sanıkları bile salınırken… insan bu haksız (hatta hukuksuz) duruma isyan etmesin de ne yapsın? Yakınlarda, TFF binasını kurşunlayanlar (sabıkalı oldukları da açıklandı) salınırken bir şarkıcının sahneden sarf ettiği söz nedeniyle tutuklanıp ev hapsinde tutulması da aynı.
Sinemanın en büyük özelliği, bana sorarsanız, izleyiciyi sarıp sarmalarken yanıtlanması zor sorular sor(dur)ması. İster istemez durumu irdeliyor, haksızlığa karşı çıkıyorsunuz. Bu da demektir ki, “Arthur Rambo” izlenmeli, hem de pürdikkat.
Peki, sinemanın bu özelliği bizim ülkemizde hayata geçiyor mu? Pek değil. Tepede “Demokles’in kılıcı” gibi sallanan Anayasa’ya bile karşı olduğunu herkesin bildiği düşünce suçu ile suçlanmak, tıpkı bu filmde olduğu gibi kendini savunacak bir fırsat bile bulamamak, bizim gerçeğimiz. Dün sansür vardı, bugün troller. Troller üzerinden sürdürülen kara propaganda, yandaşlar tarafından yazılı ve görsel medyada gündeme oturuyor, buna da bağlı olarak bırakın savunmayı, dışarı çıkacak hal bırakılmıyor.
Karim’in başarısından çok takma adlı nefret söylemi ağır basan sosyal medya metinleri belirliyor gününü.
Nasıl bir dünyada yaşadığımızı kavramak, hatta karşı çıkarak bu gidişata dur demek için…
Arthur Rambo, Yönetmen Laurent Cantet, Senaryo: Fanny Burdino, Laurent Cantet, Samuel Doux, Oyuncular: Rabah Nait Oufella, Bilel Chegrani, Antoine Reinartz ile Sarah Henochsberg… 09 Eylül 2022 tarihinden başlayarak gösterimde…
(05 Eylül 2022)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com