Elvis

Baz Luhrmann’ın yönettiği ve Austin Butler, Tom Hanks, Helen Thomson ile Richard Roxburgh’un oynadığı Elvis, 24 Haziran 2022’de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, ünlü şarkıcı Elvis Presley’in hayatını konu alıyor. Hikâye, Amerika’da masumiyetin kaybolmaya başladığı zamanlarda, Elvis Presley’in şöhrete kavuşmasından, eşi benzeri görülmemiş bir yıldıza dönüştüğü 20 yılı aşkın sürede, Presley ve Butler’ın arasındaki karmaşık ilişkinin dinamiğini gözler önüne seriyor. Bu yolculuğun merkezinde Elvis Presley’in hayatındaki en önemli ve etkili insanlardan biri olan Priscilla Presley de yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb

Elvis yazısına devam et

Rasim Öztekin’in Eşiyle Aşkları ve Sanat Yaşamının Bilinmeyenleri Kitap Oldu: Sonsuz Aşk: Rasim’im

Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz  ünlü aktör Rasim Öztekin’in eşi Esra Kazancıbaşı Öztekin, yirmi yıllık beraberliklerini anlatan bir kitap yazdı. Sonsuz Aşk Rasim’im isimli kitapta, ünlü oyuncunun film ve dizilerinin, kavuklu olduktan sonra yaşadıkları olaların perde arkasındaki hikâyelerine de yer veriliyor. Sağlık Adası Yayınları’ndan çıkan anı, biyografi ve kişisel gelişim türündeki Sonsuz Aşk Rasim’im, günümüzde sevgiyi arayan herkesin ruhunu aydınlatacak bir kitap.

Leyla Hanım Filminin Çekimleri Tamamlandı

Türkiye’nin tek dereceli seçim sistemiyle seçilen ilk kadın belediye başkanı unvanına sahip, Cumhuriyetin sembol kadınlarından biri olan Leyla Atakan’ın yaşamını beyazperdeye yansıtan Leyla Hanım filminin çekimleri sonlandı. Tarihi filmde Leyla Atakan’ı Özge Borak canlandırırken diğer rollerde Beyti Engin, Serhan Arslan, Bekir Aksoy, Devrim Nas, Anıl Taşezen, Barış Kıralioğlu, Aylin Aras gibi oyuncular yer alıyor.

8. Balkan Panorama Film Festivali Başlıyor

8. Balkan Panorama Film Festivali, 21 – 27 Mayıs 2022 tarihleri arasında İzmir’de gerçekleştiriliyor. Buca Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi ile İzmir Kültürpark’ta açık hava sinemasında ve Tarık Akan Gençlik Merkezi’nde ise üç kapalı sinema salonunda gösterimler, söyleşiler ve etkinlikler yapılacak. Gösterimler gece 01’e kadar devam edecek. Festival boyunca 9 Balkan ülkesinde yayın yapmakta olan 4 televizyon kanalı İzmir’den yayın yapacak.

Muhteşem İkili Buhran’da

Yapımcılığını Murat Yontan’ın üstleneceği Buhran isimli sinema filminin başrol oyuncuları Dilara Kırmıt ve Anıl Dal, çalışmalarını hızlandırdılar. 2021 yılı Miss and Mr Fashion TV Yarışması’ndan kraliçe olarak çıkan Dilara Kırmıt, Lübnan’da yapılacak World Next, Top Model Yarışması’nda 23 Haziran’da ülkemizi temsil etmeye hazırlanırken bir yandan da sinema filmindeki başrol partneri Anıl Dal ile oyuncu koçları eşliğinde oynayacağı karaktere hazırlanıyorlar. Kanlı Roman isimli sinema filminde başrol oynayan Anıl Dal, ikinci başrol filminde Dilara Kırmıt ile oynayacağı için mutlu olduğunu dile getirirken partnerinin çok çalışkan olmasının kendini mutlu ettiğini dile getirdi.

Bırak Güneş İçeri Girsin

Kısa animasyon filmleriyle büyük ses getirmiş Michaela Pavlátová’nın ilk uzun metraj denemesi ‘Benim Güneşli Maad’ım / My Sunny Maad’, Çekyalı Herra’nın üniversitede tanıştığı ve ilk görüşte aşık olduğu Afgan ekonomi öğrencisi Nazir ile evlenerek kocasının aile ocağına yerleşmesini anlatıyor. Bir Afgan evinin penceresinden açılan film, farklı bir kültür ve gelenekler silsilesi içinde yeni hayatına uyum sağlamaya çalışan sevecen bir kadının hikâyesi çerçevesinde farklı kültürlerin eş insanlık potasında uyum içinde kaynaşabileceğinin umudunu tartışıyor.

Yine Çekyadan araştırmacı gazeteci Petra Procházková’nın ‘Frišta, My Sunny Maad’ romanını uyarlayan Pavlatova, romanın özgün ismindeki iki karakterden birini filmin merkezine taşımış. Hastalıklı olduğu ve fazla yaşamaz denilen ailesi tarafından kapı önüne konmuş olan Muhammed (yani Maad) çocukları olmayan Herra – Nazir çiftinin ve ailenin hayatına bir güneş gibi doğacaktır. Ev içinde 4 çocuklu kız kardeş Frišta’nın kaba saba mutaassıp kocası Kaiz ile uğraşmak daha kolaydır belki ama evin dışında hayat o denli rahat değildir.

Afgan ülkesinde kimsenin ekonomiste ihtiyacı yoktur belki ama Nazir Amerikan üssünde bir şoförlük işi kapmayı başarır. Herra ise yeni açılan sağlık ocağında Afgan kadınlara hizmet için Amerikalı gönüllülerle birlikte çalışmaya başlar. Yabancıların oryantalist kibirlerine karşın uyum içinde hizmet vermeye çalışır genç kadın ancak Taliban mücahitlerinin ülkenin başına çökeceği günler çok uzakta değildir.

Güçlü bir kadın karakterden yola çıkarak kültür farklarının aşılabileceğini, insani değerlerde buluşmanın çok da imkansız olmadığını savunan Pavlátová’nın yaklaşımını naif bulabilirsiniz. Ancak toplumlar bizim düşündüğümüz kadar farklı değildir feryadına kulak vermemek elde değil. Babasını hiç tanımamış Herra’nın mütevazı bir Afgan evinde sevgiyi kucaklaması ve çevresine bunu bir güneş gibi yaymasını izlemek insana fena da gelmiyor. Acı gerçekler, birikmiş hiddet ve patlamak üzere olan bombalar evin eşiğinde bekliyor olsa da. Çok iyi kaydedilmiş dış sesler aracılığıyla orda uzakta kaderine terkedilmiş bir ülkeden manzaralar sunan ve anime karakterlerin gerçek aktörler kadar etkileyici bir performans verebileceği üzerine kafa yoran Pavlátová’nın filmini çağımızın önemli bestecilerinden Rus asıllı Fransız Evgueni ve Sacha Galperi’nin ezgileri süslüyor.

(25 Mayıs 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Doğu Kültüründe Kadın Olmak (Daha da) Zor

İki ay önce Kaçış (Flee) adlı filmi izlemiştik; Afganistan’dan kaçan bir LGBT+İ bireyin öyküsüydü. Gerçek bir öyküydü ve onları korumak amacıyla çizgi film kullanılmıştı, belgesel görüntülerle birlikte. Korku dağları bekliyor; sinema hayal satan bir sanat diye tanımlanırken hem yapanlar hem oynayanlar hem de senaryosunu yazanlar ile birlikte gerçek kişilerin o inanılmaz öyküsü ancak çizgi ile (g)izlenebiliyor.

“Benim Güneşli Maad’ım” (My Sunny Maad) da aynı nedenle olsa gerek çizgi film olarak karşımızda. Ancak çizgi deyince akla müzikli, komik, hatta eğlenceli film gelmesin; alabildiğine dramatik, alabildiğine sorun yüklü, alabildiğine çözümsüz…

Çekyalı kadın, âşık olduğu eşinin peşinden Afganistan’a gider, evlenirler. Çocukları olmaz, (olmayabilir) ama tek suçlu kadındır ve aile erkeğin üzerine toz bile kondurulmasına izin vermez. Maad, yani Muhammed, sokakta buldukları akıllı, okumuş, ama evden atılmış bir çocuktur, evlerine alırlar.

Doğu kültüründe kadın…

Toplumun geri kalmışlığının insanlarda neleri yok ettiğini, bizim ülkemiz gerçeğinden yola çıkarak hepimiz biliyoruz, az da olsa… Bizdekinden çok daha zalim, çok daha zorlu, çok daha katı kurallarla çevrilmiş Afganistan’da, hele aile de aynı gerici muhafazakârlıktaysa. Yurtdışında okumuş, belli anlamda eğitimli, bir erkeğin bu denli gerici, hatta tutucu olmasını kabul edemiyor insan. Camdan, kafesin arkasından bile bir erkeğe baksa suç! Kadın, hiçbir zaman “değer” değil, namus dışında. O da erkeğin namusu söz konusu olunca…

Egemen erkek baskısı

Geniş aile, dede, damat, kız kardeş ve çocukları ile Çekyalı gelin aynı evin odalarında yaşıyorlar. Karıkoca arasındaki cinsellik ergen olan kız çocukların gözleri önünde yaşanıyor ve insan ister istemez soruyor: “Namus”un belirleyiciliği nerede kaldı? Sonra o ergen kendinden çok yaşlı birine gelin ediliyor. Bu da gelenek olarak kabul ediliyor aileler arasında.

Yalın bir anlatımı var filmin, her şeyi tüm çıplaklığıyla anlatıyor. Kadın duyarlılığı diyebiliriz… Beyinlerin örümcek bağlamışlığını çok net olarak görebiliyor, her kim ve ne olursa olsun kabul edemiyorsunuz. Bunun ne inançla ne gelenekle ne de insanlıkla bağlantısı var!

Benim Güneşli Maad’ım, (My Sunny Maad), Yönetmen: Michaela Pavlátová, Senaryo: Ivan Arsenjev, Yaël Giovanna Lévy, Çizgi film… 27 Mayıs 2022 tarihinden başlayarak gösterimde…

(25 Mayıs 2022)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com