9. Engelsiz Filmler Festivali’nde Sona Yaklaşılıyor

Bu yıl dokuzuncu kez düzenlenen Engelsiz Filmler Festivali, çevrim içi gösterimleri ve söyleşileriyle sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor. Programda yer alan Ulusal Uzun Film Yarışması’ndaki finalist filmlerin yönetmenleriyle yapılan söyleşiler ise ilk gününden itibaren festivalin YouTube kanalında yayınlandı. Yapılan söyleşilerinden biri de Ulusal Uzun Film Yarışması’nda yer alan, dünya prömiyerini 77. Venedik Film Festivali’nde yapan ve eleştirmenlerin büyük ödülüne layık görülen, 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de En İyi Film, En İyi Yönetmen olmak üzere beş ödül alan Hayaletler filminin yönetmeni Deniz Okyay söyleşisiydi.

Yabancı Topraklarda Kök Salmak

Minari her türlü zemine uyum sağlayan her iklimde yetişen, görünüş olarak maydanoza benzeyen bir ot. Zengin fakir herkesin kolay ulaşabileceği, hastaysan ilâç olacak bir bitki. Koreli yazar yönetmen Lee Isaac Chung kendi ailesinin anılarından derlediği ikinci uzun metrajı ‘Minari’de bu her derde deva lezzet ürününü metafor olarak kullanıyor.

Yi ailesi 70’li yıllarda geleceklerini inşa etmek üzere binbir umutla memleketlerinden ABD’ye gelmiştir. 10 yıl boyunca Kaliforniya’da tavuk çiftliklerinde çalışıp biriktirdikleri ufak sermaye ile Arkansas’a taşınan aile, kararlı Jacob’un önderliğinde bakir topraklarda çiftçilik yapmaya koyulur. Reagan döneminin pek de toprak insanlarının lehine işlemeyen politik koşulları altında mücadele başlar. Aksiliklerin Yi’lerin peşini bırakmayacağı bu zorlu süreçte, yabancı topraklarda benliğini yitirmeme savaşı veren çekirdek aileyi bir arada tutacak olan, çocuklarla ilgilenmek üzere memleketten gelen bilge büyükanne olacaktır.

Amerikan Rüyası’ndan payını almak üzere ta uzaklardan kopup gelmiş Yi ailesinin öyküsü aslında hayli tanıdık klişeleri içeriyor. 200 yıl önce türlü hayallerle göç etmiş Avrupalıların ABD’yi inşa edişleri üzerine çok film izledik. Bu açıdan Chung’ın hikâyesini bir nevi çağdaş western olarak da tanımlayabiliriz. Dedesinin anılarından yola çıkan sinemacı dönemin politik altyapısına ve ırkçılık meselesine bulaşmadan son derece içten ve duygusal bir anlatım tutturmayı seçmiş. Kültürüne ve doğaya saygılı, küçük David’in deyişiyle Amerika’daki büyükannelere hiç benzemeyen sevgi dolu muzip anneannesi sadece ona değil tüm aileye rehberlik görevini üstleniyor.

Chung’ın hikâyesinde umutsuzluğa yer yok. Bu küçük Kore ailesi aynı Minari otu gibi en elverişsiz koşullarda yabancı topraklarda tutunma kavgası verecektir. İyi anlatılmış, iyi görüntülenmiş ve iyi oynanmış bir film ‘Minari’. Bizde ‘Şüphe’ adıyla gösterilmiş ‘Burning’in kibirli yuppie’si Steven Yeun bu kez idealist baba Jacob rolünde gayet iyi. Ancak filmin esas yıldızı büyükanne yorumuyla bu yıl en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar’ına layık görülen Youn Yuh-Jung. Kore sanat aleminin efsanevi divası tam anlamıyla döktürmüş. Sırf onu izlemek için bile görülebilir ‘Minari’.

(23 Ekim 2021)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Korkut Akın Yazıyor: Son Düello: Gerçek Bir Hikâye

1977’de ilk filmi “Düellocular”la en iyi ilk yönetmen ödülü kazanan, “ihtiyar” lâkaplı Ridley Scott, bu kez yine bir düello ile karşımızda. Bu yeni filmi de çok güçlü, çok güzel, sürükleyici ve heyecan verici. İki eski arkadaş olan Jean de Carrouges ile Norman soylusu Jacques le Gris, zamanla uzaklaşırlar. Carrouges savaştayken, le Gris, karısı Margerite’e tecavüz eder. le Gris, derebeyinin en yakınıdır ve “hâkim” konumundaki derebeyi tabii ki kendi … Devamı… »