Komşular Platformu Başvuruları Başladı

Köprüde Buluşmalar 2015 yılında Türkiye’nin komşu ülkelerinden sinemacılar ve film kurumları arasında yeni işbirliklerine önayak olmak amacı ile Komşular Platformu’nu başlattı. Ortak hikâyeler geliştirirken bireyler ve kurumların birlikte çalışmaları için zemin hazırlamayı hedefleyen bu platforma, komşu ülkelerden sinema profesyonelleri davet ediliyor. Bu yıl 15 – 16 Nisan 2020 tarihlerinde düzenlenecek Komşular Platformu’na bugüne dek 7 ülkeden geliştirme aşamasında olan 24 proje seçildi.

39. İstanbul Film Festivali

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen ve 1982 yılında bir sinema haftası olarak başlayan, İstanbul’un en köklü, Türkiye’nin en büyük sinema etkinliği İstanbul Film Festivali, 2020 yılında 39. yaşını kutlayacak. 09 – 20 Ekim 2020 tarihlerinde yapılacak festivale başvurular açıldı, son başvuru tarihi 24 Ocak 2020 olarak belirlendi. 39. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma’sında büyük ödül olarak En İyi Film’e Altın Lale ile 200.000 TL değerinde para ödülü veriliyor. Yarışmada ayrıca Jüri Özel Ödülü, En İyi Yönetmen, Kadın Oyuncu, Erkek Oyuncu, Senaryo, Görüntü Yönetmeni, Kurgu ve Müzik ödülü veriliyor.

39. İstanbul Film Festivali yazısına devam et

Zebun

Hakan Yusufoğulları ile Mesut Erbaş’ın yönettiği ve Hakan Akgün, Sema Şimşek, Almina Kahraman ile Murat Ercanlı’nın oynadığı Zebun, 29 Nisan 2022′de CJ ENM dağıtımıyla Zer Film – HM Productions tarafından vizyona çıkarıldı.
Kenan, başarılı bir iş insanıdır. Eşi Esma ve küçük kızı ile mutlu bir yaşam süren Kenan, gittiği bir iş gezisinden döndüğünde bir takım tuhaflıklara şahit olur. Halüsinasyon görmeye başladığında ve hayatını kontrol edemez hale geldiğinde durumu yakın arkadaşı Burak’a anlatır. Burak’ın da tavsiyesi ile önce psikoloğa ardından da bir hocaya giden Kenan’ın hayatında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Zebun yazısına devam et

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi: Aşk Bağımlılık mıdır…

… bir bakıma evet. Eli elinde olsun istersiniz, gözü üzerinizden ayrılmasın, hep bir arada olsun dersiniz. Kendi düş ve düşüncenize, hayallerinize ne zaman kalır ne fırsat. Sadece o vardır yaşamınızda. En tam da bu nedenle aşk için bağımlılıktır demek pek yanlış değildir.

Ressam Marianne’a, (Noémie Merlant) evlenmek üzere olan genç Héloïse’in (Adèle Haenel) portresi sipariş edilir. Ancak ressam, bu portreyi manastırdan yeni çıkmış genç kadından habersiz çizmelidir. Olaylar böyle başlar. Birbirini tanımayan, aslına bakarsanız güvenmeyen de iki genç kadın sözsüz, sadece mimikleri, dudaklarının kıvrımları, parmaklarının duruşu, gözlerini kısmalarıyla en ince detayına kadar öğrenirler tüm gizlerini birbirlerinin. Bu, öyle bir şeydir ki, artık saklayacak bir şeyleri kalmaz. Apaçık ve şeffaf bir şekilde ortadadırlar artık. İşte o zaman aşk başlar.

Bir kadın öyküsü…

Fransız yönetmen ve senarist Céline Sciamma‘nın yönettiği Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi, Britanya’da, orta çağda geçiyor. Tam bir kadın filmi. Hiç erkek yok filmde. Evlenmesi söz konusu olduğuna göre Héloïse için bir damat adayı var muhakkak, evin hizmetçisini hamile bırakan da erkek olmalı, yaptığı resme babasının adıyla imza atması da Marianne’in babası da olsa bir erkek etkisinde kaldığının göstergesi sayılabilir. Erkeklerin ismi var, ama cismi hiç yok. Biz, filmi izlerken kendimizce oluşturuyoruz, ete kemiğe büründürüyoruz erkekleri. Hani, laf aramızda olmasalar da olur…

Mitlerle iç içe…

Necla Akdeniz, Kaotika romanında, mitleri yeniden yazdırıyordu karakterlerine… filmde de Marianne mitolojinin o çok bilinen erkek egemen öyküsünü kendince yorumluyor. Doğrudan değilse de filmi yaşamak için küçük ama alabildiğine önemli bir ayrıntı.

Ressam ve modeli bir çatışma içerisinde yakınlaşırlar birbirlerine. Duyguları ne denli yüce olursa olsun -hem dönemin koşulları hem de mahalle baskısı- ayrılmak zorundadırlar. Her iki karakter de güçlü ve kararlıdır, bir daha da dönüp bakmazlar arkalarına… Ama hayat izin vermez ayrı kalmalarına. Bir sergide Marianne’in karşısına çıkar Héloïse. Birbirlerini unut(a)madıklarını vurgular bu durum.

Finaldeki tek planlık sahne, -bana sorarsanız- oyunculuk başarısı. Adèle Haenel, filmin belirleyici ögesi mimikleri ve duygularıyla baştan sona özetliyor, etkilenmemek mümkün değil.

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi (Portrait of a Lady On Fire)
Yönetmen Céline Sciamma
Oyuncular Noémie Merlant, Adèle Haenel, Luàna Bajrami…
6 Aralık’tan başlayarak gösterimde…

(29 Kasım 2019)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

Prof. Dr. Adem Sözüer: Kız Çocuklarımızın Tecavüzcüsüyle Evlensin mi Evlenmesin mi Tartışmasını Yapmak Utanç Verici

9. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin açılışında konuşan Prof. Dr. Adem Sözüer’in sözleri geceye damgasını vurdu. Sözüer: “Bir kız çocuğu iklim değişikliğine olan tepkisini dile getirip dünyanın dikkatini çekiyor. Bizde ise kız çocuğunun, tecavüzcüsüyle evlendirilip evlendirilmemesi konuşuluyor. Bunun tartışmasını yapmak utanç verici.” dedi. 9. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin Cemal Reşit Rey’de gerçekleştirilen açılış törenini Yekta Kopan sundu.

Prof. Dr. Adem Sözüer: Kız Çocuklarımızın Tecavüzcüsüyle Evlensin mi Evlenmesin mi Tartışmasını Yapmak Utanç Verici yazısına devam et

9. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali CRR’de Düzenlenen Törenle Başladı

Adalet temasıyla her yıl düzenlenen Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin dokuzuncusu Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşen açılış töreniyle başladı. Sinema ve sanat dünyasından önemli isimlerin katılımıyla yapılan ve Yekta Kopan’ın sunduğu açılışa Zuhal Olcay, Yeşim Ustaoğlu, Zeynep Atakan, Izeta Gradevic, Ioana Uricaru, Maxine Williamson, Antonio Saura, Ruth Gabriel, Sahraa Karimi, Teodor Kuhn ve eğitim dünyasından çeşitli isimler katıldı.

  • Basın Bülteni
  • Açılış törenini izlemek için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

9. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali CRR’de Düzenlenen Törenle Başladı yazısına devam et