Farklılıklarınızı öne çıkarmaya ve karşınızdakini o farklılıkları ileri sürerek sömürmeye çalışırsanız kavga kaçınılmaz olur. İki ülke arasındaki kavgaya savaş diyoruz. Olmasa da olur. Savaş iyi bir şey değil, ama barış içinde geçen yıl sayısı bir elin parmaklarını ancak geçiyor. Haklı savaş yoktur, ama her ne olursa olsun savaşıyoruz, sonuçta pek de değişen bir şey olmuyor, o ayrı konu…
İkinci Dünya Savaşı, bugüne kadar yaşanan en kanlı, en korkunç, en üzücü savaş. Avrupa’da başlayan, bütün dünyaya yayılan, Japonya ile ABD arasında da sona eren (Atom bombası belirleyicidir) ve yıllar süren savaşta kazanmanın yolu taktikten, cesaretten, özgüvenden, dayanıklılıktan geçiyor. Komutanların oturdukları yerden verdiği taktikler her zaman istenen sonuçlara ulaştıramıyor ordularını. O zaman askerlerin içgüdüleri giriyor devreye…
Savaşın galibini belirleyen saldırı
Midway, Pearl Harbor’dan hemen sonra, biraz da intikam alma amaçlı ABD saldırısıdır Japon askerlerine. Gerçek bir olaydan yola çıkılarak gerçekleştirilen filmde yönetmen Roland Emmerich, -ki, savaş filmleriyle ünlüdür- izleyiciyi cepheye sürüyor adeta. Yakın planlarla, oyuncuların mimiklerini bile kaçırmamıza izin vermeksizin o ritmin içinde buluyorsunuz kendinizi. Zaten başka bir şey düşünmenizi istemediği için sadece savaşa odaklanmış, çakılıyorsunuz beyazperdenin önünde.
Müthiş bir aksiyon filmi. Çok da başarılı, kim ne derse desin. İnisiyatif almanın gerekliliğini, ona da bağlı olarak kararlı olmayı izliyorsunuz. Bu, sadece savaşta değil, yaşamın her anında, her alanında gerekli. En tam da o nedenle kendiniz için izlemelisiniz.
Midway
Yönetmen Roland Emmerich
Oyuncular Ed Skrein, Patrick Wilson, Woody Harrelson, Luke Evans, Aaron Eckhart…
29 Kasım’dan başlayarak gösterimde…
(27 Kasım 2019)
Korkut Akın