Gerçekten Gerçek Bir Soygun

Hemen her gencin aklından kolay ve kestirme yoldan başarıya (buradaki başarı sadece para ve stressiz yaşam) geçer. Kimi sahtekârlık yapmayı, kimi banka soymayı düşünür… kimi de zengin birinin kızı/oğluyla evlenip kurtulmayı…

Kusursuz soygun olabilir mi?

Bu kez, gençler yaşı geçkin, yalnız bir kişiye emanet edilmiş nadir eserlerin sergilendiği kütüphaneyi soymayı plânlıyorlar. Dışarıdan bakıldığı gibi kolay olmayan, ince ayrıntıların da titizlikle düşünülmesi gerektiği bir iş soygunculuk… Beklenmedik durumlara karşı bir “b” planınız olmalı.

Kendi dünyalarında başarılı olacaklarına inanmış dört genç… ikisi gruba zorunlu olarak katılmış dört arkadaşın soygun girişimini başından itibaren izliyoruz.

Gerçekten gerçek dedik ya… böylesi bir girişim söz konusu. Yönetmen yaşanmış bu olaydaki kişileri bulmuş, onlarla söyleşiler gerçekleştirmiş ve genç oyuncularla çok iyi harmanlayarak filmi çekmiş. Gerçekle kurgu o denli iyi harmanlanmış, o denli iç içe geçirilmiş ki, merak ve heyecanla ne olacağını izliyorsunuz. Bazen -seyirci olarak- öne geçip, “ah, şunu yapsalar” diyorsunuz, acemiliklerini görüp. Bazen de onların yaptıklarını yorumlarken buluyorsunuz kendinizi.

Kitabın değeri…

Kitap seven, okuryazarlığı önemseyen biri olarak kütüphaneyi mekân seçen bu filmi sevdim. İzleyicilerin gözlerinin önüne serilen, kitapların ne denli değerli olduğunu vurgulayan film, kitabın kapağından etkilenen insanların içini açmasını sağlar, iki cümleyle başlayan göz atma okumaya varabilir.

Sadece müzelerde saklanan, eski el yazması kitaplar değil, günümüzde gelişkin ve teknolojik matbaalarda basılmış kitaplar da değerlidir.

Sizin de hikâyeniz…

Heyecanlı olduğu kadar komik gelişmelerle örülü bir film… Üniversite öğrencisi dört arkadaş, derslerine değil ala soygun düşüne sımsıkı sarılıp gerçekten günlerini veriyor ve sonuca ulaşmak istiyor. Sürükleyici bir anlatımı var filmin. Siz de olabilirdiniz onların yerinde, düşlerinizde oldunuz bile belki… Cesaret edemediniz ama birilerin sizin düşlerinizi gerçekleştirmek için yola çıktı bile…

(10 Temmuz 2019)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com