Göz alabildiğine uzanan buz dağlarıyla çevrili bembeyaz ve doğaldır ki dondurucu soğukta, yalnız ve imkânsızsa insan, iki şey düşünebilir: Ya kurtulacağım ya kurtulacağım!
Çünkü yaşamak güzeldir. Kimse, bunca zorluğuna rağmen bu güzelim dünyayı bırakmak istemez.
Adını bile bilmiyoruz, bırakın işini, yaşını, evde bekleyenlerinin olup olmadığını… Yaşama tutunmaya çalışan biri o sadece. Umudu üzmeyen biri. Koşulların tüm olumsuzluğuna karşı sımsıkı umuda sarılan… sarılmakla da yetinmeyen, mücadele eden biri.
Soluksuz izleniyor
Joe Penna, internetten gelme, youtube filmleriyle tanınan 30’lu yaşlarda genç bir yönetmen. Büyük olasılıkla (hemen her film yapmak isteyene önerdiğim için, kesinlikle bile diyebilirim) deneye sınaya, yapa boza ritmi, dengeyi bulmuş bir yönetmen. İlk filminde de kolaylıkla sergilemiş, başarmış.
Bir hayatta kalma hikâyesi
Yalnızsınız, yapayalnız… Soğuk ne kadar korunaklı olursanız olun içinize işliyor… Salonda, biz izleyiciler bile üşüdük yaşam ile ölüm arasında kurtulma mücadelesi veren onunla. Tek başına zorluklar yaşarken bir de yardım uçağının düşmesiyle yaralı kurtulan kadına bakma yükümlülüğü var… Sorgu da orada başlıyor: “Ben olsam bakar mıyım?” Bırakıp gitmek, peşi sıra sürüklememek, nereden incelirse oradan kopmak gibi bir sürü soru işareti döneniyor insanın kafasında.
Bir yanıyla gerilim, haklısınız yaşama tutunma mücadelesi: Başaracak(lar) mı? Bir yanıyla da büyük bir dram, yaşama tutunmak için her şeyinizi kendiniz belirliyorsunuz.
Kurtulacaksanız da, bunu siz sağlayacaksınız. Yok, yok… anlatılmaz, izlenir bu film.
Özellikle günümüzde, ekonomik, sosyal, hatta siyasal çalkantılardan kurtulmayı düşünen herkes için, bir çözüm yolu bulunması gerektiği inancıyla izlemesi gereken bir film Arctic.
Hep derim… İnancı olan kuş yer altında da uçarmış.
(15 Nisan 2019)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com