25. Adana Film Festivali’nin İstanbul Hilton’da gerçekleşen basın toplantısında yarışma filmleri açıklandı. Kentin sinema dostu belediye başkanı Hüseyin Sözlü’nün de konuşmasında ifade ettiği üzere, sinemamıza kucağını açmış, ülkemizin en önemli festivallerden biri Adana. Ön başvurunun yoğunluğu nedeniyle Ulusal Yarışma için 15 filmlik bir seçki ayrılmış bu sene.
Daha önce kimi festivaller ve sinemalarda gösterilmiş Tolga Karaçelik imzalı ‘Kelebekler’, Mehmet Güreli’nin yönettiği ‘Dört Köşeli Üçgen’, festival ertesinde gösterimini sürdürecek olan Banu Sıvacı imzalı ‘Güvercin’ ile Murat Düzgünoğlu’nun ay sonunda gösterime girecek olan, rasyonalizm ile mistisizmi karşı karşıya getirdiği yılın önemli çalışmalarından ‘Halef’ gibi görüp sevdiğimiz filmlerin dışında ilk gösterimlerini yabancı festivallerde yapmış, beğeni ve ödüllerle dönmüş ulusal yapımların Türkiye prömiyerleri yapılacak Adana’da.
Bunlar arasından heyecanla beklenen ‘Anons’, ‘Uzak İhtimal’ ve ‘Yozgat Blues’ filmleri övgüyle karşılanan Mahmut Fazıl Coşkun’un üçüncü uzun metrajı. Film, 50 yıl öncesinin Türkiye’sini mizahi bir dille sergilerken, hem dünü hem bugünü sorgulayan bir yaratıcı sinema örneği sunuyor. Geçtiğimiz mevsimin en iyi filmleri arasında yer alan ‘Körfez’in yönetmeni Emre Yeksan’ın 75. Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan yeni çalışması ‘Yuva’ Adana’da da iddialı. Çekimleri İğneada’da gerçekleşen film, ormanda münzevi bir hayat yaşamayı seçmiş bir adamın hikâyesini anlatıyor. Locarno’dan çifte ödülle dönen, Damla Sönmez’in performansını konuşturduğu Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin ortak çalışması ‘Sibel’ ile Ömür Atay’ın Karlovy Vary’de yarışmış yeni filmi ‘Kardeşler’ de öyle. ‘Gitmek’in yönetmeni Hüseyin Karabey imzalı ‘İçerdekiler’ ve ‘Gênco’nun yönetmeni Ali Kemal Çınar’ın ‘Arada’sı, seçkinin festivalde dünya prömiyerini yapacak olan dikkate değer diğer yapımları.
Adana’nın uluslararası yarışma seçkisi tek kelimeyle mükemmel. ‘Anons’un da dahil olduğu 9 filmlik toplam dünya festivallerinde övgüler almış yapımlardan oluşuyor. Cannes’dan ödülsüz dönmüş ancak eleştirmenlerin en beğendiği filmlerin başında gelen ‘Burning’, sinemaseverleri büyülemiş ‘Şiir’den sekiz yıl sonra sinemaya dönen Lee Chang-Dong’un imzasını taşıyor. Haruki Murakami’nin kısa hikâyesinden yola çıkan Koreli usta sinemacı, vasıfsız bir genç ile aşık olduğu güzel kız ve onun zengin ve küstah arkadaşı arasındaki aşk üçgeni çerçevesinde gerilimi giderek yükselen bir öfke ve saplantı öyküsü üzerinden ilerliyor. Yine Cannes’dan gelen usta yönetmen Jia Zhangke imzalı ‘Kül En Saf Beyazdır’, yüzyıl başından günümüze Çin’in kapitalist dönüşümünü, kanunsuz yeraltı dünyası fonunda yaşanan kırık bir aşk hikâyesi kanalıyla aktarıyor.
Karlovy Vary’de en iyi film seçilen Romanya yapımı ‘Tarihe Barbar Olarak Geçecek Olmak Umurumda Değil’, 1941 yılında Bakanlar Kurulu’nda sarf edilmiş bir cümleden yola çıkarak, ülkenin Doğu cephesinde başlatılan etnik kıyım ile yüzleşiyor. Filmin yönetmeni ‘Aferim’ ile Berlin’den en iyi yönetmen ödülüyle dönmüş Romen usta Radu Jue. Yine Karlovy Vary’ ana seçkisinde yer almış Çek sinemacı Adam Sedlak imzalı ‘Domestik’, hayatta farklı gayeleri olan karı kocanın bir apartman dairesine sıkışmış gerilim dozu yüksek anti romantik öyküsü üzerine. ‘Polisin Karısı’ filmi ile dikkatimizi çekmiş Alman yönetmen Philip Gröning, Berlin’de yarışmış ve süresi üç saate yaklaşan son filmi ▲‘Budala Kardeşim Robert’de Elena ve Robert isimli ikiz kardeşlerin ergenlik, felsefe ve cinsellik üzerine paylaşımlarını sergiliyor.
Amerikan folk müziğine gönül vermiş tanınmış oyuncu Ethan Hawke’nin bu sene Sundance ve Locarno’da yarışmış üçüncü uzun metrajı ‘Blaze’, country-blues türün efsanelerinden Blaze Foley’nin yaşamı üzerine. Ünlü müzisyeni canlandıran Benjamin Dickey’nin Sundance’den ödüllü performansına dikkatinizi çekerim. Deneyimli Fransız yönetmen Olivier Assayas’ın Venedik’te taze gösterilmiş yeni filmi ‘Çifte Hayatlar’ bir yazar ve editör ikilisinin orta yaş bunalımları, değişen yayın endüstrisi ve partnerleri üzerine tartışmaları üzerine kurulu. Juliette Binoche ile Guillaume Canet bu tipik Fransız yapımın başrollerinde. Yarışma seçkisinin son filmi ise komşu Yunanistan’dan. Yönetmen Babis Makridis’in absürd tonlarda gezinen filmi ‘Zavallı / Pity’ Yunan Yeni Dalgası’nın önemli isimlerinden Efthymis Filippou’nun senaryosundan yola çıkmış yaratıcı bir kara komedi örneği.
(18 Eylül 2018)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com