Her koyunun kendi bacağından asılacağı, dolayısıyla da kişinin kendi suçunun cezasını kendisinin çekeceği söylenir. Siz de karşılaşmışsınızdır, polisiye olması gerekmiyor illa ki, birçok cezayı en ilgisiz insanlar çekiyor. Timsah gözyaşlarıyla bir iki konuşuluyor, sonrası… yok. Gerçekten de bizi asıl ilgilendiren durumlara karşı bizim yapabileceğimiz pek bir şey yok.
Cumartesi Anneleri
Çocukları gözaltında kaybolan anneler, yıllardır yaz kış, soğuk sıcak, yağmur fırtına demeden Galatasaray’da toplanıyor, çocuklarını arıyorlar. Haklı olduklarını, Mısır’da sağır sultan bile duydu da, bizim yöneticilerimiz üzerlerine, gazlı coplu polisi salıyor. Onlar yılmıyorlar yine de. Çocuklarını arıyorlar, talepleri de zor değil: gözaltında kaybedilen çocuklarının mezarlarının bilinmesi.
Sinemanın durumu…
Yaşanan toplumsal olaylar, direnişler, gerilimler, hatta seçimler ve seçimler boyunca yaşananlar, sinemacıların ilgi alanındadır ve hemen filmini çekerler. Bizim ülkemizde bu, biraz geç oluyor. Biraz zor ve üstü kapalı yapılıyor, çünkü egemen erk izin vermiyor; bir başka deyişle baskısına ara vermediği için kimse böylesi bir girişimde bulunamıyor.
Sadece sinema için değil, diğer sanat alanları için de geçerli bu durum. Romanını yazmak da, resmini yapmak da, heykelini yontmak da, dansını düzenlemek de kolay değil.
Belgesel yönetmeni Dilek Çolak, büyük bir özveri, cesaret ve inançla Hemşire filminde yaşanan toplumsal travmanın bir kısmını sunuyor bizlere izlememiz için.
Hayattan bir kesit
Yaşadığı sıkıntılar bir yana, bir de şişmanlıkla boğuşan hemşire Leyla, F tipi hapishaneden açlık grevi yaptığı için hastanede bir odaya kapatılan Kerem ile içsel bir duygu paylaşımı yaşar. Bir kesittir anlattığı Çolak’ın… Martı, yeşillik ve uçsuz bucaksız gökyüzü… Sahi, bu iki kelimeyle pek bir şey anlaşılmıyor, filmi izlemek gerekir. İki zıt kutup gibi gözüken iki kişi, demir parmaklıkların arkasında kendilerince, kendilerine özgü bir dünya kurarlar. Gerisi size kalmış…
Sakin dili ve iyi görüntüsüyle, birleşen iyi oyunculuk filmin anlam düzeyine katkıda bulunuyor. Sadece küçük bir nokta… içimi acıttı. Kerem’i oynayan Sermet Yeşil de, yönetmen Dilek Çolak da, Taner Barlas’ın, Bach’tan uyarlanan “Martı”sındaki müthiş oyunculuğunu görmüş olsalardı keşke.
Hemşire, Yönetmen Dilek Çolak, Oyuncular Evren Duyal, Sermet Yesil, Aytaç Öztuna… 11 Mayıs’tan itibaren gösterimde…
(09 Mayıs 2018)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com