Zor Saatler

2012 yılının son günlerinde Şile’de fırtınada ikiye bölünen tankeri kurtarmak için gönderilen kıyı emniyet motorunun kayalara çarparak parçalandığını ve tüm personelin hayatını kaybettiğini anımsıyorsunuzdur. Haberlerden bildiğimiz kadarıyla Kıyı Emniyeti Genel Müdürü, izinli olan kaptanı çağırarak arızalı motorla çıkarmıştı fırtınalı sulara ekibini.

Kurallar mı, gerçekler mi?

“Zor Saatler”de, bizim 2012’de yaşadığımız bir olayın 1952’de Amerika sahillerinde yaşanmış versiyonunu izliyoruz. 18 metreyi bulan fırtınada hem de iki tanker birden ikiye bölünür. Sahil Koruma Komutanı, fındıkkabuğu gibi küçücük tekneyi yardıma gönderir. Teknenin yönetimini verdiği genç kaptan bir önceki fırtınada da görev yapmış biridir. İkili oynamaktadır Komutan; ya genç kaptanın burnu sürtülecektir ya da içindeki o korkuyu yenecektir. Herkes bilir aslında işin içindekileri ama ses çıkaramazlar. Yaşlı balıkçılar, iki tur atıp geri dönmesini isteseler de kuralları öne süren genç kaptan dev dalgalara karşı atılır ileriye… Ne dalgalar vardır gözlerinde ne de evlenmek üzere olduğu genç ve güzel sevgilisi.

Hayat diretiyor…

Koca tanker ikiye bölününce, makinelerden sorumlu çarkçı ister istemez sorumluluk yüklenir. Gemiyi batmadan karaya oturtmayı başarır ama gelin de ona sorun. Gerçekten “zor saatler”dir yaşanan. İnat edenler, tepki gösterenler, rütbesinin gücüyle bir şeyler yaptırmak isteyenler… ama kararlılık gerektiren bir noktadadırlar ve çarkçı bu duruşu sergiler.

“Sahil Güvenlikte size çıkmanızı söylerler, geri dönmenizi değil” filmin dönüm noktalarından biridir. Aradan 60 yıl geçmiştir Şile’deki Kıyı Emniyet Motoru da -her ne kadar dalga boyları 10 metre kadar daha küçük olsa da- aynı yaklaşımla çıkar limanın güvenli sularından. “Zor Saatler”in emniyet motorunun pusulası daha ilk dakikalarda bozulur ve camı kırılır. Şile’dekinin zaten motoru da arızalıdır, söylenenlere göre… Her iki koruma motoru da kazazedeleri canlı geri getirmek hedefindedir. Filmdeki tekne istiap haddinin çok çok üzerinde insanla döner… Şile’deki tekne kayalara çarpa çarpa parçalanır ve mürettebatı dalgalarla kapılır.

Aksiyon, heyecan ve kahramanlık…

Gerçek bir hikâyeyi anlatan “Zor Saatler” bir uyarlama; hem de başarılı bir kahramanlık ve aksiyon – gerilim filmi. Tarihin görüp görebileceği büyük fırtınalardan biriyle savaşan görevlilerin başarısını anlatıyor. İki saatlik filmde tempo hemen hiç düşmüyor neredeyse. İnsan ilişkileri, kararlılık, emir komuta zinciri içinde çaresizlik ve vurdumduymazlığa karşı dik duruş… Soluk soluğa izlerken, 3 boyutlu olması nedeniyle de soğuk dalgalarla boğuştuğunuzu hissediyorsunuz. Görüntüler çok başarılı, montaj da öyle… oyuncular zaten olağanüstü.

Bu hafta gösterimde çok iyi filmler var ama “Zor Saatler” aklınızdan uzun yıllar silinmeyeceği gibi gelecek için çizeceğiniz yolu da belirleyecek: Ya kazanacaksınız, ya kazanacaksınız!

(29 Ocak 2016)

Korkut Akın