Mücadele vermeden mutluluğa ulaşılmıyor. Ağır bir depresyon yüzünden ara vermek zorunda kaldığı çalışma hayatına geri döneceği sırada işten çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya kalan Sandra için de geçerli bu. Küçük bir işletmenin personeli olan genç kadının yokluğu sırasında aynı işin bir bir eleman eksiğiyle yapılabileceğini keşfeden işvereni işçisini gözden çıkarmıştır. Üstelik bunu sorumluluğu üzerine almadan diğer çalışanları bir seçimle başbaşa bırakmak suretiyle yapmayı düşünür. Buna göre panel üreticisi küçük şirketin diğer çalışanları 1.000 Avro’luk ikramiyeleri ile Sandra’nın işini sürdürebilmesi arasında bir tercih yapmak zorundadır.
Jean Pierre ve Luc Dardenne kardeşlerin son çalışması ‘İki Gün ve Bir Gece / Deux Jours, Une Nuit’, işveren ve ustabaşı tarafından hayata geçirilmiş sinsi plana karşı Sandra’nın mücadelesi üzerine kurulu. İpotekli evlerinin kredi borcunu ödeyebilmek işe ihtiyacı vardır Sandra’nın. İş arkadaşlarının ihtiyaçları da benzer niteliktedir. Büyük kızın üniversite masrafları, iki yıldır ödenmemiş elektrik ve gaz faturaları, yeni evin giderleri vs. için bir can simidi gibi görülmektedir bu ikramiye birçoğu için. Kimisi evini döndürebilmek için haftasonu ek işlerde çalışan iş arkadaşlarını alacakları yıllık primden vazgeçmeye ikna etmek kolay olmayacaktır.
Kariyerleri boyunca orta ve alt sınıfların yaşam mücadelesi üzerine saygın örnekler vermiş olan Belçikalı usta sinemacıların son işi gerilimi giderek yükselen soluk soluğa bir hikâye. Küçük işletme çalışanı Sandra’nın mücadelesi çalınan iş aracını bir gün boyunca umutsuzca arayan De Sica’nın ‘Bisiklet Hırsızı’nın çabasını anımsatıyor. Savaşın yıkıntılarında varolmaya çalışan küçük insanların dünyasından altmış küsur yıl sonra çağdaş kapitalizmin refah Avrupa ülkesinde çalışanların içine düşmüş olduğu çıkmaz ibret verici bu açıdan. Sandra’nın mücadelesini izlerken iki gün boyunca orta alt sınıf mahallelerdeki yaşamları gözlemleme fırsatı buluyor, global ekonomik krizin ve acımasız kapitalist rekabetin benzer dertler ve sorunlarla boğuşan çalışanları nasıl birbirine düşürdüğüne, işçi sınıfı bilincinin yerinde yeller estiğine tanıklık ediyoruz. Sandra’nın işçi arkadaşlarının vicdanlarına ne ölçüde dokunabildiği veya işine geri dönüp dönemediği çok da önemli değil, filmi izleyenler bunun yanıtını öğrenecekler zaten. Önemli olan bu iki günlük savaşım sonunda Sandra’nın sınıf bilincine kavuşması, günümüzde yok olmaya yüz tutmuş gözüken işçi sınıfı dayanışmasının mutluluğuna erişebilmiş olmasıdır.
‘İki Gün ve Bir Gece’ usta yönetmenlerin önceki işleri gibi sade ve gösterişsiz, melodrama ve aşırı duygusallığa prim vermeyen çok başarılı bir çalışma. Daha önceki filmlerinde amatör ya da çok tanınmayan oyuncuları tercih etmiş olan Dardenne kardeşler ilk kez önemli bir yıldız oyuncuyla çalışmış, çok da doğru bir seçim yapmışlar. Keza Marion Cotillard tüm profesyonelliği ve başlangıçtan son plana kadar nefes kesen yorumuyla bizleri bir kez daha hayran bırakıyor kendisine. Cotillard’ın adını yaklaşan ödül mevsimi seçimlerinde sık sık duyarız gibi geliyor.
(26 Aralık 2014)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com