Sürpriz Damatlar (Qu’est-ce qu’on a fait au Bon Dieu?)
Yönetmen: Philippe de Chauveron
Senaryo: Philippe de Chauveron-Guy Laurent
Müzik: Marc Chouarain
Görüntü: Vincent Mathias
Oyuncular: Christian Clavier (Claude), Chantal Lauby (Marie ), Ary Abittan (David), Medi Sadoun (Rachid), Frédéric Chau (Chao), Noom Diawara (Charles), Fréderique Bel (Isabelle), Julia Piaton (Odile), Emile Caen (Ségolene), Elodie Fontan (Laure), Pascal N’Zonzi (André), Salimatra Kamate (Madeleine), Tatiana Rojo (Viviane)
Yapım: UGC-Les Films du 24 (2014)
De Gaulle hayranı bir babanın dört kızının dört göçmenle evliliğini anlatan hiciv yüklü “Sürpriz Damatlar”, önyargının anlamsızlığını gösteren harika bir film.
Film, Claude ve Marie Verneuil çiftinin, iki kızının Chinon şehrindeki nikâhlarıyla açılıyor. Isabelle, Cezayirli Müslüman Rachid Benassem’le, Odile de Yahudi David Benichou’yla nikâhlanıyor. Bir yıl sonra da Ségolene Çinli Chao Ling’le evleniyor. Rachid avukat, Chao bankacı ve David de bankadan kredi bulup iş kurmayı düşünüyor. Bu yüzden Chao’yla iyi geçinmesi gerekiyor David’in. Claude ve Marie’nin küçük kızları Laure’un sürpriziyle karşılaşmadan önce bu durumları hazmetmeleri gerekiyor. Marie hoşgörülü gibi görünse de ruhunun derinliğinin bir yerinde ırkçılık var mıydı? Laure’un damat adayı Fildişi Sahilli tiyatro oyuncusu Charles Koffi ortaya çıkana kadar önyargıları derinlerde Marie’nin.
Fransızların başka kültürleri…
Filmin içinde dolaşırken, ırk, inanç ve kültürel farklar, yönetmenin ironik anlatımıyla insanı kahkahaya boğuyor. Yönetmen, önyargının ve uzaktan bakmanın herkeste olduğunu fark ettiriyor. Verneuil ailesinin Müslüman, Yahudi ve Çinli damatlarının birbirlerine karşı “sert olmayan” iğnelemelerinde bile önyargılara dokunabiliyorsunuz. Charles’ın asker emeklisi babası André bile önyargılı. Bu önyargı denen şey din, ırk ve kültür ayrımı yapmıyor işte. Paris’te okumuş evin dört kızı Isabelle, Odile, Ségolene ve Laure önyargısız. Bir de Charles’ın annesi ve kız kardeşleri de öyle. Fransız toplumu, yükselen aşırı sağ politikalarına karşı göçmenlerle evlenme konusunda açıklar. Kültürleri ve dinleri ne olursa olsun.
Sonunda ve hiç beklenmedik bir anda küçük kızları Laure, anne-babasına son sürprizi açıklıyor. Marie, Fildişili damat Charles’ın Katolik olmasıyla teselli buluyor. Hiç olmazsa nikâhı kilisede yapabilecekler. Son damadının siyah olduğumu gören sağ liberal Le Figaro Gazetesi ve bu gazetenin yayınlarını takip eden tanınmış avukat Claude, küçük sarayı andıran malikânesinin küçük ormanını testereyle doğrayarak şoku atlatmaya çabalarken, Marie de küçük bir depresyona düşüyor. Temmuzdaki düğüne Charles’ın ailesi geldiğinde başka bir eğlence başlıyor. Fransa’ya yerel kıyafetleriyle gelen André’yle Claude arasındaki tek ortak nokta De Gaulle. Balık avında dostlukları derinleşiyor Claude ve André’nin. Filmin başlarındaki bebeğin sünnet sahnesiyle peşinden gelen yemek sahnesi harikaydı. Ama, Marie’nin günah çıkartırken pederin odada tablette alışveriş sayfalarını takip etmesi çok eğlenceliydi. Katolikler kapitalizmle epeydir kol kola değil miydi? Siz de belki eğlenceli anlar bulabilirsiniz. Film bunu vadediyor. Akıcı bir sinema anlatımı olan 2014 yapımı “Qu’est-ce qu’on a fait au Bon Dieu?-Sürpriz Damatlar”, insanı önyargılarıyla karşılaştırırken bol bol da kahkaha attırıyor. Yönetmen Philippe de Chauveron’un bu iyi yazılmış ve oynamış filmini görmeli. Tüm oyunculuklar muhteşemdi. Film, mekânlarıysa Paris ve Chinon şehirlerinden. Elbette Fildişi Sahili’nden de anlar yansıyor perdeye.
(20 Ağustos 2014)
Ali Erden